- Katılım
- May 19, 2010
- Mesajlar
- 14,507
- Tepkime Puanı
- 189
- Puanları
- 63
- Yaş
- 50
Hayatım büyük zorluklarla geçmiş dik tümseklerle dolu tepelere tırmanırken birden onu gördüm karşımda.
Nur yüzlüydü;kendini tanrıya adamış elinde azası pisliklerin çamurların arasında kirlenmeden ayakta kalmayı başarmış hayatı bir tür rüya alemi olarak görüyordu.
Durup konuşmadan yüzüme baktı;“kimsin nesin”deme den verdiğim Allah selamını almıştı.Yanında kaldığım sürece içime garip bir huzur Allah sevgisi gelmişti.
Yürümekten yorulmuş çöküp oturmuş bana da oturmamı işaret etmişti;benimle konuşmadan beni tepeden tırnağa süzüp beyaz sakallarını okşadı.
Uzaktan bakıldığında zengin ama sakin mazbut birine benziyordu;benimde kendisini uzun uzadıya süzdüğümü görünce öksürüp boğazını temizledi.
Birden içimi okur gibi konuştu.
*Evlat beni adeta soyup kafamın içindekileri okumayı ister gibisin.
Gözlerime kadar kızarmış mahcup olmuştum;gözlerimi karşımdakinden kaçırıp yere indirmiş deli cesaretle bana hayat öyküsünü anlatmasını istemiştim.
Susup bana kızacağından korkup yutkunup hararetle su içmiştim;tanımıyor ilk kez karşılaşıp iletişim kurduğum biriydi.
Vereceği tepkiden korkuyordum;adam korktuğumu yüzü mü sararıp morarmasından anlamış olmalıydı.Gülümseyip elime vurdu.
*Korkma sana kızmayacağım;merakını gidermek isteme misin?Neden berduşlar gibi gezdiğimi allah’tan başka dostum ol madığını sormakta haklısın.Çoktandır birileriyle konuşmayı istiyordum;hikayemi paylaşmaya değer insanları canlıları
bulamıyordum.İnsanlar bir garip olmuş insanların acılarıyla hüzünleriyle alay eder olmuşlar;benden insanlardan korkup kendi yalnızlığıma sığındım.
*Ben sizin acılarınıza,hüzünlerinize gülüp alay etmeye ceğim;çünkü bende insanlardan dertliyim.Hayatımın en güzel günlerimi demir parmaklıklar arasında geçirdim;suçum ise aç fakir olup yarım somun ekmek çalmaktı.
*Monte kristo kontu gibi;onu da somun ekmek çaldı diye deliğe tıkmadılar mı?Sorumu ben cevaplayayım hapse tıktılar; hayat denen gerçeği işte hapis o günlerde tanıdım.Racon kesmek dübeş atmak neymiş hepsi mektepte öğrendiğimin hiçbirine eşitti.
İnsan hapse girince profesör olup çıkıyormuş evlat;bende hayat okulunun en önemli mektebini okuyor insanların altları kirli üstteki temiz yüzlerini tanıyordum.
(Kendi kendiyle alay edip dalga geçer.)
Üstüne üstlük üniversiteyi birincilikle bitirmiştim;işten çıkarılıp kuru muhtaç hale gelince üniversite diploması bile işe yaramıyormuş.
*Neden işsiz kalmıştınız?
*Ne sen sor ne de ben söyleyeyim;oğlum bu memlekette akıllı olmayanın işini bilmeyenin işi yok.
*Siz aklınızı kullanamadığınız için mi bu duruma düştün üz?
*Ne sen sor ne de ben anlatayım evlat;benim sansızlığım yeni evlendiğim ilk çocuğumun doğduğu günlerde başladı.Çok zengin mağrur kendini beğenmiş burnunun önünü göreme yec ek kadar kördüm sağırdım. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Nur yüzlüydü;kendini tanrıya adamış elinde azası pisliklerin çamurların arasında kirlenmeden ayakta kalmayı başarmış hayatı bir tür rüya alemi olarak görüyordu.
Durup konuşmadan yüzüme baktı;“kimsin nesin”deme den verdiğim Allah selamını almıştı.Yanında kaldığım sürece içime garip bir huzur Allah sevgisi gelmişti.
Yürümekten yorulmuş çöküp oturmuş bana da oturmamı işaret etmişti;benimle konuşmadan beni tepeden tırnağa süzüp beyaz sakallarını okşadı.
Uzaktan bakıldığında zengin ama sakin mazbut birine benziyordu;benimde kendisini uzun uzadıya süzdüğümü görünce öksürüp boğazını temizledi.
Birden içimi okur gibi konuştu.
*Evlat beni adeta soyup kafamın içindekileri okumayı ister gibisin.
Gözlerime kadar kızarmış mahcup olmuştum;gözlerimi karşımdakinden kaçırıp yere indirmiş deli cesaretle bana hayat öyküsünü anlatmasını istemiştim.
Susup bana kızacağından korkup yutkunup hararetle su içmiştim;tanımıyor ilk kez karşılaşıp iletişim kurduğum biriydi.
Vereceği tepkiden korkuyordum;adam korktuğumu yüzü mü sararıp morarmasından anlamış olmalıydı.Gülümseyip elime vurdu.
*Korkma sana kızmayacağım;merakını gidermek isteme misin?Neden berduşlar gibi gezdiğimi allah’tan başka dostum ol madığını sormakta haklısın.Çoktandır birileriyle konuşmayı istiyordum;hikayemi paylaşmaya değer insanları canlıları
bulamıyordum.İnsanlar bir garip olmuş insanların acılarıyla hüzünleriyle alay eder olmuşlar;benden insanlardan korkup kendi yalnızlığıma sığındım.
*Ben sizin acılarınıza,hüzünlerinize gülüp alay etmeye ceğim;çünkü bende insanlardan dertliyim.Hayatımın en güzel günlerimi demir parmaklıklar arasında geçirdim;suçum ise aç fakir olup yarım somun ekmek çalmaktı.
*Monte kristo kontu gibi;onu da somun ekmek çaldı diye deliğe tıkmadılar mı?Sorumu ben cevaplayayım hapse tıktılar; hayat denen gerçeği işte hapis o günlerde tanıdım.Racon kesmek dübeş atmak neymiş hepsi mektepte öğrendiğimin hiçbirine eşitti.
İnsan hapse girince profesör olup çıkıyormuş evlat;bende hayat okulunun en önemli mektebini okuyor insanların altları kirli üstteki temiz yüzlerini tanıyordum.
(Kendi kendiyle alay edip dalga geçer.)
Üstüne üstlük üniversiteyi birincilikle bitirmiştim;işten çıkarılıp kuru muhtaç hale gelince üniversite diploması bile işe yaramıyormuş.
*Neden işsiz kalmıştınız?
*Ne sen sor ne de ben söyleyeyim;oğlum bu memlekette akıllı olmayanın işini bilmeyenin işi yok.
*Siz aklınızı kullanamadığınız için mi bu duruma düştün üz?
*Ne sen sor ne de ben anlatayım evlat;benim sansızlığım yeni evlendiğim ilk çocuğumun doğduğu günlerde başladı.Çok zengin mağrur kendini beğenmiş burnunun önünü göreme yec ek kadar kördüm sağırdım. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN