Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası neler getiriyor?

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Son zamanlarda özellikle 2013 yılı başından beri iş sağlığı ve güvenliği konusu ülke gündemine girdi. Hatta çok sayıda apartman yöneticisi gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gerekse bu alanda hizmet veren ortak sağlık ve güvenlik birimleri adındaki özel şirketlere başvurmaya başladılar.

İş sağlığı ve güvenliği konusunun tarihçesine baktığımızda 1865 yılına dayanan bir geçmişinin olduğu görülecektir. Dönemin Nazırı Dilaver Paşa tarafından bir nizamname bugünkü adıyla tüzük hazırlanmış ancak Padişah tarafından onaylanmadığı için yürürlüğe girmemiştir. Cumhuriyetle birlikte iş sağlığı ve güvenliği alanında da bazı gelişmelerin olduğu bilinmektedir. Bunlar sırasıyla; 1930 yılında yürürlüğe giren Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve 1580 sayılı Belediyeler Kanunudur.

1936 ve 3008 sayılı İş Kanunu:

Ülkemizin cumhuriyetle birlikte çıkardığı Kanunlardan biridir ve o dönemin koşullarına göre iş sağlığı ve güvenliği alanında az da olsa bazı düzenlemelere yer verilmiştir.

1971 ve 1475 sayılı İş Kanunu: Uzun süre yürürlükte kalan ve 2003 yılında kaldırılan İş Kanununda iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren önemli düzenlemeler söz konusu idi.

Son 10 yıllık gelişmelere baktığımızda ise yeni bir Kanun ve çok sayıda yayımlanan yönetmelik söz konusu. Peki, bunca yapılan ve reform düzeyinde olan yasal düzenlemelere rağmen iş kazası ve meslek hastalıkları yönünden dünya liginde neredeyiz? Tablonun çok da lehimize olduğu söylenemez.

2003 ve yeni İş Kanunu:

Avrupa Birliği’nin kriterleri göz önüne alınarak 32 yıllık İş Kanunu yürürlükten toptan kaldırıldı ve yerine Haziran 2003’de 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe girdi. Bu Kanunda da iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler söz konusu idi. Ancak, memurlar bu Kanun kapsamında bulunmuyordu, bazı uygulamalarda işçi sayısı göz önünde bulunduruluyordu. Velhasıl eski Kanunlara göre oldukça ileri ama bağımsız bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yoktu.

2012 ve yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu:


Bütün çalışanların kapsama alınması, işçi-memur ayrımının ortadan kalkması herkesin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerine tabi olması, sektör ayrımının ortadan kalkması devrim niteliğindeki uygulamalar gibi gözükmektedir. Mesele, bu Kanunun tam uygulanması ve istenen sonuca ulaşılmasıdır. Nedir istenen sonuç? İş kazalarında azalma olacak, meslek hastalıkları ortaya çıkarılacak ve nihayetinde önlenecek, böylece ülke ekonomik olarak yükselişe geçecek.

Sonuç ve Öneriler:

Avrupa Birliği normlarına uygun bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıktı ve yürürlükte. Bu tablo ülkemizi ILO ve AB nezdinde üst klasmana da çıkardı sayılır. Öyle ki, bu sene yapılacak ILO toplantısına sayın Başbakan konuşmacı olarak davet edildi. Bu, önemli işlerin yapıldığının bir göstergesi olsa gerek.

Ceza hukukunun temel felsefesidir suçun şahsiliği ve herkese eşit uygulanması. Ancak, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun uygulanmasında eksik ya da yanlış yapan bir işveren için 7.000 kişinin çalıştığı bir fabrika ile bir kapıcının çalıştığı 20 daireli apartmanın yöneticisi aynı idari para cezasına muhatap olmaktadır. Eğer bu bir çelişki ise bunun Kanun nezdinde düzeltilmesi gerekmektedir.

Kanun kademeli olarak yürürlüğe girecek ve 30.6.2014 günü tüm çalışanlar kapsam altına alınmış olacaktır. Asıl bu tarihten sonra uygulamayı görmekte yarar var. Önümüzdeki 3-5 yıl sonunda da bu Kanunun ülkedeki çalışma yaşamına ne kattığını hep birlikte göreceğiz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Yeni İş Sağlığı Yasası

Çalışanların sağlık ve güvenliklerini korumak temel anayasal bir haktır. İş hukukunun temel ilkesi olan işçiyi koruma ilkesinin hayata geçirilmesinin en önemli aracı da şüphesiz ki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 30 Haziran
2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile mevzuattaki dağınıklığın giderilmesi, kapsamının genişletilmesi ve konuya bütüncül yaklaşım sergileyen bir yapıya kavuşturulması amacıyla, çalışma hayatında yeni bir süreç başlatılmıştır. Yeni yasa ile iş
sağlığı ve güvenliği uygulamasında risk değerlendirmesi öncelikli proaktif bir yaklaşım sergilenmektedir.

Bu kapsamda Kanunda getirilen yenilikleri on başlık altında şöyle sıralayabiliriz;

1) Kamu-özel ayrımı olmaksızın sanayi, tarım, orman ve hizmet sektöründe görevli 22 milyon çalışan iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri kapsamına alınmıştır.
2) Bütün çalışanlar, sayı sınırlaması ve işyeri türüne bakılmaksızın iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden yararlanacaktır. Bir çalışan istihdam edilen işyerleri ile büyük ölçekli işletmeler arasında iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımı açısından bir fark kalmamıştır. Ayrıca işyeri hemşiresi istihdamı da zorunlu hale getirilmiştir.
3) Çok tehlikeli işlerin yapıldığı ve 1-9 çalışanı olan işverenlerin işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlığı hizmetlerinin bedelini Sosyal Güvenlik Kurumu karşılayacak ve böylece küçük ölçekli işletmeler devlet tarafından desteklenmiş olacaktır.
4) İşverenlerin mevzuatta yazılı iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini yerine getirmemesi durumunda örneğin eskiden 1 birim olarak uygulanan idari para cezaları yeni Kanunda 5 birim olarak uygulanacaktır.
5) Yeni Kanunla maden ve inşaat gibi çok tehlikeli sektörlerde işe başlamadan önce risk değerlendirmesi şartı getirilmiş, bu yapılmadan işe başlanamayacak, başlanmışsa iş durdurulacaktır.
6) İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alınmadığı işyerlerinde işyeri kapatmaları yapılmakta iken yeni düzenleme ile işyerinde çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde; bu tehlike giderilinceye kadar, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulabilecek.
7) Yeni düzenleme ile büyük endüstriyel kazaların önlenmesi için güvenlik raporu şartı getirilmekte aksi takdirde 80.000 TL idari para cezası öngörülmektedir.
8) Organize sanayi bölgelerinin tüzel kişilikleri de iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilmişlerdir.
9) Sağlık Bakanlığına ait döner sermayeli kuruluşlar (toplum sağlığı merkezleri ve hastaneler) de de iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere yetkilendirilmişlerdir.
10) alışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının yetki belgesinin askıya alınması öngörülmüştür.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst