Kızlarınıza sahip çıkın deniyor. Peki ya erkek çocuklar?

GülerAkköse

Üye
Üye
Katılım
Kas 23, 2014
Mesajlar
105
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Bunca yıl kızlarınıza sahip çıkın kötü yola düşmesin dendi. Yanlıştı Oğullarınıza sahip çıkın denmeliydi .
Kızların hayatını karartan kim mi? Çapkın oğlum, aslan oğlum, elinin kiri diye destekleyen ailelerin oğullarıdır.
Oğullarınıza sahip çıkın! Adam gibi adam yetiştirin başkasının namusunda ,hayatında, bedeninde gözü olmayan.
( Alıntı : Maral )

Son kurban Özgecan Aslan ;
Çağ Üniversitesi Psikoloji bölümünde okuyan Özgecan Aslan (20), 11 Şubat 2015 günü okuldan çıktıktan sonra Tarsus'ta bir alışveriş merkezinde arkadaşıyla gezdi. Daha sonra arkadaşından ayrılan ve ikamet ettiği Mersin'e gitmek isteyen Özgecan Aslan, iddiaya göre şehirlerarası sefer yapan minibüse bindi. O saatten sonra genç kızdan haber alınamayınca, ailesi tarafından kayıp başvurusu yapıldı, genç kız önce tecavüze uğruyor daha sonra yakılarak dereye atılıyor. Kadın cinayetlerine maalesef bir yenisi daha eklendi.

Peki Türkiye'de ;
Bianet’in düzenli olarak yayınladığı şiddet çetelesi 2011 Kasım -2012 Kasım arası verilerinden Türkiye’de kadına yönelik cinayet, şiddet, taciz, tecavüz olaylarında herhangi bir azalma olmadığını görmekteyiz.
Basına yansıyan haberlerde erkekler 2012 yılında 171 kadın,12 çocuk,2 bebek,5 trans birey,13 erkek öldürmüştür. Aile içi şiddet ve tecavüzden dolayı ise 5 kadın 1 çocuk, 16 erkek ise tecavüz, cinayetten sonra intihar etmiştir. Cinayet ve intiharlar en çok Marmara Bölgesi’nde, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaşanmıştır. Kadınlar genelde eşleri, eski eşleri, kardeşleri tarafından öldürülmüştür. Öldürülen kadınların bir kısmı daha önce şikâyette bulunduğu ve yardım istediği halde koruma altına alınmamıştır. Katillerin ise birçoğu yakalanmamış/yakalanamamış yakalananlarsa genelde az ceza almıştır
Yine son bir yıl içinde erkekler 141 kadına, 8 çocuğa (çocuklardan 2’si hamile kalmıştır) tecavüz etmiş, 133 kadını taciz etmiş, 77 çocuk istismarda bulunmuştur. Kadın ve çocuklar en çok yakınlarındaki erkekler tarafından taciz ve tecavüze maruz kalmıştır. Bunu yapanların çoğu ya az ceza almış, ya da serbest kalmıştır.
Bir yıl içinde ki verilerde 253 kadının, 7 erkeğin ve 5 çocuğun, erkekler tarafından yaralandığını ve 83 kadının ise darp edildiği görülmektedir.
Yine geçtiğimiz yıl içinde kadınlar kendisine tecavüz eden, şiddet uygulayan 5 erkeği öldürmüştür.(Bu erkekler genelde baba, eski eş ve eşlerdir) ayrıca kendisine şiddet uygulayan 3 erkeği de yaralamışlardır.
2012 yılında Türkiye’de 5 trans birey cinayeti kayıtlara geçmiştir.(Trans Cinayetleri İzleme projesi verilerinden)
Yukarıda ki veriler Türkiye’deki acı gerçekleri tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Kadın sorununa erkek egemen zihniyeti yaklaşımıyla kadın sorunları çözülemez.
Türkiye’de kadına yönelik şiddet olayları son yıllarda artış göstermiştir. Her ne kadar ülkeyi yönetenler artış olmadığını, aksine düşüş yaşandığını söylese de istatistiklere baktığımızda, rakamlar durumun pekte onların dediği gibi olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
Sorunun çözülebilmesi için; kadın sığınma evlerinin sayısının artırılması ve sığınma evlerinin ekonomik yönden desteklemesi, kadınları öldüren erkeklere uygulanan haksız tahrik indiriminin kaldırılması,(şiddete uğrayan kadınlar jandarma, karakol, adliye kapılarından aile meselesi denilerek geri çevrilmektedir.) cezai müeyyidelerin suçun niteliğine göre artırılarak en hızlı şekilde kesin olarak uygulanması, şiddet tehlikesi altında ki kadını koruyucu güvenlik tedbirlerinin alınması, can güvenliği nedeniyle gerekiyorsa kent, kimlik, barınma yerlerinin değiştirilmesi ve geçinme sorununun çözülmesi, çocuklarının eğitimine devam etmesinin sağlanması… gibi somut tedbirlerle kadına yönelik şiddet olaylarında azalma sağlanabilir. (kaynak: antoloji.com )
 

