- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 48
İşitme engelli çocukların çok geç kalınmadan dil ve konuşma yetisini kazanabilmeleri için başlatılan ‘Sessizliğime Ses Ver’ projesinde sona gelindi ve proje kapsamında kurulan eğitim merkezi 50 öğrenciyle kapılarını açtı.
İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nin (İEAH) işbirliği ile gerçekleştrilen ve İstanbul Kalkınma Ajansı'ndan 1 milyon TL'lik fon kazanan proje işitme engelli çocuklar ve ailelerine umut oldu. Sağlık Bakanlığı'nın tüm Türkiye çapında başlattığı yeni doğan işitme tarama protokolü çerçevesinde yürütülen çalışmayla, işitme kaybı olan çocukların medikal tedavilerinin yanısıra sağlıklı gelişmeleri için de erken dönem eğitim imkanı sunulacak. Böylece 0-6 yaş grubu çocuklar yaşıtlarıyla aynı dil ve konuşma becerilerini kazanabilecek.
Önce tedavi sonra eğitim
İşitme engelli çocuklar ve ailelerinin eğitimleri için organize edilen İstanbul'daki okulun proje yürütücülüğünü ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Odyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ataç yapıyor. Okulun açılışında konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, birçok kamu kuruluşunun birleşip bu çocukları sahiplenmesinin ümit verici olduğunu söyledi. Proje kapsamında, işitme kaybı olan 0-6 yaş arasındaki çocuklar İEAH'de ameliyat olacak ve işitme cihazına kavuşacak; ardından bu okulla duyma ve konuşma eğitimlerini tamamlayacak. 5 derslikli okulda, öğrencilere bireysel olarak ve gruplar halinde eğitim verilecek. Eğitimlerden çocukların aileleri de faydalanacak.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı da İEAH Yöneticisi Doç. Dr. Özgür Yiğit, işitme engelinin her iki kulakta birden konuşmayı anlayamayacak seviyede işitme kaybı olması ve kişinin iletişimde işitmesini kullanamaması olduğuna değinerek "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 600 milyon işitme engelli var. Ülkemizde ise yılda 4 bin işitme engelli bebek doğuyor. Her ne kadar son 5 yıldır Sağlık Bakanlığı tarafından erken tanı sağlayan yenidoğan işitme taramalarına ağırlık verilse de ülkemizde halen işitme engelinin fark edilme ve tanı koyulma ortalama 2 yaştır. Bu da geç kalınması demek. Çocuk doğal konuşma ve öğrenme sürecini kaçırmış oluyor. Eğitim süreci pek çok sorunu içinde barındırıyor" dedi.
Aile de özel ders alacak
Ülkemizdeki işitme engellilerin neredeyse 3'te biri eğitim olanaklarından yararlanamadığını açıklayan Doç. Dr. Yiğit, "İşitme engelliler işgücü piyasasının ve toplumsal hayatın dışında kalıyor. Bakım ve rehabilitasyon hizmetinden yararlananlar yüzde 5.9, meslek ve beceri edindirme kursundan yararlananlar ise yüzde 1 civarında. Özel eğitime erken tanı ile başlanması, planlanıp uygulanması, bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilmesi, ailenin bütün süreçlerde eğitime aktif katılımı sağlanmalı. Aile eğitimi her aşamada önemli. İşte bu projeyle bunu planlıyoruz" diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nin (İEAH) işbirliği ile gerçekleştrilen ve İstanbul Kalkınma Ajansı'ndan 1 milyon TL'lik fon kazanan proje işitme engelli çocuklar ve ailelerine umut oldu. Sağlık Bakanlığı'nın tüm Türkiye çapında başlattığı yeni doğan işitme tarama protokolü çerçevesinde yürütülen çalışmayla, işitme kaybı olan çocukların medikal tedavilerinin yanısıra sağlıklı gelişmeleri için de erken dönem eğitim imkanı sunulacak. Böylece 0-6 yaş grubu çocuklar yaşıtlarıyla aynı dil ve konuşma becerilerini kazanabilecek.
Önce tedavi sonra eğitim
İşitme engelli çocuklar ve ailelerinin eğitimleri için organize edilen İstanbul'daki okulun proje yürütücülüğünü ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Odyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ataç yapıyor. Okulun açılışında konuşan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, birçok kamu kuruluşunun birleşip bu çocukları sahiplenmesinin ümit verici olduğunu söyledi. Proje kapsamında, işitme kaybı olan 0-6 yaş arasındaki çocuklar İEAH'de ameliyat olacak ve işitme cihazına kavuşacak; ardından bu okulla duyma ve konuşma eğitimlerini tamamlayacak. 5 derslikli okulda, öğrencilere bireysel olarak ve gruplar halinde eğitim verilecek. Eğitimlerden çocukların aileleri de faydalanacak.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı da İEAH Yöneticisi Doç. Dr. Özgür Yiğit, işitme engelinin her iki kulakta birden konuşmayı anlayamayacak seviyede işitme kaybı olması ve kişinin iletişimde işitmesini kullanamaması olduğuna değinerek "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 600 milyon işitme engelli var. Ülkemizde ise yılda 4 bin işitme engelli bebek doğuyor. Her ne kadar son 5 yıldır Sağlık Bakanlığı tarafından erken tanı sağlayan yenidoğan işitme taramalarına ağırlık verilse de ülkemizde halen işitme engelinin fark edilme ve tanı koyulma ortalama 2 yaştır. Bu da geç kalınması demek. Çocuk doğal konuşma ve öğrenme sürecini kaçırmış oluyor. Eğitim süreci pek çok sorunu içinde barındırıyor" dedi.
Aile de özel ders alacak
Ülkemizdeki işitme engellilerin neredeyse 3'te biri eğitim olanaklarından yararlanamadığını açıklayan Doç. Dr. Yiğit, "İşitme engelliler işgücü piyasasının ve toplumsal hayatın dışında kalıyor. Bakım ve rehabilitasyon hizmetinden yararlananlar yüzde 5.9, meslek ve beceri edindirme kursundan yararlananlar ise yüzde 1 civarında. Özel eğitime erken tanı ile başlanması, planlanıp uygulanması, bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilmesi, ailenin bütün süreçlerde eğitime aktif katılımı sağlanmalı. Aile eğitimi her aşamada önemli. İşte bu projeyle bunu planlıyoruz" diye konuştu.
