internette yayınlanan farklı konulardaki haberler..

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
EMPATİ YOKSUNLUĞUMUZ

Şanlıurfa’da, alışveriş yaptıktan sonra aldığı ürünleri sepetle eve götürmesine izin vermeyen müşteri ve yakınları ile 3 kişi gözaltına alındı.

Yıllarca marketlerde çalışmış biri olarak üzülerek okuduğum bir haberi sizlerle paylaşmak istedim.
Ne kadar da bencil insanlar olduk. Empatiden yoksun bir anlayışla yaşıyoruz. Sanıyoruz ki para her kapıyı açar. Ben sizin marketinizden alışveriş veriş yaptım, paramı aldınız siz de benim isteklerime boyun eğmelisiniz.
Haberdeki konu edilen market arabalarının bir tanesi birkaç yüz dolardan başlar. Dışarı araba verilmez kaybolur veya bozuk yollarda tekerlekleri harap olur. Tamam müşteri olarak sen haklısın; kimlik bırakıp araba götürmek işene gelmeyebilir ama konuyu bir de çalışanlar açısından düşün. Onlar mal sahibi değil ki. Orada üç otuz paraya çalışan işçiler. Madem o kadar meraklısın bırak yüz iki yüz lira para emanete al arabayı.
İşine gelmiyorsa da git bakkala, yap alışverişini (taşıttırabiliyorsan ?) taşıttır bakkal çırağına torbalarını.
Şanlıurfa’da markette tekme tokat kavga - Gündem - Habertürk Galeri | Sayfa: 1
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
BATMAN'da Zihinsel Engelliler Derneği'nin verdiği kursa katılan 30 yaşındaki zihinsel engelli Edip Bozçalı'nın kursta dövüldüğünü öne süren annesi Yıldız Bozçalı, şikayetçi oldu.
Anne Bozçalı sırtı, bacakları, kalçalarında ezikliklikler ile morluklar bulunan oğlunun dövüldüğünü gösteren rapor alırken, BATMAN Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı Abdullah Gezici, olayla ilgili araştırma başlattıklarını söyledi.

Bahçelieveler Mahallesi'nde ailesiyle yaşayan zihinsel engelli Edip Bozçalı, Batman Zihinsel Engelliler Derneği'nin verdiği 3 aylık aile uyum kursuna gitti. Anne Yıldız Bozçalı, haftada 3 gün gittiği kursta dün eve gelen oğlunun moralinin bozuk olduğunu gördü. Oğlunun gömleğini çıkarınca vücudunun tamamına yakın bölgesinde çizik, morarma ve ezikliklik olduğunu fark eden Yıldız Bozçalı, Batman Bölge Devlet Hastanesi'ne giderek darp raporu aldı. Anne Bozçalı, karakola giderek şikayetçi oldu.

KARAKOLDA GÖRÜNCE TEPKİ VERDİ

Oğlunun kurs gördüğü sırada dövüldüğünü ileri süren Yıldız Bozçalı, "Kursa gönderdiğim çocuğumu bu hale getirenlerden davacıyım. Bunu yapanlar insanlıktan nasibini alamamış kişilerdir. Mahallede oturan herkes oğlumun ne kadar sessiz biri olduğunu bilir. Hafta sonu gittiği kursta sırtı, kolu, ayağı ve kalçasında morarma gördüğümüzde gözlerimize inanamadık. Karakola gelen eğitmenlerden birisini oğlum tanıdı. O dayak atanı görünce sinirlerine hakim olamadı. Çocuğum ilk defa kurslara gitmiyor. Yıllardır kurslara gönderdik, ilk kez başına böyle bir olay geldi. Halen engellilere şiddet uygulanıyor. Sorumlulardan davacıyız" dedi.

Batman Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı Abdullah Gezici, Edip Bozçalı'ya darp iddiası ile ilgili olarak idari araştırma başlattıklarını belirterek, "İş-Kur'la birlikte yürüttüğümüz el sanatları-gelişim ve uyum kursuna 17 zihinsel engelli katılıyor. 2 psikolog, 2 de güzel sanatlar eğitmenleri ile 2 yardımcı personelin gözetiminde kurslarımız devam ediyor. Daha önceki kurslarımıza da Edip Bozçalı katılıyordu. Tanıdığımız bir kursiyerimizin başına böyle bir şeyin gelmesi tasvip edilemez. Böyle bir olayda bir eğitmenin ya da personelin parmağı varsa iş akdini feshedeceğiz. Ailenin iddialarını çok yönlü araştırıyoruz" dedi.

Arif ARSLAN/BATMAN

Cihan Haber Ajansı
Zihinsel engelliye uyum kursunda dayak iddiası - Memurlar.Net
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Elektrik faturalarınızı yarıya düşürebilirsiniz

ELEKTRİK Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Mehmet Mak, konutlarda kullanılan elektriğin saat dilimlerine ayrılarak faturalandırıldığına dikkat çekerek "Akıllı sayaç kullanıp elektrik tüketiminde saat farkına göre yarı yarıya kadar tasarruf sağlanabilir" dedi.

Elektrik faturalarının cep yakmaması için tasarruf önerilerinde bulunan Şube Başkanı Mehmet Mak, "Evimizde kullandığımız buzdolabı, klima, fırın gibi elektrikli ev aletlerini satın alırken A sınıfı olanları tercih etmeliyiz. Televizyon gibi cihazlar kapatıldıktan sonra fişten çekilmeli" diye konuştu. Binalarda ısı yalıtımının da enerji tasarrufu için çok önemli olduğunu vurgulayan Mak, şunları kaydetti:

"Eğer bina yalıtım için mantolanmazsa yazın serinlemek veya kışın ısınmak için daha fazla elektrik tüketiriz. Klima bakımı yapılmazsa daha çok enerji tüketir. Bu nedenle klima filtreleri düzenli bakımdan geçmeli. Evlerde akıllı sayaçlar kullanmaya ve elektrik enerjisini tarife fiyatlarının değişkenliğine göre kullanmaya özen göstermeliyiz. Mesela gündüz 06.00 ile 17.00 saatleri arasında kilowatt/saati 26.8 kuruş olan elektrik fiyatı, tüketimin yoğun olduğu 17.00-22.00 saatleri arasında 42.2 kuruşa çıkıyor, 22.00-06.00 saatleri arasında ise 15.7 kuruşa kadar geriliyor. Bu nedenle çok acil değilse çamaşır makinesi, ütü ve bulaşık makineleri en ekonomik fiyatların uygulandığı gece saatlerinde kullanılmalı."

Yusuf BAŞTUĞ/ADANA

Doğan Haber Ajansı
Elektrik faturalarınızı yarıya düşürebilirsiniz - Memurlar.Net
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Sınavsız 2. Üniversite Hakkında Merak Edilenler

Halen herhangi bir yükseköğretim kurumunun lisans (4 yıllık) programlarında eğitimine devam etmekte olan öğrenciler ile bu programlardan mezun olanlar, açık öğretim sistemi ile yürütülmekte olan programlara, mevcut okudukları veya mezun oldukları programlardan farklı olmak kaydıyla, üniversite sınavına girmeden kayıt yaptırarak öğrenimlerine devam edebilirler. Belirtilen şartları sağlayan öğrenci ve mezunlara ikinci bir yüksekokul okuma şansı veren bu sistem, ikinci üniversite olarak tanımlanmaktadır.

KİMLER BAŞVURABİLİR?


* Lisans düzeyindeki herhangi bir programa Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yerleştirilip halen öğrenci olanlar,
* Lisans düzeyindeki herhangi bir programa ÖSYM tarafından yerleştirilip mezun olanlar,
* ÖSYM’nin Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda yer alan üniversitelerin lisans düzeyindeki programlarında halen öğrenci olan ya da mezun olanlar,
* Yabancı Uyruklu Öğrenci Sınavı (YÖS) ile Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının lisans düzeyindeki programlara yerleştirilen yabancı uyruklu öğrenciler,
* Uyruklarından biri T.C. olan çift uyruklu vatandaşlardan, yurt dışında lisans seviyesinde yükseköğretim kurumlarını bitirerek Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’ndan (YÖK) denklik belgesi alanlar,
* Üniversitelerin lisans düzeyindeki herhangi bir açıköğretim programında halen öğrenci olanlar,
* Üniversitelerin lisans düzeyindeki herhangi bir açıköğretim programından mezun olanlar,


KİMLER BAŞVURAMAZ?


* Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi bünyesinde önlisans programı olmaması sebebiyle, üniversitelerin herhangi bir önlisans programlarında öğrenci olanlar,
* Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi bünyesinde önlisans programı olmaması sebebiyle, üniversitelerin herhangi bir önlisans programlarından mezun olanlar,
* ÖSYM’nin Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzundayer almayan yurt dışındaki bir üniversitenin lisans düzeyindeki programlarında öğrenci olan ya da mezun olanlar,
* Herhangi bir üniversitenin lisans düzeyindeki programlarından mezun olamayanlar (kaydı silinenler, ilişiği kesilenler vb.),
* Herhangi bir üniversitenin lisans düzeyindeki programlarında kaydı bulunmayanlar,
* Halen herhangi bir üniversitenin lisans düzeyindeki programlarında kayıtlı/mezun olanlar, kayıtlı/mezun oldukları alanla aynı programa kayıt olamazlar, geçiş yaptıramazlar.

(Örn: İktisat öğrencisi/mezunu, İktisat programına kayıt/geçiş yaptıramazlar)

* Herhangi bir üniversitenin Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi lisans düzeyindeki programlarından herhangi birinde öğrenci olanlar,

HANGİ ÜNİVERSİTELERDE VAR ?


2. Üniversite imkanı şu an için Anadolu Üniversitesi(Eskişehir), Atatürk Üniversitesi(Erzurum), İstanbul Üniversitesi'nde bulunmaktadır.

HANGİ BÖLÜMLERE BAŞVURULABİLİR?


2014-2015 Öğretim Yılı İkinci Üniversite Kapsamında Başvurulabilecek Bölüm ve Programlar Şunlardır:

Anadolu Üniversitesi

Açıköğretim Fakültesi (Önlisans)

Adalet
Bankacılık Ve Sigortacılık
Büro Yönetimi Ve Yönetici Asistanlığı
Çağrı Merkezi Hizmetleri
Dış Ticaret
Elektrik Enerjisi Üretim, İletim ve Dağıtımı ****
Emlak Ve Emlak Yönetimi
Ev İdaresi
Fotoğrafçılık ve Kameramanlık
Halkla İlişkiler ve Tanıtım
İlahiyat
İnsan Kaynakları Yönetimi
İşletme Yönetimi
Kültürel Miras Ve Turizm
Laborant ve Veteriner Sağlık *
Lojistik
Marka İletişimi
Medya ve İletişim
Menkul Kıymetler ve Sermaye Piyasası
Muhasebe ve Vergi Uygulamaları
Özel Güvenlik ve Koruma ***
Perakende Satış ve Mağaza Yönetimi
Radyo ve Televizyon Programcılığı
Sağlık Kurumları İşletmeciliği
Sosyal Bilimler
Sosyal Hizmetler *
Spor Yönetimi
Tarım
Turizm ve Otel İşletmeciliği *
Turizm ve Seyahat Hizmetleri *
Yerel Yönetimler

Açıköğretim Fakültesi (Lisans)

Felsefe
Sosyoloji
Tarih
Türk Dili ve Edebiyatı
İşletme Fakültesi (Lisans)

İşletme
Konaklama İşletmeciliği**
İktisat Fakültesi (Lisans)

Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
İktisat
Kamu Yönetimi
Maliye
Uluslararası İlişkiler

* Bu programlarda zorunlu staj uygulaması bulunmaktadır.

** Bu bölümde isteğe bağlı staj uygulaması bulunmaktadır.

*** Açıköğretim Fakültesi Özel Güvenlik ve Koruma Önlisans Programına kayıt yaptıracak adaylar ayrıca “tam teşekküllü resmî bir hastaneden, bu mesleği yapmayı engelleyecek fiziki ve ruhsal engeli olmadığını, erkek adayların 1.75m'den, bayan adayların 1.65m'den kısa olmadığını belgeleyen sağlık kurulu raporu” ile “sabıka kayıtlarının olmadığını gösteren belge” lerini kayıt için AÖF bürosuna vermeleri gerekmektedir.

**** Elektrik Enerjisi Üretim, İletim ve Dağıtımı Önlisans Programında zorunlu staj ve uygulama dersleri bulunmaktadır. Elektrik Enerjisi Üretim, İletim ve Dağıtımı Önlisans Programı”nda laboratuvar uygulama dersleri yaz aylarında Eskişehir’de yapılacaktır. Laboratuvar uygulamaları devam mecburiyeti olan zorunlu derslerdir.

İstanbul Üniversitesi

Coğrafya Lisans(4 Yıllık)

Felsefe Lisans(4 Yıllık)

İşletme Lisans(4 Yıllık)

İktisat Lisans(4 Yıllık)

Sosyoloji Lisans(4 Yıllık)

Tarih Lisans(4 Yıllık)

Atatürk Üniversitesi

Lisans Programları
• İşletme
• Halkla İlişkiler ve Tanıtım
• Sosyoloji
Önlisans Programları
• Adalet
• Bankacılık ve Sigortacılık
• Bilgisayar Programcılığı
• Çağrı Merkezi Hizmetleri
• Çocuk Gelişimi
• Dış Ticaret
• Halkla İlişkiler ve Tanıtım
• İlahiyat
• İşletme Yönetimi
• İş Sağlığı ve Güvenliği
• Lojistik
• Reklamcılık
• Sağlık Kurumları İşletmeciliği
• Sosyal Hizmetler



Sınavsız İkinci Üniversite Kapsamında askerliğimi erteletebilir miyim?


Bir yükseköğretim programından mezun olan veya halen bir örgün yükseköğretim programında okuyanlardan açıköğretimin bir programına kayıt yaptıranlar, askerlik işlemleri hariç açıköğretimdeki tüm öğrencilik hizmetlerinden yararlanırlar.

2. ÜNİVERSİTEYE NASIL KAYDOLUNUR?


Üniversiteden üniversiteye değişmekle birlikte genel olarak ;

A- İnternetten ön başvuru yapılır.

B - Gerekli belgeler hazırlanır.

C – Bankaya üniversite tarafından açıklanan ücret ödenir.

( Yukarıdaki işlemleri yapmadan ücreti yatırmayınız )

( Ücretinizi yatırmak için banka görevlisine Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaranızı söylemeniz yeterlidir)
D – Banka dekontu ve gerekli belgelerle birlikte açık öğretim bürosuna gidilir ve kayıt tamamlanır.

( Kaydınızın tamamlanmasından sonra bürodan kitaplarınızı alabilirsiniz.)

KAYIT TAKVİMLERİ


Anadolu Üniversitesi Kayıt Takvimi

İnternet Başvuru Tarihi : 29 Eylül – 17 Ekim 2014
AÖF Bürosundan Kayıt Tarihi : 29 Eylül – 17 Ekim 2014
AÖF Bürosundan Mazeretli Kayıt Tarihi : 16 - 17 Ekim 2014

Atatürk Üniversitesi Kayıt Takvimi

Ön Kayıt : Başlangıç : 14 Temmuz 2014 Bitiş : 17 Ekim 2014
Kesin Kayıt : Başlangıç : 15 Eylül 2014 Bitiş : 17 Ekim 2014

Sınavsız 2. Üniversite Hakkında Merak Edilenler
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
25917620.jpg


25917617.jpg


Hande Nur Şahin (17 yaşında, İstanbul)

Handeciğim senin hikâyen nedir? Sen kaç yaşında başladın satranca?

10 yaşımda. Okulumuzdaki satranç kulübünde. Satranç oynayanların birbirleriyle müthiş bir bağı vardı, çok hoşuma gitti. Başlangıç eğitimimi orada aldım. Sonra hakem ve satranç antrenörlüğü yapmış bir öğretmenim oldu. Onunla çalışmaya başladım. Sonra turnuvalara katıldım. Asıl orada satranç camiasının ne kadar büyük olduğunu gördüm. Büyülendim. Federasyon da sağ olsun, bana sahip çıktı.

Tekerlekli sandalyede olmanın sebebi ne?

Bir kas hastalığım var. ‘Spinal Muscular Atrophy’ diye geçiyor. Sinirlerin tam olarak çalışmaması. Genetik.

Ne zaman teşhis kondu?

İki yaşımdayken içe basmaya başlamışım. Zamanla artmış sorunlar. Dört yaşımda bir ameliyat geçirdim. Ondan sonra da bir daha hiç yürüyemedim.

BAMBAŞKA KAPILAR AÇTI

Hayatın ne kadar zorlaştı?

Küçükken insan pek farkına varmıyor. Ama büyüdükçe problemler artıyor. Allah’tan ailem her zaman destek oldu. Hiçbir faaliyetten eksik kalmadım. Okulsa okul, geziyse gezi, satrançsa satranç!

Peki bu hastalık için yapılabilecek bir şey var mı? Tedavisi var mı?

Fizik tedaviye gitmem gerekiyor. Orada pasif kol ve bacak hareketleri yaptırıyorlar. Ama okulla satrancı birlikte götürebilmek için yedinci sınıfta fizik tedaviyi bıraktım. Annem ve babam evde bana aynı hareketleri yaptırıyorlar. Böylelikle satranca daha çok vaktim kalıyor.

Satranç senin için ne ifade ediyor?


Çok şey! Beni hayata bağlıyor. Güç veriyor. Bir de inanılmaz renkli bir dünya. Satranca başlamadan önce sadece okul çevrem ve arkadaşlarım vardı. Dünyam onlardan ibaretti. Ama satrançla birlikte bambaşka kapılar açıldı hayatımda, çok farklı bir dünyanın içine girdim. Beni en çok bu tarafı heyecanlandırıyor.

Başka engellilerle tanıştın mı?

Tanıştım. Türkiye’de benden başka yürüme engelli satranç oynayan biri yok.

Bu oyunun en çok nesini seviyorsun?

Nasıl izah edilir bilmiyorum. O tahta çağırıyor beni. İçten gelen bir şey.

Ne öğretiyor insana?

Ooo bir sürü şey! Ama en önemlisi hayatı öğretiyor! Kazanmayı seviyorum. Ama kaybetmeyi kabullenmeyi de öğretiyor.


6 SAATLİK MAÇ


Hayatın içindeki neleri satrançta görüyorsun?


Bir satranç oyuncusu, oyunu boyunca planlar yapar ve bunları uygulamaya çalışır. Ama bu planları uygularken başına bir sürü şey gelir. Hani derler ya, “Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdir!” İşte o hesap. Sabırlı ve kararlı olman gerekiyor. Zaten tahtanın başında beş saat oturunca da insan sabretmeyi öğreniyor.

Kendini geliştirmek için neler yapıyorsun?


Kendi başıma çalışıyorum. Antrenörüm Hasan Kılıçarslan’la çalışıyorum. Bu sene dershane ve üniversite var. Bakalım ne olacak...

Ne okumak istiyorsun üniversitede?

Tıp. Hayalim psikiyatrist olmak.

Sadece zeki insanlar mı satranç oynar?


Zannetmiyorum. İnsan çalışırsa her şeyi yapabilir. Zekâ farklı, zekâyı yönlendirmek farklı. Aslında her insan zekidir ama biraz yön verilmesi gerekir.

Bir sürü derecen var. Nasıl bir mutluluk bu?

O son maç bittiğinde derecen belli oluyor ya, işte o müthiş bir an! Turnuva bitmiş ve sen amacına ulaşmışsın. Hiçbir şeye değişmem!

Maç öncesi dikkat ettiğin şeyler var mı?

Uykuma dikkat ederim. Bir de ayran içmem.

En uzun maçın...
6 saat sürdü. Yunanistan’da Ezgi’yle bir maç yaptık. Berabere kaldık.

Hedefin?

Betül Cemre Yıldız ve Kübra Öztürk gibi büyük usta olabilmek. Türkiye Kadınlar Şampiyonu da olmak isterim. Bu yıl beşinci oldum, yaklaştım ama daha çalışmam lazım. İleride, engelli çocuklara satranç öğretmek gibi hayallerim de var. Onları teşvik etmek istiyorum. “Ben yaptım, siz de yapabilirsiniz!” demek istiyorum.

Kızlar ve erkekler arasında bir ayrım var mı?


Aslında var. Seviye olarak var. Tüm dünyada böyle. Bunun nedenini ben de tam bilmiyorum ama dünyada da kadınlar ve erkekler arasında puan farkı var. Kadınlarınki daha düşük.

Ne yani, erkeklerin analitik zekâsı kadınlardan daha mı fazla?


Yok canım! Erkeklerin oynamaya daha çok vakti oluyor, aynı şekilde daha çok turnuvaya gidebiliyorlar, daha kolay izin alıyorlar. Bu yüzden olsa gerek.

Satranc
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Ne yani, erkeklerin analitik zekâsı kadınlardan daha mı fazla?

Yok canım! Erkeklerin oynamaya daha çok vakti oluyor, aynı şekilde daha çok turnuvaya gidebiliyorlar, daha kolay izin alıyorlar. Bu yüzden olsa gerek.


:) yaş küçük ama tespit doğru...Kadınların analitik zekası erkeklerden daha fazla ama bunu kanıtlayabilmem için bilimsel bir makale bulmam lazım yoksa inanmazlar.

Röportaj çok anlamlı...paylaşım için teşekkürler...
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
headline.jpg

Engelli çalıştırmayan fabrikaya rekor ceza!
İş Kanunu'nun ilgili maddelerine uymayan işverenler yandı! Zonguldak'ta yasa gereği zorunlu oranda engelli çalıştırmayan fabrikaya 1 milyon 3 bin lira ceza kesildi.
İş Kanunu'nun ilgili maddesine göre kamuda her 50 işçi için yüzde 4, özel sektörde her 50 işçi için yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğuna uymayan işletmelere para cezası uygulanıyor.

Zonguldak Çalışma ve İş Kurumu görevlilerince yapılan denetimlerde engelli istihdamına yönlendirilen firma sahipleri, uyarılara rağmen yasanın gereğini yerine getirmemeleri durumunda çalıştırmadıkları her personel için bin 900 lira ceza ödüyor.

Ceza olarak tahsil edilen para, engellilerin ve eski hükümlülerin mesleki eğitim ve rehabilitasyonu, iş kurmaları ve iş bulmalarını sağlayacak projelerde kullanılıyor.

Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Gönül Demirsu, engellilerin kamu ve özel sektörde işe yerleştirilmesi için çalıştıklarını belirterek, bu konuda geçen yıla oranla artış olduğunu söyledi.

Uyarılarına rağmen engelli istihdam etmemekte direnen işletmeler bulunduğuna dikkati çeken Demirsu, şöyle konuştu:

"Engelli açığı oluşan iş yeri, 5 iş günü içinde açık oluştuğunu ve engelli işçi istediğini Çalışma ve İş Kurumuna bildirmekle yükümlü. Ceza yaptırımını en son uyguluyoruz. Bu yıl yasa gereği çalıştırması gereken oranda engelli istihdam etmeyen bir iş yerine 1 milyon 3 bin lira ceza verdik. İşletmelere çalıştırmadıkları her engelli için aylık bin 900 lira ceza uyguluyoruz. İlimizde son altı yılda engelli çalıştırmayan 18 iş yeri ile 5 kamu kurum ve kuruluşuna 10 milyon 35 bin 78 lira ceza uygulandı. İşletmelerimiz engelli istihdam ederek bu kişilerin sosyal hayata katılımına yardımcı olacak. Yasanın emrettiği oranda istihdam sağlamayan işletmelere verilecek cezalar konusunda bilgilendirmeye devam edeceğiz. İş yerlerimizden tek isteğimiz yasada öngörülen oranda ya da daha fazla engelli çalıştırmalarıdır."
Engelli çalıştırmayan fabrikaya rekor ceza! - Memurlar.Net
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Parkinson'dan Dolayı Konuşma Yetisini Kaybeden Muhammed Ali'nin İlham Verici 15 Sözü

"Kelebek gibi uçarım, arı gibi sokarım" Muhammed Ali'nin en popüler sözüdür. Spor hayatı boyunca hem tavrı hem de söyledikleriyle dikkat çeken efsane boksörün hatırlanması gereken daha çok sözü var.

Muhammed Ali özel yaşamı ve siyasi duruşuyla da dikkatleri üzerine çeken bir sporcu. Sportmenliği, kadınlarla ilişkileri, savaş karşıtlığı, dini tercihleri ve bu konular üzerine demeçleri yüzünden sürekli göz önünde olan Muhammed Ali'nin rahatsızlığı artık konuşmasını engelleyecek derecede ilerledi. Fakat sağlıklı olduğu zamanlarda öyle şeyler söylemiş ki okuyup hala etkilenmemek insanın elinde değil. Dünyanın en ünlü sporcularından Muhammed Ali'nin demeçlerinden alıntılanan 15 bölümü sizin için derledik.

"Risk alacak kadar cesur olmayanlar hayatta hiçbir şey kazanamaz."
muhammad-ali-versus-sonny-liston-728x728.jpg


"Dostluk, okulda öğrenilen bir şey değildir. Eğer dostluğun anlamını öğrenmediyseniz hiçbir şey öğrenmemişsiniz demektir."
"Nereye yol aldığımın ve gerçeklerin farkındayım, ve kimsenin dilediği gibi hareket etmek zorunda değilim. İstediğim kişi olmakta özgürüm."
"İslam, barış demek. Müslüman ise tanrıya teslim olmuş kişi. Fakat basın bizi düşman gibi göstermeye çalışıyor."
"Eğer beni yenebileceğini hayal eden varsa kendine gelsin ve özür dilesin."
"Hayalgücü olmayan biri kanatsız bir kuş gibidir."

-uhammad-li-4-728x728.jpg


"En büyük zayıflığım, ne kadar muhteşem olduğumun farkında olmamak."
"Dağa tırmanızı engelleyen şey dağın kendisi değil, ayakkabınızın içindeki çakıl taşıdır."
"Bir dövüşü; antrenmandan önce, antrenman sırasında ve antrenman sonrasında, henüz spotların altında dans etmeye başlamadan çok önce kazanmış ya da kaybetmiş olurum."
"Başkalarına destek olmak bu dünyada işgal ettiğimiz alanın kirasıdır."
"Sadece verilecek iyi bir cevabınız olmadığında "sûkut altındır."

image-3-for-muhammad-ali-70-pictures-at-70-gallery-443788110-728x728.jpg


"Kendine güvensizlik aşılması gereken en önemli engeldi, ve benim kendime inancım tamdı."
"Hiç kaybedeceğimi düşünmem ama oldu. Bu durumda yapılacak en iyi şey bunu kabullenmek. Bana inananlara karşı sorumluluğum bu. Hepimiz gün gelecek bir mağubiyetle başa çıkmak zorunda kalacağız."
"Eğer insanlar birbirlerini de beni sevdikleri gibi sevse dünya çok daha güzel bir yer olurdu."
"Sadece en iyisi değilim. En iyinin de en iyisiyim. Rakiplerimi sadece yenmekle kalmıyorum. Hangi round'da onları devireceğime de karar veriyorum."

muhammad-ali-728x728.jpg
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Dolandırıcılar, çağrı merkezi kurdu, reklam filmi çekti!


Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Aydın Ağaoğlu, "Kredi kart merkezi, tüketici hukuku birliği gibi farklı isimler altında tüketicileri arayan dolandırıcılar, dosya masrafları ve kredi kartı aidatlarının geri alınması için tüketici hakem heyetlerine verilen ücretsiz dilekçeleri 700 liraya varan bedellerle satıyor" dedi. Ağaoğlu, dolandırıcıların, çağrı merkezi kurdukları, reklam filmi dahi çektiklerine işaret etti.

Ağaoğlu, yaptığı açıklamada, bankaların, verdiği kredilerde tüketicilerden aldığı hukuksuz dosya masrafı ve kredi kartı aidatlarının geri alınmasıyla ilgili tüketici hakem heyetleri ve mahkemelere yoğun başvuru olduğunu söyledi.

Bu konuda birçok tüketicinin bilinçsiz olduğunu ve nasıl hareket edeceğini bilmediğini vurgulayan Ağaoğlu, "Bazı dolandırıcılar, tüketicilerin bu durumunu haksız kazanca çevirmeye başladı" dedi.

Tüketici örgütlerinin bu konuda vatandaşlara ücretsiz hizmet verdiğini dile getiren Ağaoğlu, şöyle konuştu:

"Derneklerin internet sitelerinde tüketici hakem heyetleri ve mahkemelere yapılacak başvurulara ilişkin dilekçeler bulunuyor. Bir tık ile bunlar indirilebiliyor. Olmadı, dernekleri aradıklarında ücretsiz hizmet sunuluyor. Ancak son aylarda kredi kart merkezi, tüketici hukuku birliği gibi farklı isimler altında tüketicileri arayan dolandırıcılar, dosya masrafları ve kredi kartı aidatlarının geri alınması için tüketici hakem heyetlerine verilen ücretsiz dilekçeleri 700 liraya varan bedellerle satıyor. Size ne kadar kredi kullandığınızı soruyorlar. Ardından adresi alıp size postayla kredi kartı formu ile ücretsiz dilekçeleri gönderiyorlar. Kredi kartı formunu dolduruyorsunuz ve ücretsiz 2 dilekçeye 700 liraya varan bedeller ödemiş oluyorsunuz."

"Beyaz eşya taksidi öder gibi"

Ağaoğlu, tüketicileri arayan bu haksız kazanç sağlayanların, vatandaşları ikna etmek için her yola başvurduğunu vurgulayarak, "Kredi kartı formunu doldurduklarında 'beyaz eşya öder gibi taksitleriniz 3 ay sonra başlayacak' deniliyor. Bu konuda kimleri tuzağa düşürdüklerine inanamazsınız" ifadesini kullandı.

Bu konuda iletişim merkezleri bile kurulduğunu ve açıkça suç işlendiğini belirten Ağaoğlu, şunları kaydetti:

"Bazı televizyonlarda reklamları bile giriyor. Ülkemizdeki kanunlara göre tüketiciler, hakem heyetlerine ya da mahkemelere bizzat kendi ya da vekalet verdikleri avukatlar aracılığıyla haklarını arayabilirler. Bu kişilerin yaptığı nitelikli dolandırıcılıktır. Ayrıca, kanunlarımızda, avukat olmadığı halde kendisine avukat süsü vererek bu unvanı kullananların hapisle cezalandırılmaları öngörülmektedir. Reklam Kurulunun harekete geçerek, bu tür ilan ve reklamları veren, tüketiciyi istismar edenler hakkında suç duyurusunda bulunması ve bunları yasaklaması gerekmektedir."

Reklam filminde oynama teklifi aldı

Ağaoğlu, bu yolla para kazanıp, reklam hazırlayan bazı kişilerden, çekilecek reklam filminde oynaması için teklif aldığını ifade ederek, "Dolandırıcılığın reklamı bile yapılmaya başlandı. Bir süre önce İstanbul'da polis, benim şikayetim üzerine tüketiciyi aldatarak haksız kazanç sağlayan sözde firmaya baskın yaptı. İletişim merkezi bile kurmuşlar. Beni tanıyan yetkilisi, 'neden üzerime geliyorsun. Buradan kazandığım parayla geçen yıl 500 bin lira vergi verdim' dedi. Yani ücretsiz dilekçeleri satarak 500 bin lira vergi ödediler. İşte durum bu kadar ciddi" değerlendirmesinde bulundu.

Dosya masrafı ve kredi kartı aidatlarının kesin alındığı iddiasıyla tüketicilerin aldatıldığını anlatan Ağaoğlu, "Bunların geri alınmasıyla ilgili kimse talimat veremez. Kesin diye bir durum yok. Tüketici hakem heyetleri inceledikleri dosyalarda farklı kararlar verebiliyorlar. Bazı hakem heyetleri tüketici aleyhine karar verebilmektedir" diye konuştu.

headline.jpg

Dolandırıcılar, çağrı merkezi kurdu, reklam filmi çekti! - Memurlar.Net
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Çakma müfettiş tuzağına düşmeyin

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Tezel, sözde denetime gelen sahte müfettişlere karşı dikkatli olunmasını istedi.

SAHTE belgeler düzenleyip kendisini iş müfettişi olarak tanıtan dolandırıcıların, işyerlerine giderek "teftişe geldik" yalanıyla esnaftan menfaat sağladığı ortaya çıktı.

Sahte iş müfettişleri gerçeği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na bağlı İş Teftiş Kurulu'nun TOBB, TESK, TİSK ve TOF'a gönderdiği yazıyla ortaya çıktı. İş Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Tezel imzasıyla yapılan uyarıda işyerlerine sözde denetime gelen sahte müfettişlere karşı dikkatli olunması istendi.

SAHTE BELGEYLE MENFAAT

Uyarı yazısında şu noktalara dikkat çekildi: "Son günlerde bazı kişilerin sahte belgeler düzenleyerek iş müfettişi unvanını kullandıkları ve işyerlerine giderek teftiş yapacaklarını beyan ederek menfaat sağlamaya çalıştıkları belirlenmiştir. Bu kişilerin işyerlerine giderek iş mevzuatıyla ilgili kitap, dergi ve benzeri nitelikteki yayınlarla toplantı, yemek, seminer organizasyonuyla ilgili davetiye sattıkları yönünde duyumlar alınmaktadır.

BU OLAYLAR RENCİDE EDİYOR

Bakanlığımızı ve İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nı kamuoyu huzurunda rencide eden bu tür olaylar dolayısıyla açıklama yapılması ihtiyacı doğmuştur. Başkanlığımızca ücret karşılığında herhangi bir kitap, dergi ve benzeri nitelikte yayın satılmadığı gibi yine bu nitelikte eğitim, bilgilendirme ve benzeri faaliyetimiz de bulunmamaktadır.

İş müfettişleri teftiş faaliyetlerini kanun, tüzük ve yönetmeliklerle sair mevzuata uygun olarak önceden hazırlanan ve kendilerine verilen teftiş programları dahilinde yürütmekte olup teftiş için gittikleri işyerlerinde işverenlere ve ilgili kişilere 'iş müfettişi kimlik belgesi'ni göstermek suretiyle kendilerini tanıtırlar."

Mutlaka kimlik isteyin

İŞ Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Tezel imzasını taşıyan uyarı mektubunda şunlara yer verildi: "İşverenler ve ilgili diğer kişilerin benzer durumlarla karşı karşıya kalmaları halinde ilgililerden bahsi geçen kimlik belgesini göstermelerini talep etmeleri, herhangi bir şüphe veya tereddüt halinde başkanlığımızla irtibata geçmeleri, sahtecilik ya da dolandırıcılık halinde ise Cumhuriyet Savcılığı'na başvurmaları gerekmektedir. İşverenler ve kişilerin mağduriyetinin önüne geçilmesi amacıyla konunun duyurulmasının önemli olduğu düşünülmektedir."

headline.jpg

Çakma müfettiş tuzağına düşmeyin - Memurlar.Net
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
MEB, Ücretsiz Kursları Açamadı

MEB'in dershanelere alternatif olarak sunduğu takviye kurslar eğitime başladı. Ancak saat başına 9 liralık ders ücretlerini az bulan öğretmenler, kurslara ilgi göstermedi. Birçok okulda kurslar açılamadı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından okullarda açılması planlanan takviye kurslarına öğretmenlerin başvuru süreci geçtiğimiz hafta tamamlandı. Ancak özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde gün içinde yoğun ders programı olan öğretmenler, ders çıkışı ve hafta sonu verilmesi planlanan kursların ücretlerini yetersiz buldu. Dışarıda ortalama 50 lira olan kursların saat başı ücretinin 9 lira olduğunu öğrenen öğretmenlerin büyük çoğunluğu, kurslara ilgi göstermedi. Öyle ki bazı okullarda kurs vermek için tek bir öğretmen bile başvurmadı. Dershanelerin önümüzdeki sene kapatılacak olması üzerine okul kurslarına ilgi gösteren öğrenciler ise ortada kaldı.

Öğrencilerin başvurularının devam ettiği kurslar için sınıf mevcudunun 25 kişi olması planlanıyor. Hafta içi sabah 8'de mesaiye başlayan öğretmenler, akşam saatlerine kadar ders vermeyi yorucu bulduğunu söylüyor. Yönetmeliğe göre, kurslar saat 22.00'ye kadar sürebilecek. Fakat sabahın erken saatlerinde ders anlatmaya başlayan öğretmenler, ders sonrası aynı öğrencilerle devam etmenin verimsiz bulduğunu dile getiriyor. Kağıthane'de görev yapan bir öğretmen ise hafta sonu bütün gün mesaisini kurslara vermenin yorucu olduğunu ve bu karşılığa değmeyeceğini ifade ediyor.

Bu gelişme sonrası ilçelerde kurulan kurs yürütme komisyonlarında öğretmen başvuru sayılarının ihtiyacı karşılamadığı ve beklenenin çok altında olduğu ortaya çıktı. İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinde de kurslarda görev alacak öğretmen başvurusunun az olduğu görüldü. Bu sebeple komisyon ilçedeki okullara ilk oturumunda görevlendirme yapamadığı için ihtiyaç duyulan öğretmen sayılarının ilçe Milli Eğitim'den istenmesine dair bir tutanak gönderdi. Bahçelievler Kumport Ortaokulu'nda 5 öğretmen, Kudret Saraç Ortaokulu'nda ise sadece 3 öğretmen kurs vermek için dilekçe verdi. Mehmet Sevim Ulusal İmam Hatip Ortaokulu'nda ise hiçbir öğretmen kurs vermek için başvuruda bulunmadı. Kadrolu öğretmenlerin kurs vermek istemediği okullarda atanamayan sözleşmeli öğretmenlerin başvurusu alınırken, MEB'in talebi artırmak için ders saat ücretlerini iki katına çıkarması bekleniyor.

Bu arada önceki yıllarda olduğu gibi ücretli kurs açmak isteyen öğretmenler, MEB'in izin engeline takıldı. Bağcılar Kocaragıppaşa Ortaokulu'nda ücreti bin TL karşılığında kurs açılmak istendi ancak ücretsiz takviye kursları nedeniyle izin verilmedi.

meb-ucretsiz-kurslari-acamadi01d1978dd3d1b3ec48cf.jpg


MEB, Ücretsiz Kursları Açamadı - Öğretmen Diyarı
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Dosya masrafı ve kredi kartı aidatlarının kesin alındığı iddiasıyla tüketicilerin aldatıldığını anlatan Ağaoğlu, "Bunların geri alınmasıyla ilgili kimse talimat veremez. Kesin diye bir durum yok. Tüketici hakem heyetleri inceledikleri dosyalarda farklı kararlar verebiliyorlar. Bazı hakem heyetleri tüketici aleyhine karar verebilmektedir" diye konuştu.

Selam Arkadaşlar,

Bankada çalıştığım ve hergün yüzlerce müşteri sorunuyla uğraştığım için özellikle iş dışında kalan zamanlarımda beynimi dinlendirmeye çalışıyorum bunu sağlayan en güzel destekleyenlerden birisi de kaçıp sığındığım engelsizlerin dünyası olan bu site ama bazen işte hiç de bana uygun olmayan bir meslekte bulunduğumu farkediyorum. Şimdi sussam gönlüm razı değil konuşsam aklım :(

Yukarıdaki açıklamayı mümkünse defalarca okuyun ve anlamaya çalışın. Bu açıklama aslında o kadar gerçeği yansıtıyor ki şimdi burada sizlere bankacı kimliğimle değil hep sade bir üye kimliğimle yazmaya çalışıyorum o yüzden bu yazı aslında hepinizi yakından ilgilendiriyor.

Bankalarla çalışan her müşteri geçmiş yıllara ait kredi dosya masraflarını ve yıllık kart aidatlarını bankalardan geri alma peşinde ama yok aslında bu işin gerçeği o kadar kolay değil arkadaşlar her tüketici hakem heyetine başvuran haklı sebeplere sahip olamıyor maalesef bu konuda medyaya, basına ödül vermek gerektiğini düşünüyorum ki bilinçsiz olan banka müşterilerini resmen banka aleyhine kışkırtıyor. Bir nevi provakötör rolü üstlenmiş durumda.

Hakkınız olanı geri alabilirsiniz ama hakketiyseniz! Kredi Kartı alırken imzaladığınız sözleşme ( hani o sizin hiç okumadan pıtır pıtır imzaladığınız ve size formaliteden ibaret olduğu söylenen dökümanlar ) yada kredi çektiğinizde sizin bizzat kendi iradenizle kabul ederek imzaladığınız kredi sözleşme şartlarında bulunan dosya masrafını kabul ettiğiniz maddeler ve birçok banka lehine geçerli olan maddeler, sizlerin yazılı beyanınız üzerine hazırlandığından ve bu ülkede boş kağıda bile atılırsa yüzdeyüz geçerliliği olan imzalarınız bulunduğu sürece Tüketici Hakem Heyetine başvuru yapmanız sizin sizden alınan masrafları geri alacağınızı garanti etmez.

Bu konuda gerçekten yapılan incelemeler sonucunda verilen karar doğrultusunda haklılığınız Hakem heyeti tarafından onaylanmış olsa dahi banka bunu geri ödememek için yine de direnecek olduğundan bu süreç tekrar ediyorum zorlu bir süreçtir. Banka ve sizler yani öyle çantada keklik olayı falan yok lütfen bazı gerçekleri kabul edin ve ona göre en doğru kararı verin.

Kalbimin bir yanı hep sizler için atsa da bu ülkede yaşanan gerçekler farklı olayların arka planı farklıdır. haklıysanız hakkınızı arayın ama önce siz inanın haklı olup olmadığınıza gerisi hallolur bir şekilde ama önce siz bilin ben o maddeyi imzaladım mı? kabul ettim mi diye düşünün.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Engelliler için geliştirilmiş dünyanın 8. harikası sayılabilecek bir buluş gibi ama yazık insan izleyince gelişmiş ülkeleri tebrik ederken içinden düşünmeden de edemiyor. Böyle bir aracı bizim ülkemizde satın alabilecek kaç kişi vardır? Acaba kaç adet mavi kapak toplasak böyle bir araca sahip olabiliriz (!)
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Tabii bu konu da ben de sizle aynı düşünceyi paylaşıyorum Gazoz Ağacı. Ama yine de bir gün benim de binmek istediğim bir taşıt var; onun videosunu da yapıştırıyorum. Bilmem daha önce izlediniz mi?
Tabii daha sonrasında bir de bizim(ortadoğu ülkeleri) için kötü varsayımlar içeren bir yazı da paylaşayım. (Ki bu yazıyı ilk okuduğumda paylaşmak istememiştim: yazarının İslama ve onun değerlerine pervasızca dil uzatışına kızmıştım. İlgili yazıda bahsi geçen mesele belki bazılarımıza paranoya gibi gelebilir ama benim gibi bir bilimkurgu sever için pek de paranoya gibi gelmedi.
Saygılar..

CELAL HOCA’DAN MEKTUPLAR

2026'YI DÜŞÜNEN VAR MI?

“SEVGİLİ Fatih, Sana 2026’nın akıl ve bilgi fakiri politikacılar açısından önemini anlatayım mı?

Türkiye pek uzun bir zamandan beri bilgisi sınırlı, kültürü kıt, kentli kültürden uzak, kaliteden daha çok kantiteye önem veren politikacılar tarafından yönetildiği için başı giderek derde giriyor, içeride milli bütünlüğü ve yaşam huzuru azalıyor, dışarıda güvenilirliği ve itibarı sıfıra koşuyor, ekonomisi de tamamen tefeciliğe dayanan ve dış dünyanın uyanıkları tarafından empoze edilen yalancı bir ‘gelişme’ dönemi sonu baş aşağı gitmeye başlıyor. Sıfırlar atıldıktan sonra dolar karşısında 1 liradan başlayan Türk lirası nihayet 2.30’u gördü. Düşüş devam edecektir, çünkü Türk lirasının karşılığı yok!

Akıl fakirlerinin bunun ne anlama geldiğini anlaması mümkün değildir. Ta ki, hayatını tam olarak etkileyinceye kadar bugünkü siyasi tutumunu sürdürmeye devam edeceklerdir. (Akıl fakiri lafı benim yakıştırdığım bir laf değildir: Türkiye Cumhuriyeti halkının ortalama IQ yüzdesi 90’dır. Bu normal kabul edilebilecek zekânın en altıdır. Merak edenler internete bağlanıp şu tabloya bir göz atabilir: Country Rankings 2014 - Country comparisons, Economy, Geography, Climate, Natural Resources, Current Issues, International Agreements, Population, Social Statistics, Flags, Maps, Political System national_iq_scores_country_ranks. html; bu arada hatırlatayım: Ortalama zekâ yüzdesi 100’dür).

Fakat en büyük felaket mevcut iktidar takımının ‘heyecanla’ beklediği 2023’ten üç sene sonra cereyan edebilir (belki de daha önce).

Diyeceksin 2026’da ne olacak? Büyük bir ihtimalle o tarihte veya daha önce, şimdi Fransa’da hemen bütün uygar dünyanın (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Japonya, Kore, Çin...) parasal ve bilimsel katkı yaptığı ITER’in (Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör) teknolojik deneyleri sonuçlanarak sıfır kirlilik üreten ve neredeyse sıfır maliyeti olacak olan füzyon enerjisi üretimi hayata geçecek ve bir galon deniz suyu 300 galon petrol kadar enerji üretmeye başlayacak.

Bu artık ‘Olabilir mi?’, sorusu değil, ‘Ne zaman?’ sorusu olmuştur. Bu arada elektrikli otomobiller dünyanın en kaliteli petrollü otomobillerinden daha iyi performans göstermeye başladılar.

Elektrikli gemi ve uçaklar da yolda. Füzyon hemen hemen bedava elektrik sağlayacağı için, bu tür teknolojilere sahip ülkeler kelimenin tam anlamıyla bedava yaşamaya başlayacaklar.

Taşıma ve haberleşme tamamen elektrikle yönetilecek (Jules Verne nur içinde yatsın; bunları 150 sene evvel görmüştü).

Tabii Türkiye bu bedava yaşama yarışının tamamen dışında olacaktır, zira bilimi dışlayan ve hor gören yöneticilerle, onların açtığı imam mekteplerinde verilen eğitimle bu yarışa katılmak mümkün değildir.

Malum bizim önceliğimiz kafaların içine hangi bilgileri koyduğumuz değil, kafanın üzerinin örtülü olup olmaması.

Oluşmasına ne yazık ki katkı sağlamadığımız bu teknolojiye ihtiyacımız olacak. Ee ne yapmak lazım?

Satın almak, çünkü başka çare yok. Neyle? Paramız pulumuz şimdikinden çok daha az olacak, çünkü satacağımız ne malımız, ne aklımız var. Üstelik de bedava enerjiye sahip olanlarla üretim rekabeti yapmamız da zaten mümkün olmayacak.

Peki neyi satacağız da parasıyla bu teknolojiyi alacağız? Tek şeyimiz kalmış olacak: Ülkemiz ve özgürlüğümüz. Bunları satarak yaşamaya çalışacağız.

Dua edelim ki gelişmiş milletlerin bunlara ihtiyacı olsun. Yoksa o şansımız bile olmayacak; yani bize artık yaşam şansı bile tanınmayacak.

Ama buna müstahakız: Çünkü bilimi, çağdaşlığı değil zırvalığı tartışıyoruz ve siyasal tercihlerimizi bu saçma tartışmalara göre belirliyoruz.

Tartışalım, AKP IŞİD’e karşı hareket ‘fetvası’ alabilir mi, alamaz mı? Acaba bunu hangi ulemaya sorsak

Elâlemin en yüksek bilimsel düzeyde bedava rahat yaşamı yakalamak üzere olduğu bir dönemde, bu gibi zırvalıklarla uğraşan, çocuklarını ortaçağın saçmalıklarını öğreten kurumlara mahkûm eden cahil ve akılsız bir toplum, yaşama hakkından zaten vazgeçmiş demektir.

Şuna emin olun: Arkamızdan kimse ağlamayacaktır. ‘İyi oldu’ bile diyecek düşman çıkmayacak, çünkü düşman bile addedilmeyecek kadar önemsiz olacağız

Sevgilerle arkadaşım, Celal’’

NOT: Celal’in bu mektubundan bir hafta kadar sonra Lockheed yıllardır yürüttüğü gizli bir proje ile füzyon reaktörünü geliştirdiğini ve 5 yıl içinde askeri, 10 yıl içinde sivil kullanıma hazır hale getireceğini açıkladı. Yani 2026’da değil 2025’te Celal Şengör’ün sözünü ettiği bedava enerji hayatımıza girmiş olacak

Tahtırevana binelim, monarşileri devirelim - Haberturk.com

fatih_altayli_teketek.gif
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
:) Bende istiyorum böyle bir araca binmek oooooo harika uçan araba ilk defa izliyorum ama bayıldım aşağıda eklemiş olduğunuz yazının tüm kasvetini alıp götürdü benden hatta beni bile benden alıp götürdü şu an :))))
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
Tamam o halde başka bir paylaşımımı neden yaptığımı da açıklayayım.
Bu kasvetli yazıdan sonra benzer bir sorunu irdelemesi açısından bir film paylaşmıştım, onu da izleyin derim: Elysium Yeni Cennet
Bir film daha var ama şu an bulamadım, bulursam ilgili başlıkta paylaşırım..
http://engelliler.gen.tr/f82/izlenmesi-onerilen-filmler-15074/index31.html
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam unuttum.29,

İlk fırsatta ilk sırada Elysium Yeni Cennet var :) teşekkür ederim hemde çok teşekkür ederim arkadaşım film tavsiyelerin için. Ben aslında bu bölümü en çok belki de birilerinin bana da tavsiyesi olabilir diye açmıştım ama maalesef bugüne kadar benden daha çok film izleyene rastlamadım :) sanırım bu konuda benden bir hayli öndesin. İnsan tv den uzak durunca bir de sanata düşkün olunca ya müzik yada sinemayla ruhunu dinlendiriyor.

Bir teşekkürde Yaşar için aslında her zaman söylüyorum ben bu siteden, sizlerden çok şey öğrendim diye. Öğrenmenin yaşı yoktur. Yazık ki bu seneye kadar Yaşarın şarkılarını dinlememiştim ama olsun hayatta hiçbir şey için geç değildir.

Sağlıcakla kal, paylaşımla kal dileklerimle...
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,057
Tepkime Puanı
92
Puanları
48
DOWN CAFE ENGELLİLER GÜNÜ’NDE HİZMETE SUNULDU

DOWN CAFE, BAŞKAN YARDIMCISI KEMERKAYA TARAFINDAN HİZMETE AÇILDI
Özel çocukların hizmet ve sunumunu yaptığı Türkiye’de ilklerden olan Down Cafe Aksaraylıların hizmetine girdi.
Gönül Dostları Zekâ Oyunları ve Zihin Sporları Kulübü tarafından Ereğli Kapı Mahallesi’nde bulunan Down Cafe, 3 Aralık Dünya Özürlüler Günü’nde düzenlenen törenle hizmete açıldı.
Engellilere özel cafenin açılış törenine Aksaray Belediye Başkan Yardımcısı Güven Kemerkaya ve çok sayıda davetli katıldı.
Yapılan ortak açıklamada şu görüşlere yer verdiler:
“Down Cafe’de özel çocuklar garsonluk, bulaşıkçılık, komilik gibi sektörün ihtiyacı olan alanlarda eğitim alacak ve uygulama yapacak. Bu sayede çocukların istihdamına yardımcı olunması beklenmektedir. Özel çocuklarımıza yardım ve bağış yerine elbirliği ile istihdam edilmelerinin sağlanması toplumsal barış için çok önemlidir.
Tebessüm ve sevgiyle hizmet verecek Down Cafe’ye ağız tadıyla bir bardak çay içmek ve çocuklarımızla tanışmak isteyen tüm dostlara kapımız her zaman açıktır.”
Belediye Başkan Yardımcısı Güven Kemerkaya ise açılış sırasında yaptığı konuşmada, “Özel çocuklarımız için hazırlanan Down Cafe’mizin açılışı hayırlı olsun. İnşallah bu, çocuklarımızı hayata hazırlayacak çok güzel bir proje. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde böyle bir duyarlılık gösterdikleri için Gönül Dostları’na teşekkür ediyorum.” Dedi.
Yapılan konuşmaların ardından Aksaray Belediye Başkan Yardımcısı Güven Kemerkaya ve Aksaray Engelliler Derneği Başkanı Bekir Kaya Down Cafe’nin açılış kurdelesini birlikte keserek hizmete açtılar.

DOWN CAFE ENGELLİLER GÜNÜ’NDE HİZMETE SUNULDU (03.12.2014) - Aksaray Belediyesi

down%20(1).jpg
 
Tekerlekli Sandalye
Üst