Maral

Üye
Üye
Katılım
Ocak 9, 2013
Mesajlar
7
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Sinirden cümlelerim devrik, sinirden yanlış yazıyorum, kalemim kırık bir o kadar da sivri çok şey yazarım yazabilirim ama yazamıyorum neden mi bu suçu işleyenler bi kaç yıl yatıp çıkarlarda ben yazdıklarımdan dolayı öfkemden dolayı içeriden çıkamam diye. Adaletini sevdiğim ülkem onlara iyi hal indirimi yapar da beni kişi hak ve özgürlüklerine hakaretten içeri atar diye korkuyorum. öfkelendiğim de, üzüldüğüm de susmuyor kalemim, duygularımı kalemimle kağıda yazıyorum, ben susuyorum onlar konuşsun diye... İzlediniz mi haberleri? annesinin feryadını, babasının kızının kefenli bedenine sarılıp öpüşünü, kadınların tabutu taşımasını... erkeklerin kaldıramayacağı kadar ağırdı bugün Özgecan'ın bedeni... Herkes erkek olurda; önemli olan adam olabilmek, önemli olan insan olabilmek....
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Öldürülen kadınların bir kısmı daha önce şikâyette bulunduğu ve yardım istediği halde koruma altına alınmamıştır. Katillerin ise birçoğu yakalanmamış/yakalanamamış yakalananlarsa genelde az ceza almıştır!

DOĞRU

Sorunun çözülebilmesi için; kadın sığınma evlerinin sayısının artırılması ve sığınma evlerinin ekonomik yönden desteklemesi, kadınları öldüren erkeklere uygulanan haksız tahrik indiriminin kaldırılması,(şiddete uğrayan kadınlar jandarma, karakol, adliye kapılarından aile meselesi denilerek geri çevrilmektedir.) cezai müeyyidelerin suçun niteliğine göre artırılarak en hızlı şekilde kesin olarak uygulanması, şiddet tehlikesi altında ki kadını koruyucu güvenlik tedbirlerinin alınması, can güvenliği nedeniyle gerekiyorsa kent, kimlik, barınma yerlerinin değiştirilmesi ve geçinme sorununun çözülmesi, çocuklarının eğitimine devam etmesinin sağlanması… gibi somut tedbirlerle kadına yönelik şiddet olaylarında azalma sağlanabilir.

YANLIŞ

Şiddet, şiddeti doğurur!
Yasaklarla, cezai müeyyidelerin arttırılmasıyla, korkutmayla, tehditle, baskıyla, zorlamayla, zorbalıkla, yaptırımla bir yerlere gelinemez!
Barışı sağlamanın yolu barıştan geçer! Savaşa savaşla karşılık vermekle ortadaki hazin tablo gün geçtikçe katlanarak artmaya devam edecektir.

Bunlar benim düşüncelerim ve ben özellikle son yıllarda giderek artan kadın şiddetine seyirci kalmaya devam etmeye dayanamayarak yakınımdaki tüm şiddet gören kadınları kendimce koruma altına alarak, yaşananlara bizzat şahitlik ederek konuya karşı oldukça duyarlı olduğumdan bana göre çözümün kendisi aslında en çok yine KADININ KENDİSİNDE!!!

