Bugün paylaşmak istediğiniz şiir

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Alışkanlık

Gitgide alışıyorum sana....
Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz...
Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin...
Yanımda olduğun zamanlar;
sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor,
alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun...
Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan...
Alışkanlıklar daima korkutur beni...
Düşün ki ben yaşamaya bile alışkın değilim...
Kendimi kendime alıştıramadım yıllardır...
Fakat şimdi sana alışıyorum...
Alıştıkça özlemim artıyor, daha yoğunlaşıyor.
Yalnız içimde garip bir korku var.
Sana alışmaktan değil seni kendime alıştırmaktan korkuyorum...
Bir gün sana şimdi verdiklerimden daha güzelini
daha değerlisini verememekten korkuyorum...
Bir gün ansızın ölmekten ve seni, bana olan alışkanlığınla
yapayalnız bırakmaktan korkuyorum...

Oysaki her zaman ve günün her saatinde
yanında olmalıyım senin... Bana alışmış olmaktan
pişmanlık duyacağın bir dakikan bile olmamalı...
Bütün zamanlarını zamanlarımla karıştırıp
emsalsiz bir zaman bileşiminde yaşatmalıyım seni...
Uykularda bile aynı rüyayı görmeliyiz.
Her şeyin ve her zevkin yarısı senin olmalı, yarısı benim...
"Bana alış" demeyeceğim... Nasıl olsa alışacaksın bir gün...
Şimdi çirkinliğimde güzellikler bulan gözlerin,
o zaman en güzeli görecek bende! Alışkanlığınla,
sevginle yepyeni bir "ben" yaratacaksın benden!

İlk defa sevilmenin ürpertileri içindeyim inan. Sevgimle
mukayese edebileceğim tek şeyi beni sevmende buldum...
Ömrümde kimse bana sevmenin gerekliliğini öğretmedi.
Kimseden sevgisini istemedim, verdiler almadım.
Bencildim bir zamanlar, sevmek benim hakkım diyordum.
Oysaki şimdi bir zamanlar hiç sevmemiş olduğumu
kendi kendime biraz da utanarak itiraf ediyorum.

Asıl büyük sevgiyi seni sevmekte buldum ve sevgim
senin sevginle değerleniyor, ayrı bir anlam kazanıyor...
Sevgin olmasaydı değersiz bir cam parçasıydım.
Sevginle bir aynayım şimdi. Bana bakanlar baştanbaşa
seni görecekler içimde...
Bir zincirin iki halkasıyız seninle anlıyor musun?
Aynı kadehte karışmış iki içkiyiz.
İki kelimeyiz seninle birbirini tamamlayan.
Her yerde iki olduğumuz için
bir bütün haline geliyoruz durmadan...

Alışkanlığım devamlı sana çekiyor beni...
Durup durup dudaklarını öpmek geliyor içimden...
Saçlarını okşamak geliyor, ellerini tutmak geliyor...
Kokunun tenime sindiğini hissediyorum geceleri...
Teninin dudaklarımda eridiğini hissediyorum...
Boynunun en güzel yerini benden başkası bilemez artık...

Seni kimse benim kadar benimle bir bütün olduğuna inandıramaz....
Gitgide bu alışkanlığın içinde kaybolduğumu hissediyorum...
Beni yaşadığım zamanın dışına çıkarıyorsun.
Bir gün tarih öncesinde yaşıyoruz , bir gün bulutların üstünde...
Uzun süren bir baygınlık sonrasının
o anlatılmaz baş dönmesi içindeyim...
Bütün merdivenler birbirine eklendiği zaman
seninle vardığım yüksekliğe erişemez...

Açılmış bütün kuyuların derinliği
içimde seni bulduğum yer kadar derin değil...
Alışkanlık kozasını ören bir ipekböceği gibi gitgide tamamlıyor bizi.
Emsalsiz bir oluşun içinde yuvarlanıyoruz.
Korkunç bir yangın başladı yüreklerimizde.
Özlem, kıskançlık, arzu ne varsa içimizde hepsi birdenbire tutuştu.
Alev almayan bir yerimiz kalmadı.
Alevlerimiz muhteşem bir kızıllığın içinde yıldızlara kadar uzanıyor.
Hiç bir su, bu ateşi söndüremez artık.
Nehirle, denizler boşalsa üstümüze hiç sönmeyeceğimizi biliyorum.
Bu yangın biz birer kor haline gelinceye kadar sürecek.
Önce bakışlarımız alıştı birbirine, sonra parmak uçlarımız...
Bu oluş tamamlandığı anda yeryüzünde
bizden güçlüsü olmayacak!
En mutlu olduğumuz yerde en güçlü de olacağız seninle...
Bu bir sonun değil bir varoluşun başlangıcıdır.
Geçmişteki tüm alışkanlıkların bana alışmanı önleyemez artık...



Ümit Yaşar OĞUZCAN
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
“O olmazsa yaşayamam.” demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları…
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
“O benim.” diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak…

Can Yücel
 

gulay_06

Üye
Üye
Katılım
Ara 11, 2011
Mesajlar
50
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Başkalarına değil, kendi gücüne inanacaksın.
Birinin boynuna asılarak durursan, karşındakini yormakla kalmazsın, bir gün kendi kolların bile çekemez ağırlığını düşersin;
kimseye dayanmayacaksın! Dünya da sensin, evren de!
Kendini geliştireceksin.
Büyüyeceksin, olgunlaşacaksın.
Ruhunu da, aklını da bedenin gibi besleyeceksin.
Önce sen büyük olacaksın, farkında olacaksın, sonra dünyanın zevklerinin, aşkın, hayatın tadını çıkaracaksın.
Emanet hayatlara tutunup, ömrünü harcamayacaksın.
Ne olmasını bekliyorsan, sen öyle oturdukça, olmayacak.
Boşuna hayal kurmayacaksın!

CAN YÜCEL
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Gerçekten Sevmek

O durmadan kaçıyor;
Sen ardından gitmiyorsan;

O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman için
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin; onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelliğini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan bir şeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık saçan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşayan öteki insanların
Senin için hâlâ bir değeri varsa ,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
Ve açık açık
Sanki var olduğunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için
Her şeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç olduğunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermeyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için her şeyi,
Ama her şeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşısında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hiç sevmediğini söylese bile ,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En olumsuzu ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
Gerçek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O , hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile....

Ümit Yaşar Oğuzcan
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Hüzünlü Sevdam

Bir hüzünlü sevda yüreğimdeki
Gözlerimde yalnızlığın nemi
Neden yıldızlar varken gece hala karanlık
Neden gözlerimde hep uykusuzluk
Sabah ay yine güneşe teslim olacak
Ve güneş yine doğmayı unutmayacak ....


Güneş artık ısıtmayacak yüreğimi
Senin ellerini bekleyecek üşüyen ellerim
Yine bedenimi ayazları saracak
Bu yürek sende vurgun ve sende vurgun kalacak....


Kelimeleri tükettim dilimde
Günleri sıraladım arka arkaya
Zaman artık sensizliğime yetmiyor
Bağrımı dumansız alevler sarıyor
Bu kalp sadece senin sevdanla yaşıyor....


Ne yapsam bir türlü içimdeki seni yenemiyorum
Sanırım sevmek en büyük günah
Ölmeden ölümü yaşıyorum yokluğunda
Avuçlarımı sıkıyorum kanatırcasına
Bütün gücümle haykırırıyorum
Ben sensiz yavaş yavaş ölüyorum....


Nefes alamıyorum boynumda sevdamın urganı
Takılı kalıyor adın dilimde
Senin adınla başlıyorum
Senin adınla bitiriyorum her heceyi
Lugatımda seni anlatacak kelimeleri bulamıyorum
Ve ben seni adını koyamadığım bir aşkla seviyorum....


Kendime sözüm geçmiyor artık
Gece olup seni sensiz yaşarken
Yüreğime ateşten bir hasret oturuyor
Yakıyor bütün benliğimi
Umutlarım keder kederim hüzün taşıyor
Bir anda gözlerin düşüyor aklıma
Sevgiyle bakan yüreğimi ateşlerde yakan...


Ve sessizce
Geceyi örtüyorum anilarıma
Sevdamı alıyorum koynuma
Sabah en güzel düşlerle uyanmak için sana .....




__-Hüzün Bulutu__
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Gülce

GÜLCE

Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir gamzelik rüzgar yeticek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gözleri bir red, bir davet
Gülce uzak uzak dolanır
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce semavi bir afet
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir beyaz sihir
Canıma bedel bir haz
Nar ve nurdan bir zehir
Gülce Araf'ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Cahil cesaretimi alem tanır
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarzdan
Deccal'dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce'den
Ödüm patlıyor Gülce'ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Unutmak zorundayım...
Göz yaşlarımı bir kenara atmak ve senden kopmak zorundayım...
Artık ne sana dönebilirim.. Ne de yeniden sevebilirim...
Unutmayı hiç bilmem ben...
Hiç alışmamışım ki böylesine sevilmelere...
Hiç alışık değilim ki karşılıklı sevdalara...
Onun için diyorum ya.. Çok zor olacak bu sefer unutması...
İmkansızlıklar ve ulaşılmazlıklarla geçen bir ömrün sonunda...
Belkide ilk defa aşkı sende bulmuştum...
Belkide ilk defa böylesine tutulmuştum...
Yine anladım ki... Şans kapıyı kıramamış...
Yine ben kendi kendimi kandırmışım...
Ve bugün anladım...
Artık senden vazgeçmek zorundayım...
Yeniden denemek istesende olmaz...
Severek ayrılmış olsak da...
Küllenmiş bir aşk yeniden doğmaz...
Artık çok geç...
Biten şeylerin başına dönmek için geç...
Son pişmanlık fayda etmez...
Artık çok geç...
Bu yürek sevse bile kendini affetmez...
Artık çok geç ...
Zorda olsa kendi yolundayım...
Ve farkına vardım ki...
Artık her şey için çok geç demek için bile çok geç kalmışım...
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
"ŞİMDİ ÇOK GEÇ DEMEK İÇİN BİLE ÇOK GEÇ ARTIK "

Yüregimin en derinliklerinde bir yerde hep kalacagını bilmelisin
geçmişimin izlerini taşıyan bir yürek var sende
ne silip atabilirim geçmişimi
nede yaşadıklarımı yaşanmamış sayabilirim...

bitti dediğim gün herşeyimle çekip giderken ben
evin bir köşesinde sıkışıp kalan anıları nasılda unutmuşum
yetmezmiş bitti demek
yetmezmiş resimlerini yırtıp atmak
mektuplarını yakmak

zaman ögretiyor anılarla nasıl başa çıkacagını
sende ögreneceksin
büyüyeceksin yüregin katılaşacak
sevmem bir daha güvenmem diyeceksin
ama sadece kendini kandıracaksın

hiç ummadığın bir anda karşına öyle biri çıkacak ki
beni hatırlamayacaksın bile
adımı unutacak yaşadıklarımızı hayal bile edemeyeceksin
hafızanı kaybetmiş biri gibi sadece o günü yaşayacak
yeni umutlar yeni hayaller kuracaksın
ben olmayacagım içlerinde
acı veriri beni hatırlatmak
ama sen bunun da üstesinden geleceksin

BEN Mİ....

Hayat bu ben de degişecegim elbet
haksızlıklarla baş etmegi ögrenecegim
hep hayat bana oyun oynamayacak yaa
ben de bir gün ona oynacagım
bir gün öyle bir yere
ummadığı anda saklanacagımki
istesede bulamayacak

ŞİMDİ SEN VE BEN...

Artık biz degiliz
hayatın dalından koparıp aldığı ayrı yerlere sürüklediği
iki ayrı yapragız
birimiz ayakta kalmayı başaracak bu oyunda
karşına çıkan rüzgarlara ragmen
dimdik duracak
ama biri
kuruyup yok olacak

BEN... kuruyan
SEN... herşeye ragmen ayakta kalan
BİZ... sadece güzel anıların oyuncusu
SEVGİMİZ... gerçek olan tek şey
HAYAT... bize oyun sahnesini ayarlayan yazar

ŞİMDİ HAYAT SANA EN GÜZEL SENARYOLAR YAZSIN
BEN DE SENİ ÖMRÜ BOYUNCA BIKMADAN İZLEYECEK TEK SEYİRCİ

YAZAN : AYLA AYDOS
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
TAMAM.. O ZAMAN AŞIK OLABİLİRSİN..!
Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...
Evinin seni içine sığdıramayacak kad...ar dar olduğunu fark edeceksin...
Sokağa fırlayacaksın, sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"önemli olan sağlık."
"yaşamak güzel."
"boş ver, her şey unutulur"...
Sen hiçbirini duymayacaksın...
Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...!
HEP ONDAN BAHSETMEK İSTEYECEKSİN...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
ONUNLA GEÇTİĞİN YERLERDEN GEÇMEK İSTEYECEKSİN...
GİTTİĞİN YERLERE GİTMEK...
BU SANA HİÇ İYİ GELMEYECEK...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, KAÇACAKSIN...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
HERKESİ ONA BENZETİP, KİMSEYİ ONUN YERİNE KOYAMAYACAKSIN...
Hiçbir şey oyalayamayacak seni...
İLAÇLARA SIĞINACAKSIN...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...
Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksin...
Bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
ÖLMEYİ İSTEYİP, ÖLEMEYECEKSİN...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında, ONUN ADINI söylediğini fark edeceksin...
TELEFONUN ÇALMASINI BEKLEYECEKSİN..
ARAMAYACAĞINI BİLE BİLE...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret edeceksin...
YAŞADIĞIN ŞEHRİ TERK ETMEK İSTEYECEKSİN...
ONUNLA HİÇ BİR ANININ OLMADIĞI BİR YERE GİDİP YERLEŞMEK..
AMA BİR UMUT...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O HALDE AŞIK OLABİLİRSİN...!!
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Can Yücel / Anladım

Bunca zaman bana anlatmaya
çalıştığını,kendimi
bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu o...lmak için başka bir yolu
varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,
okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden
anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün
kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak
koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında
gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını
anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla
ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde
anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir
tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her
damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler
terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği
gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! ''
diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''
diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir
çocukmuş,her düştüğünde zırıl
zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı
sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye
haykırmak istemekmiş pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..

Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş
bir gün affedilmeyi,
Beni afetmeni ölürcesine istediğimde
anladım..

Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak
kadar sevmekmiş...
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...

Can YÜCEL
 
G

güz gülleri

Guest
önceleyin

Önce bir ellerin var
Yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi
ağzına kadar
Sonra yüzün,
Ardından gözlerin dudakların
Sonra herşey çıkıp geldi
Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben masanın üzerine koydum kuralları
Herşey işte böyle oldu önce
CEMAL SÜREYYA
 
G

güz gülleri

Guest
iki kalp

İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.

Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

CEMAL SÜREYYA
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
ecemherdem_1344092964157.jpg
 
G

güz gülleri

Guest

BENiM-ADIM-AsK.jpg
Benim adım AŞK!
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim!
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim.

Kimsesizim hısmım da yok hasmım da…
Görünmezim cismim de yok resmim de..
Dil üzmezim tek hece var ismimde,
Barınağım gönül denen yer benim.

Bülbül benim lisanımla ötüştü,
Bir gül için can evinden tutuştu,
Yüreğine toroslardan çığ düştü,
Yangınımı söndürmedi kar benim.

Niceler sultandı, kraldı, şahtı;
Benimle değişti talihi bahtı;
Yerle bir eyledim tâc ile tahtı;
Akıl almaz hünerlerim var benim.

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selimi,
Her oyunu bozan gizli zor benim.

İlahimle Mevlana’yı döndürdüm,
Yunusumla öfkeleri dindirdim,
Günahımla çok ocaklar söndürdüm,
Mevladanım; hayır benim, şer benim.

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin’di;
Hatrım için yüce dağlar delindi;
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi;
Kuvvet benim, kudret benim, şer benim,

Yeryüzünde ben ürettim veremi;
Lokman hekim bulamadı çaremi;
Aslı için kül eyledim Keremi;
İbrahimin atıldığı kor benim.
Benim Adım AŞK!

Cemal safi…

 

Sairane

Üye
Üye
Katılım
May 23, 2012
Mesajlar
220
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Monna Rosa

I-AŞK VE ÇİLELER


Mona Roza siyah güller ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin agaçları söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçegini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçemin incirlerine
Kiminin rengi ak kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun soyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk bir garip bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artik inan bana muhacir kızı


Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı geceye güne
Altın bilezikler o kokulu ten

Mona Roza siyah güller ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller ak güller

Sezai Karakoç
 

Sairane

Üye
Üye
Katılım
May 23, 2012
Mesajlar
220
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Mona Rosa II-Ölüm ve Çerçeveler

Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı;
Garip bir yolculuk tren ve Gülce.
Bir hançer bölüyor ah rüyaları:
Bir rüya bir hançer bir el; ve ve ve.

Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı;
Gece kar yağacak sabaha kadar.
Toprakta et kemik çıtırtıları.
Yarı ölüleri bir korku tutar
Değince bir taşa kafatasları.
-Ölüler ki yalnız tırnakları var
Ve yalnız burkulmuş diz kapakları.-

Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı;
Açıyor elini göğe bir kadın.
Uzuyor uzuyor altın saçları
Uğrunda ölünen güzel kızların.

Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı;
Esmer delikanlı hatıra ve kan.
Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları
Sızıyor bir kapı aralığından;
Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı.

Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı;
Çocuklara açar mağaraları
Gün görmemiş kuşlar ve örümcekler.
İlân-ı aşk eden dil balıkları
Aşina suları çabuk terkeder

Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı;
Bakıyor ateşe küle böcekler.
Köpekler parçalar kanaryaları
Mektupları bir boz ağaç kurdu yer.
Baykuşlar ötüyor harabelerde;
Yanıyor lâmbalar hafif ve sarı.
Bir kaza kurşunu bulur her yerde
Süvarisiz şaha kalkan atları.
Bir ruhun ışığı vardır göklerde
Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı;
Ötüyor baykuşlar harabelerde.

Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı;
Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer.
Bekledi arzuyla karanlıkları
Anneler babalar erkek kardeşler.
Ta içinde duyar ani bir ağrı
Bir hüzün şarkısı tutturur gider
Anneler babalar erkek kardeşler.

Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı;
Her yatak dopdolu bir yatak bomboş.
Bir neşe şarkısı tutturur gider

Birinci ikinci üçüncü sarhoş;
Kurşunlar sıkılır göklere doğru
Serçe yavruları yuvada titrer.
Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı.

Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı;
İnce yelkenleri alıyor yeller.
Titretir kalpleri ve bayrakları
Gemiden toprağa uzanan eller.
Lâmbalar yanıyor hafif ve sarı
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gizli hazineler su yılanları.

İnce yelkenleri alıyor yeller;
Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı.
Beyaz pelerinli hür tayfaları
Kendine bağlıyor siyah kediler;
Titriyor gönüller ve kara bayrak
Bir yosun köküne hasret kalacak
Gemiden toprağa uzanan eller
Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı.

Bir lâmba yanıyor hafif ve sarı
Garip bir yolculuk tren ve Gülce.
Bölüyor bir hançer ah rüyaları:
Bir rüya bir hançer bir el; ve ve ve.

Sezai Karakoç
 
G

güz gülleri

Guest
Şarkılar deşiyor gönül yaramı
Her telden bir başka hüzün geliyor...

Duymuyor ahımı anlamıyor dil
Hançeri bağrımdan çekmiyor katil!
Zalim hasretinden ne bir gün tatil
Ne de bir gecelik izin geliyor!..

Bir değil bin fırsat geçse elime
Seni tenkit etmek düşmez dilime
Şu anda aklıma iki kelime
"Sensiz yaşayamam" sözün geliyor...

Vicdanım elvermez şeytana uysam
Ağlarsın, kıyamam, canıma kıysam
Ne zaman bir tren çığlığı duysam
İçime elveda sızın geliyor!..

CEMAL SAFİ
 
G

güz gülleri

Guest
düşlerim titriyor

575184_10150879881444589_284649801_n.jpg


Sanki buz kesti birden bire düşüncelerim
Her şey soğuk, soyut benden geriye kalan her şeyden.
Uzak, bir uzak saz tınısı kulaklarımda çınlayan,
Notalar ahenge küsmüş
Bam teli zor yırtıyor çığlıklarıyla içimdeki titrekliği.
Oysa her şey, her yorum, her düşünce sımsıcaktı sana dair
Şimdi buz gibisin...
Buz dağının altını yeni fark etmişim,
Sende fark ettin mi?
Dişlerim titriyor..

Birden matlaştı aklımda ki tüm güzelliğin,
Bir siyah beyaz resimsin şimdi ellerimde.
Çerçeven soğuk ellerim buz sana sarılmaktan,
Dirseklerim tutmaz.
Dizlerim;
Dizlerim taşımıyor koca koca düşlerimi
Bir soğuk giriyor yeniden usulca,
Yırtık yüreğimden içeriye,
Sen üşümedin mi yoksa?
Dizlerim titriyor..

Lapa lapa düşlerim yağıyor bu kentin her sokağına
Ayaklar altındayım, yenik, çaresiz...
Bir soğuk fıkra, bir soğuk espri geçiyor tebessümlerimden,
İçim titriyor, dışım titriyor.
Sana kurulmuş koskoca bir gelecek üşüyor içimde.
Sen;
Sen sarıl sevdanın ateşine şimdi,
Ben hasret ayazlarındayım ve içim dışım
Senin olan her şey,
Ve sen fark etmesen de;
Düşlerim titriyor..!
- Kadir KOÇYİĞİT -
 
G

güz gülleri

Guest
gözlerime değdi düşlerin

552905_10150732121329589_2136733267_n.jpg


Gözlerime değdi düşlerin
Bu güneş kimin güneşi demeden, asıldım uykularına

El değmemiş ütopyalarda uyanmak ümidi gözlerimi kapatan
Ses yok
Duvar soğuk gözlerim puslu
Ellerimde solan iklimi kurak çöllerin çiçekleri
Su yok
Sırtımı yüreğime yuvarladığın kayalara dayayıp,
Resti çekip gündüze, dalıyorum uykusuzluğa.
Karanlık çekiyor dibine beni
Zaten güneş senin omuzlarında
Kutup günü yaşıyorum gittiğinden beri
Ama bir farkla
Altı ay gündüz
Aynı anda gece altı ayda
Altı aydır uyku yok
Ve güneş yok altı aydır

Gözlerime değdi düşlerin
Bu güneş senin güneşin
Ve gittiğinden beri ben güneşsizim...
- Kadir KOÇYİĞİT -
 
Tekerlekli Sandalye
Üst