Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Her insan, kendi olması karşılığında topluma bir bedel öder.
Az ya da çok, ama mutlaka bir bedel. Kimse bedelsiz kendi olamaz.
Bu bedel çoğu kez yalnızlıktır.
Sağına soluna baktı adam ,
Kimse yoktu,en çok da ortada kendisi yoktu.
Yalan olduğunu bile bile o yalanı yaşamaya başladı...
Peki ama bir yalan nasıl yaşanır...
Ahhhhhhhh... Evet...
İnsan bir yalanı yaşamaya alışabilir değil mi?
Senin gibi , benim gibi ,hepimiz gibi
ERTÜRK AKŞUN
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...
diyor Nazım Hikmet.....İnsanın dinleneceği bir limanı olmalı bence. Hiç sorgusuz sualsiz yanaşabileceği bir liman. Neden geldin demeyeceği, sadece buyur denilen bir liman...
Biri sizi terk etmişse,
Sizde kötü de olsa hala arkasından konuşuyorsanız,
Bu o kişiyi hala yaşattığınız anlamına gelir.
Unutulanlar ise, zaten hatırlanmazlar….
Yalnızlık Rıhtımında Oturan;
Puslu Bakışlı Kirli Sakallı Adamın Özlemindeyim Şimdi Sevgili...!
Yokluğun Bu Gün Ağır Geldi Yüreğime;
Çaresizim Bir Martının Kanatlarında...!
“Her şeyi zaman varken yapmak gerek. Geciktirilmiş sözler, askıya alınmış hayaller, ertelenmiş itiraflar, gerçekleştirilmeyen buluşmalar; bir gün hepsi size pişmanlık olarak geri dönmeden önce, henüz vakit varken…”
Hani erken inerdi karanlık
Hani yağmur yağardı inceden
Hani okuldan, işten dönerken
Işıklar yanardı evlerde
Hani ay herkese gülümserken
Mevsimler kimseyi dinlemezken
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden
Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi
Gitmiyor üzerimizden
Geçen geçti
Geçen geçti
Hadi geceyi söndür kalbim
Şimdi uykusuzluk vakti
Gençlik de geceler gibi eskidendi
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden
Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Kimse bize ihanet etmemiş
Biz kimseyi aldatmamışken
Hani biz kimseye küsmemiş
Hani hiç kimse ölmemişken
Eskidendi, çok eskidendi
Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum.
Biraz kırgın.
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama,
“İyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni.
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum.
Benim derdim yeter bana banane!
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem ?
İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem.
Ben sana pişmanlıklarımı anlatayım, sen yargılamadan teselli et. Gözlerimi kaçırayım gözlerinden, utanayım. Ellerinle tut yüzümü, gözlerini gözlerime çevir. Soluklarını hissedeyim yüzümde. Sesin dua olsun, yüzüme üfle… Sen bana yol ol, bütün tuzaklardan emin olayım .Sen bana sabah ol, bütün karanlıklardan emin olayım.
Ne mutlu çocuklardık...
Bir simidi paylaşır, bir sevdaya susardık...
Yürekliydik,
Samimiydik,
Çığlık çığlığa ağlar;
Dünyaya masum bakardık.
Sonra....
Gündönümünde bir an baktık...
Azalmışız.. Satılmışız.. Yokmuşuz...
“Uzaktan da sevilirdi yar. Mümkündü. Hem mümkün hem imkansızdı aşk. Hayatın bir parçasıydı dokunmadan sevmek. Yaklaşmadan. Aşk bugün var, yarın kaçtı kaçacak bir ada tavşanıydı sanki. Öylesine ürkek. Kimse yüzde yüz emin olamazdı aşka "sahip" olduğundan. Mülkü yok, tapusu yoktu…”