Beni Mutlu Etmek İster misin?

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,495
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Bu öykü II. Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında İkincilik Ödülü Almıştır..

Öykünün kısa özeti ve değerlendirmesi

Öyküde, cüce bir karakterin ağzından yaşamından kesitler sunuluyor. Fatma, her çocuk gibi sevilirken ilerleyen zamanlarda doktorların “cüce” teşhisi koymasıyla tüm yaşamı altüst olur. Babasıyla arasındaki sevgi bağları kopar. Fatma’nın her çocuk gibi sevgiye ve ilgiye ihtiyacı vardır. Ancak, babası cüce olduğunu öğrendikten sonra onun yüzüne bakmaz. Sevgi ve şefkat göstermez. Oysa, yemek, içmek kadar gereklidir sevgi. Fatma, cüce olduğu için değil, asıl sevgiye doyamadığından dolayı kendini eksik duyumsar.

Mahallede varlığı gibi adı da yoktur. Cücedir o. Nereye gitse, tüm kapılar yüzüne kapanır. İş ister, kimse istemez Fatma’yı. Kadın olur, erkekler kadın yerine koymaz. Sevmek, sevilmek ister. Kimse yüzüne bakmaz. Çocukça bir saflıkla Bakkal Ali’nin sevgi göstermesine inanır. Cinsel saldırıya uğrar. Korktuğundan sesini çıkartamaz. Sevilmemek ve reddedilmek yüreğinde öylesine derin yaralar açmıştır ki, Bakkal Ali’nin cinsel saldırısını kendi kendine meşrulaştırır. Bu Fatma’nın öte yandan toplumun trajedisidir. En büyük şiddet değersizliktir. Değersizlik duygusu insanı paramparça eder. Saçının teline bir erkek eli değmemiştir… Kolunu boynuna dolayacak bir erkek olmamıştır… Kalbi bir erkekle konuşmamıştır… Kadın olmanın gururunu neşe içinde duyularına bırakmamıştır… Bir bütünün içinde birlik olmayı tatmamıştır… Onun dünyasında yanlışlar doğru, doğrular yanlış olur. Fatma bu çemberin içinde savruldukça savrulur. Yokluk ve yoksulluktan kurtulmak için erkekleri mutlu edecek bir iş bulur. Yaşamın akışına bırakır kendini…

Yazar, bu öyküde Fatma karakteri üzerinden toplumun engelli kadına bakışını ve cinselliklerini sorguluyor. İnsanın özünü oluşturan öğelerden biri de cinselliktir. Türk toplumunda engelli kadınlar, “aseksüel” olarak görülmekte, sırf görünümlerinden dolayı reddedilmektedirler. Öte yandan, cinsel saldırıya uğrayan engelli kadınların içlerinde bulunduğu durumu gösterdiği gibi bastırılmış cinselliğin sonuçlarını da sergilemektedir.

Yüksel, kamuoyunda pek gündeme gelmeyen engelli kadın ve cinselliğini konu olarak seçtiği, kof ve çürümüş anlayışlarla yaşamın içine sıkıştırılan engelli kadınların çocukluğu da, aşkı da, cinselliği de, analığı da yaşayamadığını, yaşattırılmadığını izlek olarak seçtiği için ikinciliğe layık görülmüştür.

Öykünün adı: Beni mutlu etmek istermisin?

OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

YAZAR: REYHAN HACIEYÜPOĞLU YÜKSEL

1970 yılında doğdum Kimya Mühendisiyim. Kendimi bildim bileli okuyorum ve yazmaya çalışıyorum.

Yazmaya olan tutkumu ancak bu hikaye anlatır benim:
Karınca bir gün "ben hacca gidiyorum" demiş yakınlarına, herkes "ne dersin sen karınca kardeş, sen kim, onca yolu almak kim, insanlar develerle bile aylarca yol iz sürüyor sen bu halinle nasıl gidersin onca yolu? Gel vazgeç bu sevdadan". Karınca düşünmüş "Haklısın" demiş "doğru dersin, ama varamasam bile yolunda ölürüm hiç olmazsa..."

