Seni Sevmek Bencilliğimdir
Seni Sevmek Bencilliğimdir…
Sana yaklaşmak istiyorum, kime ait olduğunu bilmeden! Bazen usulca dokunuyorum, sen hiç fark etmeden…
Seni Sevmek Bencilliğimdir…
Seni kendime çekmek istiyorum, gece yarısı düş saatlerinde. İki lafın belini kırmak, bir bardak kahveyi paylaşmak ya da sadece için…
Seni arıyor gözlerim. Yoksan, etrafımdaki onlarca insan da yok oluyor. Bomboş, soğuk, anlamsız bir kafese dönüşüyor bulunduğum yer.
Sana doyasıya sarılmak istiyorum. Başımı omzuna yaslayarak, uzun ve sakin bir uykuya dalmayı hayal ediyorum. Şöyle gülümseyerek, huzurlu bir uyku çekmeyeli ne kadar oldu, ben de bilmiyorum.
İçimdeki o büyük boşluğa bakıyorum. Öyle dipsiz ve karanlık duruyor ki! Bu kuyuya benzeyen derinliği dolduramazsam, nasıl biri olacağım diye düşünüyorum. Aşk yiyen bir canavara dönüşmekten korkuyorum.
Bir gün, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin beni mutlu etmediği, hiçbir şarkının dilime dolanmadığı, hiç gözyaşı dökmeyen birine dönüşürsem! Kötülük girerse ruhuma, ben ve doymak bilmeyen ruhsal acizliğim, nefretle doyurursak karnımızı diye korkuyorum.
O yüzden sana çıkan her yolda böyle hızlı koşuyorum. Kendimi durdurma çabası benimki, kendimden ürküyorum. Aşkın yokluğu dönüştürürse beni de, bir zamanlar arkasından küfür ettiğim o insan görünümlü kötü yüreklere?
Sana kanmak istiyorum. Sana inanarak tutmak, zamanın o korkunç hızla sürükleyişini aklımı! Belki de seni siper ediyorum kalbime, kendimi çevrelemeye çalışıyorum seni severek.
Seni diliyorum dua saatlerinde. Seninle yaşanacak bir hayatın hayaline kuruluyum. Fotoğraflar çekiyorum, yanmış ve asla basılamayacak filmlerle.
Sana susuyor dilim, bedenim. Koyu ve sert bir sevişmenin tadına varamıyorum yalnızlığımda. Sesini, dokunuşunu, tenini arıyorum.
Seni seviyorum ve seni severek ne kadar bencil olduğumu gösteriyorum çünkü aşk, kendin için yapılan tek sanattır aslında!
Candan Ünal
Sana yaklaşmak istiyorum, kime ait olduğunu bilmeden! Bazen usulca dokunuyorum, sen hiç fark etmeden…
Seni Sevmek Bencilliğimdir…
Seni kendime çekmek istiyorum, gece yarısı düş saatlerinde. İki lafın belini kırmak, bir bardak kahveyi paylaşmak ya da sadece için…
Seni arıyor gözlerim. Yoksan, etrafımdaki onlarca insan da yok oluyor. Bomboş, soğuk, anlamsız bir kafese dönüşüyor bulunduğum yer.
Sana doyasıya sarılmak istiyorum. Başımı omzuna yaslayarak, uzun ve sakin bir uykuya dalmayı hayal ediyorum. Şöyle gülümseyerek, huzurlu bir uyku çekmeyeli ne kadar oldu, ben de bilmiyorum.
İçimdeki o büyük boşluğa bakıyorum. Öyle dipsiz ve karanlık duruyor ki! Bu kuyuya benzeyen derinliği dolduramazsam, nasıl biri olacağım diye düşünüyorum. Aşk yiyen bir canavara dönüşmekten korkuyorum.
Bir gün, hiç kimsenin ve hiçbir şeyin beni mutlu etmediği, hiçbir şarkının dilime dolanmadığı, hiç gözyaşı dökmeyen birine dönüşürsem! Kötülük girerse ruhuma, ben ve doymak bilmeyen ruhsal acizliğim, nefretle doyurursak karnımızı diye korkuyorum.
O yüzden sana çıkan her yolda böyle hızlı koşuyorum. Kendimi durdurma çabası benimki, kendimden ürküyorum. Aşkın yokluğu dönüştürürse beni de, bir zamanlar arkasından küfür ettiğim o insan görünümlü kötü yüreklere?
Sana kanmak istiyorum. Sana inanarak tutmak, zamanın o korkunç hızla sürükleyişini aklımı! Belki de seni siper ediyorum kalbime, kendimi çevrelemeye çalışıyorum seni severek.
Seni diliyorum dua saatlerinde. Seninle yaşanacak bir hayatın hayaline kuruluyum. Fotoğraflar çekiyorum, yanmış ve asla basılamayacak filmlerle.
Sana susuyor dilim, bedenim. Koyu ve sert bir sevişmenin tadına varamıyorum yalnızlığımda. Sesini, dokunuşunu, tenini arıyorum.
Seni seviyorum ve seni severek ne kadar bencil olduğumu gösteriyorum çünkü aşk, kendin için yapılan tek sanattır aslında!
Candan Ünal