İlginç bilgiler

15698033_542364392621243_6952479093973891360_n.jpg



Kevin Carter,
Afrika'da zayıflıktan ölmek üzere olan
Siyah küçük kız çocuğu ile
Onun arkasında durup çocuğun ölmesini bekleyen
Akbabanın fotoğrafını çekmişti.
Bu fotoğraf 1994 yılında fotoğraf dalında Politzer ödülü kazandırmıştı Carter'e.
Ödülü aldıktan 3 ay sonra intihar etti.
Şöyle diyordu geride bıraktığı mektubunda:

"Çocuğu kurtarabilirdim,
Makinamı bırakıp onu kucağıma alıp
Yardım çadırına götürebilirdim.
O an sadece gazeteci olduğumu düşünüyordum,
Şimdiyse önce insan olduğumu...
 

Bu Psikolojik Gerçekler Bilimsel Olarak Kanıtlandı


1. Furnham& Chamoro-Premuzic’in araştımasına (2004) göre, belli kişilik özellikleri kişinin akademik başarısı konusunda ön gösterge oluyor. Dürüst, içine kapanık ve açık fikirli olmayan kişiler diğer insanlara göre akademik hayatlarında daha başarılı olma eğiliminde oluyorlar.

2. Zeka kısmen genetiktir.

3. Bazı bireylerin beyinlerinde diğer insanlara göre daha çok kimyasal üretilmektedir. Bu da, bu kişilerin diğerlerine göre neden daha duygusal olduğunun kanıtıdır.

4. Herhangi bir şeye odaklandığınızda, beyniniz diğer her şeyi, tam önünüzde dursa bile, görmezden gelecektir. Buna seçici dikkat denmektedir.

5. Her ne kadar insanların beyninin sadece %10’ununu kullanabildiği efsanesi herkes tarafından bilinse de, aslında beynimizin %35’i kadarını kullanabiliyoruz.

6. Eğer siz esnedikten hemen sonra etrafınızda başka biri esniyorsa, bu durum ya o kişinin sizi izlediği ya da sizden etkilendiği anlamına gelebilmektedir.

7. Aslında temizlik takıntısı obsesif kompülsiz bozukluk değildir. Bu noktada bozukluk, istenmeyen düşüncelerle ve tutarsız olaylarla obsesif bağlantıda olmaktır.

8. Erkekler genel olarak açık tenli, büyük parlak gözlü, parlak saçlı ve gül rengi dudaklara sahip kadınları çekici bulmaktadırlar. Bunun sebebi bu özelliklerin sağlıklı ve ideal kadınların özellikleri ve üreme için ideal partner olduğunu düşünmeleridir.

9. Mutsuz olduğunuzda yüzünüzde sahte bir gülümseme olsa dahi, bu gülümseme kendinizi iyi hissetmenize ve bu sayede mutlu olmanıza yardım ediyor.

10. Rüyanızda düşmek aslında beyninizin uyku durumuna çok hızlı geçmesinden kaynaklanır ve beyniniz ölüyormuşsunuz farzeder. Bu his özünde beyninizin kendine AED (Otomatik harici defibrilatör cihazı) vermesidir.

11. Aşırı stres beyin hücresini, yapısını ve işlevini değiştirmektedir.

12. Davranışın alışkanlık formunu alabilmesi için 66 gün gerekiyor.

13. İnsan zihninden günde ortalama 70.000 düşünce geçmektedir.

14. Birçok insanda geri görüş ön yargısı, yani bir olayı(deprem, sel, fırtına) önceden etkilere göre tahmin etme eğilimi bulunmaktadır.

15. Her ne kadar kırmızı hem kadında hem de erkekte cinsel çekiciliğin sembolü olarak görünse de, mavi renk erkekleri kadınlara göre daha çekici yapmaktadır.

16. Kısa süreli hafızanızdaki bilgiler beyninizde depolansada, kapasitesi oldukça sınırlıdır. Kısa süreli hafızadaki bilgiler aşağı yukarı 20 saniye hafızada kalırlar ve 5 ile 9 arası kelime dağarcığı bulunur.

17. Freud’un psikoseksüel aşamalarından biri olan fallik döneminde çocuklar kendi cinsel organlarına, ailelerinkine ve arkadaşlarınınkine ilgi duyarlar. Bu döneme eşlik eden bir tanım da ‘penis kıskançlığı’dır ki, bu kız çocuklarının penislerinin olmadığını fark etme dönemi olarak tanımlanmaktadır.

18. Mor rengin ya da spesifik olarak lavanta çiçeği renginin yatıştırıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Yatak örtülerinizde özellikle bu rengi kullanabilirsiniz.

19. Sakız çiğnemek, hafızanıza yardım ederek sınavlarda daha başarılı olmanızı sağlamaktadır.

20. İnternet keşfedildiğinden beri, daha az insan kendini dindar olarak tanımlamaktadır.

