On Yedinci Yaş Günü

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Henüz güneş doğmamıştı.Gece karanlığı yerini tan aydınlığına bırakmıştı.Odadaki ikili koltuğun arkasında ,pencereyi sıkı sıkıya kapatan beyaz güneşliğin aralığından güneşin ilk ışıkları sızdı,sızacaktı.Şimdi perde daha bir beyazdı.Berin gecenin geç saatinde sızıp kaldığı kahverengi deri koltuktan başını kaldırdı.Kısık,yarı uykulu gözleriyle sol kolundaki saatine uzaktan baktı.Gözlüksüz yakını göremediği için saatini biraz daha geriye götürdü.Yine göremedi.Odadaki aydınlık,küçük rakamları görmesi için yeterli değildi.Koltuktan doğruldu.Perdeyi hafif araladı.Kolunu pencereye yaklaştırdı.Biraz daha aydınlanan saatine bakıp,’’Saat altı.Daha çok erken.’’dedi.Başını tekrar yastığa bıraktı.Kalkmasına daha bir saat vardı.Uyuyakalırım kaygısıyla yatmaktan vazgeçti.Oturdu.Yer yer beyazlar düşmüş,seyrek,siyah,dağınık saçlarını iki eliyle kulaklarından arkaya atıp topladı.Aklı karşı odada kalmıştı.Onu merak etti.
Oturduğu yerden kalktı.Yer yer kendini salıvermiş, eski, ahşap yer kaplamaları ses çıkarmasın diye parmak uçlarına basarak küçük adımlarla koridorun diğer tarafındaki odaya yürümeye başladı.Odaya yaklaştığında hafif aralık kapıdan içerideki televizyonun sesi geliyordu.İlgisini çeker umuduyla bir çocuk filmi kanalını gece boyunca açık bırakmıştı.Kapıyı birazcık araladı.Sessizce içeri girdi.Uyuyordu.Oda darmadağınıktı.Bir savaş alanını andırıyordu.Dört bir yan küçük,değişik renklerde çok sayıda plastik toplarla doluydu.Aralarında,onlar kadar çok ,onlar kadar renkli irili ufaklı lego parçaları göze çarpıyordu.Ayaklarıyla yerdekileri hafifçe iteleyip kendine yol açtı. Yine küçük adımlarla yürüyüp çift kişilik yatağı karşıdan gören televizyonu kapattı.Etraftaki dağınıklık biraz toparlansın diye, siyah uzun saçlı bir goril maskesini yerden kaldırdı.Yatağın başucunda ,komidinin üstünde iki maske daha vardı.Biri;tek gözlü korsan,diğeri bir berduş maskesi.Üçünü de komidinin alt çekmecesine yerleştirdi.Yatağın başında durdu.Onu seyre daldı.Öpmek istedi.Ama uyanmasın diye dokunmadı.
Yatakta sırtüstü,bir bacağı dümdüz uzanmış, diğer bacağı dizinden ve kalçasından karnına çekilmiş,başı diğer tarafa dönük yatıyordu.Elinde ,iki elinin ince ,güçsüz parmaklarıyla sıkı sıkıya tuttuğu kiraz ağacı dalından yapılmış bir baston vardı.
Her sabah, kapısına yaklaştığında Berin’in sıcaklığını,kokusunu hisseder ve her zaman odasına girdiğinde yatakta onu gözleri açık karşılardı.Berin’i görmenin verdiği mutlulukla gözleri ışıldar,yataktan kalkmaya çalışır ,el bileklerinin kalınlığındaki ince,güçsüz bacakları her seferinde buna izin vermezdi.Becerememenin verdiği hüzün tüm ağırlığı ile gözlerine çöker,umutsuzluk onu tekrar yatağa çekerdi.Ama Berin avuçlarıyla başını okşamaya başladığında kısa,kalın,çatık kaşları düzleşir,yüzündeki gerginlik silinir,gözleri tekrar ışıl ışıl olurdu.Dün gece sabaha birkaç saat kala ,yorgunluktan güçsüz kalıp uykuya dalmıştı.Halen derin uykudaydı.
Birkaç gündür çok huzursuz ,çok saldırgandı.Dün gece daha da saldırgandı.Gece boyunca sürekli bağırdı.
Eline verilen her şeyi reddetti, atmaya çalıştı.Berin; eşi Suat’la onu sakinleştirmek için her yolu denedi. DEVAMI İÇİN TIKLAYIN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst