Kadına bakış açısı

Kadın dünyada her alanda artık yer alabiliyor.Ama hala bir çok yerde kadına baskı şiddet hat saffada bu düzen ne yapılsada değişmiyor.

Biz kadınlar bu düzeni değiştirmek için ne yapıyoruz?
Bir çok feminist guruplar baş kaldırsada bu düzene hala sindirilmiş ezilmiş bir çok hemcinsimiz olduğu gerçeğinide değiştirmiyor.

Erkek egemen bir toplum halindeyiz.İş dünyasında ve sosyal hayatta bir çok başarılı kadın olmasına rağmen buna karşıt evinden çıkamayan koca baskı ve dayağından yaşama sevincini kaybeden milyonlarca kadın kaderim diyip oturuyor.

Dayak yemek hor görülmek eziyet çekmek nasıl bir kaderdir nasıl bir kısır döngüdür.Bu zihniyet kadınlarımızın beyninden çıkmadığı sürece kadın çalışan üreten kendine güvenen bireyler haline gelmedikce bu sorunlarda bitmeyecektir.

Kadın her güçlüğe göğüs geren
Kadın anayım diye sabır eden
Kadın ağlasada bildirmeyen
Kadınım ben kadınım

Cinsiyete dayalı ayrımcılık tüm haşmetiyle devam ediyor. Evet çıkartılan yasalar, kadının toplumsal yaşamda ki statüsünün değişmesi bu ayrımcılığı bir nebzede olsa kırabilmiş durumda ama hala istenilen nokta da olunmadığı bir gerçek.

Üstelik bu durum sadece bize özgü değil. Dünyanın her yerinde (en gelişmiş ülkeler dahil) kadınlar şiddete ve ayrımcılığa tabi tutuluyor. Yani kadın heryerde kadın!
Nufusun yarısı kadınlardan oluşuyor. Tam bir eşitlik olsay dı mecliste ki milletvekillerinin yarısı kadınlardan oluşurdu. Aynı şekilde valiler, kaymakamlar kamu ve özel sektörde çalışan tüm üst düzey yönetici kadrosunun yarısının kadınlardan oluşması gerekirdi. Bunca yıllık cumhuriyet tarihinde Türkiye sadece bir kadın Başbakan görebildi. Dünyada kadın başbakanların sayısı parmakla gösterilecek kadar az.

Bu anlamda kadınlar ve engelliler arasında ortak bir payda var. Nufusun %12'si engellilerden oluşuyor ama nufusa orana göre kamu ve özel sektörde çalışan veya üst düzeyde yöneticilik yapan engelli sayısı çok çok az.

Tıpkı engelliler gibi kadınlar da yaşamın her alanın da görünür olma, eşit şart ve koşullarda kendileri göstermekte sıkıntı çekiyorlar. Eğitim düzeyi yeterli olan bir engelli iş başvuru su yaptığın da sırf engelli olduğu için işe kabul edilmezken, kadınlarda ilerde hamile kalıp işini aksatır gerekçesiyle kabul edilmeyebiliyor. Bu ve buna benzer binlerce örnek sıralanabilir.

Gelinen bu noktada kadına bakış açısında hiçmi değişiklik olma dı? Elbette çok şey değişti. Kız çocuklarının canlı canlı gömüldüğü dönemlerden bugünlere geldik. Toplumun bilincinde ki kadın, engelli kavramlarının ve o kavramlara yüklenen anlamların değişmesi / değiştirilmesi hiçte kolay değil. Bu zor yolda bıkmadan usanmadan ve hak arama noktasında sonuna kadar mücadele etmek gerekiyor. Bu mücadelede her iki tarafta (kadın ve engelliler) veriliyor. Verilen bu mücadelenin bir gün meyveleri tam ve olgunlaşmış şekilde toplanacaktır.

Engelliler ve kadınlar arasında kurduğun bağ çok haklı temellere dayanıyor sevgili Halil. Tarih boyunca her iki kesimde ezildi yok sayıldı. Şimdi görünür olma direnme dönemi başladı. Bu direniş uzun soluklu bir direniş olacak.
Sonunda her iki kesimde hak ettiği yaşam standartına kavuşacaktır. Yılmak yok yola devam!

Günümüzde bir çok değişiklik olmasına rağmen hala çok az yol katetmiş durumdayız.
Evet kız çocuklarının diri diri gömüldüğü o zamanlardan kurtulmuş olsakta şimdilerde ise kız çocukları okutulmayan bir çok ilimiz var.

Kızsın okuyupta ne yapacaksın evlenip gideceksin deniyor.Oysa evlilik hayatındada eğitimin yerinin ne kadar önem teşkil ettiğini ya bilmiyorlar yada bilmezden geliyorlar.

Her sorunumuzun başında eğitimsizlik ve buna bağlı olarakta cehalet geliyor.Eğitimli kadın kendini ezdirmeyip ters durumlara kafa tuta biliyor ama okumamış eğitim almamış olanlarımız malesef aman annem babam ne der aman etraftan ne der diye diye tüm zorlukları sıkıntıları çekmeye kendini mecbur hissediyor.

Bu düşüncelere istinaden çokta fazla gelişmiş durumda olduğumuzu düşünmüyorum.Belki zamanla istediğimiz düzene erişeceğiz ama o vakte kadar kimbilir kaç kadınımızın canı yanacak.Ve kimbilir kaç kadınımız her gün göz yaşı dökecek.

Zaman herşeyin ilacı derler acaba( Kadınlar ve Engelliler )konusunada ilaç olabilcekmi bakalım.Bir çok alanda bir birine çok benzeyen iki gurup (Kadın ve Engelli) her iki gurubunda kendine has zorlukları var.Her iki gurupta dışlanıyor bir çok toplumdan.

Kat edilecek yol çok fazla ama insanların sabır gücü tükendi gibi birşey . Birtaraftan maddiyat insanların belini bükerken geçim sıkıntısıyla cebelleşirken diğer birtaraftanda maneviyatımızdanda yoksun kaldık.

Nedir bu insanların beklentisi?
Sadece biraz sevgi,saygı ve hoşgörü bukadar basit ve bir okadarda yapılması zor şeylermiş meğer. Karşındaki insana saygı duymak insan olduğu için sevmek o insanında bazı hak ve hukuklarının olduğunu düşünmek bu kadarmı zor bu kadarmı imkansız.

Kadın'ın her topluma girme ve her toplumda çalışıp söz söyleme hakkı olmalı .Ayrıca evinde bir birey olduğu ev içi verilcek kararlarda fikir beyan etme hakkının olduğunu unutmayalım .

Şiddetin olmadığı bir dünya için kadınların her tür husumetlerinin son bulduğu bir yaşam için hep birlikte olalım birlikten kuvvet doğar ilkesini bir kez daha kanıtlarcasına aşalım bu sorunları.

Kadınsan susacaksın

Kadınsan susacaksın.....

Bu kelimeyi eminim bir çok kadın duymuştur .Ben bu kelimeye hayır diyorum ya siz?
Her konum ve her koşulda kadına susma emri verilir gibi kadınsan susacaksın deniyor.Peki bu emri vaki tutum neden?Kadını hiç bir sıfata yakıştırmayan bu tutum neden? kadına bu bakış açısı neden?

Biz kadınları güçsüz savunmasız verimsiz görmelerinden değilmidir tüm bunlar.Peki bu duruma sebebiyet verende biz kadınlar değilmiyiz? Sindirilmiş ezilmiş bir hale gelen kadınlarımız bir çok alanda sessiz kalmayı yeğliyor ve kadınsan susacaksın sözünü kabulleniyor.

Buna bir son demenin vakti gelmedimi hala bence geldide geçiyor bile.

Bu tabuların yıkılması gerekiyor.Kadına bu bakış açısının değişmesi gerekiyor.Kadının öz güvenini kazanması gerekiyor.Kadın herkese ayakları üstünde durabildiğini kanıtlaması gerekiyor.Ancak bu şekilde kadına bakış açısı değişecektir.

Aslında sadece kadın içinde değil her iki cins içinde geçerli değilmidir bu yazılanlar.İnsanın kendine güvenen birey olmasından daha güzel ne var.Bu güven her bireyi her kulvarda başarıya götürmezmi:? Buna hayır diyecek hiç kimse yoktur herhalde.

Bu yazıyı okuyan her bayan arkadaşım şöyle bir yıllar öncesini gitsin ve düşünsün Aileleri aman kızım kocana karşı gelme sus... Aman kızım ne derse peki de sus... Aman kızım bize laf getirme sus... bunlar uzayıp gider.Aynı şeyler banada söylendiği için çok net yazabiliyorum.Susturulmamız taki ozamanlardan başlamış.

Benim gibi bir çok kadınada bu telkinler yapılmıştır buna eminim kimimiz susup büyüklerimize itaat ettik kimimiz bu düzene baş kaldırdık.Ama yinede bir arpa boyu yol alamadık.

Bu düzen ve bu bakış açısının değişmesi dileğiyle.....

Çok haklısınız.Lakin şöyle bir bakarsak tüm bunlarda bizim de az da olsa katkımız yok mu dersiniz?

Gazeteleri alın elinize.Boy boy kadın resimlerinin kendilerini büyük bir gururla nasıl da teşhir ettiğine bakın lütfen.Ha bir de buna sanat diyorlar,moda diyorlar.Yok efendim yok bunun adı ne çağdaşlık ne de başka bir şey olamaz.Biz önce kadın olarak kendimizi düşürdğümüz konumdan kurtaralım derim.Kendimize saygı duyalım ki başkaları da bize bu saygıyı duysun derim ben.Ha elbette bu durumlar kadına zulmü yahut haksızlığı geçerli kılmaz.Gazeteler trajlarını arttırmak için nasıl ihtiyaç duyuyorlarsa bu boş anlamsız saçma şeylere biz kadınlar da toplumda hakkıyla var olduğumuzu ,var olacağımızı ve her zaman da olacağımızı göstermeliyiz.

Neyse ya! Sanırım konunun dışına çıktım ben,kusura bakmayın.Önce kendimizi başkalarının oyuncağı olmaktan kurtaralım diyorum kısacası.Bakın görün ondan sonra her şey ağır ağır nasıl da yoluna giriyor.Kadına karşı öngörülmüş bu rolü bir çırpıda sıyırıp atmak mümkün değil yazık kİ! Oysa zaman ve sabır en büyük ilaçmış.Bakalım gerçekten öyle olacak mı?
Bize düşen bilinçli bir kadın olmak.Hepsinden mühimi yarataılanların en mükemmeli olmak.İNSAN OLMAK

İnsanı degerleri taşıyan bir insan ayrımcılık yapmaz kadınına ve kadınlara üstünlük göstererek eziyet yapoma hakkına sahip degildir.Özelliklede evlilik hayatında bir erkek kadınına karsı kendini üstün görüyorsa büyük hatadır.Kainatta yasayan canlılar arasında üstünlük yoktur oldugunuda idda edenlerininde zekasından süphe ederim....

Gülsarı ve SON_OSMANLI

Her ikinizin yazılarındada doğruluk payı çok fazla öncelikle biz kadınlar kendimize saygı duyalımki karşı taraftan saygı bekleyelim.Ayrıca saygınlığımızı muhafaza etmek zorundayız bir takım şeylere maruz kalmamak için.