- Katılım
- May 19, 2010
- Mesajlar
- 14,507
- Tepkime Puanı
- 189
- Puanları
- 63
- Yaş
- 50
Öykünün Adı: Çağrı
Yazar: ŞERMİN TANRICER
Çağrı adlı öyküden kısa bir bölüm:
Bir kuşa kanat olmak benim için lüks sayılır. Olsam olsam o kuşun kanadında bir tüğ kepeği olurum. Sonra rüzgarın etkisiyle savrulup kaybolmazsam havalanır taaa uzaklara giderim.
Hey kuş! hep karadan uc. Denizlerin üzerinden ucma. Çünkü ben sudan çok korkarım. Yaşamın benden zorla aldıklarını deniz benden kolayca alır; geri vermez. Derinlikler hep korkutur beni. Derinliklerdeki muamma, ürkütücü gel-git çığlıkları…
Benim yapraklarım çoktan sararmışlar. Yine de onları canlı tutmak için yemyeşil ormanlara, rengarenk çiçeklere bakıyorum. Onların varlığıyla izin verdikleri ölçüde yeşeriyorum. Susuz bile olsam, onlar gibi canlı kalabilmek için başımı daha bi dikiyorum gökyüzüne. Bütün sararmışlığımla meydan okuyorum onlara. Üzerime abansalar bile direniyorum, direniyorum yenilmemek için bu masal aleminde.
Yorgun kollarımın arasındaki de ne? Minik bir papatya. Papatyam benim, o da -benim gibi- solmuş. Oysa daha çok küçük, küçücük. Yavrum, solgun papatyam benim. KIZIM. Kendim sürünürken o düşüyor kaldırıyorum. Kendim nefes alamazken gücüm yok belki ama ona nefes oluyorum. Kendim yaşamıyor onu yaşatmaya çalışıyorum. Kendim uyumuyor onu uyutuyorum. Yemiyor ona yediriyorum. Sakın üzülme küçük çiçek, annen hep yanında olacak. Bizim gibi solgun çiçeklerin üzerine güneş hep doğacak. Yarınlar hep var olacak, olmalı. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazar: ŞERMİN TANRICER
Çağrı adlı öyküden kısa bir bölüm:
Bir kuşa kanat olmak benim için lüks sayılır. Olsam olsam o kuşun kanadında bir tüğ kepeği olurum. Sonra rüzgarın etkisiyle savrulup kaybolmazsam havalanır taaa uzaklara giderim.
Hey kuş! hep karadan uc. Denizlerin üzerinden ucma. Çünkü ben sudan çok korkarım. Yaşamın benden zorla aldıklarını deniz benden kolayca alır; geri vermez. Derinlikler hep korkutur beni. Derinliklerdeki muamma, ürkütücü gel-git çığlıkları…
Benim yapraklarım çoktan sararmışlar. Yine de onları canlı tutmak için yemyeşil ormanlara, rengarenk çiçeklere bakıyorum. Onların varlığıyla izin verdikleri ölçüde yeşeriyorum. Susuz bile olsam, onlar gibi canlı kalabilmek için başımı daha bi dikiyorum gökyüzüne. Bütün sararmışlığımla meydan okuyorum onlara. Üzerime abansalar bile direniyorum, direniyorum yenilmemek için bu masal aleminde.
Yorgun kollarımın arasındaki de ne? Minik bir papatya. Papatyam benim, o da -benim gibi- solmuş. Oysa daha çok küçük, küçücük. Yavrum, solgun papatyam benim. KIZIM. Kendim sürünürken o düşüyor kaldırıyorum. Kendim nefes alamazken gücüm yok belki ama ona nefes oluyorum. Kendim yaşamıyor onu yaşatmaya çalışıyorum. Kendim uyumuyor onu uyutuyorum. Yemiyor ona yediriyorum. Sakın üzülme küçük çiçek, annen hep yanında olacak. Bizim gibi solgun çiçeklerin üzerine güneş hep doğacak. Yarınlar hep var olacak, olmalı. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN