Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Yaz başıydı gittiğinde. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun, kimsesizdim... Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. (...) Demek yangında kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda..."
Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden
Geçen geçti,
Geçen geçti,
Geceyi söndür kalbim
Geceler de gençlik gibi eskidendi
Şimdi uykusuzluk vakti ...
Gidişini öperek uyandırdım bu sabah, ayrılığı da…
Fırından yeni çıkan, bekleyişler satın aldım…
Kırmızı-mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya,
Manzaraysa ayrılığa sıfır...
İşte her şey hazır!..
Acılarımla iki lafın belini kırdık,
Yokluğunda bir kuş sütü eksik...
Yalnızlığım ve ben,
Seni çok bekledik!..
"Sakla yamalarını kalbim
Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla
Yürü, arkana bakma, ama umursa
Bazen anılara en çok yakışan elbise
Birkaç damla gözyaşıdır unutma!"
“Bulanık çıkmış fotoğraflar gibiydim, görünümsüz Yalnızdım, karışıktım Beni tanıyan kimseler yoktu Hiç yoktu İçime kapanıktım Büyük ağaçların altında Havuzun kırık taşları arasında Bilmezdim mutluluk nedir Bilemezdim Alıp başımı gitmek isterdim İsterdim ama, kalırdım.”
Sebebi sendin yolculukların,
Yolların sonunda sana varırdı gönlüm.
Senden düşerdi toprağıma bahar
tebessümünle çatlardı tohum ay parçam...
Ki yolum sanaydı yönüm sana
Senin durakların başka adımlaraymış...
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
azıcık okşasam sanki çocuktular
bıraksam korkudan gözleri sislenir
ne kadınlar sevdim zaten yoktular
böyle bir sevmek görülmemiştir.
Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum;
Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün.
Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum,
Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.
Çok isterdim seninle ikimiz için
kavga edebilmeyi. Çok isterdim
gerçek sebeplerin “biz” olmasını.
Ama öyle değildi işte. Sen beklediğin
gelmedi diye, ben beklediğin ben
değilim diye isyan ettim hep. Sonrası
o bildik son işte...
O da yaralı senin gibi
Yıllar önce eksilmiş bir yanı
Anlıyor bağrının köşesinde
Yangın yerine dönen ateşi
Dediğinde minnetle
Bakmıştı gözlerine
Daha daha çok sevmişti seni
O ateşe su serpersin zannetmişti
Nereden bilecekti yaralı yanına
Bir yara bir yangın yeri de
Senden ekleneceğini
Belanın elinden
Şerrin sözünden
Sevdanın yalandan besleneceğini
Belli değil nasıl yaşadığımız
Boşuna dönüyor yel değirmeni
Düşünceler yorgun, hayaller yalnız
Bu mevsim,bu mevsim ağlatır beni
Mum aleviyle söndü varlığımız
Şu hava bambaşka, şu koku yeni;
Bu mevsim,bu mevsim ağlatır beni...