Balçık

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Koyu bir balçık. Beline kadar balçığın içindedir. Ayak parmaklarını oynatır. Sadece oynatır. Oynattığını sanır. Oynatmaya çalıştıkça biraz daha batar. Yine belinden aşağısı balçıktır.
Etrafta tutunabileceği bir ağaç dalı, kütük, dev bir yaprak yoktur.
Balçığa batmış olduğunu gören de yoktur. Etrafında gelip geçenler vardır.
Bir tanıdık!
Sevinçli, bir kadın; kadının yanına yaklaşır.
-Şiirlerimde bahsettiğim bir erkek vardı hatırlıyor musun? Onunla tanıştım. Bak işte orda. Gözlüklü, siyah kot giyili. Gördün mü?, der.
Kalabalığa bakar.
Sarı saçlı?
Değil bak, siyah kot var ayağında az saçlı, arkalarda evet, gördün mü bak, bana bakıyor.
Kız dudaklarını büküp büküp öpücük gönderiyordur.
Bakıyorum az saçlı birini görüyorum. O olabilir mi?
Nasıl mutluyum bilemezsin. İlişkimiz ciddi biliyor musun? Çok mutluyum çok...
O mutlu. O kadar sevinçli ki. O an o da ona ayak uydurur.
O dönüp bakar o da dönüp bakar. Arkalara görmek için bakarlar.
Belinden aşağısı balçık. Koyu bir balçığın içindedir.
Eskilerden bir tanıdık!
Yanına yaklaşır. Gelen o iş yerinin muhasebecisidir. Bacakları balçık; çoğalır. Selamlaşılır.
Nasılsın?
İyiyim. Siz nasılsınız? Eşiniz nasıllar?
İyi kendisi. Geçerken uğramıştım. Nasıl gidiyor işler?
İyi gidiyor.
Yardım edebileceğim. Soracağın bir şey var mı?
Yok sağ olun. Zaten işim bitti.
Çıkıyor musun?
Çıkıyorum.
Eşlik edeyim
Balçık adlı öykünün devamını PDF formatında okumak için BURAYA tıklayınız.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst