Günümüzde çok yaygın olmasada bir dönem en sık baş vurulan evlilik yöntemiydi görücü usulü evlilik.
Birileri ön ayak olarak birbirine yakıştırılan iki kişi huyunu suyunu bilmeden evlilik camiasına katılırlar. İyi kötü ne çıkarsa bahtına artık katlanmaktan başka bir çare sunulmamış, büyükler böyle uygun görmüş kimseye söz hakkı tanınmadan uygulanan bu evlilikler nekadar doğru orası tam bir muamma.
Bir akrabamız düğün gününe kadar kocasını görmediğini anlatmıştı'ki bu duruma çok şaşırmıştım. Nasıl hiç görmeden tanımadan evlenilir diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Bu gibi durumları yaşayan çok fazla insan olduğunu düşünüyorum büyük şehirlerde olmasada kırsal kesimlerde bunların yaşandığını hepimiz biliyoruzdur.
Aslında değinmek istediğim konu o tür yapılan evliliklermi yoksa şimdiki gibi flört sonrası yapılan evliliklermi daha uzun süreli oluyor? Aslında biraz eskileri düşündüğüm zaman her nekadar görücü usulünü tasvip etmesemde sanki bu şekilde yapılan evlilikler daha uzun süreli oluyor. Şu anda yapılan evlilikler okadar kısa sürebiliyorki 1 yılını bile tamamlamadan mahkeme kapılarına düşen çiftler zaman, zaman hepimizin gözüne çarpmıştır.
Acaba flört döneminde gençlerimiz herşeyi dolu dizgin yaşayıp evlilik sonrasına paylaşacak bir şey bırakmıyorlarmı? Yada şimdiki gençler daha eğitimli ve kendi ayakları üzerinde durabildikleri için dahamı tahammülsüzler kimse kimsenin kahrını çekmek istemiyor en ufacık bir tartışmada eyvallahmı deniyor. Büyük aşkların bu kadar çabuk harcanması ve bitmesinin nedenlerleri nelerdir? Bunun yanı sıra annelerimiz teyzelerimiz görücü usulüyle evlenmiş ve nice sıkıntılar yokluk belki şiddet her türlü zorluğa rağmen evliliklerinden vaz geçmemişler. Peki neden bu kadınlar bu kadar sabırlı davranmış acaba şimdiki nesil kadar kendilerine güvenmedikleri içinmi? Eğitim konusunda daha zayıf oldukları içinmi? Çalışıp kendi ayakları üzerinde duramama korkusu olduğu içinmi?
Sebepler nedir bilemem ama bildiğim bir şey var ise oda eskiden yapılan evlilikler çok daha uzun yıllara yayıldığıdır. Hani derler'ya bir yastıkta kocayın diye işte aynen bir yastıkta koca bir ömür geçiriyorlar.
Birileri ön ayak olarak birbirine yakıştırılan iki kişi huyunu suyunu bilmeden evlilik camiasına katılırlar. İyi kötü ne çıkarsa bahtına artık katlanmaktan başka bir çare sunulmamış, büyükler böyle uygun görmüş kimseye söz hakkı tanınmadan uygulanan bu evlilikler nekadar doğru orası tam bir muamma.
Bir akrabamız düğün gününe kadar kocasını görmediğini anlatmıştı'ki bu duruma çok şaşırmıştım. Nasıl hiç görmeden tanımadan evlenilir diye düşünmekten kendimi alamamıştım. Bu gibi durumları yaşayan çok fazla insan olduğunu düşünüyorum büyük şehirlerde olmasada kırsal kesimlerde bunların yaşandığını hepimiz biliyoruzdur.
Aslında değinmek istediğim konu o tür yapılan evliliklermi yoksa şimdiki gibi flört sonrası yapılan evliliklermi daha uzun süreli oluyor? Aslında biraz eskileri düşündüğüm zaman her nekadar görücü usulünü tasvip etmesemde sanki bu şekilde yapılan evlilikler daha uzun süreli oluyor. Şu anda yapılan evlilikler okadar kısa sürebiliyorki 1 yılını bile tamamlamadan mahkeme kapılarına düşen çiftler zaman, zaman hepimizin gözüne çarpmıştır.
Acaba flört döneminde gençlerimiz herşeyi dolu dizgin yaşayıp evlilik sonrasına paylaşacak bir şey bırakmıyorlarmı? Yada şimdiki gençler daha eğitimli ve kendi ayakları üzerinde durabildikleri için dahamı tahammülsüzler kimse kimsenin kahrını çekmek istemiyor en ufacık bir tartışmada eyvallahmı deniyor. Büyük aşkların bu kadar çabuk harcanması ve bitmesinin nedenlerleri nelerdir? Bunun yanı sıra annelerimiz teyzelerimiz görücü usulüyle evlenmiş ve nice sıkıntılar yokluk belki şiddet her türlü zorluğa rağmen evliliklerinden vaz geçmemişler. Peki neden bu kadınlar bu kadar sabırlı davranmış acaba şimdiki nesil kadar kendilerine güvenmedikleri içinmi? Eğitim konusunda daha zayıf oldukları içinmi? Çalışıp kendi ayakları üzerinde duramama korkusu olduğu içinmi?
Sebepler nedir bilemem ama bildiğim bir şey var ise oda eskiden yapılan evlilikler çok daha uzun yıllara yayıldığıdır. Hani derler'ya bir yastıkta kocayın diye işte aynen bir yastıkta koca bir ömür geçiriyorlar.