Yüksekten uçma, düşünce incinirsin.!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
İki kadın, iki saattir tartışıyordu;

- Bakın hocam..

- Ben hoca değilim dedim, cumhuriyet öğretmeniyim!

- Pardon... Tamam... Peki... Ağız alışkanlığı... Öğretmenim, bu çocuk, Ege Nurcuğum, evde bütün gece ödev yapıyor. Yani teorik olarak süre yetmiyor. Bırakın öğrenciyi, o ödevleri ben yapsam, yine yetiştiremem uyku saatine..

- Kardeşim, ben yirmi bir yıllık öğretmenim, bana mesleğimi öğretmeyin lütfen. Ben ne yapıyorsam bu çocuklar için yapıyorum..

- Elbette... Onu kabul ediyorum... Benim bütün söylediğim, fazla ödev veriyorsunuz gibime geliyor Çiğdem Hanım. Neden bu kadar sinirlendiğinizi de anlamıyorum gerçekten..

- Ya gidin işinize ya, sizinle tartışacak değilim!

- Ben veliyim hanımefendi. Beni dinlemek zorundasınız..

- Ben de öğretmenim, ne var?

.
.
.

İki taraf da kadın olduğu için, bu tatsız tartışmanın galibi yoktu..

Veli, yani Halime Hanım, çatalla çorba içtiklerini fark edip, söylene söylene evinin yolunu tuttu..

Gerçekten de küçük Ege Nur daha ilkokul dördüncü sınıfta olmasına rağmen bir sürü ödevle eve geliyor, bütün bir akşam sayfalar dolusu yazı yazıyordu..

Halime Hanım bu duruma içten içe öfke duyuyordu günlerdir. Sonunda, -kızından habersiz- öğretmenin karşısına dikilmişti..

.
.
.

Tartışmanın ertesi sabahı biraz tedirginlikle uyandı Halime Hanım..

Hemen Kur’an-ı kerimi açıp, bir Yasin okudu..

Kahvaltı sırasında rüyasını kızına anlattı;

- Nereden rüyama girdiyse Egeciğim, güya senin Çiğdem öğretmenin rüyamda bana yalvarıyordu, “Ne olur elimi tut. Ne olur annemi kurtar” diye..

- Eee?

- Ne yapacağımı şaşırdım kızım. Korku ile uyandım, hemen bir Yasin okudum..

.
.
.

Küçük Ege Nur okula gider gitmez bu rüyayı öğretmenine anlattı. Hem de bütün sınıfın önünde..

Ve Çiğdem öğretmen alelâcele sınıftan dışarı çıkarak cep telefonuna davrandı;

- Alo, Halime Hanım, size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum. Siz ne temiz kalpli bir insanmışsınız! Bugün annemin ölüm yıldönümü. Gece rüyamda annem, “Bana iki satır Kuran oku!” diye yalvarıyordu ama ben okumayı bilmiyorum. Allah razı olsun sizden..

Evime yemeğe davet etsem gelir misiniz?!


Sadık Söztutan
 
Tekerlekli Sandalye
Üst