keyifli zaman geçirilebilecek bir site: http://onedio.com

Selamlar Gazoz Ağacı,
Ben testte kendi sonucumu paylaştım sadece,
Demekki aynı/benzer seçenekleri işaretlemişiz, :)
Saygılar...
 
38 Maddede Sürekli Aklınızda Bulundurmanız Gereken Günlük Hayat Gerçekleri
38 Maddede Sürekli Aklınızda Bulundurmanız Gereken Günlük Hayat Gerçekleri - onedio.com

37. Sevmediğiniz bir kitabı ya da filmi bitirmemek kadar normal birşey yoktur. Kendinize bir iyilik yapın ve vakit kaybetmeden kapatın!

:) işte mutluluk bu! artık çin işkencesine son veriyorum evet ya inatlaşmak niye ki kendime bir iyilik yapıp hayatımda bu maddeyi uygulamaya geçmeliyim mutlaka...teşekkürler arkadaşım ya nerden bulursun bu yazıları bu kadar dar vakitlerde... tebrikler
 
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde bir dönem personele okuma yazma eğitimi vermiş olan Bedia Tuncer, bir taraftan da akıl hastalarıyla ilgilenmiş ve akıl hastalarının yazdıkları şiirleri derleyerek bir şiir kitabının yayınlanmasına vesile olmuş. 1964 senesinde Matbaa Teknisyenleri Basımevince İstanbul’da basılan kitap, belki de dünyada türünün tek örneği.

Beğendiğim bir tanesi:

UNUTMAMAK

Unutmak istiyordum seni
Fakat bir türlü gelmiyordu
Elimden
Fakat şimdi unuttum
İşte seni
Niye dün gece
Rüyama giripde
Hatırlattın kendini


onedio.com/haber/akil-hastalarinin-yazdiklari-siirler-405746?utm_source=onediocom&utm_campaign=facebook_page&utm_medium=facebook
 
546cc95d2352771f70085bb6.webp

546cc966b305af111726771d.webp

546cc96f757c14082049a293.webp

546cc978950193d323fb0740.webp

546cc9a9e351e83565f3c2ba.webp

********************************
60'larda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde Yatan Akıl Hastalarının Yazdığı 26 Şiir - onedio.com
 
Size Varlığınızı ve Varoluş Amacınızı Sorgulatacak Bilgilerle Dolu 34 Görsel
Bunlar da Güneş Sistemindeki komşularımız ve biz
546e58c2094a337f5b7a12b5.webp



Şimdi tekrar düşün! Dünya ve Ay arasındaki mesafeye Güneş Sistemimizdeki tüm gezegenler sığabilir!
546e59199ba4a40b5985a2f1.webp



Burada ise Dünya ve Satürn karşılaştırması, aslında 6 adet Dünya ve Satürn desek daha doğru.
546e596dd83ec4a573699577.webp




Bu Rosetta Kuyruklu Yıldızı.
Geçtiğimiz günlerde bu bebeğin üzerine bir uzay aracı indirmeyi başardık. Bu da Rosetta'nın ne kadar büyük olduğunu anlamamız için New York ile karşılaştırıldığı bir görsel.
546e5a21fc6227aa5bf46af4.webp




Tabii ki Güneş ile karşılaştırıldığında gerçekten küçük olduğunu hatırlayalım
546e5a5b752b2ee175ef892d.webp




Biraz daha geriye gidelim. İşte Güneş ile karşılaştırıldığında Dünya'nın boyutu. Korkunç değil mi?
546e5b3d9ba4a40b5985a382.webp
 
Ancak yine bu da pek bir şey sayılmaz, yine Carl'dan alıntı yaparsak "Evrende, Dünya üzerindeki tüm sahillerin tüm kum tanelerinin toplamından fazla yıldız vardır."
546e5b87752b2ee175ef8b3b.webp




Bu demek oluyor ki, bizim Güneşimizden çok çok daha büyük yıldızlar da uzayda bir yerde mevcut. Ne kadar küçük ve önemsiz görünüyor bizim Güneş değil mi?
546e5bd9094a337f5b7a13c1.webp



Yine de bütün bunlar bir galaksiyle karşılaştırıldığına hiçbir şeydir.
İşin ilginç yanı, Güneş bir akyuvar boyutuna gelecek kadar küçültülse, Samanyolu da aynı ölçek kullanılarak küçültülse, Samanyolu'nun büyüklüğü ABD kadar olacaktır.
546e5c6c76269b7673482f50.webp



Bunun nedeni Samayolu'nun devasa oluşudur. Samanyolu'nda işte şu kırmızı noktanın olduğu yerdesin.
http://img-2.onedio.com/img/719/bound/2r0/546e5cc8b09ad6ae058fa0be.webp


Ama tüm gördüğümüz bu sarı daireden ibaret.
Geceleri gördüğümz tüm yıldızlar yalnızca sarı dairenin içinde bulunanlardan ibaret.
546e5cf476269b7673482f8e.webp



Başka galaksilerle karşılaştırıldığında bizim galaksimiz de oldukça çelimsiz kalıyor.
İşte Samanyolu'muzun, 350 milyon ışık yılı uzaklıktaki IC 1011 Galaksisi ile karşılaştırması.
http://img-3.onedio.com/img/719/bound/2r0/546e5d2ab09ad6ae058fa0cf.webp


Ayrıca, bilindiği üzere kar delikler de mevcut. İşte sırf sizi korkutmak için, Dünya yörüngesi ve bir kara deliğin boyutu ile karşılaştırılışı.
Dünya'nın yörüngesi 17 ışık dakikası, Neptün'ün 8,3 ışık saati ve NGC 1277 Kara Deliği'nin ise 4 Işık Günü.

Yani, eğer bir gün sevdiğiniz dizi yayından kaldırılır ya da tatile falan çıkamaz da üzülürseniz, hatırlayıp tekrar düşünün,
546e5e5b76269b7673483004.webp



Ve işte geldik, gözlemleyebildiğimiz kadarıyla Evren ve içindeki yerimiz. Dev bir kavanozda minicik bir karınca gibiyiz
546e626666cce2a1069fadb2.webp



Size Varlığınızı ve Varoluş Amacınızı Sorgulatacak Bilgilerle Dolu 34 Görsel - onedio.com
 
Başlığı hortlatayım efendim. Nicedir buraya yazmamışız.
İyi bir anket buldum onedio'da. Paylaşayım:


Türkçeye Ne Kadar Hakimsin?

Bugün Türk Dil Bayramı. Her gün konuştuğunuz yazdığınız Türkçeye ne kadar hakimsiniz? Dil bilgisi kurallarını doğru uyguluyor musunuz? Kullandığınız kelimelerin anlamlarını biliyor musunuz? Hadi hep birlikte bakalım.

Türkçeye Ne Kadar Hakimsin? - onedio.com
 
Türkçeye yüzde yüz hakim olduğumu sanırdım ama sonuç istediğim gibi çıkmadı. :( Daha çok kitap okumam lazım arkadaşım değerli paylaşımların için teşekkürler...
 
Selamlar Gazoz Ağacı,
11 doğru 4 yanlış,
Gece yarısına şurda ne kalmış. Esneyerek yapılınca bu kadar oluyor. Saçma sapan yanlış yaptım saçmasapan sorusunda bile.
Bir de şu var: Misal saçmasapan'ın doğru yazımı eminim seneler içinde farklılık göstermiştir. Kimi yıllar TDK bitişik yazımı doğru kabul etmiş kimi yıllarda da ayrı.(Bence)
Herkese iyi akşamlar..
 
:) Yorgunluktan diyorsun yani ok kabul en azından moralimi düzelttin ama yok ya benim 15 de 15 doğru yapmam lazımdı :( pufff ya neyse yorgunluktan heralde yada TDK kafasına göre sürekli değiştiriyorda olabilir evet evet evet yanlış TDK da :eek:
 
Konu Türkçe ile ilgili olduğu için buraya ekleyeyim dedim aslında daha uygun bir yer bulamadım ama çok beğendim o yüzden dayanamadım yine :(

11201854_1073824759311978_7549354857216379957_n.png
 
Tabi normal kullanıcı farklı bir gözle bakar olaya ama webmasterler arasında onedio nun "sosyal medya dönüşümü" örnek olarak gösteriliyor. Onedio ziyaretci sayısının %90'ı google üzerinden değil facebook, twittir gibi sosyal platformlardan geliyor. Bu anlamda çoğu internet sitesinin var oluşu gugula bağlıyken onedio nunki öyle değil. Tabi bu bir başarı örneği. Bu başarıda sağlam seçilmiş editörlerin, sosyal medya uzmanlarının ortak ve koordineli çalışması büyük rol oynuyor. Konuyla pek alakası olmadı ama dediğimin bir ek bilgi olarak yazayım dedim.
 
Ekşi sözlük yazarlarından olan pembe kader adlı bir kullanıcı engelli biri olarak yaşamanın nasıl bir durum olduğunu, engellilerin hayatın her alanında nasıl zorluklarla karşı karşıya kalmak zorunda olduğunu anlattığı mükemmel bir entry yazmış. Biz de bu entry'yi hem engelli vatandaşlarımıza karşı biraz daha duyarlı olunabilmesini sağlamak amacıyla, hem de bu duyarlılığın onları farklı olarak görerek değil, bizden biri olduklarının bilincinde olarak gösterilmesi amacıyla kendisinin de iznini alarak paylaşmaya karar verdik.
Her zaman zor bir durumdur engelli olmak...
5687ed623f876c2e67bf20b4.webp


Ben bedensel engelli bir insanım, doğuştan böyleyim... Tamamen sağlıklı anne ve babadan doğmuşum. Sağlıklı iki ağabeye ve bir kız kardeşe sahibim. Dört çocuktan sadece bende var bu durum. Doktorlara göre böyle doğmamın kesin bir nedeni yok. DNA'da meydana gelen küçük ama önemli bir mutasyon...

Çocukluğumdan beri her şey zordu, hele insanların bakışları... Bu ülkede engelli bir insan gören çocuklar hayret eder. "Anne, bu niye böyle?" diye sorarlar. Ebeveynler ise korkunç cevaplar verir. "Annesinin lafını dinlememiş böyle olmuş" diyen de olur, "Allah çarpmış" diyen de... Her bir cevap hafızamda kazılı, silinmiyor... Çocukların dalga geçmelerinden, bazı hayvanlara benzetmesinden hiç bahsetmiyorum bile... Evde geçen bir çocukluk, tek arkadaş oyuncaklar... Gözyaşları...

Ergenlik ise felaketti. Yaşıtlarım kız-erkek arkadaşlarıyla flört eder, haftasonları arkadaş gruplarıyla gezmeye giderdi. Okulda benle konuşurlar, ancak bir yere giderken çağırmak akıllarına gelmezdi... Sanki ben onlar için okulda katlanılacak bir varlıktım, hepsi bu. Açık açık dışlamazlardı ama içlerine almadıkları da ortaydı...

Üniversiteyi kazandım sonra. İlk girişimde, İstanbul Üniversitesi'nde iyi bir bölüm... Ailemi yaşadığım şehirde bırakıp İstanbul'a geldim. Yurt hayatı beni sarmadı; insanların yanında soyunmak ve giyinmek, engelliliğin verdiği vücut şekillerini çıplakça sergilemek zordu... Nevresim takımı değiştirmek, çamaşırları yıkatmak, asmak, ütülemek zordu... En zoru da tüm bunları yaparken sarf ettiğim yoğun çabayı insanların görmesiydi. Acıyan gözlere ve samimi olmayan yardım isteklerine daha fazla dayanamayıp yurttan ayrıldım. Kendime 1+1 küçük bir ev tuttum, tam 3 yıl bir evi çekip çevirdim. Temizliği de, yemeği de kendim yaptım. Hep yalnızdım, arkadaşlarım oldu ama bir dosttan ve sevgiliden çok uzaktım. Engelli insanları çok az insan karşı cins olarak görür maalesef...

Mezun olduktan sonraysa kolayca iş buldum... Bildiğim yabancı diller, üniversite not ortalamam sayesinde bir plazada işe başladım. Bu işi bulmamda üniversitedeki profesör hocam yardımcı oldu. Kurumsal ve düzenli bir yer... Yönetimdeki insanlar hocamın yüksek referansı ve özgüvenim nedeniyle bu işe layık gördü beni, ancak bu sefer de iş arkadaşlarım beni çok sevmedi... Aciz gördükleri bir kişinin böyle bir pozisyonda çalışması tuhaflarına gitti; kahve sohbetlerine de, haftasonu buluşmalarına da gidemedim, daha doğrusu çağrılmadım...

Evet, belki endi ayakları üstünde duran, iyi bir işe ve kariyere sahip, lüks bir evde oturan biri oldum... Başarılı, varlıklı oldum; ama mutlu olamadım. Hep mutsuz bir engelli olarak kaldım.
İçimdeki kızgınlığı hiç atamadım...

İçimdeki kızgınlığı hiç atamadım...

5687ef2e3f876c2e67bf20c5.webp


Ama kime? Neden?

Tanrı'ya... Beni böyle yarattığı için, beni seçtiği için, bana normal olma şansı vermediği için...

Kime? Neden?

İnsanlara... Beni böyle kabul etmedikleri için...

Kime? Neden?

Ülkeme... Bana pozitif ayrımcılık tanıyıp, önüme avantajlar sermediği için...

Kime? neden?

Kadere... Böyle bir hayatım olduğu için...

Gelişmiş modern bir ülkede doğsaydım eğer, çocukluktan itibaren özel bir eğitim, psikologlar sayesinde normale yakın bir hayatım olurdu belki... Belki mutlu olmaya yakın olabilirdim... Evlilik, çocuk yapma fikirleri normal gelebilirdi. Kim bilir, belki de hiçbiri olmazdı.
Ölmeyi istediğim zamanlar da oldu, inadına yaşamayı seçtiğim zamanlar da...

Zor bir insanım, yalan değil... Dizginleyemediğim aşağılık kompleksim var, yaşamam için mücadele eden bir egoya da sahibim. Benim ayakta kalma yolum da bu işte... Ancak böylesine şanssız bir insanda, tüm bunların olması ne kadar yanlış?

Her neyse, benim hikayem de bu işte. Şimdilik hayat böyle, bir şekilde devam ediyor...
Not: Bu vesileyle tekrar ve tekrar söyleyelim, lütfen engelli insanlarımıza karşı daha duyarlı davranalım, onların da kaliteli bir yaşamı hak ettiklerini unutmayalım. Onları farklı görmeyelim. Onlar bizim kardeşlerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız, sevgililerimiz, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, komşularımız, akrabalarımız. Onlara acıyarak bakmak gibi bir kabalık yapmayın, onları dışlamayın; unutmayın, bir gün siz de engelli olabilirsiniz. Biraz da olsa empati yapın ve engelli kardeşlerimize karşı daha duyarlı davranmaya çalışın.

5687efcb2da93f856a1d1436.webp



https://onedio.com/haber/engelli-bi...dugunu-anlatan-bu-yaziyi-okumalisiniz--651918
 
Teşekkürler Hakan hemde çok teşekkürler..

İşte röportaj böylesine doğal, böylesine içten olmalı yoksa hiç bir zaman '' iyi ki engelli olarak doğmuşum'' yada '' engellilik bana verilen bir ödüldür'' gibi gerçeği yansıtmayan, yürekten geldiğine inanmadığım kelimelerle süslenmiş tamamen yapmacık söylemlerle dolu ifadelere oldum olası inanasım gelmez. Her nedense benim gibi düşünenlerin çoğunlukta olduğunu biliyorum ama onlarında bir çoğu sergilenen bu samimiyetsizliğe aynı yapmacık tavırla, aynı samimiyetsizlikle yorum yapmayı seçerler. Ne diyebilirim herkesin doğrusu kendine ama harika bir yazıydı ve tabii ki harika bir röportaj emeklerine sağlık..
 
Geri
Üst