Özür Dilerim

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Öykünün Adı: ÖZÜR DİLERİM

Yazar: Serdar UYAR

Yazarın Özgeçmişi:

1981 Eskişehir doğumluyum. İlk, orta ve liseyi Eskişehir’de; üniversiteyi Gazi Üniversitesi Felsefe Grubu Öğretmenliği bölümünde okudum. Evliyim. Halen Ankara’da öğretmenlik yapmaktayım

ÖZÜR DİLERİM adlı öyküden kısa bir bölüm:

Halit Bey koltuğun arkasına yaslanmış sağ eline aldığı telefonla konuşurken sol eliyle alnını ovuyordu. Akşamki sanat ve edebiyat sohbeti sırasında yediklerini hala sindirememişti. Bir arkadaşlarını kıramayarak içtiği son birkaç kadeh başında keskin bir ağrı bırakmıştı. Derginin yazı işleri müdürü olmak böyle entelektüel toplantılara katılmasını zorunlu kılıyordu. Edebi fikirlerine değer verdiklerinden Halit Bey’i bol bol konuşturup ondan faydalanıyorlardı. Halit Bey de kendisini büyük bir dikkatle dinleyen insanlardan engin bilgilerini esirgemiyordu. Zaten sanattan anlayan topu topu kaç kişi vardı? Böyle edebiyat ortamları olmasa gündelik yaşamın sıkıcı insanları ona boğuyordu.
Ağrının başını bölge bölge ezmeye başladığını hissedince telefonu bir an önce bırakarak iki eliyle alnını ovmak ihtiyacı hissetti. Belli ki karşısında kıramadığı ve konuşmak zorunda olduğu birisi vardı. Karşısındaki kişiye ağrıdan kıvrandığını hissettirmemek için de ayrıca çaba harcıyordu. Telefonu bir an önce kapatmanın yolu sanırım telefonun diğer tarafındakinin isteklerine boyun eğmekti.
“Peki.” dedi. Zayıf bir anında sıkışmış olduğundan kolay pes etti. Ama bazı şartlar koyarak kendine de bir galibiyet payı çıkardı.
“Ama bak evin çevresinden fazla uzaklaşmayacaksın. Arkadaşlarını doldurup hızla caddeleri turlamak da yok. Sana güvenmediğimden değil. Kaza yapman da önemli değil de henüz ehliyetin yok çocuğum. Birine çarparsın başın belaya girer. Araba elbette senden önemli değil. Hiçbir şey senden önemli değil!”
Telefondaki ses artık daha sakin konuşuyordu. Mücadelesi bitmişe benziyordu. Son bir soru sordu. Halit Bey bu soruya:
“Spor ayakkabılarımın içinde” diye yanıt verdi.
Telefonu atarcasına yerine koyduktan sonra tekrar koltuğun arkasına yaslanıp nihayet iki eliyle alnını ovmaya başladı. Hızlı bir hamleyle tekrar telefonu alarak “Bana bir kahve daha.” dedi. Tam telefonu kapatırken kapısı vurulup içeriye Canan Hanım girdi. Tekrar telefonu kulağına götürüp “Kahveler iki oldu.” dedi. Canan Hanım biraz rahatsız olduğunu öğrendiği için müdürüne “Geçmiş olsun” demeye gelmişti. Canan Hanım’ın gelmesiyle Halit Bey’in ağrıları biraz hafifler gibi oldu. DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst