İzlenmesi Önerilen Filmler

Rüyamdaki Afrika
Ruyamdaki-Afrika.jpg


Yakın zamanda izlediğim en etkileyici filmlerden biriydi. Filmde ki "insanlar nerede doğacakları belirleyemez, ama nerede ve nasıl yaşayacağını belirler." sözü beni çok etkiledi. Özellikle filmin son 30 dakikası muhteşemdi...

Yönetmen: Hugh Hudson
Oyuncular
:
Kim Basinger, Vincent Pérez, Liam Aiken, Garrett Strommen, Eva Marie Saint
Slogan: Bazen hayattaki bir macera hayatın kendisi olur
Tür: Drama
Yapım Yılı: 2000 (114 dk)
Vizyon Tarihi: 4 Ağustos 2000 Cuma
Senaryo: Kuki Gallmann, Paula Milne
Yapımcı Firma: Columbia Pictures
Yapım Ülkesi: USA
Orijinal Dil: İngilizce
Orijinal Adı: I Dreamed of Africa
Resmi Site: Sony Pictures

Filmin Özeti
Çocukken ona Afrika'nın gizemli hikayeleri anlatılmıştı. Fakat en vahşi düşlerinde bile o muhteşem güzellikte saklı olan inanılmaz acıyı tasavvur edemezdi.

Kuki Gullmann (Kim Basinger) İtalya'da olmayan özgürlüğü ve heyecanı artık şiddetle arzulamktadır ve Afrika'ya oğluyla beraber gitmeye kara verir.

Kuki uçsuz bucaksız Kenya topraklarında duyduğu özgürlük hissine ve doğanın inanılmaz gücüne ilk başta hayran olur, fakat sonradan Afrika'daki hayatın hiç de hikayelerdeki gibi olmadığını keşfeder. Vahşi filler, kükreyen aslanlar, yoluna çıkan haerşeyi yok eden fırtınalar ve avcıların acımasıca öldürdüğü soyu tükenen hayvanlar... Bütün bunlara rağmen Kuki korkusuzca ve büyük bir istekle amacına ulaşmak için mücadeleye devam eder.
 
Bourne’un Mirası – The Bourne Legacy 2012


Açıklama: (imdb: 6.8 ) Bourne film serisinin arkasındaki anlatım mimarı Tony Gilroy, tüm dünyada neredeyse 1 milyar dolar hasılata ulaşmış son derece popüler casusluk serisinin bir sonraki bölümünde bu defa yönetmen koltuğuna oturuyor: Bourne’un Mirası.... Yazar/Yönetmen Gilroy, Robert Ludlum’un yarattığı Bourne evrenini orijinal bir hikaye ile genişleterek ilk üç filmdeki olayların tetiklediği yeni bir kahramanı (Jeremy Renner) karşımıza getiriyor. Bourne’un Mirası (The Bourne Legacy) filminde Renner’a serinin yeni oyuncuları Rachel Weisz, Edward Norton, Stacy Keach ve Oscar Isaac eşlik ederken, eski oyuncular Albert Finney, Joan Allen, David Strathairn ve Scott Glenn rollerini devam ettiriyorlar iyi seyirler

Ayrıca, Jason Bourne serisini izlemeyenler için, bütün serilerini izlemelerini önerebilirim.
Bu tarz film severlere ise daha iyisini seyretmediğimi söyleyebilirim..)
 
307_afis_8429.jpg






Yönetmen: Radu Mihaileanu
Oyuncular:
Yaël Abecassis, Roschdy Zem, Moshe Agazai, Moshe Abebe, Sirak M. Sabahat
Tür: Drama
Yapım Yılı: 2005 (140 dk)
Vizyon Tarihi: 14 Ekim 2005 Cuma
Senaryo: Alain-Michel Blanc, Radu Mihaileanu
Yapımcı Firma: Elzévir Films
Yapım Ülkesi: Fransa – İsrail
Orijinal Dil: Fransızca
Orijinal Adı: Va, Vie et Deviens / Live & Become