Eşlerine şiddet gösteren, kız kardeşlerine şiddet uygulayan, kız arkadaşlarına her türlü sözlü ve fiziksel tacizde bulunan erkekleri bu dünyaya getirende bir kadın değil mi?

Bu erkekler gökyüzünden gelmedi ki? yada yeryüzündeki hiç bir şiddet yanlısı erkek şiddeti anne karnında öğrenmedi ki???

Acı ama gerçek şu ki bir erkek çocuğu şiddeti önce kendisini doğuran, büyüten en yakınındaki annesinden görür, babasından, ağabeyinden yani önce ana kucağında sonra baba ocağında, sonrasındada hani o çaresiz kadınları şiddetten koruyamayan devlet babanın okullarında görür.

Her çocuk melek kadar masumdur kendisine günah giydirilmeden önce!!! Günahı, sevabı, haramı, helali öğretmediysen zamanında, onu insan gibi insan olarak yetiştiremediysen şimdi en çok aile, o ailenin baştacı kadın, anne kendisine bu soruyu sormalıdır :

'' Ben nerede hata yaptım???''
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
can güvenliği nedeniyle gerekiyorsa kent, kimlik, barınma yerlerinin değiştirilmesi ve geçinme sorununun çözülmesi

Bu ülkede kadınlar neden CAN GÜVENLİĞİ nedeniyle yaşamını değiştirmek zorunda bırakılsın ki? Hele adaletin öngördüğü bir can güvenliği şeklide fiziksel görünüşün tamamen değiştirilmesine yönelik yeni bir yüz yaratma operasyonları yokmu işte bu bile beni deli etmeye yetiyor!!! Suçlu şiddet gören, şiddetten kaçan kadınmış gibi onu koruma yollarından biri olarak ona yeni bir yüz, yeni bir kimlik kazandırma önerisinin devletten gelmesi???

Arkadaşlar bu ne yaman bir çelişkidir böyle? '' Ben seni koruyamıyorum yada kadına ben senin can güvenliğini sağlamakta aciz kalıyorum o yüzden sana yeni bir kimlik vereyim? '' diyebilen bir devletin acizliği , başarısızlığı, çaresizliği değil midir???
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Özgecanların suçu ne???

Bu ülkede bugüne kadar sayısız Özgecan vahşice katledildi ve hepsinin ortak suçu dünyaya kadın olarak gelmekti. Yoksa ne başı açık olduğu için, ne geç saatte dolmuşa bindiği için ne de ayrılmak istediği için öldürülmedi hiç biri. Hepsi masumdu sadece adına insan denilen ama insanlıktan nasibini almamış mahluklara karşı daha fazla direniş gösteremedikleri için, naif bedenleri böylesine hayvani dürtülerine yenik düşmüş , vicdansız şerefsizlere karşı koyamadığı için nefesini vermek zorunda kalan onbinlerce Özgecan bu ülkenin artık acilen temizlenmesi gereken en önemli insanlık davası haline gelmiştir. Olayın boyutu artık kadın şiddetinden çıkmış İnsanlık suçu olmuştur.

Tv kanallarında izledikçe kahroluyorum, gazete haberlerinde okudukça canımdan can kopuyor ama acı bir yere kadar önemli olan soruna çözüm bulmaksa bu vahşet zincirlerine acilen bir dur demenin vakti gelmedi mi? Başbakan açıklama yapmış ve aslında aklına ilk gelen sloganı söylemiş bulundu yine yeni bir gaflet anında :

'' Kadına kalkan eller kırılsın! '' bu ne şimdi? kadına kalkan eller kırılsın demekle o kadının yaşadığı şiddet anı hafızalardan silinecek mi? yada insanı kadın yada erkek olarak ayırmak ne derece doğru? İnsan insandır ve insanın kimliği , cinsiyeti ne olursa olsun, yaşı kaç olursa olsun şiddet insan onuruna yakışır bir olgu değildir ki! Şiddetin her türlüsü, ister fiziksel ,ister duygusal, psikolojik, sözsüz vb şiddetin her türlüsü zaten anayasal suçun ötesinde İnsan Haklarına karşı yapılan haksızca bir eylem değil midir?