21. Beyninizle mideniz arasında daimi bir bağlantı vardır ve bu bağlantı sıkıntı, endişe gibi duyguların midenizi etkilemesinin sebebidir.

22. Eğer tükürük yediklerinizi çözmezse, yediğiniz yiyeceğin tadını alamazsınız.

23. 60 yaşınıza geldiğinizde tat alma duyunuzu %50 oranında kaybedersiniz.

24. Küçük bir ses bile göz bebeğinizin büyümesine neden olur.

25. İnsanlar açlığa uykusuzluktan daha fazla dayanabilmektedirler.

26. Konu plasebo etkisi olunca, yapılan araştırmalar kapsülün tabletten ve iğnenin de kapsülden daha etkili olduğunu ortaya çıkarıyor.

27. Plasebo etkisi, kişi aldığı maddenin plasebo olduğunu bilmesine rağmen etkisini gösterebilmektedir.

28. Reflekslerimiz beynimiz tarafından değil, omuriliğimiz tarafından kontrol edilmektedir. Vücuttan beyne gelen sinirler omurilikte çapraz yapıp geldiğinden vücudumuzun sağ tarafını beynin sol lobu, sol tarafını da sağ lobu yönetir.

29. Aile üyelerinin kokuları birbirine benzer. Bu sebepten dolayı normalde insanlar aile üyelerini çekici bulmamaktadır. Bu doğanın genetik mutasyonu engelleme yöntemidir.

30. Kırmızı cinsel çekiciliği artırmasının yanı sıra, aynı zamanda insanların korkmasına neden olan agresif bir renktir.
 
13901494_487799118077771_6906200225036723358_n.jpg



Atom bombasının yıkamadığı barış anıtı.

Hiroşima'da 6 Ağustos 1945 sabahı bir hastanenin üzerinde patlayan ve 70 binden fazla insanı birkaç dakika içinde öldüren atom bombasından bu yana 71 yıl geçti.

Patlamanın ardından Hiroşima'da ayakta kalan en uzun yapı, 1915'te ticari amaçlı inşa edilen sergi binasıydı. Felaketin ardından Hiroşima Barış Anıtı adını alan yapı, halen patlamanın sonrasındaki halini koruyor.

Atom Bombası Kubbesi (Genbaku Domu) olarak da adlandırılan ve 1996'da UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınan kubbeli yapı, patlamada ölen insanların anısını yaşatan anıtı ve barışı temsil ediyor.

Japonya, Hiroşima'dan üç gün sonra Nagazaki'ye atılan ikinci atom bombası nedeniyle toplamda 250 bin asker ve sivil hayatını kaybetti.
 
15726970_542412235949792_3989858826471090887_n.jpg



Havai fişeklerde her rengin bir anlamı olduğunu biliyor muydunuz?

Sarı:Sodyum
Mavi:Bakır
Yeşil:Baryum
Turuncu:Kalsiyum
Kırmızı:Stronsiyum
 
18446813_757557711070647_2922505542878924766_n.jpg



Fotoğraftaki cansız beden Türk edebiyatının öncü öykücüsü Ömer Seyfettin.
Fotoğrafın insanlığımızdan utandıran hikayesi ise şöyle...
Bilindiği gibi, Ömer Seyfettin 6 Mart 1920'de öldüğünde, Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde bulunuyordu.
Ömer Seyfettin Kadıköy yakasında kira evinde, yalnız yaşıyordu. Kaç zamandır yemek de yiyemiyordu. Son günlerinde ateşli hastalığı ilerlemiş, adeta kendini kaybetmişti. Onunla ilgilenebilen en yakın arkadaşı Ali Canip'ti. hemen her gün uğruyor, biraz yemesi için evinden yemek getiriyordu.
Kendini kaybetme derecesinde ağırlaşınca, onu bir faytonla Numune Hastanesi'ne götürmüştü.
Hastanede yattığı süre içinde gözlerini açmadı. Arada bir, "çocuk.. çocuk..." diye sayıklıyordu. Olası ki, uzun süredir yüzünü görmediği kızını anıyordu.
Ömer Seyfettin kalbinde yanan özlem ateşi içinde öldü!
Ünlü yazarı hastanede tanıyan kimse yoktu. Onun aziz bedenini sahipsiz bir ölü, bir kadavra olarak değerlendirmek istediler. Cesedinin çevresinde tıp fakültesi öğrencileri toplanmıştı ve hastane hademesi cesedi üzerine elini koymuş olarak önce fotoğraf çektirdiler. Sonra hademe bir testereyle kıtır kıtır başını kesti cesedin!
Fotoğraf gazetelerde yayımlanınca, onu tanıyanlar telaşla hastahaneye koşup, başsız cesedi kurtarmaya çalıştılar...
Böyle birşey ancak bizim memleket de olur.
Çünkü bu toplumun sanatla, bilimle, edebiyatla işi yok ki
İşi olsa tanır.

Zaten dün de aynıydı bugün de aynı aradan 100 yıl geçti fark var mı?
 
Geri
Üst