Uzun yıllar Üretim ve Arge bölümlerinde çalıştıktan sonra şimdilerde satıcılık yapıyorum. Evliyim bir kızım var.
 
Son düzenleme:

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Arkadaşım,

Öykünüzü çok beğenerek ve bir hayli şaşırarak okudum çünkü konusu oldukça farklıydı ama siz de kabul edersiniz ki yazmaya olan tutkunuzu farketmemek elde değil. Yazmak size oldukça yakışmış da diyebilirim oldukça başarılısınız ve bir ömür boyu kimya mühendisi olsanız dahi edebiyattan tabii ki yazmaktan hiç vazgeçmemeniz dileğimle,

Çok ama çok beğendiğimi belirtmek isterim, emeğinize , yazarlık tutkunuza sağlık...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,495
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
İlk mesaja öykünün değerlendirilmesi eklenmiştir. Reyhan hanımı tebrik eder, başarılarınız devamını dilerim...
 

akanyildiz

Üye
Üye
Katılım
Ara 18, 2011
Mesajlar
49
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Öncelikle engelli kadınların sorunlarına değindiği için Reyhan Hanım'ı tebrik ediyorum. Öyküyü bir çok kez okudum. Öyküde kısa, vurucu ve anlamlı cümleler beni çarptı:) Ne zaman okuduysam, yüreğimden iplik iplik bir şeyler bir yerlere aktı, gitti. Vermek istenilen okura iyi aktarılmış... Yaşamda küçük gibi görülen şeylerin nasıl büyük trajedilere yol açtığını gördükçe, içimi hüzün kapladı... Okuduğum yalnızca Fatma'nın öyküsü değildi... Yüzlerce, binlerce engelli kadına yüklenen rollerin, o roller altında yürek ezikliğinin ve kapalı kapılar ardında utançların gizlendiği gerçeklikti...
 

reyan

Üye
Üye
Katılım
May 10, 2013
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bu öykü II. Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında İkincilik Ödülü Almıştır..

Öykünün kısa özeti ve değerlendirmesi

Öyküde, cüce bir karakterin ağzından yaşamından kesitler sunuluyor. Fatma, her çocuk gibi sevilirken ilerleyen zamanlarda doktorların “cüce” teşhisi koymasıyla tüm yaşamı altüst olur. Babasıyla arasındaki sevgi bağları kopar. Fatma’nın her çocuk gibi sevgiye ve ilgiye ihtiyacı vardır. Ancak, babası cüce olduğunu öğrendikten sonra onun yüzüne bakmaz. Sevgi ve şefkat göstermez. Oysa, yemek, içmek kadar gereklidir sevgi. Fatma, cüce olduğu için değil, asıl sevgiye doyamadığından dolayı kendini eksik duyumsar.

Mahallede varlığı gibi adı da yoktur. Cücedir o. Nereye gitse, tüm kapılar yüzüne kapanır. İş ister, kimse istemez Fatma’yı. Kadın olur, erkekler kadın yerine koymaz. Sevmek, sevilmek ister. Kimse yüzüne bakmaz. Çocukça bir saflıkla Bakkal Ali’nin sevgi göstermesine inanır. Cinsel saldırıya uğrar. Korktuğundan sesini çıkartamaz. Sevilmemek ve reddedilmek yüreğinde öylesine derin yaralar açmıştır ki, Bakkal Ali’nin cinsel saldırısını kendi kendine meşrulaştırır. Bu Fatma’nın öte yandan toplumun trajedisidir. En büyük şiddet değersizliktir. Değersizlik duygusu insanı paramparça eder. Saçının teline bir erkek eli değmemiştir… Kolunu boynuna dolayacak bir erkek olmamıştır… Kalbi bir erkekle konuşmamıştır… Kadın olmanın gururunu neşe içinde duyularına bırakmamıştır… Bir bütünün içinde birlik olmayı tatmamıştır… Onun dünyasında yanlışlar doğru, doğrular yanlış olur. Fatma bu çemberin içinde savruldukça savrulur. Yokluk ve yoksulluktan kurtulmak için erkekleri mutlu edecek bir iş bulur. Yaşamın akışına bırakır kendini…

