Atilla ilhan

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Saçların Örülmüş Olmalı

1 (6).jpg

Saçların Örülmüş Olmalı

Seni birden hatırlarım akşamlar içinde
Fevkalade tatlı bir sesin söylediği
Şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz
Gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi
Kalbim artık ürperen bir mandoline benzer
Ne güzel şeydir seni hatırlamak

Saçların örülmüş örülmüş olsun
Ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak
Porselen tabakta yıkanmış kayısılar
Yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı
İçinde hürriyetten bahseden mısralar

İnsan bir düşünse ne çok şey bulabilir
Hatırlamak gülmek ve ağlamak için
Arzularımız nereye sürüklüyor bizi
Neredeydik hangi rüzgara karıştık
Ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor
Karanlık içinde açılmış gözlerimizi

Saçların mutlaka örülmüş olmalı
Mektepli bir kıza benzemelisin
Aklında kim bilir kimden bir mısra
Gözlerin nur gibi parlasın saadetten
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Şahane Serseri

1 (7).jpg


Şahane Serseri

Yolumdan çekil yavrum
Bağlasalar duramam
Demir asa demir çarık dedim
Neyleyim!
Yolculuk dedim
Ağaçlara tünedi yine akşam kargalarla bir
Rüzgar kendini yerden yere vuruyor
Kırık dökük yıldızlar belirli uzaktan
Telsiz mevceleri ardım sıra koşturuyor
Anamdan yolcu doğmuşum
Yedi dağın yolları kalbimden geçer
Salkım salkım mısralar gelir içimden
Dudaklarımda yağmur damlaları
Alır beni yollar beni alır gider

Anamdam yolcu doğmuşum
Nehirlerle birlikte denizlere kavuştum
Akşam dedim
Şu koca dünya dedim
Ağlasam dedim
Yola bir düşüldü mü ömür boyunca gidilir
Ekmeğin ve şarabın peşinden
Turnaların peşinden
Büyük şehirler büyük aşklar
Çığlık çığlığa terk edilir
Ben
Çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırab çektim
Damarlarımda dünyanın bütün rüzgarları
Harblere açlıklara yalnızlığıma rağmen
Anamdam yolcu doğmuşum
Neyleyim
Gurbet dedim
Vatan dedim
Hürriyet dedim.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sakın Ha

1 (9).jpg

Sakın Ha

Sabiha bu adamlar beni alıp götürecek
Sakın ha ağlamanı istemiyorum
Soracakları varmış yıllardır sorarlar
Anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek
İlk götürülüşümü bak hatırlıyorum
Sendikaya yazıldığım günlerdi sanıyorum
Otomobil farlarına yağmur yağıyordu
Cıgaram ıslanmış sokaklar nedense dar
Bu defa aksi gibi zilzurna ilkbahar
Çocuğa bir şey söyleme Sabiha belli olmaz
Sakın ha ağlamanı istemiyorum
Bakarsın çabuk biter akşama evdeyim
Uzayacak olursa git Hüseyin’i bul
Eli kızıl kanda olsa bizi bırakmaz
Çantamı hazırlarsın pijamam terliklerim
İzin verirlerse seni de beklerim
Hani bir gülümsemen vardır sanki İstanbul
Gözlerin gözlerimi bulur bulmaz
İçimde bütün şehir atlıkarınca gibi
Döner ha döner ışık renk ve pul
Hay Allah bu ilkbahar beni öldürecek
Rüzgardaki kokular dudaklarımdaki tuz
Bu adamlar Sabiha beni alıp götürecek
Günlerden cuma sabah saat dokuz
Sakın ha ağlamanı istemiyorum
Paran var mı yok mu bilemiyorum
Al şu yüz lirayı yanında bulunsun
Yüz de bana kalıyor varımız yoğumuz
Çocuğa bir şeyler al onunla avunsun
Beyler ben hazırım haydi gidiyoruz
Sabiha unutma seni bekliyorum
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Saklı Sevda

