Manyak
Manik depresyon (ya da kısa tabiriyle "manya", "manyaklık"), bipolar bozukluğun eski adıdır. Artık psikolojik tanımlamalarda kullanılan bir sözcük değildir; ancak yine de halen bilimsel bir terim olarak kabul edilmektedir. Depresyonda görüldüğü gibi bipolar hastalıkta da duygusal bozukluklar görülür. "Ruh hali" olarak da bilinen, kimi zaman "mizaç" olarak tanımlanan olgu, uzun dönem duygusal durumumuzu belirlemek için kullanılır. Ruh halini tanımlamak genellikle oldukça zordur ve son derece özneldir. Ancak duygusal bozukluklarda, belli bir duygunun uç derecede yaşandığı görülür. Bu da, diğer duyguların ve genel olarak ruh halinin kontrolünün güçleşmesiyle sonuçlanır. Örneğin depresif duygusal bozukluklarda umutsuzluk ve bitkinlik uç derecede görülür, Bipolar bozuklukta ise depresyon, maniklik (aşırı mutluluk) ve "normal" duygular bir arada görülür ve birey bunlar arasında gidip gelir. Bu duygu geçişleri kimi zaman ayda bir, kimi zaman haftada bir, kimi zamansa gün içerisinde bile olabilir.
Bipolar bozukluk veya manyaklık, süper enerjik ve çok mutlu olmak demek değildir. Benzer şekilde, terk edildiniz diye duygusal sorunlar yaşarken, birden kafanızı dağıtmak için alışveriş yapmaya çıkmak ve eğlenmek de değildir. İnsanların duyguları değişir, bunda sorun yoktur. Ancak bipolar bozuklukta, bu duygular uç derecede yaşanır. Örneğin birey, ciddi anlamda intiharı düşünürken, bundan birkaç saat sonra roller coaster'a binmeyi veya bir binanın tepesinden bungee jumping yapmayı isteyebilir. Daha önemlisi, halk arasında kullanılan yaygın kullanımının aksine birey, bu hislere engel olamaz.
Bu süreçte bireyin kendisiyle ilgili görüşleri, düşünceleri ve algısı gerçeklikten sapar. Bir manik atak sırasında birey kendisini olduğundan çok üstün, çok zayıf, çok başarılı, çok başarısız, vs. görebilir. Örneğin yine, sevgilinizden ayrıldınız diye normalde 100 TL yaparken, 300 TL'lik alışveriş yapmanız, bir manik atak değildir. Ancak abartılı bir mutluluk duygusu içerisinde, ebeveynlerinizin tüm yaşam birikimlerinin bulunduğu banka hesabını birkaç saatte bitirmek, bir manik atak örneğidir. Bu abartılı atağın sonrasında bireyler, mutluluğun en üst doruklarından en alt zindanlarına birden çakılırlar ve genellikle intihar gibi uç derecede mutsuzluk belirtileriyle yüzleşirler. İşte bipolar bozukluk budur. Bir gün mutlu, bir gün mutsuz olmak değil.
Psikopatlık
Tartışmasız en popüler olan ve psikolojik terimler arasında en sıklıkla yanlış kullanılan sözcükler, "psikopat" ve "psikopatlık" sözcükleridir. Öyle ki, Alfred Hitchcock'un sanat tarihinin kilit eserlerinden kabul edilen Psycho filminde bile hatalı kullanılmıştır! Günümüzde, psikopatlık pek sık kullanılan bir bilimsel terim değildir. Bunun yerine, "sosyopat" sözcüğü tercih edilmektedir. Hatta daha da teknik tabiriyle psikopati ya da sosyopati, "antisosyal kişilik bozukluğu" olarak bilinir. Muhtemelen bilinen en uç derecede ve en tehlikeli psikolojik sorunlardan birisidir. Bireyler, bu tür kişilik bozukluklarına sahip olduklarının farkında değildirler. Hatta farkında olsalar bile, kendilerininkinin normal, diğer herkesinkinin hatalı olduğunu düşünürler.
Psikopatlık, sevgilinizin sizi aramaması ya da "durup dururken" terk etmesi demek değildir. Psikopatlarda, vicdan eksikliği görülür. Bu konu, her ne kadar arabesk bir şekilde yorumlanıyor olsa da, vicdani duygulara sahip olmamak, toplumsal ilişkilerde büyük sorunlara neden olabilir. Psikopatlar, ailelerine, eşlerine, çocuklarına, arkadaşlarına ve birlikte oldukları insanlara yaptıkları herhangi bir davranışın olumsuz sonuçlarından herhangi bir üzüntü, sorun, rahatsızlık duymazlar. Tekrardan, bir erkeğin bir dişiyi terk etmesi ve ağlatması, psikopatlık değildir. Bir erkeğin eşine yürürken çelme takıp merdivenlerden düşmesine ve boynunu kırmasına neden olması ve bunu bir sorun olarak değil, bir "şaka" olarak görmesi psikopatlıktır. Bir insanın yaşlı bir kadının bastonunu kesmesi ve karşıdan karşıya geçerken yolun ortasında yere düşmesine neden olması ve bundan keyif duyması, psikopatlıktır. Bir insanın en yakın arkadaşının ailesi ve çocukları trafik kazasında öldüğünde, cenaze sırasında ölmelerinin ne kadar komik olduğuyla ilgili eğlenceli şakalar yapması ve yaptığının toplumsal normlara uygun olmadığına dair en ufak fikrinin olmaması, psikopatlıktır. Psikopatlarda aşırı derecede yalan, kavgacılık, hırsızlık, kaba kuvvet, şiddet ve manipülasyon görülür. Dolayısıyla zeki ve asosyal olmak, psikopatlık ya da sosyopatlık değildir. Yani Sherlock Holmes (ve her türlü tiplemesi) psikopatiye de, "yüksek fonksiyonlu sosyopatiye" de işaret etmez. Bu, uydurma bir tanımdır. Moriarty, belki bir miktar uyabilir...