Yazar, bu öyküde Fatma karakteri üzerinden toplumun engelli kadına bakışını ve cinselliklerini sorguluyor. İnsanın özünü oluşturan öğelerden biri de cinselliktir. Türk toplumunda engelli kadınlar, “aseksüel” olarak görülmekte, sırf görünümlerinden dolayı reddedilmektedirler. Öte yandan, cinsel saldırıya uğrayan engelli kadınların içlerinde bulunduğu durumu gösterdiği gibi bastırılmış cinselliğin sonuçlarını da sergilemektedir.

Yüksel, kamuoyunda pek gündeme gelmeyen engelli kadın ve cinselliğini konu olarak seçtiği, kof ve çürümüş anlayışlarla yaşamın içine sıkıştırılan engelli kadınların çocukluğu da, aşkı da, cinselliği de, analığı da yaşayamadığını, yaşattırılmadığını izlek olarak seçtiği için ikinciliğe layık görülmüştür.

Öykünün adı: Beni mutlu etmek istermisin?

OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

YAZAR: REYHAN HACIEYÜPOĞLU YÜKSEL

1970 yılında doğdum Kimya Mühendisiyim. Kendimi bildim bileli okuyorum ve yazmaya çalışıyorum.

Yazmaya olan tutkumu ancak bu hikaye anlatır benim:
Karınca bir gün "ben hacca gidiyorum" demiş yakınlarına, herkes "ne dersin sen karınca kardeş, sen kim, onca yolu almak kim, insanlar develerle bile aylarca yol iz sürüyor sen bu halinle nasıl gidersin onca yolu? Gel vazgeç bu sevdadan". Karınca düşünmüş "Haklısın" demiş "doğru dersin, ama varamasam bile yolunda ölürüm hiç olmazsa..."

Uzun yıllar Üretim ve Arge bölümlerinde çalıştıktan sonra şimdilerde satıcılık yapıyorum. Evliyim bir kızım var.

Halil Bey, Çok teşekkür ediyorum, desteğiniz ve güzel sözleriniz için. Çok mutlu oldum ve ne diyeceğimi bilemiyorum. Selamlar.
 

reyan

Üye
Üye
Katılım
May 10, 2013
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selam Arkadaşım,

Öykünüzü çok beğenerek ve bir hayli şaşırarak okudum çünkü konusu oldukça farklıydı ama siz de kabul edersiniz ki yazmaya olan tutkunuzu farketmemek elde değil. Yazmak size oldukça yakışmış da diyebilirim oldukça başarılısınız ve bir ömür boyu kimya mühendisi olsanız dahi edebiyattan tabii ki yazmaktan hiç vazgeçmemeniz dileğimle,

Çok ama çok beğendiğimi belirtmek isterim, emeğinize , yazarlık tutkunuza sağlık...

Çok teşekkür ederim, bir süredir ertelediğim yazma serüvenime sayenizde tekrar döneceğim sanırım. Utandım. Selamlar...
 

reyan

Üye
Üye
Katılım
May 10, 2013
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Öncelikle engelli kadınların sorunlarına değindiği için Reyhan Hanım'ı tebrik ediyorum. Öyküyü bir çok kez okudum. Öyküde kısa, vurucu ve anlamlı cümleler beni çarptı:) Ne zaman okuduysam, yüreğimden iplik iplik bir şeyler bir yerlere aktı, gitti. Vermek istenilen okura iyi aktarılmış... Yaşamda küçük gibi görülen şeylerin nasıl büyük trajedilere yol açtığını gördükçe, içimi hüzün kapladı... Okuduğum yalnızca Fatma'nın öyküsü değildi... Yüzlerce, binlerce engelli kadına yüklenen rollerin, o roller altında yürek ezikliğinin ve kapalı kapılar ardında utançların gizlendiği gerçeklikti...

Sevgili akanyıldız, çok teşekkür ediyorum, yüreğinize sağlık.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
Yüreğinize sağlık tebrik ederim başarınız daim olsun.
 

güz gülleri

Üye
Üye
Katılım
Ocak 14, 2013
Mesajlar
914
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
bu duygu yüklü öyküyü ,hayatın engellileri göz ardı edilmiş gerçekleriyle dile getirip bize kazandırdığınız için çok teşekkürler..yüreğinize sağlık.başarılarınızın devamını dilerim :)
 

Fulya

Üye
Üye
Katılım
Nis 9, 2013
Mesajlar
147
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
her ne kadar büyüsekte çocuk ruhumuz hiç büyümüyor... heran yüzleşiyoruz onunla.
bakış açınızı çok beğendim...

Tebrki ederim ve başarılarınızın devamını dilerim
 

sinanipek

Üye
Üye
Katılım
Nis 12, 2013
Mesajlar
6
Tepkime Puanı
0
Puanları
1
Çok iç acıtıcı bir öykü, ta ilk cümlesinden, hani karşınızdaki kişinin söyleyeceği şeyin ne olduğunu bilirsiniz de "acıtacak, keşke söylemese" diye düşünürsünüz ama yine de kulak kesilip dinlersiniz ya, işte öyle bir etki yaptı bende öykünüz. Minimalist tarzınız da çok hoşuma gitti. Tebrik ederim.
 

yade

Üye
Üye
Katılım
Tem 12, 2011
Mesajlar
27
Tepkime Puanı
0
Puanları
1
tebrik ederim başarılarınızın devamını dilerim .
 

reyan

Üye
Üye
Katılım
May 10, 2013
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Çok iç acıtıcı bir öykü, ta ilk cümlesinden, hani karşınızdaki kişinin söyleyeceği şeyin ne olduğunu bilirsiniz de "acıtacak, keşke söylemese" diye düşünürsünüz ama yine de kulak kesilip dinlersiniz ya, işte öyle bir etki yaptı bende öykünüz. Minimalist tarzınız da çok hoşuma gitti. Tebrik ederim.
Sinan Bey çok teşekkür ediyorum, ben de sizin tarzınızı çok beğendim.
 
M

mavibalina2012

Guest
Sevgili REYHAN HACIEYÜPOĞLU YÜKSEL,

Bu yaşam insana verilen en büyük hediye iken ne yazık ki, biçilen roller insanları umutsuzluğa sürükleyebiliyor. Bir şeyleri basitleştirirken unuttuğumuz şey mutluluklara pay biçmek. Bir insan mutlu değilken nasıl başkalarını mutlu edebilir ki? Etmemeli de. Kırıklıklar yürekte saklanıp beslenirse önce yıkıcı bir değersizlik baş gösterir. Hiçliklerin savaşa amansızca girip yitişi gibi, insanlar da bedenlerinde yiterler.

Toplumun kadına verdiği rollerin daha da incitici, yıkıcı olanı engelli kadına verdiği değersizliktir. Bu değersizlik açlığı da beraberinde getirir. Tüm açlıklar doyurulduğu anda sonlanır, ruhsal açlık hariç. Toplumda ki, bu olumsuz yargılar silinmediği müddetçe ölü bedenlerde yaşayan diri kadınlar yok olmaya mahkumdur.

İşlediğiniz tema, toplumsal gerçekleri öyle güzel yansıtmış ki, başarınız, bireysel ve toplumsal bakış açınız için kutlarım. Yolunuzun açık, yazılarınızın daimi olması temennilerimle...
 

karakaya

Üye
Üye
Katılım
May 29, 2012
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Tebrik ediyorum,üzerinde biraz daha çalışılması gerektiği kanaatindeyim. Muhteva itibariyle anlamlı bir hikaye.
 

reyan

Üye
Üye
Katılım
May 10, 2013
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Çok teşekkür ediyorum
 
Tekerlekli Sandalye
Üst