1 (10).jpg

Saklı Sevda

Cam yeşili bir kız çok kirpikli
Saçları nasıl karanlık bir kızıl
Örtülü bir güzellik benzeri olamaz
Dudaklarındaki kan etkiliyor asıl
Duyarlığı alıngan gönlü ikircikli
Ne yazsam ona tutsak
Adı Şehnaz

Belki kadın belki çocuk iyice kuşkulu
Hangi tutku buğulamış camlarını
Bazen ne çok var bazen ne kadar az
Kan kırmızı yaşayıp yaz akşamlarını
Okşaması boğulmak öpmesi uğultulu
Sabah olsam ona tutsak
Adı Şehnaz

Saklı sevda sevdaların en saklanmışı
Birbirimizde fena boğuluyoruz
Hiç kimse birbirimizin yerini tutamaz
Benimle yaşayamadığı ona uygunsuz
Hiçbir şeye değişmem onunla yaşanmışı
Uygunsam ona tutsak
Adı Şehnaz

Saklı bir sevdadır bulduk sığındık
Bu büyülü bir aşk çünkü yasak
Gizli bir mutluluk ki ne söylesem az
Bin yılda yaşasak hiç de yaşamasak
Varımız yoğumuz aşkımız artık
Hayatım ona tutsak
Adı Şehnaz
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Salı Sabaha Karşı

1 (11).jpg

Salı Sabaha Karşı

Salı sabaha karşı telefonla sıçradım
Ay batıyor / aynalarda giyotin aydınlığı
Gecenin bu saatinde beni kim arayabilir
Dizimi uyku sersemi bir iskemleye çarptım
Kıvılcımlar dizi dizi her yanıma dağılıyor

Doktor Sabiha desem yıllar var konuşmuyoruz
Kanser diye duymuştum sol göğsünü almışlar
Şu anda İzmir’de midir ne yapıyor kim bilir
Son defa hastahanenin avlusunda konuşmuştuk
Steteskobu / beyaz gömleği / soğuk ecza kokusu
Sesi dargın söyledikleri yorgun ve umutsuz

Sakın Mırç olmasın parmaklarıyla oynayan
Yerli yersiz aramak onun marifetidir
Olmayacak şeylerden birden heyecanlanıyor
Radyodaki parazit / asansörün uğultusu
Bütün gün korkusunu camlarda görmemek için
Traş aynasında bırakır gözlerini sabahtan
O kadar yalnız ki yabancılarla selamlaşıyor
Tek başına ne tartışmalar sokaklarda geceleyin
Ben de tuhafım / nereden aklıma gelebilir
Mırç çoktan ölmedi mi / genç sayılırdı doğrusu
İçimdeki şehirlerde demek gizlice yaşıyor

İster misin aramak Aysel’in aklına essin
Plaj güzeli Aysel’in / İstanbul’da bir zamanlar
Küstah sarışınlığını kristal bir zırh gibi
Gururla taşırdı / dibinde şimdi rakı şişelerinin
Her gece olay çıkarıyor / arkasından karakollar
Tozlu ışıklarıyla karanlıkta bir gemidir
Polisleriyle küfür kıyamet bana telefon ettiği
Öksürükten boğularak / suratı bütün ter
Nerde eski Aysel / nerde Jeanne d'arc güzelliği
İçtiği için mi korkar korktuğu için mi içer

Salı sabaha karşı telefonla sıçradım
Ay batıyor / aynalarda giyotin aydınlığı
Gecenin bu saatinde beni kim arayabilir
Elektrik tozlarının iyice boğuklaştırdığı
Ses bildiğim bir ses / kimindir çıkaramadım
Ben Suat’ım / sizi terminal'den arıyorum
İner inmez aradım / galiba izliyorlar
İstanbul çok değişmiş / yalnızım çok yabancıyım
Gidecek başka yerim yok / korkuyorum
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sana Ne Yaptılar

1 (12).jpg

Sana Ne Yaptılar

O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

Saçların uzundu, omuzlarına akardı
Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
Gülerdin, içimize aylar doğardı
Görünmez dağların arkasından
Eski gülümsemeni beyhude aradım
O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

Bir çay içer misin, yoksa kahve mi
Kibritim yok, demek cigaraya başladın
Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
Böyle bir kız değildin sen eskiden
Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sen Beyaz Bir Kadınsın

1 (13).jpg

Sen Beyaz Bir Kadınsın

Asıl büyük sarhoş benim
Uzaktaki
Ben ki tek damla şarap içmedim
Ekmeğin beyaz zeytinin siyah
Olduğunu biliyorum
Asıl büyük sarhoş benim
Uzaktaki
Benim kusturucu sarhoşluğum
Yoksulluğum

Yüzüme bakmasan da
Yağmura düşürsen de gözlerini
Gözlerime bakmasan da ne kadar
O kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor
Uykularımda nefesinin sıcaklığı
O kadar
Hangi akşam kapımı çalan sen değilsin
Sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi
Göz bebeklerimde duran
Umutsuzlandığım her akşam
Senin rüzgârın almıyor mu
Uğultulu yorgunluğumu
Yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
Ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin
İyimserliğin

Ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
Senin için dokuduğum basma ve pazen
Denizin yeşilinden süzdüğüm balık
Göğün mavisinden çaldığım kuş
Senin için
Felsefe okudumsa
İktisat okudumsa gece yarıları
Boğazım kurumuş içim bir kalabalık
Sıcacık mısralar okudumsa Yunus' dan
Senin için okudum
Gece yarıları

Sen beyaz bir kadınsın
Uzaktaki
Gözlerin aklımdan çıkmıyor
Sen beyaz bir kadınsın
Karanlıkları dinleyen
Uzaktaki
Sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
Yorgun başını
Üşümüş yastığına koyuyor musun
Uyuyor musun
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sen Burda Bir Yabancısın

1 (14).jpg

Sen Burda Bir Yabancısın

Bu rüzgarın tadı senin hiç tatmadığın
Bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor
Konuştukları dil ömrünce duymadığın
Gözlerini sakla sen burda bir yabancısın
Akşam tren raylarına yağmur yağıyor

Devrilmiş bu sokak ayak basmadığın
Çarmıha gerilmiş afişler ıslanıyor
Karanlıkta bir kadın tanımadığın
Bir şeyler söylüyor anlamadığın
Şüpheli oteller üstüne geriniyor
Sen burda bir yabancısın saklanmalısın
Akşam tren raylarına yağmur yağıyor
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sen İnsansın (Lilişan)

1 (15).jpg

Sen İnsansın (Lilişan)

 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sen Yoksun

1 (16).jpg

Sen Yoksun

Sen yoksun
Deniz yok
Yıldızlar arkadaşım
Ya bu gece harikalı bir şeyler olsun
Yahut bir bomba gibi
İnfilak edecek başım

Ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
İstanbul minareler odamda gibi
Gökyüzü temiz ve parlak
İşte kol kola girmiş en mesut günlerimiz
Muhalif bir rüzgar karşı sahilden

Fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz
Havada kanat sesleri
Ve çılgın kokular

Deniz yok
Yıldızlar uzaklaşıyor
Ben yine yalnız kalıyorum
İstanbul minareler kaybolmuş
Sen yoksun
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sen Benim Hiçbir Şeyimsin

1 (17).jpg


Sen Benim Hiçbir Şeyimsin

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz

Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde

Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykumun arasında çağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak

Sen benim hiçbir şeyimsin
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Serüvenin Sonu

1 (18).jpg

Serüvenin Sonu

Yankılanır
Abanoz sokağından
Fahişelerin tamtamları
Tamtamları
İngiliz sarayı iki adımlık yer
Viyana oteli tenha bir liman
Koridorlarında bıyıkları ıslak
Gözleri kan çanağı
Yalnızlık adamları
Adamları

305'te şüpheli bir cıgara
Ucunda tel tel dökülen bir çocuk
Ne yanına dönse simsiyah
Yağmurun kederli camları
Camları
Birini bekliyor ama kimi
Elleri ter içinde teri soğuk
Kapıyı dinler arasıra
Akşamları
Militan akşamları

Yukardaki odalar bütün boş
Fakat merdivenlerde fısıltılar
Belli belirsiz ayak sesleri
Birileri mi var
O mu çok sarhoş
Siyasi polis olmasın
Yoksa serüven bitti mi
Anlaşılmaz telefonlar çalıyor
Karanlık anlamları
Anlamları
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken

1 (19).jpg

Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken

Akşamın acı su karanlığı içinden
Soğuk kadife teması yalnızlığın
Şuh bir kahkaha balkonun birinden
Gizli işareti midir bir başlangıcın

Sevmek için geç ölmek için erken

Baş başa çay el ele yürümek derken
Boğaz vapurları mı iskele sancak
Telefonda kaybolmak sesini beklerken
İnsan insanı yeniler doğrudur ancak

Sevmek için geç ölmek için erken

İçimdeki gök kuşağı besbelli neden
Bulutların içinden kuşlar yağıyor
Bir şiire başlarsın birini bitirmeden
Hiç kimse gözlerine inanamıyor

Sevmek için geç ölmek için erken

Sevmek sevildiğini bile fark etmeden
Yaklaştıkça ölüm soğuk bir yağmur gibi
Sevmek zehir zemberek ve yürekten
Gecikerek de olsa vuruşur gibi

Sevmek için geç ölmek için erken
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Silahlı Dört Besmele

1 (20).jpg

Silahlı Dört Besmele

Dört atlı Sarıgöl Boğazı' na devrildiler
Rüzgârı burunlarıyla biçip arkalarına dökerek
Kara sular gibi boşandı gecenin boşluklarından
Köpek havlamaları
Dört atlı Sarıgöl Boğazı' na devrildiler
Omuzlarında çapraz tüfek , kalpaklı ve siyah çizmeliler
Yıldız yıldız sıyrılıp akıyor
Padişah karanlığında mahmuzları
Hafız Ahmed' in değirmeninde ateşin başına oturdular
Önce bir soğan kırdılar
Dut pekmezi ve yoğurt sordular
Bıyıkları tekmil ayaktaydı
Müslüman ve hilâl biçiminde
Sonra erkekçe yatsıyı kıldılar
Çakal gözleri saattaydı, kulakları köpek seslerinde
Acı tütün içilip, sonra bir vakit konuşuldu
Cezveler sürülmüş ocaktaydı
Atının dizginlerine olduğu kadar
Her birisi kendi ölümüne sahip
Bir ordu gibi savaşmak kudretinde
Bir umutları Kemâl Paşa' daydı
Öbürü Ankara Hükümeti' nde
Hızlı solumalarla kımıldanıyordu karaağaçlar
Ahırda bir beygir aksırdı
Munzur Dağları' nın üstünü bir tamam tutmuş
Yıldızın neyin kalabalığı
Yukarılarda kar altındaki köylerde
İhtimal öfkeli kurtlar dolaşıyor
Kemâl Paşa' dır çağırdı
Demirhan Oğlu gitmemiş olmaz
Sakarya toprağında erkekler sofrası kurulmuş
Ahkâmlı köşkemli savaşılıyor
Yazılmışsa biz dahi azrailin ekmeğinden tadacağız
Şehitlik mertebesini
Yaşamak cihetinde makbul tutacağız'
Ankara Hükümeti ne demek
Maraş' ta üzümler parmaklarımızdan damlamıyor mu
Gümüşâne üzerinde elmalar Amasya' da
Adam tarafımızdan yenilecek
Ayrıca zeytinin yağı ineğin yoğurdu
Anteb' in bulaması da
Adam
Hünkâr kullarının sabanına koşulmayacağız
Biz her nokta-i nazardan insan olmalıyız
Acılar gördük
Bunun sebebi dünyanın vaziyetini anlamadığımızdır
Fikrimiz zihniyetimiz medenî olacaktır
Şunun bunun sözüne ehemmiyet vermeyeceğiz
Medenî olacağız
Bununla iftihar edeceğiz
Gözleri iyice birbirinden ayrık
Kaşları düz kirpikleri insafsızca kalabalık
Kısa boyları ve yaylı ayaklarıyla adamakıllı Türk
Bakırcı Hasan, Demirhanoğlu Sadık, Paşoların Süleyman ve Hacı Yörük
Silahlı dört besmele halinde göğe baktılar
Sabahın ilk horozları çırpınıyordu
Besbelli sabahın ayazından ufarak yıldızlar tevatür kırılıyordu
Bir kuvayı milliye sabahının kapısını açtılar
Karadeniz' deki en son limanımız kadar
Rüzgârlı kızgın ve açıktılar
Sonu yoktu hiddetlerinin ve ümitlerinin
Bir millet olarak çıktılar Sarıgöl Boğazı' ndan
Kendinden ve hürriyetinden emin
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sisler Bulvarı

1 (21).jpg


Sisler Bulvarı

Elinin arkasında güneş duruyordu
Aylardan kasımdı üşüyorduk
Ağacın biri bulvarda ölüyordu
Şehrin camları kaygısız gülüyordu
Her köşe başında öpüşüyorduk

Sisler bulvarına akşam çökmüştü
Omuzlarımıza çoktan çökmüştü
Kesik birer kol gibi yalnızdık
Dağlarda ateşler yanmıyordu
Deniz fenerleri sönmüştü
Birbirimizin gözlerini arıyorduk

Sisler bulvarında seni kaybettim
Sokak lambaları öksürüyordu
Yukarda bulutlar yürüyordu
Terk edilmiş bir çocuk gibiydim
Dokunsanız ağlayacaktım
Yenikapı'da bir tren vardı

Sisler bulvarında öleceğim
Sol kasığımdan vuracaklar
Bulvar durağında düşeceğim
Gözlüklerim kırılacaklar
Sen rüyasını göreceksin
Çığlık çığlığa uyanacaksın
Sabah kapını çalacaklar
Elinden tutup getirecekler
Beni görünce taş kesileceksin
Ağlamayacaksın! Ağlamayacaksın!

Sisler bulvarından geçtim sırılsıklamdı
Islak kaldırımlar parlıyordu
Durup dururken gözlerim dalıyordu
Bir bardak şarapta kayboluyordum
Gece bekçilerine saati soruyordum
Evime gitmekten korkuyordum
Sisler boğazıma sarılmışlardı

Bir gemi beni Afrika’ya götürecek
İsmi bilmiyorum ne olacak
Kazablanka'da bir gün kalacağım
Sisler bulvarını hatırlayacağım
Kırmızı melek şarkısından bir satır
Lodos'tan bir satır yağmur'dan iki
Senin kirpiklerinden bir satır hatırlayacağım
Seni hatırlatanın çenesini kıracağım
Limanda vapurlar uğuldayacak

Sisler bulvarı bir gece haykırmıştı
Ağaçları yatıyordu yoksuldu
Bütün yaprakları sararmıştı
Bütün bir sonbahar ağlamıştı
Ağlayan sanki İstanbul’du
Öl desen belki ölecektim
İçimde biber gibi bir kahır
Bütün şiirlerimi yakacaktım
Yalnızlık bana dokunuyordu

Eğer sisler bulvarı olmasa
Eğer bu şehirde bu bulvar olmasa
Sabah ezanında yağmur yağmasa
Şüphesiz bir delilik yapardım
Hiç kimse beni anlayamazdı
On beş sene hüküm giyerdim
Dördüncü yılında kaçardım
Belki kaçarken vururlardı

Sisler bulvarından geçmediğin gün
Sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm
Yağmurun altında yalnızım
Ağzım elim yüzüm ıslanıyor
Tren düdükleri iç içe giriyorlar
Aklımı fikrimi çeliyorlar
Aksaray'da ışıklar yanıyor
Sisler bulvarı ayaklanıyor
Artık kalbimi susturamıyorum
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Soğuk Bir İntihar

1 (22).jpg

Soğuk Bir İntihar

Yıldızlar damlıyordu parmak uçlarından
Kısa kirpiklerine ne kızlar asılı
Elektrik çıtırtısı yok gibi saçlarından
Yüzünde görünmez bir şiir yazılı

Bir türlü anlaşılamadı nedeni nasılı
Belki bir çağrışım işlenmemiş suçlarından
Gülümsemesi bile ne kadar acılı
Sanki gözyaşları dudaklarından

Bu dünyaya ait her yanlışa meraklı
Yanılgılar üretiyor uzlaşmazlığından
Kendini çok dağıtmış herkesten alacaklı
Uykuları kilitli koyu baş ağrısından

Yalnızlığa saklanması kaçıp dünyalılardan
Çünkü duygusallığı onlardan farklı
Soluğu tıkanıyor o lazer tabancasından
Soğuk bir intihar ki hani içinde saklı
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sokağa Çıkma Yasağı

1 (23).jpg

Sokağa Çıkma Yasağı

Öyle büyük hicran ki
Cam çerçeve bırakmıyor
Kırdı kapıları döküldü sokağa
Havada yangın kokusu
İtfaiye sirenleri
Uzaktan uzağa

Öyle büyük hicran ki
Telefonlar devamlı meşgul çalıyor
Trafik durdu
Çarşılar darmadağın
Çığlıklar geçiyor karanlıktan
Camlarda sinsi bir titreme
Boğuk bir uğultu
Yeraltından
Borular patlamış sular
Vahim bir tenhalığa akıyor

Öyle büyük ki hicran
Zincirleme
Elektrik kontakları
Şerareler dökülüyor sokak lambalarından
Ceryanlar kesildi
Gözden kayboldu şehir
Sanki siyah bir denize batıyor
Ayak sesleri boş meydanlardan
Hoyrat kanatları
Yukarda bir helikopterin
O ihanet sessizliğini
Par
Par
Parçalıyor
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Sultani Yegâh

1 (24).jpg

Sultani Yegâh

Şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
Başlar ay doğarken saltanatı sultani yegâhın
Nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
Gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
Başlar ay doğarken saltanatı sultani yegâhın

Yansıyan yaşlı gülüşmelerdir kara sevdalı suda
Bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
Eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
Ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
Başlar ay doğarken saltanatı sultani yegâhın

Bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
Çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
Su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak
Belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
Başlar ay doğarken saltanatı sultani yegâhın
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Süheyla Değildi Adın

1 (25).jpg

Süheyla Değildi Adın

Hangi bulutlara niçin sarındın
Gözlerindeki mavi kimin gökyüzü
Süheyla değildi başkaydı adın
Gülüşlerin donuk neşe öksüzü
O erken sonbahar görüntüsü

İnceden inceye boyanmaz mıydın
Kirpiklerinin lacivert örtüsü
Süheyla değildi başkaydı adın
Ellerin buz gibi ağzının büzgüsü
Kaç yalnızlığın gizli üzüntüsü

Ne yapsan ne etsen anlaşılmadın
Belki sebep kendini aşmak dürtüsü
Süheyla değildi başkaydı adın
Nabızlarında pişmanlığın gürültüsü
Gülümsemen soğumuş çiçek ölüsü
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Attilâ İlhan - Süleyman

1 (26).jpg

Süleyman

Öbür ışıkları getir hadi Süleyman
Bulvarın ortasında dur bağırma
Senin için bir yağmur hazırladım
Hadi ışıkları getir yağdıracağım

Al bu nisan akşamını benimkini ver
Sual sorup durma sevmiyorum
Öbür ışıkları getir hadi getir
Karanlıktan korkuyorum karnım ağrıyor

O kadını da getirsene portakal yiyen
Porselen dişli kadını hani pantolon giyen
Dur dolmabahçe saatini dinleyeceğim
On ikiyi çalsın öyle getir hadi getir

Deniz fenerinden mi çalarsın işte çal
Kibrit mi tutarsın bilmem işte tut
Öbür ışıkları getir hadi Süleyman
Sana yağmur hazırladım yağdıracağım

Sen kimsin Süleyman bir de bu var
 
Tekerlekli Sandalye
Üst