M
mavibalina2012
Guest
Cinayet işlendi mi adı konulur mu?..Eğer öldürülen kadın ise konulur ya namus cinayetidir, ya da töre cinayeti...Töre kültürümüzün parçası olmasına rağmen ne yazık ki, cinayetlerde adı daha fazla geçer oldu...Cinayet işlendi mi sığınacak yer bulamadınız mı ya namusa sığınılır ya da töreye...O zaman toplum tarafından da haklı bulunursunuz gerekçeniz olur en azından...
Kadın doğduğu günden itibaren bireydir ancak birey olma sıfatına gölge düşürülmüştür...ÇÜNKÜ, onun adına karar verecek insanlar o kadar fazladır ki, okumasına karar verirler, evlenmesine karar verirler attığı her adımda kararları verenler her zaman vardır...Bir başkası adına verilen kararlar da kadınları sosyalleşmeden hızla uzaklaştırıp duygularını ifade etmekte zorlanan bağımlı kişilik olmasına neden olur...Zaman hızla değişir çevreye uzaktan bakan kadın kendisinin epeyce geride kaldığını fark ettiği anda ufacık da olsa ilerlemek yolunda adım atmaya başlar ancak bu küçücük başkaldırı kadının sonu olur...Gerekçe namus cinayetidir, suçu ise kendisine verilmeyen özgürlük hakkından bir dirhem tatmak istemesindendir, insan olduğunun ayırdımına varmasındandır...
Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, sahtekarlık gibi nedenlerle yapılan cinayetlere namus cinayeti denilmez...Namus sadece kadına tanınmış bir olgu olduğu için ancak kadın ölümlerinde namus cinayetinin adını duyarız...Cinayetin bir insanın canına kastedecek kadar vahşi bir eylem olmasına rağmen hala sebepler aranması da çıkmazlara götürür bizi...
Namus çok geniş bir kavramdır toplumu ayakta tutan mihenk taşıdır ancak sadece kadınlar değil o toplumu oluşturan tüm bireyleri de içine aldığı takdirde anlamlıdır ve bu kavramın doğruluk, dürüstlük gibi ögeleri de barındırdığı unutulmamalıdır...Ancak kadının tüm hak ve özgürlüklerini kısıtlayıp birey olmasını engelliyorsak hala mecliste bizleri temsil eden vekillerimizin sayısı dünya normlarının bir hayli gerisinde kalıyorsa düşünmemiz gereken çok şey var demektir.
Kadın doğduğu günden itibaren bireydir ancak birey olma sıfatına gölge düşürülmüştür...ÇÜNKÜ, onun adına karar verecek insanlar o kadar fazladır ki, okumasına karar verirler, evlenmesine karar verirler attığı her adımda kararları verenler her zaman vardır...Bir başkası adına verilen kararlar da kadınları sosyalleşmeden hızla uzaklaştırıp duygularını ifade etmekte zorlanan bağımlı kişilik olmasına neden olur...Zaman hızla değişir çevreye uzaktan bakan kadın kendisinin epeyce geride kaldığını fark ettiği anda ufacık da olsa ilerlemek yolunda adım atmaya başlar ancak bu küçücük başkaldırı kadının sonu olur...Gerekçe namus cinayetidir, suçu ise kendisine verilmeyen özgürlük hakkından bir dirhem tatmak istemesindendir, insan olduğunun ayırdımına varmasındandır...
Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık, sahtekarlık gibi nedenlerle yapılan cinayetlere namus cinayeti denilmez...Namus sadece kadına tanınmış bir olgu olduğu için ancak kadın ölümlerinde namus cinayetinin adını duyarız...Cinayetin bir insanın canına kastedecek kadar vahşi bir eylem olmasına rağmen hala sebepler aranması da çıkmazlara götürür bizi...
Namus çok geniş bir kavramdır toplumu ayakta tutan mihenk taşıdır ancak sadece kadınlar değil o toplumu oluşturan tüm bireyleri de içine aldığı takdirde anlamlıdır ve bu kavramın doğruluk, dürüstlük gibi ögeleri de barındırdığı unutulmamalıdır...Ancak kadının tüm hak ve özgürlüklerini kısıtlayıp birey olmasını engelliyorsak hala mecliste bizleri temsil eden vekillerimizin sayısı dünya normlarının bir hayli gerisinde kalıyorsa düşünmemiz gereken çok şey var demektir.