Filmin Özeti

Yıl 1984. 26 Afrika ülkesinden binlerce kişi Sudan'daki kamplarda açlıkla pençeleşmektedir. İsrail ve Amerika’nın insiyatifiyle gizli bir operasyon başlatılır. Binlerce Etiyopyalı Yahudi, İsrail’e gönderilir. Hıristiyan bir anne 9 yaşındaki oğlunu açlık ve ölümden kurtarmak için Yahudi olarak gösterir ve oğlunu kendi elleri ile İsrail'e gönderir. İsrail’e yetim bir Yahudi çocuk olarak varan küçük Şlomo, Tel –Aviv’de yaşıyan Sefarad bir Fransız aile tarafından evlat edinilir. Etiyopya’da bıraktığı annesine büyük özlem duyan Şlomo, yeni hayatına alışırken, sakladığı büyük sırrın altında ezilir. Her ne kadar Şlomo’nun yeni ebeveynleri küçük çocuktan sevgilerini esirgemeseler de, İsrail’de herkes Şlomo’yu kabul etme konusunda yeni ailesi kadar istekli değildir. Şlomo derisinin rengi yüzünden Yahudi topluluğu tarafından şüpheyle karşılanmaktadır.

Duygusal bir anımda olduğum için midir bilmiyorum ama gözlerim dolu dolu seyrettiğim , hafızamda yerini bulacak olan, savaşın, açlığın, sefaletin gözler önüne serildiği bu filmden etkilenmemek mümkün değil diye düşünüyorum. Aslında film bana en çok sevginin ve insanlığın dili, dini,rengi,ırkı, mezhebi, mesleği olmadığını bir kere daha anlattığı için tüm arkadaşlara da seyretmeleri konusunda kesinlikle tavsiye edebileceğim bir drama.

Sevgili dostum İsen Buga' ya film tavsiyelerinde tam isabetli olduğu için teşekkürlerimi iletmek istedim.

Sevgiyle izleyin,
 
Ben bu filmleri bundan kelli izlerim aga. :)
Bilenler bilir ben pc de film izlemekten nefret eden biriyim. E tabi haliyle her filmin CD sini alıp TV de izlemekte kolay değil. Ve sonunda bu olaya kökten çözüm buldum. Bilgisayarı tv ye bağladım. Yani tv yi bilgisayar ekranı gibi kullanabiliyorum. Atış serbest.. :)
 
Benim kalbim hep senin evin olacak.

Evim Sensin ~

Sen yarim idun ,
Sevdalim idun ,
Ölesiye sevdum seni
Her şeyum idun...

Konusu : Leyla, eşinden ayrıldıktan sonra baba evine döner.
Hayatının en zor 4 yılına girdiğinden habersizdir.
İskender ise yetimhanede büyümüş, yalnız yaşamış ve hayatı boyunca hiç evi olmamış bir adamdır.
Aralarında filizlenen aşk hızla ilerler, aradıkları mutluluğu birbirlerinde bulurlar.
İkisinin özene bezene kurduğu dünyanın üstüne bir kâbus çökene kadar,

"İskender’in evi artık Leyla’dır."

Kişisel Önerim : Fragmanlarına kapılıp benim gibi sinemada izleyerek boşa zaman geçirmeyin derim...tamamen başarısız bir filmdi ne yazık ki...İncir Reçeline rakip bile sayılamayacak türden...


Bugün bu filme gittim. Ben beğendim. Beni ağlatan film iyidir. Tavsiyem seyredin...
 
Evim sensin bende seyrettim çok güzel duygusal sevgi aşk hepsi var şunu ihtiraf ediyom ağlamadan durmak imkansız ben ağladım tavsiye ederim arkadaşlar sevretmenizi.
 
seytanmarkagiyercoverun6.jpg


Filmin Özeti
New York moda dünyasının göz alıcı karmaşasında , 0 bedenli muhteşem kadınlar içindeyken saçınızın kötü olduğu bir gün iş hayatınızın sonu olabilir. İşte Runway Dergisi bu inanılmaz cehennemin tam ortasıdır. Miranda Priestly (Meryl Streep) ise moda dünyasının en güçlü kadını Runway'in korku salan kraliçesi kendisine bir asistan alacaktır. Milyonlarca kızın hayatını verebileceği bir iş ise sıradan bir NewYork'lu olan Andy Sachs (Anne Hathaway) için göz kırpmaktadır. Yapacağı iş kesinlikle kendisine saygısı olmayan insanların yapabileceği türden, yaşamı bırakıp çalışmaya dayalı bir tür Miranda köleliğidir.
 
17938_2.jpg



Kızarmış Yeşil Domatesler

Filmin Özeti
Evliliği yolunda gitmeyen ve orta yaş bunalımına giren Evelyn Couch, bir bakımevinde tesadüfen tanıştığı Ninny ile arkadaş olur. Onu her ziyaret edişinde, Ninny gençliğinde tanık olduğu bir dostluğun öyküsünü anlatır: 1920'ler Amerika'sında, siyah-beyaz çatışmasının en yoğun olarak yaşandığı günlerde, birçok zorluğa göğüs geren Idgie ve Ruth'un dostluğunun... Bu iki kadının öyküsünden ilham alan Evelyn, Ninny'nin de yardımıyla kendi sorunlarının üstesinden gelmeyi başaracak ve hayata yeniden tutunacaktır.
 
Upside Down Trailer

Upside Down Trailer - YouTube

Açıklama: (imdb: 6.2 ) Adam sıradışı bir evrende görünüşte oldukça sıradan bir adamdır. Mütevazi bir şekilde hayatını idame ettirmek için çabalamaktadır ancak bir zamanlar tanıştığı başka bir dünyadan –alt üst edilmiş varlıklı bir dünyadan- gelen Eve isimli bir kız aklından çıkmamaktadır. Çocukluk dönemindeki flörtleşmeleri imkansız bir aşka dönüşmüştür. Adam Eve’i bir gün televizyonda görünce, ona ulaşabilmek için önüne çıkan bütün engelleri aşmaya karar verir. iyi seyirler
 
GUGUK KUŞU ve BENDEN BU KADAR adlı filmleri izlemenizi öneririm...

Jack Nicholson'un tüm filmleri izlenmeye değer ancak bu verdiğim filmler inanılmaz güzel.
 
185850.1020.A.jpg



The Piano, Piyano
Hazırlayan:EsKO
Filmin Yönetmeni: Jane Campion
Filmin Türü: Dram
IMDB Puanı: 7.5
Yapım Yılı: 1993
Ülke: Avustralya, Yeni Zelanda, Fransa
Yayınlanan Tarih: 12 Kasım 1993
Senaryo yazarı: Jane Campion


19.yy ortalarında Ada, Flora isimli bir kızı olan dilsiz bir annedir. Küçük kızı ile birlikte ülkesinden ayrılırken yanına gönülden bağlı olduğu piyanosunu da alan Ada için, Yeni Zelanda’nın ormanları içerisinde yeni kocası Steward ile başlayacağı yeni hayat, hiç de hayal ettiği gibi olmayacaktır. İlk olarak kocası, çok sevdiği piyanosunu Ada’nın haberi olmadan satacaktır. Piyanoyu alan komşusu, piyanoyu Ada’ya ancak Ada’nın ona piyano dersi vermesi şartıyla geri vereceğini söyler. Bu şekilde başlayan ilişkileri daha sonra farklı bir boyutta devam edecektir…

Öyküyü izlerken romantik bir film ile karşı karşıya olduğunuz izlenimi uyandırmakta. Oysa karakterlerin iç dünyalarına doğru yolculuğumuz ilerledikçe bir peri masalı ya da düşsel bir dünyada değil, etiyle, kanıyla yaşayan, neredeyse “sahici” insanlar ile karşılaşıyoruz…

Piyano filmi ile uluslar arası bir başarı kazanan Jane Campion, daha sonraki seneler diğer çalışmalarında Piyano’da yakalamayı başardığı çizgiye ulaşamamıştır. Piyano, 1993 senesinde tam 3 dalda Oscar ödülü almasının yanında, Cannes film festivalinde de altın palmiye ödülünü almıştır…


:) Sevgili dostum İsen Buganın tavsiye ettiği filmlerinden en etkileyici, en hüzünlü olanı diyebilirim. Duygusal olanların izledikten sonra etkilenmemesi mümkün değil...Hafızamdan silinmeyecek hüzün dolu, duygu yüklü bir film...Hafiften psikolojik sarsıntı geçirmenize sebep olabilir...


ne bu ölüm ?
ne bu şans ?
ne bu sürpriz ?


ARZUM YAŞAMAYI SEÇTİ...
 
kaplumbaga larda uçar ı ızlemenızı tavsıye ederim en begendıgım flimlerden biri......oneriler içinde tesekkur ederim ellerinize saglık
 
Hobbit Beklenmedik Yolculuk – The Hobbit An Unexpected Journey


Açıklama: (imdb: 8.4 ) “The Hobbit”te Bilbo Baggins’in uzun zaman önce ejderha Smaug tarafından ele geçirilen kayıp Cüce Erebor Krallığı’nı geri alabilmek için çıktığı epik yolculuğu izleyeceğiz. Büyücü Gri Gandalf tarafından aniden kapısı çalınan Bilbo kendisini efsanevi savaşçı Thorin Oakensheild’in liderliğindeki on üç cücenin arasında bulur. Yolculukları onları Yaban yerlere sürükler, Goblin ve Orklarla, Dev Örümceklerle, Kurtlarla, Şekil Değiştirenlerle ve Büyücülerle dolu tehlikeli topraklardan geçmek zorundadırlar. Hedefleri Doğuda ve Yalnız Dağ’ın çorak topraklarında bulunduğu için, önce goblin tünellerinden geçmek zorundadırlar. Bilbo bu tünellerde hayatını sonsuza dek değiştiren bir yaratıkla, Gollum’la tanışır. Alçakgönüllü Bilbo Baggins bir yeraltı gölünün kıyılarında Gollum’la birlikte sadece kendisini bile şaşırtan cesaretini ve kurnazlığını keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda Gollum’un beklenmedik ve faydalı güçlere sahip “değerlisi” yüzüğü de ele geçirir… Bilbo’nun henüz bilmediği şekillerde Orta Dünyanın kaderini değiştirecek basit altın bir yüzüktür bu.. iyi seyirler

Yüzüklerin efendisi figürleri kullanılmış bir fantastik :)
Parası olana iyi bir sinema keyfi şu soğuk kış aylarında...
 
16869_2.jpg



Yapım:1996 - ABD,
Tür:Dram, Müzikal,
Süre:117 dakika
Yönetmen:Mike Nichols,
Oyuncular:Robin Williams, Gene Hackman, Dianne Wiest, Calista Flockhart, Hank Azaria

Filmin Özeti

Armand Goldman (Robin Williams) Güney Miami sahilinde "Kuş Kafesi" adındaki bir gece kulübünü işleten bir 'gay'dir. Uzun zamandır Armand'ın sevgilisi olan Albert (Nathan Lane) ise "Kuş Kafesi"nin yıldız şarkıcısı. Onların heteroseksüel oğullları Val (aslında Armand'ın eski evliliğinden öz oğludur) onlara geldiğinde nişanlandığını açıklıyor. Nişanlısı ise Amerikalı bir senatörün kızıdır. Daha da kötüsü senatör ve eşi Val'in babasını ve "annesini" merak ettiğinden Miami'ye bir ziyarette bulunmak istiyorlar.


:) :) :) Gülmek isteyenlere ısrarla tavsiye ederim :) :) :) Bu film komedi dalında Sevgili dostum İsen Buganın önerdiği filmlerdendir ve çok keyifli saatler geçirmenize sebep olabilir ....benden söylemesi :)
 
1810951_640px.jpg



BENDEN BU KADAR...

Yapım:1997 - ABD,
Tür:Aile, Dram, Komedi, Romantik,
Süre:139 dakikaYönetmen:James L. Brooks,
Oyuncular:Jack Nicholson, Helen Hunt, Cuba Gooding Jr., Julie Benz, Kathryn Morris,

Filmin Özeti
Obsesif bir kişilik olan Melvin ( Jack Nicholson ) bir aşk yazarıdır ve her gün aynı yerde büyük bir titizlikle kahvaltısını yapar ve orda çalışan Carol ( Helen Hunt ) ona hergün tahammül etmektedir. Eşcinsel olan komşusu Simon ( Greg Kinnear ) ise yetenekli bir ressamdır. Bu üç kişi daha sonra birlikte bir maceranın içinde bulurlar kendilerini.. 7 dalda Oscar'a aday gösterilen filmi James L. Brooks yönetmiş.


''Daha iyi bir adam olmamı arzulatıyorsun bana''....

Birine yeterince uzun bakarsan ondaki insanlığı keşfedersin.

- Nasıl oluyor da kadınları bu derece iyi yazabiliyorsunuz?
+ Bir erkeği düşünüyorum, sonra da mantık ve sorumluluğu çıkarıyorum.

Bunu bu kadar zorlaştıran, başınıza kötü bir şey gelmiş olması değil sadece başka herkesin başına iyi şeyler geliyor oluşuna sinirlenmeniz.