Her zaman sözünü ettiğim bir hayalimin daha gerçekleşmesi için bir kere daha yineliyorum ki bu ülkede hani o her yıl sil baştan yazılıp çizilen, sürekli değiştirilen müfredat adı altında ilköğretimden başlayarak lise son sınıfa kadar okutulması gereken ders programlarının başına İNSANLIK DERSİ getirilmeli. Bu öyle bir ders olmalı ki, çocuk aile içinde alamadığı, göremediği, kendisine verilmeyen, yoksun bırakılan insan sevgisini, ilgisini, anlayışı, hoşgörüyü, insan olabilme yargılarını, vasıflarını taşıyabilme, insanca yaşayabilme kurallarını, ahlakın sadece bir et parçasıyla sınırlı sayılamayacağını, ahlaksızlığın boyutlarının kendi kızkardeşinin namusunu korurken arkadaşının namusuna göz dikmekle sınırlandırılamayacağını, namusun yada namussuzluğun çerçevesinin kendi gözünden, kendi dar bakışlı kafasından çizilip karalanamayacağını, toplum normlarına saygı duyulması gerektiğini, şerefin yada şerefsizliğin anlamını ve daha bir çok olguyu, kavramı, anlam karmaşası yaşamasına engel olmayacak şekilde, açıkca, net bir Türkçeyle genç beyinlere aşılandığı bir ders konulmalı...

Asırlardır ana dilimiz olan Türkçenin bile Osmanlıcayla değiştirilmesi gerektiğini düşünen örümcek beyinlilerin böyle bir ders konmasını kesinlikle önermeyeceklerini biliyorum çünkü öyle bir dersten kendilerinin geçmeleri bile mümkün değil. İnsanlıktan sınıfta kalmış bir ülkenin şimdi en son yaşanan Özgecan katliamıyla milyonlar sokağa dökülürken, herkes kendince kendi içindeki yürek acısını bir şekilde dile getirirken, o annenin feryadı kulaklardan nasıl gidebilir? yada hangi ağırlaştırılmış ceza ki bu idam cezası olsa dahi bağrı yanan bir annenin evlat acısını dindirebilir?

Acımız büyük tıpkı bundan önceki acılar gibi...

Yas bizim bu ülkenin ortak yası tıpkı diğer yaslar gibi...

Çözüm eğitimden geçer arkadaşlar. Bu ülkenin kadınları yetiştireceği çocukları, gençleri kendi eğitim eksikleriyle nasıl doğru yönlendirecekler ? Siz hiç sokakta çocuğunu öldüresiye döven kadın profilleriyle karşılaştınız mı? Ben 14 milyonluk metropolde hemen her gün yolda, otobüs durağında, markette, mahallede, her yerde kadınlarımızın nasılda çocuklarına şiddet uyguladıklarına tanık olabiliyorum ve her seferinde diyorum ki ;

''Şiddet gören çocuk büyüdüğünde, şiddeti küçüklüğünde öğrendiği için mutlaka uygular! Çocuğunuza ne verirseniz onu alırsınız hemde misliyle!''
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Bunca yıl kızlarınıza sahip çıkın kötü yola düşmesin dendi. Yanlıştı Oğullarınıza sahip çıkın denmeliydi .
Kızların hayatını karartan kim mi? Çapkın oğlum, aslan oğlum, elinin kiri diye destekleyen ailelerin oğullarıdır.
Oğullarınıza sahip çıkın! Adam gibi adam yetiştirin başkasının namusunda ,hayatında, bedeninde gözü olmayan.


Çocuklarınıza sahip çıkın! İnsan gibi insan yetiştirin. Başkasının namusunda, hayatında, bedeninde, emeğinde gözü olmayan İNSAN!


10991236_636083313186293_540351045691035824_n.jpg
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
10418888_940645855985769_7715008334493761991_n.jpg
 
Tekerlekli Sandalye
Üst