Torba Tasarı ile ilgili görüşmeler tamamlandı

  • Konbuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
'Torba yasa' sözleşmeli memurun yüzünü güldürecek

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nde görüşmeleri devam eden 'Torba Yasa' sözleşmeli memurlara önemli iyileştirmeler getiriyor. Buna göre sözleşmeli memurlar yıllık bin 700 lire ek gelir geliyor. Tasarının kanunlaşması halinde 400 bin sözleşmeli kamu çalışanı damga vergisinden muafiyet getirecek, eşi çalışmıyorsa aile yardımı alacak ve sağlık çalışanlarının döner sermaye gelirleri 420 liranın altına düşmeyecek.

Çok sayıda ve farklı alanlardaki düzenlemeleri içeren 'Torba Yasa'nın TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri devam ediyor. Bazı sendikalar ve muhalefet, çalışanların haklarının ellerinden alınacağı gerekçesi ile tasarıya karşı çıkıyor. Ancak tasarı çalışanlara önemli haklar getiriyor.

Buna göre tasarının yasalaşması halinde sözleşmeli memurlar için ödenen aile yardımı aylık 113 liraya çıkacak. Bu rakam Temmuz 2011'de 117 liraya çıkacak. 400 bin sözleşmeli kamu çalışanın ödediği yıllık 150 liralık damga vergisi de artık ödenmeyecek. Sözleşmeli kamu çalışanlarına da sendikalara üye olma hakkı tanınıyor. Bir milyon 100 bin sendikalı memur üç ayda bir 45 liralık toplu görüşme primi alacak. Torba Yasa'nın, Meclisten bu haliyle geçmesi durumunda toplamda memurun cebine yıllık ortalama bin 700 lira ek para girecek.

'Torba Yasa' sağlık çalışanlarının aldığı döner sermayeye de taban sınırı getiriyor. Yasa ile kurumun döner sermaye gelirleri yetersiz kalsa da sağlık çalışanına 420 TL'nin altında ek ödeme yapılamayacak.

Mevcut kanunu ile sağlık çalışanının izin ve raporlu dönemlerindeki döner sermaye alacağı kesiliyordu. Yeni yasa ile 250 bin sağlık çalışanı izin ve rapor dönemlerinde de döner sermayeden payına düşeni alacak.

Tasarı bunun dışında bazı haklar da getiriyor. Torba Tasarı ile memura, doğumdan sonraki 1 yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası yazılamayacak. Kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyacı olan memura 18 aya kadar izin verilecek.

Engelli memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve vardiyası yaptırılmayacak. Eşi doğum yapan memura, isterse 24 aya kadar aylıksız izin verilecek. 5 yılını tamamlayan memura, en fazla 2 defada kullanılmak üzere, toplam 1 yıla kadar aylıksız izin kullandırılabilecek.

Cihan Haber Ajansı
 
Torba' Yasalaştı

TBMM Genel Kurulunda ''Torba'' tasarı kabul edilerek yasalaştı

''Temel'' yasa olarak dokuz bölüm halinde görüşülen düzenlemeye göre, 31 Aralık 2010 tarihine kadar ödenmemiş vergiler ile bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, idari para cezaları, gümrük vergileri; belediyelerin beyannamelere ilişkin vergileri, 2010'da tahakkuk eden vergileri, ödenmemiş ücret, su kullanım, büyükşehir belediyelerinin su ve atık su bedeli alacakları yeniden yapılandırma kapsamında olacak.

Alacaklar, TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak yeniden hesaplanacak. Borcun ödenmesi halinde, vergi cezalarından ve buna bağlı gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilecek.

Belediyelerin su kullanım alacakları ile su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık su bedeli alacakları da TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak yeniden hesaplanacak. Borcun ödenmesi durumunda faizleri silinecek.

Uygulamadan yararlanmak isteyenlerin dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerekecek.

Yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, KDV ve ÖTV için başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince, çok zor durum olmaksızın, her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödemez ya da eksik öderse düzenlemeden yararlanamayacak.

MATRAH ARTIRIMI
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar; 2006 yılı için yüzde 30, 2007 için yüzde 25, 2008 için yüzde 20 ve 2009 için yüzde 15 oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, bu yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesine tabi tutulmayacak, bu yıllara ilişkin olarak daha sonra tarhiyat yapılmayacak.

Gelir vergisi mükelleflerinin, zarar beyan edilmiş olması ya da hiç beyanname verilmemiş olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile artırdıkları matrahlar; işletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerde 2006 yılı için 6 bin 370 liradan, 2007 için 6 bin 880 liradan, 2008 için 7 bin 480 liradan, 2009 için 8 bin 150 liradan az olamayacak. Bilanço hesabına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için ise sırasıyla 9 bin 550 lira, 10 bin 320 lira, 11 bin 220 lira ve 12 bin 230 liradan az olamayacak.

Kurumlar vergisi mükelleflerinde ise vergilendirmeye esas alınacak matrahlar 2006 yılı için 19 bin 110 liradan, 2007 için 20 bin 650 liradan, 2008 için 22 bin 440 liradan, 2009 yılı için 24 bin 460 liradan az olamayacak.

Artırılan matrahlar, yüzde 20 vergilendirilecek ve ayrıca vergi ya da fon alınmayacak.

KDV YÖNÜNDEN VERGİ İNCELEMESİ VE TARHİYATA TABİ TUTULMAYACAK
KDV mükellefleri, beyannamelerinde hesaplanan KDV'nin yıllık toplamı üzerinden 2006 için yüzde 3, 2007 için yüzde 2.5, 2008 için yüzde 2 ve 2009 için yüzde 1.5 oranına göre belirlenecek KDV'yi, vergi artırımı olarak tasarının kanunlaşıp yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan etmeleri halinde KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyata tabi tutulmayacak.

Hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, her vergilendirme dönemi için verdikleri muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2006 yılı için yüzde 5, 2007 için yüzde 4, 2008 için yüzde 3 ve 2009 için yüzde 2 oranında hesaplanacak gelir vergisini artırmayı kabul etmeleri halinde gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacak.

Gelir ve kurumlar vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için artırımda bulunulacak.

KAYIT ALTINA ALINACAK
Vergiler, belirtilen süre ve şekilde ödenmezse oranın bir kat fazlası olarak uygulanacak gecikme zammıyla birlikte tahsil edilecek. Bu vergilerde indirim, mahsup ve iade olmayacak.

Daha önce vergi incelemesi yapılan mükellefler vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilecek. Matrah veya vergi artırımda bulunulması, düzenlemenin yasalaştığı tarihten önce başlanılan vergi incelemelerine engel oluşturmayacak.

Adi, kolektif ve adi komandit şirketler dahil, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları; kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedelle, yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesiyle vergi dairelerine bildirerek, defterlerine kaydedebilecek.

ÖDEMELER
Sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi, damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı borç asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bitiminden itibaren TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarından vazgeçilecek.

Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenler de bu kapsama alınacak.

Yeniden yapılandırıldığı halde taksitlerini ödememeleri nedeniyle yeniden yapılandırma haklarını kaybedenlerden; yapılandırmaları 12 taksite kadar olup da ödenmemiş taksit sayısı 4'ten fazla bulunmayanlar ile yapılandırılmaları 24 taksite kadar olup da ödenmemiş taksit sayısı 8'den fazla bulunmayanların başvurması halinde bozulan yeniden yapılandırması hayata geçirilecek. Ancak, ödeme yükümlülüğü 3 aylık sürede tam olarak yerine getirilemezse yeniden yapılandırma hakkı kaybedilecek, yapılandırma işlemi de iptal edilecek.

ALACAKLARDAN VAZGEÇİLMESİ
Yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş 120 TL'nin altında kalan idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilecek. Tütün mamulü tüketimiyle ilgili idari para cezaları bu hükmün dışında tutulacak.

Tutarı 12 TL ve altında kalan geçiş ücretleri de tebliğ edilmeyecek, tebliğ edilmiş olanlar da tahsil edilmeyecek.

Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen ve süresi 31 Aralık 2004'den önce olduğu halde ödenmemiş olan alacakların türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle; tutarı 100 TL'yi aşmayan asli alacaklar ve feri alacaklar ile aslı ödenmiş feri alacaklardan tutarı 100 TL'yi aşmayanlar tahsil edilmeyecek.

Düzenleme kapsamında, Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan, vadesi 31 Temmuz 2010 tarihinden önceki alacakların 50 TL'yi aşmayanlarının da tahsilinden vazgeçiliyor.

Yasaya göre, 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında aldıkları aylıkları yüzde 50 fazlasıyla geri alınması gerekenlerden, bu yüzde 50 fazlaya ilişkin tahsil edilmemiş tutarlar alınmayacak.

Bu kapsamda, 31 Aralık 2010'dan önce ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları toplamı 50 TL'yi aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferilerinin ve aslı ödenmiş olan feri alacaklardan tutarı 50 TL'yi aşmayanlar tahsil edilmeyecek.

Kamu idarelerince ödenmesi gereken genel sağlık sigortalılarına ilişkin Genel Sağlık Sigortası primleri ile İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılanması gerekip de Türkiye İş Kurumu tarafından SGK'ya ödenmemiş sigorta primlerinin gecikme cezası ve gecikme zamları silinecek.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna borçlarını ödeme taahhüdünü yerine getiremeyenler için de yeni bir hak getiriliyor.

DİĞER ALACAKLAR
Yasayla yeniden yapılandırılan diğer alacaklar ise şöyle:

-TRT'ye olan elektrik enerjisi satış bedeli payı ve bandrol ücretleri borçları,

-KOSGEB alacakları, TEDAŞ veya bu şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakları,

-Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösterenlerin elektrik, doğalgaz, su ve yönetim aidat borçları, afet kredileri hariç Geliştirme ve Destekleme Fonu kaynaklı alacaklar,

-Çevre ve Orman Bakanlığınca orman köylülerince oluşturulan kooperatiflere kullandırılan krediler, sulama kooperatiflerinin borçları,

-Kültür ve Turizm Bakanlığınca kültür varlıklarının korunması, bakım ve onarımı amacıyla kullandırılan krediler,

-Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tarımsal amaçlı kooperatiflere veya ortaklarına verilen kredi alacakları, ilgili kanunca arazi dağıtılanların ödemedikleri arazi bedelleri, sulama kooperatifleri ve sulama birliklerinin tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan alacakları,

-Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 30 Kasım 2010'da geldiği halde ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat, ticari kar payları, orman köylülerini kalkındırma geliri, arazi tahsis, ağaçlandırma, ağaçlandırma ve erozyon kontrol, yüzde 3 proje ve toprak bedelleri,

-SGK'nın taşınmazlarının ödenmemiş kira bedeli, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde 50'den fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetlerinde bulunan taşınmazların kullanım bedelleri ve hasılat payları alacakları,

-Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut vakıflara ait taşınmazların kira bedelleri; işveren ve üçüncü şahısların, iş kazası, meslek hastalığı, malullük, ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik ödemekle yükümlü oldukları her türlü borçları,

-Özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca ödenmeyen yıllık brüt reklam gelirlerinden alınan yüzde 5'lik pay ile eğitime katkı payı,

-Her kademedeki askeri okullar ile Emniyet teşkilatında görevlendirilmek üzere eğitim kurumlarında okutulanlardan öğrencilikle ilişiği kesilenler, mezun olanlar, bunların dışındaki eğitim kurumlarında devlet hesabına okutulup da zorunlu hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin ödenmemiş öğrenim giderlerine ilişkin tazminat tutarları,

-TMO tarafından FİSKOBİRLİK'e ödenmeyen alacaklar; kalkınma ajanslarının il özel idareleri, belediyeler ile sanayi ve ticaret odalarından olan alacakları; SGK tarafından fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen ve tahsil edilmesi gereken gelir ya da aylıklara ilişkin borçlar.

AİDAT BORÇLARINDA KOLAYLIK
TOBB aidat borçları; esnaf ve sanatkarların üyesi oldukları odalara, odaların birlik üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların konfederasyonlara olan aidat ve katılma payı borçları; avukat ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj kredisi borçları; üyelerin odalara ve odaların da Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan aidat ve birlik payı borçları; ihracatçıların üyesi oldukları ihracatçı birliklerine olan üyelik aidat borçlarının tamamını ödemeleri halinde faiz, gecikme faizi, gecikme zammı alınmayacak.

Borçlarını yapılandıran BAĞ-KUR'lulara Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanma imkanı getiriliyor. Bu kişilerin, yapılandırılan borç haricinde, 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya borcu bulunsa da ödeme yükümlülüklerini yerine getiriyor olmaları gerekecek.

Hazine Müsteşarlığınca düzenlenen yatırım teşvik belgelerine dayanarak inşa edilip, satın alınan gemi ve yatlara ilişkin harcamalar üzerinden yatırım indirimi istisnasından yararlanan mükelleflerden, tasarının yasalaşmasından önceki dönemler de dahil olmak üzere, bu kapsamda tarhiyat yapılmayacak, yapılanlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilecek.

Her kabahat için 145 TL'nin altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmeyecek. Tebliğ edilmesi halinde faiz, gecikme faizi ve zammı alınmayacak.

18 TAKSİT İMKANI
Düzenlemeden yararlanmak isteyen borçlular; yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idarelere başvuracak.

Ödenecek tutarların ilk taksiti, yasanın Resmi Gazete'de yayım tarihini izleyen üçüncü aydan; SGK'ya bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksiti ise dördüncü aydan başlayacak. Ödemeler ikişer aylık dönemler halinde, azami 18 eşit taksitte ödenecek.

Böylece hem vergi hem de prim borcu olanlar bir ay birini diğer ay ötekini ödeyebilecek.

İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşlar, borçlarını ikişer aylık dönemler halinde 36 eşit taksitte; Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve spor kulüpleri ise ikişer aylık dönemler halinde 42 eşit taksitte ödeyebilecek.

Ödemeler kredi kartıyla da yapılabilecek. Ancak, bunun için Maliye Bakanlığı ve SGK'ya bağlı tahsil dairelerine yapılacak ödemelerin ilgili kanuna göre uygun görülmesi gerekecek.

Sosyal güvenlik prim alacakları yapılandırmaları devam edenler hariç; düzenleme kapsamına giren alacakların, ilgili kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için, borçlular talep etmeleri halinde düzenlemeden yararlanabilecek.

BAZI KANUNLARDAKİ PARA CEZALARI
Askerlik Kanunu, Milletvekili Seçimi Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen idari para cezaları, fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son gününe kadar tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemeyecek.

GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINDA YER ALACAK
Yasaya göre, çıraklar, stajyer öğrenciler, üniversitelerde kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler, yabancı uyruklu öğrenciler, stajyer avukatlar, İŞKUR'un açtığı meslek edinme kurslarına katılanlar kendileri üzerinden Genel Sağlık Sigortası kapsamında olacak; bu kursa katılanların bakmakla yükümlü olduğu kişiler de yine bu kapsamda yer alacak.

Stajyer avukatların sigorta primlerini Türkiye Barolar Birliği ödeyecek. Yabancı öğrenciler, öğrenim gördükleri sürece, ayda 91 TL katkı payı ödeyerek Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanacak. Vakıfların getirdiği öğrencilerin sağlık sigortası masrafları ise Maliye Bakanlığınca üniversitelere aktarılan kaynaktan karşılanacak.

Haftalık çalışma süresi 30 saatin altında olan, esnek çalışma türlerini kapsayan kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan sigortalılar, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik sürelerini borçlanacak. Borçlanılan bu süreler, hizmet akdine istinaden gerçekleşen çalışma sürelerinde olduğu gibi, sigortalılık türü olarak sayılacak.

Yasayla sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları arasına trafik kazaları da ekleniyor. Erken doğum yapan kadın işçi, doğumdan önce kullanamadığı iznini doğum sonrasında kullanabilecek. Sekiz haftalık iznin kullanılmayan süresi yine sekiz hafta olan doğum sonrası izine eklenecek.

Düzenlemeye göre, 18 yaşından küçük sigortalılar için prime esas aylık kazanç alt sınırı yaşlarına uygun asgari ücret tutarına çekilecek. Böylece bu sigortalılar yönünden asgari ücretle, sigorta primine esas kazanç arasındaki farklılık ortadan kaldırılacak, işveren üzerindeki prim yükü azaltılacak.

Kurum hatasından kaynaklanan yersiz ödemelerin ilgililerden tahsili üç ay yerine iki yılda yapılacak.

Disiplin cezası alan, ancak yasadan yararlanarak göreve dönen memurlara, görevde olmadıkları süreler için borçlanma hakkından yararlanmak üzere tanınan 6 aylık başvuru ile 2 yıllık ödeme süresi uzatılıyor. Buna göre, bu kişiler 30 Haziran 2011 tarihine kadar başvurmaları halinde, ödemelerini 31 Aralık 2014 tarihine kadar yapabilecek.

EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLAR
Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar ile ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalıların, eksik günlerine ait Genel Sağlık Sigortası primlerini 30 güne tamamlama yükümlülüğü 1 Ocak 2012'de başlayacak.

Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar; taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşım araçlarını işleten kişiler, vergi mükellefi olmaları halinde sigortalı sayılacak.

12 EYLÜL MAĞDURLARI
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında uzman ve usta öğretici olanlar, yasanın yürürlük tarihinden önceki çalışmalarından dolayı bir ay içinde 30 günden eksik kalan sürelerini borçlanabilecek. Borçlanılan bu süreler sigortalılık süresine sayılacak.

Hizmet akdiyle bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların 2011 yılından önce bağlanan aylıkları; Ocak ayında 60 TL, Temmuz ayında ise yüzde 4 artırılacak.

Yasayla 12 Eylül mağdurlarının, gözaltında veya cezaevinde geçen süreleri için borçlanabilmesine imkan sağlanıyor. Buna göre, sıkıyönetim mahkemelerinin görev alanına giren suçlar nedeniyle yakalanan veya tutuklananlardan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğu 12 Eylül 1980'den sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ya da beraatlerine karar verilenler, gözaltında ve tutuklulukta geçen süreleri için borçlanabilecek.

Bu kişilerin, durumu belgelemeleri ve yasanın yürürlüğe girişinden sonraki 6 ay içinde talepte bulunmaları gerekecek. Prime esas günlük kazanç alt sınırının yüzde 32'si üzerinden hesaplanacak primlerini, bu durumlarından dolayı dava açıp tazminat alanların kendileri, tazminat almayanların primlerini ise Hazine ödeyecek.

Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar, sigortalılıklarından dolayı gelir veya aylık bağlananlar ile tutukluluk veya gözaltı sürelerini herhangi bir şekilde sigortalı olarak değerlendirenler ise borçlanamayacak.

Aylık bağlanmayan ile toptan ödeme yapılmak suretiyle hizmetleri tasfiye edilenlerden, borçlanacakları sürelerle birlikte emekli veya yaşlılık aylığı alacak olanlara geçmişe dönük aylık ve fark ödenmeyecek. Tutuklu ve gözaltındaki süreler emekli ikramiyesi hesabında dikkate alınmayacak.

ARAÇLARIN TESCİL İŞLEMLERİ
Araçların tescili ve hurdaya ayrılması işlemlerinin trafik tescil kuruluşlarının yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenen kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerince de yapılmasına imkan tanınıyor.

Buna göre, araç sahipleri; tescili zorunlu ve ilk tescili yapılacak araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren 3 ay içinde, araçların hurda durumuna gelmesi halinde ise 1 ay içinde tescilin silinmesi için ilgili trafik tescil kuruluşuna veya Emniyet Genel Müdürlüğünün belirleyeceği kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine başvuracak.

İlk tescili yapılan araçlar için düzenlenen geçici belgelerin geçerlilik süresi içinde trafik belgesi alma zorunluluğu aranmayacak. Böylece, araç tescil ve sürücü belgesi işlemlerinin elektronik ortamda yapılması amacıyla yürütülen proje kapsamında, ilk tescili yapılacak araçlar için trafik belgesi yerine düzenlenecek ''tescile ilişkin geçici belgenin'' geçerlilik süresi içinde bu araçlara ceza uygulanamayacak.

Yeni araçların tescilleri; belge düzenlenmesi, kişiselleştirilmesi, belgelerin basımı, ilgililerine elden veya posta aracılığıyla teslimi işlemleri, Emniyet Genel Müdürlüğü veya bağlı trafik tescil kuruluşlarınca yapılacak. Emniyet Genel Müdürlüğü, ilk tescil işlemlerini elektronik ortamda yapmak, elektronik ortamda oluşturulan bir ay süre ile geçerli tescile ilişkin geçici belgeyi basmak ve araç sahibine vermek üzere, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerini yetkilendirebilecek. Araca ait kişiselleştirilen belgelerin basımı ve araç sahiplerine elden veya posta yoluyla teslimi, kamu kurum ve kuruluşları ile özel hukuk tüzel kişilerine de yaptırılabilecek.

Böylece, ikinci el araçların trafik tescil bürolarına ve vergi dairelerine gidilmeden sadece notere gidilerek satış ve devir işlemlerinin yapılması, ruhsatın ve diğer belgelerin posta yoluyla araç sahibine gönderilmesi uygulamasında olduğu gibi, yeni araçların satışında da ruhsat, posta yoluyla araç sahibine gönderilecek ve bürokrasi azaltılmış olacak.

Tescil belgesinin bir ay içinde teslim edilememesi halinde, araç sahibine sorumluluk yüklenemeyecek.

Bu işlemler sırasında, kanun ve yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara aykırı hareket edenlere 10 bin TL idari para cezası verilecek.

Yabancı plakalı araçların Türkiye'de geçerli sigortaları yoksa zorunlu mali sorumluluk sigortasını ülkeye girerken yaptıracak.

KAZAZEDENİN TEDAVİSİNİ DEVLET YAPACAK
Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler, diğer resmi ve özel sağlık kurum ya da kuruluşlarının sunduğu sağlık hizmeti bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından karşılanacak.

Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve güvence hesabınca tahsil edilen katkı paylarının yüzde 15'ini aşmamak üzere, Hazine Müsteşarlığınca belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve güvence hesabı tarafından SGK'ya aktarılacak. Bu tutar, ilgili sigorta şirketleri için ayrı ayrı belirlenecek. Aktarımla sigorta şirketlerinin ve güvence hesabının teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erecek. Bakanlar Kurulu, bu tutarı yüzde 50'sine kadar artırmaya ve azaltmaya yetkili olacak.

Sigorta şirketleri ve güvence hesabınca ödenecek tutarın süresinde ödenmemesi halinde gecikme cezası uygulanacak.

Belediyelerin kendi bütçelerini kullanarak, düzenli ve güvenli trafik akışını temin etmek için kuracağı elektronik sistemlerinin Emniyet Genel Müdürlüğünce trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda, kesilen trafik idari para cezalarının yüzde 30'u ''sistem kullanımı hizmet bedeli'' olarak belediyelere ödenecek.
 
YEŞİLKARTLI İŞE BAŞLARSA
Mesleki eğitim gören öğrencilerin staj yapabileceği işyeri sayısı artırılıyor. 10'dan fazla işçi çalıştıran işyerleri stajyer uygulama kapsamına alınacak. İşyerinde staj yapan öğrencilerden 18 yaşını bitirenlere, asgari ücretin üçte biri oranında ücret verilecek. 20'nin üzerinde işçi çalıştıran işyerlerindeki stajyerlere ise asgari ücretin üçte ikisi oranında ücret ödenecek. Mevcut düzenlemede yalnızca 20'nin üzerinde işçi çalıştırılan işyerleri stajyer uygulama kapsamında bulunuyor ve stajyerlere de asgari ücretin üçte ikisi oranında ücret veriliyordu.

Yeşil kart sahibinin, sigortalı olarak işe başlaması ve Genel Sağlık Sigortası'ndan yararlanması halinde kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yeşil kartları askıya alınacak. Bu kişinin genel sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı sona erdiğinde, kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yeşil kartlılığı devam edecek.

Yasaya göre, 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'a göre aylık alanların düzenledikleri belgelerin gerçeğe uymadığının tespit edilmesi durumunda, ödenen aylıklar TÜFE oranları esas alınarak hesaplanacak tutarla geri alınacak. Mevcut düzenlemede, ödenen aylıklar yüzde 50 fazlasıyla geri alınıyordu.

HAZİNENİN ÖZEL MÜLKİYETİNDEKİ TAŞINMAZLAR
Düzenlemeyle Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların KİT'lere devrine imkan sağlanıyor.

Maliye Bakanlığınca belirlenecek rayiç bedeli üzerinden Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların; KİT'ler, müesseseler ve bağlı ortaklıklara sermaye olarak konulmasına, ödenmemiş sermayelerine mahsup edilmesine veya sermaye artırımına ilişkin taahhütlerin karşılanmasında kullanılmak üzere mülkiyetlerinin bunlara devrine, ilgili KİT'in talebi ve Hazine Müsteşarlığının görüşü üzerine Maliye Bakanı yetkili olacak.

Maliye Bakanlığınca bu taşınmazların mülkiyetinin devrinin ardından yapılması gereken diğer işlemler Hazine Müsteşarlığınca yerine getirilecek.

DOĞUM SONRASI BİR YIL GECE ÇALIŞMA YOK
Yasaya göre, kurumlarında atama imkanı olmayan memurlar, Devlet Personel Başkanlığınca belirlenen başka bir kurumdaki boş kadroya atanabilecek. Bu memurlardan unvanı müdür olanlar ile danışma işlevlerine ilişkin kadroda çalışanlar araştırmacı kadrosuna atanacak. Bu durumdakiler, atama yapılıncaya kadar kurumlarında niteliklerine uygun işlerde çalıştırılacak ve eski kadrolarına ait haklardan yararlanmaya devam edebilecek.

Kadın memurlara, doktor raporunda belirtilmesi halinde, hamileliğin 24. haftasından önce ve her durumda hamileliğin 24. haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecek. Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve vardiyası yaptırılmayacak

Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı halinde 18 aya kadar, diğer hastalık hallerinde 12 aya kadar izin verilecek.

Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya ya da saldırıya uğrayan, bir meslek hastalığına tutulan memur iyileşinceye kadar izinli sayılacak.

Doğum yapan memura analık izni süresinin bitiminden, eşi doğum yapan memura ise doğum tarihinden itibaren, istekleri halinde, 24 aya kadar aylıksız izin verilecek. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar 24 aya kadar aylıksız izne ayrılabilecek.

Burslu ya da kurumunca, yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen veya sürekli görevle yurt dışına atanan memurlar veya yurt dışına kamu kurumlarınca gönderilen öğrencilerin memur eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilecek. Beş yıllık memura, en fazla iki kez olmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin kullandırılabilecek.

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde 10 gün içinde göreve dönülmesi zorunlu olacak. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen 10 gün içinde görevine dönmeyenler memuriyetten çekilmiş sayılacak.

Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılacak.

Memurlar, kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolacak. Her memur için bir özlük dosyası tutulacak.

ÖDÜLLER YENİDEN DÜZENLENİYOR
Yasayla, başarılı olan memurlara verilen ödül miktarı da günün yeniden düzenlenerek teşvik edici hale getiriliyor.

İkamet edilen ilin sınırları dışına çıkma, toplu müracaat ve şikayet ile yasaklanmış yayın bulundurma fiilleri disiplin suçu olmaktan çıkarılıyor.

Yasayla ''aylıktan kesme'' veya ''kademe ilerlemesini durdurma'' cezası alan memurların atanamayacağı görevler yeniden düzenleniyor. Buna göre, aylıktan kesme cezası alanlar 5 yıl, kademe ilerlemesi durdurulanlar 10 yıl boyunca daire başkanlığı, dengi ve daha üst düzey kadrolara; bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine; vali ve büyükelçi kadrolarına atanamayacak. Bu sürelerin sonunda bu görevlere atanmaları mümkün olacak.

Düzenlemeyle, ''Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenlerin sayılan görevlere atanamayacağının'', Bakanlar Kurulu kararıyla atananlar için de uygulanacağı hükmü ise maddeden çıkarılıyor. Ayrıca, disiplin cezalarına itirazlar yeniden düzenlenirken, Anayasa değişikliğine uyum amacıyla uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu da açılıyor.

GEÇİCİ SÜRELİ GÖREVLENDİRME
Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici süreli olarak görevlendirilebilecek. Geçici süreli görevlendirme yılda 6 ayı geçemeyecek. Memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması halinde kurumlarınca Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 6 aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilecek.

Sendika üyesi kamu görevlilerine 3 ayda bir 45 TL toplu görüşme primi ödenecek.

Sözleşmeli personel, Anayasa'da ve özel kanunlarda belirtilen hükümler uyarınca, sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilecek ve bunlara üye olabilecek. Sözleşmeli personelin grev kararı vermesi, bu yolda propaganda yapması, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılması, grevi desteklemesi ya da teşvik etmesi yasak olacak.

Özürlülerin devlet memurluğuna alınma sınavları merkezi olarak yapılacak.

Yasayla, barajlardan belediyelere sağlanan içme suyu tahsislerine ait tesislerin yatırım bedellerinin geri ödemelerine ilişkin farklı uygulamalara son verilmesi amacıyla düzenlemeler de getiriliyor.

Barajlardan belediyelere sağlanan içme suyu tahsislerine ait tesislerin yatırım bedellerinden, geri ödeme ve süreleri protokole bağlanmış olanlardan; 31 Aralık 2010 itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş borç için, DSİ'ye başvurmaları şartıyla, fer'i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek. Borç, yapılacak bildirimi takip eden aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami 12 eşit taksitte ödenecek. Bu düzenlemenin yayımlandığı tarihten önce açılan davalar ve icra takipleri de durdurulacak.

Kurulmuş ve kurulacak hidroelektrik santraller için imzalanan su kullanım hakkı anlaşması hükümleri çerçevesinde DSİ'ye ödenecek enerji hissesi katılım payının hesabında esas alınacak tesis bedeli, tek veya çok maksatlı tesislerde tesisin ihaleye esas ilk keşfi; enerji tesisini ihtiva ediyorsa bunun DSİ tarafından yapılan ilk kısmın ilk keşif bedeli, enerji tesisini ihtiva etmiyorsa ortak tesise ait ilk keşif bedeli, TÜFE/ÜFE ile su kullanım anlaşmasının yapıldığı tarihe getirilen bedelin yüzde 30'undan fazlasını geçemeyecek.

Hükümet konaklarını yapma, satın alma, kiralama ve onarımlarını yapma görevi Milli Emlak Genel Müdürlüğünden alınarak İçişleri Bakanlığına devredilecek.

Yap-İşlet-Devret (YİD) ile ilgili hazırlanan projeler ikinci kez Yüksek Planlama Kuruluna gitmeyecek. YİD çerçevesinde yapılan yatırımlarda görevli şirketçe üretilen mal ve hizmetler için idare tarafından talep garantisi verilebilecek.

YİD modeliyle yapılacak projelerde, Kamu İhale Kanunu'na tabi olunmadan yapım ve işletim sürelerinde müşavirlik hizmet alımı yapılabilecek.

''UZLAŞMA MÜESSESİ'' GETİRİLİYOR
Gümrük mevzuatında, idareye, yükümlüden istenilen gümrük vergileri ve cezaların bir kısmından vazgeçilmesi karşılığında, vergi alacağının hemen tahsil edilmesi imkanı sağlayan ''uzlaşma müessesi'' getiriliyor.

''Kalkınma Ajansı'nın yıllık personel giderleri toplamının, gerçekleşen en son yıl bütçe gelirlerinin yüzde 15'ini aşamayacağına'' ilişkin düzenleme 2013 bütçe yılına kadar uygulanmayacak.

Konut edindirme yardımı hak sahiplerine, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ (EGYO) tarafından ödenen kar paylarının EGYO'nun yükümlülüğünü aşan kısmı Hazine tarafından EGYO'ya ödenecek.

Tarım kredi kooperatiflerine ve Halk Bankası'na verilen görevler nedeniyle doğan ve bankalar ile tarım kredi kooperatifleri kayıtlarına göre gerçekleşen gelir kayıpları ve görev zararları, Hazine Müsteşarlığı bütçesinde yer alan ilgili harcama tertiplerinden gider kaydedilerek ödenecek.

Türkiye Kalkınma Bankasının, Ankara olan merkezinin belirlenmesi ana sözleşmeye bırakılıyor.

''DESTEK HİZMETİ KURULUŞU'' TANIMI DEĞİŞTİRİLİYOR
Tasarıyla, Bankacılık Kanunu'ndaki ''destek hizmeti kuruluşu'' tanımı değiştiriliyor.

Buna göre, destek hizmeti kuruluşu; ''Bankaların mevduat veya katılım fonu kabulü, nakdi, gayrinakdi her cins ve surette kredi verme ve uygulamada kredi olarak sayılan işlemler dışında kalan faaliyetleri banka adına gerçekleştiren ya da reklamının yapılması hariç olmak üzere, mevduat veya katılım fonu kabulü dışındaki faaliyetlerinden herhangi birinin pazarlanması da dahil gerçekleştirilmesinde bankaya yardımcı nitelikte hizmet veren kuruluş'' olarak adlandırılacak.

Tasarıyla, bankaların alacakları destek hizmetleriyle ilgili hazırlayacakları raporu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna (BDDK) sunma zorunluluğu kaldırılıyor.

BDDK, gerektiğinde bankaların destek hizmeti alabilecekleri konuları belirlemeye veya destek hizmeti alınabilecek konuları sınırlamaya, yasaklamaya, sorumluluk sigortası yaptırılmasını zorunlu tutmaya yetkili olacak. Merkez Bankasınca kurulan ya da bu banka bünyesinde faaliyet gösterenler ile SPK'nın denetiminde bulunan takas, saklama ve merkezi kayıt hizmeti kuruluşları, destek hizmeti kuruluşu olarak değerlendirilmeyecek.

Bankalara hizmet veren bağımsız denetim, değerleme, derecelendirme ve destek hizmeti kuruluşları için getirilen mesleki sorumluluk sigortası sadece bağımsız denetim kuruluşları için uygulanacak.

BDDK'nın elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, ceza soruşturması ve kovuşturması kapsamında ilgili adli makamlara ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı haklarında başlatılan soruşturma kapsamında talepte bulunacak, görevden ayrılan kurul başkan ve üyeleri ile personele verilebilecek. Mevcut düzenlemede, bu bilgilerin verilmesi yasaklanıyordu.

BDDK'nın merkezi Ankara'dan İstanbul'a taşınacak.

ÜNİVERSİTEDEN ATILMA KALKIYOR
Yükseköğretim kurumlarında (hazırlık dahil) bütün sınıflarda, intibak, ön lisans, lisans tamamlama ve lisansüstü öğrenimi gören öğrencilerden her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenler, kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 5 ay içinde ilişiklerinin kesildiği yükseköğretim kurumuna başvurarak, 2011-2012 eğitim-öğretim yılında öğrenimlerine yeniden başlayabilecekler.

Yurt dışındaki üniversitelerden yatay geçiş yaptıktan sonra, yatay geçişleri iptal edilenler de kapsam içinde olacak.

Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim kurumları ile polis akademisi ve bağlı yüksek öğretim kurumlarında eğitim görürken ilişiği kesilenler ise YÖK'ün uygun gördüğü yükseköğretim kurumlarına intibak ettirilecek.

Müracaat süresi içinde askerlik zamanı gelmiş olanların askerlikleri tecil edilmiş sayılacak.

Yasanın yürürlüğe gireceği tarihte askerlik görevini yapmakta olanlar ise terhislerini takip eden 2 ay içinde ilgili yükseköğretim kurumuna başvurmaları halinde kanunda belirtilen haklardan yararlanabilecek.

Terör suçlarından hüküm giyenler düzenleme kapsamı dışında olacak.

Üniversiteye dönüşte süre sınırı olmayacak.

Öngörülen sürede bitirememe nedeniyle üniversiteden atılma da kaldırıldı. Üniversite öğrencilerinin uygulamadan yararlanabilmesi için süre aşımının uzunluğuna bağlı olarak katlanarak hesaplanacak katkı payı veya öğrenim ücretlerini ödemeleri gerekecek. Bu oran yüzde 300 fazlasına kadar ulaşabilecek.

RİSK MERKEZİ
Merkez Bankası bünyesindeki ''Risk Merkezi'' Bankalar Birliği nezdinde yeniden yapılandırılacak. Kredi kuruluşları ile BBDK tarafından uygun görülecek finansal kuruluşlar, Risk Merkezine üye olacak. Üye kuruluşlar, Risk Merkezince istenilen, müşterileri ile ilgili her türlü bilgiyi verecek. Risk Merkezi, bu yükümlülüğe uymayanlara bilgi akışını durdurabilecek.

Risk Merkezi, topladığı her türlü bilgiyi, BDDK ve Merkez Bankasına istenen sürede verecek.

Merkezin bütün işlem ve kayıtları gizli olacak. Sır sahibinin, bilgilerinin açıklanması konusunda açık rızasının bulunması durumunda, belirlediği kişiye risk bilgileri verilecek.

Risk Merkezindeki sır niteliğindeki bilgileri, kanunen yetkili kılınanlardan başkasına açıklayanlar, kendisi veya başkası yararına kullananlar, yayanlar, verenler, aktaranlar veya ele geçirenlere 1-3 yıl arasında hapis cezası verilecek.

Kamu kurum ve kuruluşları dışındaki meslek ve üst meslek kuruluşları da Risk Merkezi ile işbirliğine girerek bilgi paylaşımından yararlanabilecek.

SPK İSTANBUL'A TAŞINACAK
SPK'nın merkezi İstanbul'a taşınacak. Nakil işlemi iki yılda tamamlanacak. Bakanlar Kurulu bu süreyi uzatabilecek.

Sermaye piyasaları açısından yoğun ilişki içinde bulunulan ülkelerde, Bakanlar Kurulu kararıyla yurt dışı temsilcilikleri açılabilecek.

Merkez Bankası, Hazine Müsteşarlığının talebi üzerine, devletin gerek içeride gerekse dışarıda tahsilat ve tediyatını, bütün hazine işlemlerini, yurt içi ve yurtdışı her türlü para nakil ve havale işlerini yapacak.

SGK'nın taşra teşkilatında sosyal güvenlik denetmeni ve denetmen yardımcısı istihdam edilecek. Kurum sosyal güvenlik kontrol memuru kadrolarında çalışanlardan 6 ay içinde açılacak yeterlilik sınavında başarılı olanlar da denetmen kadrolarına atanacak.

Vergi borcu nedeniyle hakkında haciz kararı olanlar yurt dışına çıkabilecek.

İŞÇİ AKTARIMI
İl özel idarelerinin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler Karayolları Genel Müdürlüğü taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına; belediyelerin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler ise Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatındaki sürekli işçi ile sürekli işçi norm kadro dahilinde olmak üzere ihtiyacı bulunan mahalli idarelere atanacak.

Büyükşehir belediyeleri ve bağlı idareleri ile Hazine Müsteşarlığına borcu olan ve üyeleri belediyelerden oluşan mahalli idare birliklerinin borç ya da alacakları takas ve mahsup edilecek.

Yatırım amacıyla bedelsiz olarak devredilen taşınmazlar için taahhüt ettiği yatırım ve istihdam şartını belirtilen sürede sağlayamayanlara 3 yıl ek süre verildi.

Yasayla, kendi ürettiği sarmalık kıyımlık tütünü satan veya satışa arz edenler hakkında uygulanacak para cezaları kademelendirildi. Para cezaları, tütün miktarına göre 250- 5000 TL arasında değişecek.

Yasaya göre, kamu bankaları ile bu bankaların doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları şirketlerin yapım ihaleleri, Kamu İhale Kanunu kapsamında olacak. Ancak, TMSF'nin sahip olduğu bankalar, kamu bankalarının yapım ihaleleri dışındaki işlemleri, kamu bankalarının gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile enerji, su, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında olacak.

Fakir ailelere kömür yardımı yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararnameleri kapsamında; Türkiye Kömür İşletmelerine ait kömür sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımları da Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutulacak.

Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesince yapılacak. Ancak, denetim, siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bunun yerindeliğini içerecek şekilde yapılamayacak.

Siyasi partiler, amaçlarına ulaşmak için, siyasi faaliyetler kapsamında her türlü harcamayı yapabilecek. Partilerin mal ve hizmet alımı yapım işleri açık ihale, kapalı zarf usulü, doğrudan veya pazarlık usullerinden herhangi biriyle yapabilecek. Siyasi partilerin harcamaları fatura, bunun yerine geçen belge; bunların sağlanamaması durumunda harcamanın doğrulayacak nitelikteki diğer belgelerle kayıt altına alınabilecek. Belgenin kaybolması, yırtılması halinde, fatura ve fatura yerine geçen belgeler ile bunları düzenleyenlerden alınacak onaylı örnekleri kullanılabilecek.

Partiler, çalıştırdıkları kişilere ödedikleri ücretler ve sosyal yardım giderleri ile görevlendirdikleri kişilerin yurt içi ve yurtdışı konaklama, yol masrafı ve diğer harcamalarını gider olarak kaydedebilecek.

UYGUN GÖRÜLEN ORMANDA HAYVAN OTLATILABİLECEK
Ormanlara her türlü hayvan sokulması yasak olacak. Ancak, kamu yararı gereklerine uygun olarak, orman idaresince belirlenen orman alanlarında hayvan otlatılmasına izin verilebilecek.

Ağaçlandırılan, erozyon kontrolü yapılan, rehabilite edilen sahalardan elde edilen odun dışı orman ürünleri, öncelikle bu sahaların bakımını yapan köy tüzel kişiliklerine kooperatiflere, üretici birliklerine tarife bedeli ile verilebilecek.

İl afet ve Acil Durum Müdürlüklerinin harcamaları, il özel idarelerinin bütçelerine bu amaçla konulacak ödenekten yapılacak.

Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlükleri, bulundukları ilin valisi yerine, il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yapacak.

Sağlık Bakanlığında döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli memurlar ve sözleşmeli personel ile açıktan vekil olarak atananlara ek ödeme yapılabilecek.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, öğrencinin aldığı kredinin geri ödeme süresini bir yıl uzatabilecek.

Yetkilendirilen haberleşme şirketleri üzerinden hizmet veren haberleşme şirketleri de bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık satışlarının yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödeyecek.
 
MESKENLERDEKİ BÜROLAR
İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar, meskenlerdeki avukatlık, hukuk, serbest muhasebeci ve mali müşavirlik büroları faaliyetlerine devam edecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 3 ayda bir, giderlerinin karşılanmasından sonra kalan miktarın yüzde 20'sini ''Araştırma ve Geliştirme (AR-GE) gelirleri'' olarak genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere aktaracak.

Ulaştırma Bakanlığı, büyükşehir belediyelerinin bakanlığa devrettiği şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve metro projelerini mevcut sözleşmeleriyle devralabilecek. Bu sözleşmeler devralınırken yapılacak işlemler damga vergisi ve harçlardan müstesna olacak.

SİGARA YASAĞINA UYMAYAN İŞLETMELER
Belediye encümenlerinin, belediye sınırları içerisinde tütün ürünleri için para cezası kesme yetkileri kaldırılıyor.

Yasaya göre, tütün ürünlerine ilişkin yasakların uygulanması ve tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülükleri yerine getirmeyen işletme sorumluları, işletme iznini veren kurum yetkilileri yerine, denetimi yapan yetkililer tarafından önce yazılı olarak uyarılacak.

Uyarıya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere mahalli mülki amir tarafından 1000-5000 TL arasında para cezası verilecek. Mevcut düzenlemede, yükümlülükleri yerine getirmeyenlere belediye sınırları içerisinde belediye encümeni ceza uyguluyordu ve cezanın alt sınırı da 500 TL idi.

Sigara yasağından dolayı ceza kesildiği halde, fiilin tekrarlanması halinde, para cezası bu kez bir kat artırılacak.

ÜCRETSİZ İZİN HAKKI
DSİ; masrafları ilgililerine ait olmak üzere, elektrik enerjisi üretmek amacıya yapılacak üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile gerçek ve tüzel kişilerce inşa edilecek suyla ilgili yapıların inşasının inceleme ve denetimini yapacak ya da gerektiğinde yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılacak.

Şeker üreten şirketler, kendi ekim alanlarında yeterli hammadde bulunmadığı takdirde, kendi ekim alanları dışından da üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilecek.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sürekli işçiler, birinci derece yakınlarının ağır kaza geçirmesi ve önemli bir hastalığa yakalanması halinde, 6 aya kadar ücretsiz izin kullanabilecek. Bu süre bir katına kadar uzatılabilecek.

Yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurlarla yurt içine ve dışına sürekli görevle atanan memurların işçi olan eşlerine 1 yıldan az olmamak üzere, en çok 8 yıla kadar ücretsiz izin kullandırılacak.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, çalışma, yurt dışı işçi hizmetleri, iş sağlığı ve güvenliği uzman ve uzman yardımcılıkları ile iş müfettişi ve yardımcılığı kadroları için bin 450 kadro verilecek.

Görme engellilerin talep etmeleri halinde, imza atarken şahit aranacak. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını el yazısı ile atmaları yeterli olacak.

Spor Toto Teşkilat Başkanı, başkan yardımcısı ve teşkilat müdürlüğüü görevlerine 65 yaşını geçenler atanamayacak.

ZAMANINDA GETİRMEYENLERE YENİ FIRSAT
Yasada yer alan geçici düzenlemelere göre, düzenlemenin Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmeti bedelleri SGK tarafından karşılanacak.

Daha önce bildirimde bulundukları halde, yurtdışında bulunan varlıklarını süresi içinde Türkiye'ye getirmeyenler, sürenin bitiminden bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar; yurtdışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını ülkeye getirmeleri veya açılacak bir hesaba transfer etmeleri halinde, 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatına tabi tutulmayacak.

Yurtdışında öğrenime gönderilen öğrencilerden borçlarının yeniden hesaplanması için müracaat etmeyenler ve haklarında borç takibi yapılanların borçları, tasarının kanunlaşıp yayımlandığı tarihi izleyen 3 ay içinde başvurmaları halinde yeniden hesaplanacak.

Düzenleme kapsamında Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklikler, ilan edilmiş ve yazılı olarak duyurulmuş ihaleler hakkında uygulanmayacak.

Maliye Bakanlığı, tabii afet nedeniyle gelir kaybı ve altyapı hasarına uğrayan belediyelere aktarılmak üzere, İller Bankasına ödeme yapmakla yetkili olacak.

Kamulaştırma Kanunu'ndaki ''kamulaştırmasız el koyma sebebiyle tazmin'' hükümleri, 4 kasım 1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemleri için de uygulanacak. Yürürlükte düzenleme, 1956-1983 dönemini kapsıyor. Ayrıca, kesinleşen mahkeme kararlarına istinaden ödemelerde kullanılmak üzere, idarelerin sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerden ayrılacak pay yüzde 2'den yüzde 5'e çıkarılıyor.

KAPATILAN SİYASİ PARTİLER
Görüşmeler sırasında verilen bir önergeyle, kapatılan siyasi partilerin, kapatma kararından önceki bir döneme ilişkin sorumluları hakkında açılan ve kesin hükme bağlanmamış davalardan kaynaklanan kamu alacaklarını da yeniden yapılandırma kapsamına alan bir geçici madde yasaya eklendi.

Buna göre, kapatma kararı tarihinden önceki döneme ait, Anayasa Mahkemesince mali denetim yapılmadığı için karar verilmemiş olanların Hazineye intikal etmemiş mal varlıklarıyla ilgili olarak sorumlular hakkında açılan ve kesin hükme bağlanmamış alacak yeniden yapılandırma tabi tutulacak. Bu kapsamda, davaya konu alacak aslının yüzde 50'si ve Hazineye intikal etmesi gereken tarihten yasanın yürürlüğüne kadar olan dönem TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar öngörülen süre ve taksitlerde ödenecek. Bu şekilde hesaplanan fer'i (asılla ilgili olmayan) tutar ödenmesi gereken asıl alacak tutarının yarısını geçemeyecek. Bu düzenlemeden yararlanmak isteyen davalılar, yasanın Resmi Gazete'de yayımını izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvuracak.

Bu maddeye ilişkin önergenin gerekçesinde, ''Anayasanın ve Siyasi Partiler Kanunu'nun hükümlerine rağmen, Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bir mali denetime ve karara dayanmaksızın; kapatılan bir siyasi partinin kapatılma tarihinden önceki bir döneme ilişkin olarak sorumlular hakkında açılmış olan davalardan kaynaklanan ihtilafların görüşülmekte olan yasa tasarısının kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören hükümleri çerçevesinde çözüme kavuşturulması amaçlanmaktadır'' denildi.

SEÇİM MALZEMESİ ALIMI
Eklenen bir başka maddeye göre, 1 Ocak 2016'ya kadar, Hazine'nin ve DSİ'nin mülkiyetinde veya devletin hüküm, tasarrufu altında bulunan deniz ve iç sularda, bu yerlerden su alınarak karada yapılacak su ürünleri üretim tesislerinde istihzal hakkının kira temlik şartları, süreleri ve yıllık bedellerini Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edecek. Bakanlık bu yerleri, gerçek ve tüzel kişilere, gelirleri il özel idarelerine ait olmak üzere kiraya verecek.

Bu yılın sonuna kadar yapılacak seçimlerde, YSK'nın ihtiyacı için gerçekleştirilecek filigranlı oy pusulası ve oy zarfı kağıdı alımı, oy pusulası basımı, oy zarfı yapımı hizmetleri, her türlü seçim malzemelerinin alımı; il seçim kurullarınca alınacak oy pusulası basım hizmetleri alımı, Kamu İhale Kanunu'na göre doğrudan temin usulüyle olabilecek.

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, ihtiyaç sahibi yüksek öğrenim öğrencilerine burs verilmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden 31 Aralık 2015 tarihine kadar şartlı bağış kabul edebilecek.

İŞKOLU İSTATİSTİKLERİ
Üreticiler, Tarım Kredi Kooperatiflerinden 30 Ocak 2004 tarihinden önce kullandığı tüm tarımsal kredilerini yapılandırmak amacıyla ya da kefaletin sona ermesi için 30 Haziran 2011 tarihine kadar başvuruda bulunabilecek.

Sendikaların yetki tespitinde, 30 Haziran 2011 tarihinden sonra yayımlanacak istatistikler dikkate alınacak. Bu tarihten sonraki ilk istatistik yayımlanıncaya kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanmış en son istatistikler geçerli sayılacak.

YÜRÜRLÜK MADDELERİ
Yurtdışında çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri sigorta primlerinin sigortalılıklarına sayılmasına ilişkin düzenleme 1 Ekim 2008'den; hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın çalışanların aylıklarına Ocak ayında 60 TL, Temmuz ayında ise yüzde 4 zam yapılmasını düzenleyen hüküm 1 Ocak 2011'den geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecek.