Jack Nicholson'un mükemmel oyunculuğuyla mükemmelleşen bir film. Üstelik çok da eğlenceli. İzlemeyenlere tavsiye edeceğim çok harika bir film...

Bu film bir İSEN BUGA tavsiyesidir . Eğer bugüne kadar izlemediyseniz haftasonunuza keyif katacak, hoş vakit geçirmenize yardımcı olacaktır.

Gülümseyerek izlemeniz dileğimle,
 
One Flew Over the Cuckoo's Nest (Guguk Kuşu)

Nicholson_one_flew.jpg


Yapım:1975 - ABD,
Tür: Dram,
Süre:133 dakika
Yönetmen:Milos Forman,
Oyuncular:Jack Nicholson, Christopher Lloyd, Danny DeVito, Brad Dourif, Louise Fletcher,

Filmin Özeti

Eyalet Akıl Hastanesi'nde kısa bir tatil kulağa pek de kötü gelmiyor, öyle değil mi? Randle P. McMurphy (Jack Nicholson), damarlarında kan yerine elektrik dolaşan, ağzı çok iyi laf yapan özgür ruhlu bir mahkumdur. McMurphy, deli numarası yaparak kendisini 'kaçıklar' olarak nitelediği adamların yanına aldırır. Ve hemen ardından, onun bulaşıcı düzensizlik sevdası yeni geldiği yerdeki uyuşturucu rutinle karşı karşıya gelir. McMurphy Dünya Kupası maçları oynanırken, yeni arkadaşlarının yatıştırıcı ilaçlara boğulmuş bir şekilde ortalıkta bornozlarla dolaşmasına dayanamaz. Bu, savaş demektir! Bir tarafta McMurphy vardır. Diğer tarafta ise, sinema tarihinin en soğuk ve canavar ruhlu karakterlerinden Hemşire Ratched (Louise Fletcher) vardır. Ortada ise, koğuştaki herkesin kaderi. Ken Kesey'in en çok satanlar listesindeki romanından uyarlanan Guguk Kuşu, 1975'te beş ana Akademi Ödülü'nü kazandı.

Peki filmin ismi neden "Guguk Kuşu" ??? Kısaca şöyle, "Guguk Kuşları doğum yaptıklarında, Dişi guguk kuşu yumurtalarını ötücü Kuşların yuvasına bırakır onlara bakmak yerine, ötücü kuşlar kendi yuvalarına döndüklerinde Guguk kuşlarını kendi yavruları sanıp onları beslerler, Guguk Kuşları uçmayı öğrendiklerinde ise, kalan diğer Guguk Kuşlarını öldürüp, ötücü kuş anlamadan yuvadan kaçar"...

Hayatımda Gördüğüm En iyi Oyuncu Performansı Film Diyebilirim akıl oyunlarından ve içimdeki denizden sonra özellikle Jack Nicholson'ın oyunculuk performansı tanımayanlar için nasıl bir aktör olduğuna dair bir kanıt sanki...yok ya :) böyle bir oyunculuk yok...çok fazla etkilendim...içim daraldı sanki biraz da :)

''nereye istersen çek ama özgürlüğü çek ! ''

:):):) İSEN BUGA tavsiyelerinden olan bu filmi seyretmeniz dileğimle,
 
muthis.dadi.png


Yapım:1993 - ABD
Tür:Aile , Dram , Komedi
Süre:125 dakika
Yönetmen:Chris Columbus
Oyuncular:Robin Williams, Pierce Brosnan, Sally Field, Matthew LawrencePolly Holliday,

Filmin Özeti

Sizce sıradan bir baba çocukları ile daha fazla zaman geçirebilmek için ne kadar ileri gider? Daniel Hillard (Robin Williams) sıradan bir baba değildir. Eski karısının (Sally Field) evde bir bakıcıya ihtiyacı olduğunu öğrenince hemen bu iş için başvurur. Mükemmel peruğu, birazcık makyaj ve bütün durumlara elverişli elbisesi ile Mrs. Doubtfire kendini işine adamış İngiliz bir bakıcı olarak hemen işe alınır. Ve tüm alesiyle yepyeni bir hayat yaratır. Şok edici, neşeli ve çoğu zaman dokunaklı olan bu filmi Robin Williams tekrar tekrar seyredilmesini sağlıyor.
 
Geri
Üst