Yetkilendirilen haberleşme şirketleri üzerinden hizmet veren haberleşme şirketlerinin, bu yetkilendirme kapsamında doğan aylık satışlarının yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödemelerine ilişkin düzenleme 1 Ağustos 2010'dan geçerli olmak üzere yasanın Resmi Gazete'de yayımı tarihinde; belediyelerin kuracakları elektronik sistemlerinin trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda kesilen trafik cezalarının yüzde 30'unun belediyelere ödenmesine ilişkin hüküm ise kanunun yayımından 3 ay sonra yürürlüğe girecek.

Tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süresiz çalışanlar ile ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşım araçlarını işleten kişilerin, vergi mükellefi olmaları halinde sigortalı sayılmalarına ilişkin düzenleme da 1 Mart 2011'de yürürlüğe girecek.

Yasada yürürlük tarihi belirtilmeyen hükümler, düzenlemenin Resmi Gazete'de yayımından itibaren geçerli olacak.
 
Emekli olacaklara kötü haber

Sadettin Orhan, Torba Yasa'da olmayan düzenlemeleri yazdı.

İşte o yazı;

Torbada neler yok?

Birkaç aydır millet olarak torba kanunla yatıp, torba kanunla kalkıyoruz.

Yazılı ve görsel basında bu konuya bir hayli yer veriliyor. Ancak vatandaş hâlâ 'torbada ne var ne yok' diye merakta..

Torbada nelerin olduğuna dair ayrı bir yazı dizisi yayınladığımız için yeniden aynı şeyleri sayıp dökmeye gerek yok. Ayrıca çalışanlar ve vatandaş lehine 150'den fazla düzenleme yapıldığından, hepsini saymaya köşemizin çapı da yetmez. Fakat okurlarımızdan gelen sorulardan da hareketle, torbada nelerin olmadığını yazmak daha kolay olacaktır.

Doğum borçlanması;

Kadınlarda, sigorta başlangıcından önceki doğumların borçlanılması ve Bağ-Kur'lular için borçlanma imkanı verilmesi yönünde beklenti mevcut. Ancak torba kanunda bu yönde bir düzenleme yok.

Staj borçlanması;

Yüz binlerce stajyer ve çırak, stajyerlik ve çıraklık sigortası süreleri için emeklilik primlerini de ödeyip, bu sürelerin emeklilikte başlangıç kabul edilmesini talep ediyor. Ancak benim de desteklediğim bu haklı talep torba yasada yer almıyor.

Yaş düzeltmeleri;

Şu anki uygulamada, sosyal güvenliğe tabii olarak çalışmaya başladıktan sonraki yaş düzeltmeleri, emeklilikte dikkate alınmıyor. Yani ilk sigortalı olduğunuzda nüfusta hangi yaşınız yazıyorsa, emeklilik hesabınız da buna göre yapılıyor. Bazı durumlarda, gerçek yaşından 7-8 yaş küçük yazılmış kişiler bu hüküm gereği yıllarca emeklilik beklemek zorunda kalabiliyor. Bu hükmün değiştirilmesi ve sonradan yapılan yaş düzeltmelerinin dikkate alınması için yasa teklifi verildi fakat torbaya girmedi.

Yaşı bekleyenlere emeklilik;

Yine okurlarımızdan gelen çok sayıda soruda, emeklilik için prim gününü tamamlayıp yaşı bekleyenlere torbadan müjde çıkıp çıkmayacağı soruluyor. Maalesef bu konuda da torba yasada bir düzenleme yok. Sadece geçtiğimiz yıl verilmiş bir kanun teklifi var ancak yasalaşma imkânı yok denecek kadar az. Yani yaşı beklemeye devam..

Yaşı bekleyenlere sağlık yardımı;

Emeklilik için yaşı bekleyen okurlarımızın bir diğer sorusu, yaşı beklerken çalışmayanlara sağlık yardımı verilip verilmeyeceği. Esasında bu konuda Sayın Bakan Ömer Dinçer'in bir müjdesi olmuştu. Ancak bu yönde bir düzenleme torba kanuna girmedi. Yani torba kanun yasalaşsa bile yaşı beklerken çalışmadan sağlık yardımı yok.

Vergi indirim belgesi;

1 Ekim 2008 öncesi işe başlamış olan engellilerden, erken emekli olabilmeleri için sağlık raporu yanında bir de vergi indirim belgesi isteniyor. Ancak pek çok engelli, %40 ve üzeri özürlü raporu alabildiği halde, vergi indirim belgesi alamayabiliyor. Bu durum binlerce engelli için mağduriyetlere sebep olabiliyor. Maalesef torba kanunda bu soruna çözüm getiren bir düzenleme yer almıyor.

Hizmet satın alma;

Hemen her kesimden vatandaşın merak ettiği bir diğer konu, torba kanunda geriye dönük borçlanma ya da halk tabiriyle 'hizmet satın alma' olup olmadığı. Çok net olarak ifade edelim ki, torbada hizmet satın alma düzenlemesi yok. Sadece primleri tahakkuk etmiş veya sigortalılıkları durdurulmuş Bağ-Kur borçluları için geriye dönük ödeme imkânı var.
 
Torba tasarının tüm maddeleri yasalaştı.. Şimdi sıra Cumhurbaşkanlığı onayında...

Torba tasarının tüm maddeleri Meclis Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Tasarı şimdi onay için Cumhurbaşkanlığına gieecek. Cumhurbaşkanlığındaki inceleme süresi maksimum 15 gündür. Cumhurbaşkanı onaylayınca tasarı Resmi Gazetede yayımlanacak ve yürürlük maddelerindeki hükümlere göre yürürlüğe girecektir.

Bazı kamu alacakların yeniden yapılandırılan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile çok sayıda kanunda değişiklik yapan ''torba'' tasarı yasalaştı.

Bazı kamu alacakların yeniden yapılandırılan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile çok sayıda kanunda değişiklik yapan ''torba'' tasarı yasalaştı. Düzenlemenin TBMM'deki yasalaşma süreci yaklaşık 2.5 ayı buldu. Birçok kanunda değişiklik içeren hükümlerin yer alması nedeniyle ''torba'' olarak tanımlanan tasarı 29 Kasım 2010 tarihinde 113 maddeli düzenleme olarak TBMM Başkanlığına sunuldu.

Tasarı ilk olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alındı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın sunumunun ardından, tasarı 3 Aralık 2010'da alt komisyonu gönderildi. Alt komisyon, 13 gün boyunca 12'şer saatlik temposuyla tasarı üzerindeki çalışmalarını sürdürdü. Bu süreçte tasarıda bazı değişiklikler yapıldı, yeni maddeler ekledi. Yapılan değişikliklerle birlikte oluşturulan yeni metin 28 Aralık 2010'dan itibaren Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alınmaya başlandı. Madde sayısı 113'den, 10'u geçici olmak üzere 234'e ulaşan tasarının TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki mesaisi 14 Ocak Cuma günü tamamlandı. Tasarının Genel Kuruldaki maratonu ise 26 Ocak Çarşamba günü başladı. Temel yasa olarak 9 bölüm halinde ele alınan tasarıya, Yargıtay ve Danıştay'da yeni daireler kurulmasını öngören tasarı için iki günlük ara verildi.

Tasarı, Genel Kurulda 10 günlük bir mesainin ardından yasalaştı. Uzun adıyla ''Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'' tümü üzerindeki oylamaya katılan 272 milletvekilinin oyuyla kabul edildi. Düzenlemeyi eleştiren muhalefet partileri, görüşmeler sırasında da hemen hemen her madde üzerinde önerge verdi, söz aldı, toplantı ve karar yeter sayısı istedi. Tasarı üzerindeki son gün görüşmelerde bazı yeni maddeler eklendi, bazı maddeler metinden çıkarıldı, bazıları ise yeniden düzenlendi. Görüşmelerin son gününde, Danışma Kurulu kararıyla daha önce kabul edilen bazı maddeler yeniden ele alındı. Metinden çıkarılan maddeler arasında esnek çalışma modellerine ilişkin düzenlemeler de yer alıyor.

Genel Kurul'daki görüşme sürecinde zaman zaman tartımalar yaşandı. Recep Tayyip Erdoğan, tasarının görüşmeleri sırasında bazı günler gece yarısı Meclis'e gelerek, çalışmaları izledi. Son günkü görüşmelerde TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de bir süre Genel Kurul Salonu'na geldi.

Memurlar.Net
 
Hadım cezasının maliyeti 20 bin dolar

AK Parti'li bazı milletvekillerinin cinsel suçlara yönelik cezaları artıran “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi', bilim çevrelerinde tepkiye yol açtı.

Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Figen Şahin ve 33 yıl Londra Üniversitesi'nde cinsel istismar üzerine araştırma yapan Prof. Dr. Ülkü Gürışık, söz konusu uygulamada kullanılacak ilaçların birçok yan etkisi olduğunu, uygulama yapılan kişinin iyi takip edilmesi gerektiğini belirtti.

Yöntemin, birçok bilim adamı tarafından “barbarca ve insanlık dışı” olarak nitelendirildiğini aktaran uzmanlar, “bu kişilerin, fiziksel olarak bir sorun yaratmayacak olsa bile, ruhsal olarak doymadıklarından fantezilerini küçük çocuklar üzerinde uygulayarak cinsel istismarda bulunabildiklerini” ifade etti.

Konu ile ilgili olarak açıklama yapan AK Partili vekillerden Aşkın Asan ve Alev Dedegil'le, kanun teklifi hazırlığı sırasında uzun süreli toplantılar yaptıklarını belirten Gürışık, görüşmelerde yöntemin uygulanması halinde doğabilecek sakıncalar hakkında bilgi verdiğini söyledi.

“TEDAVİ 5-20 BİN DOLAR”

Gürışık, bu yöntemle insanların “fantezilerinin engelleyemeyeğini” ve aylık iğne takiplerinin Türkiye'de mümkün olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti;

“Vekiller çocukları düşünerek hareket ediyor. Ancak biz, hastayı tedavi etmekle yükümlüyüz. Bu nedenle hastalara zararı olacak bir uygulamayı savunamam. Bu ilaçların ölüme kadar götürebilen yan etkileri var. Ayrıca bu tedavi 5-20 bin dolar. Türkiye için çok pahalı. Ayda bir verilen bu iğnenin takibinin iyi yapılması gerekir. Ancak Türkiye'de adres sistemi bile doğru düzgün değilken, onların takibinin yapılması da pek mümkün değil. Kanun teklifi hazırlanırken konu çok boyutlu düşünülmeli.”

Bu yöntem yerine, çocuğun korunmasının sağlanması gerektiğini belirten Gürışık, getirilmek istenen yöntemin birçok bilim adamı tarafından “barbarca ve insanlık dışı” olarak nitelendirildiğini söyledi.

“KİŞİ KABUL EDERSE UYGULANABİLİR”

Gürışık, söz konusu yöntemin “dişe diş göze göz” şeklinde bir uygulama olduğunu vurgulayarak, istismarcılarının durumunun “nörolojik” olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Bir hastasının yaşadıklarından örnek veren Gürışık, “Bu kişiler, fiziksel olarak bir sorun yaratmayacak olsa bile, ruhsal olarak doymadıklarından fantezilerini küçük çocuklar üzerinde uygulayarak cinsel istismarda bulunabiliyor. İngiltere'de çalıştığım dönemde hastamın anlattığı gerçek bir örnek. Bu yöntemi uygulayarak kendimizi güvende hissetmemiz doğru olmaz” dedi.

Gürışık, uygulama için “ilkel” yorumunda bulunarak, “Cinsel istismarın önüne geçmek için ilk yöntem, bu olmamalı. Kişi eğer bunu kabul ederse, bu yöntem uygulanabilir. İstismarcıyı bu şekilde cezalandırmak başarılı bir yöntem değil. Bu ruhsal bir hastalık. Önlemek için daha farklı yöntemler kullanılabilir” diye konuştu.

Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şahin de ailelerin bilinçlendirilmesi ve çocuk koruma merkezlerinin aktif olması gerektiğini söyledi.

Cinsel istismarın “daha çok aile içinde” yaşandığına dikkati çeken Şahin, bu nedenle aile eğitiminin çok önemli olduğunu vurguladı.

UYGULANAN ÜLKELER

Dünyada tecavüz suçlarında erkekliğin köreltilmesi yönteminin uygulandığı ülkeler şöyle;

-ABD: Kimyasal yolla hadım, ilk olarak ABD'nin California eyaletinde yasallaştı. 1 Ocak 1997'den itibaren yürürlüğe giren yasa 8 eyalette uygulanıyor.

-Polonya: Polonya'da yakın akrabalarına tecavüz eden kişilerin ve pedofillerin ilaçla hadım edilmesini öngören yasa yürürlüklükte bulunuyor.

-Çek Cumhuriyeti: Çek Cumhuriyeti, cinsel suç işleyen erkeklere hadım etme işlemini uyguluyor.

-İngiltere, İsveç, Danimarka ve Kanada: Bu ülkelerde de suçluların isteğine bağlı olarak uygulanıyor.

“CİNSEL SUÇLARA CEZALARI ARTIRAN KANUN TEKLİFİ”

Ak Parti İstanbul Milletvekili Alev Dedegil, cinsel suçlara cezaları artıran kanun teklifinde yer alan ifadelere ilişkin “hadım” kelimesini kullanmanın olayı magazinel boyuta indirgediğini belirterek, “Bu bir hadım değil, tedavidir” açıklamasında bulunmuştu.

AK Partili vekillerden Aşkın Asan da Diyanet İşleri Başkanlığının teklifi, “Organların Allah tarafından verildiği ve isteseydi Allah cezalandırırdı” şeklindeki değerlendirmesi ile ilgili olarak, “Kanun teklifinin hiçbir yerinde 'hadım' kelimesi geçmiyor. Hiç kimsenin organları alınmıyor, hadım yok. Hadım kelimesini siz kullandınız ve orada da hata yaptınız. Pedofili suçlularından; 2 yaşındaki çocuğa bile tecavüz eden, onları öldüren, organlarını parçalayan canilerden bahsediyoruz. Bunlar hasta ise bunların tedavi edilmesi gerekiyor. Tedavide kullanılan ilaç, ayda bir vurulan, kadınların doğum kontrolünde kullandığı 'Depo Provera' denilen bir ilaçtır” değerlendirmesi yapmıştı.

Anadolu Ajansı
 
Ölü ve emekliler, 30 Haziran'a kadar işçi sendikası üyesi gözükecek

İSA YAZAR

Torba yasaya eklenen bir madde ile sendikaların yetki kaybetmesinin önüne geçildi. Söz konusu madde ile sendikalı işçi verilerinin SGK kayıtları esas alınarak belirlenmesi 30 Haziran'a ertelendi.

Bu tarihe kadar ise en son yayımlanan istatistiklerin geçerli olması kararlaştırıldı. Böylece 50 sendikanın yetki kaybetmesinin önüne geçildi.

2009'da yapılan değişiklikle sendikaların ölü ve emeklileri üye göstermesini önlemek için sendikalı işçi sayısının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre belirlenmesi kararlaştırılmıştı. Bu durumda halen 3,2 milyon gözüken sendikalı işçi sayısı 800 binlere düştüğü için 50'den fazla sendika toplu sözleşme yetkisini kaybediyordu. Bu noktada sendikalar devreye girerek hükümete ve Çalışma Bakanlığı'na yoğun baskıda bulundu. Bu baskı sonucu 31 Ocak 2011'e kadar yayımlanması gereken sendikalı işçi sayıları yayımlanmadı. Torba yasaya da bir madde eklenerek en son istatistiklerin geçerli olması sağlandı. Böylece sendikalar ölü ve emeklileri üye gösterip toplu sözleşme yetkisi almaya devam edecek. Bu durumun en büyük mağduru ise sayıları 42'yi bulan bağımsız sendikalar. Diğer sendikalar ölü ve emeklileri üye gösterip toplu sözleşme yetkisi alırken bağımsız sendikalar istatistiklere giremedikleri için toplu sözleşme yapamıyor. Bu duruma daha fazla göz yummama kararı alan hükümet, 2009 yılında çalışma hayatında önemli bir adım attı. Ancak arkası bir türlü getirilemedi. 2009'da çıkarılan yasa, sonraki dönemde sürekli ertelenerek yürürlüğe girmesi önlendi. Ertelemede, sendikaların Çalışma Bakanı Ömer Dinçer'i by-pass edip Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile görüşmesi etkili oldu.

Zaman
 
Torba Tasarı çıktı engellilere neler geliyor?

Geçtiğimiz günlerde Meclis'ten geçen Torba Yasa, sadece sosyal sigorta primleri ile vergi alacaklarının yeniden yapılandırılmasından ibaret değil.

Meclis’e 113 madde olarak sunulan ancak daha sonra yapılan eklemelerle 234 maddeye çıkan torba yasa ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda da önemli değişiklikler yapılıyor.

İşte yeni yasanın memurlara getirdikleri...

- Kadın memurlara, doktor raporunda belirtilmesi halinde, hamileliğin 24. haftasından önce ve her durumda hamileliğin 24. haftasından itibaren ve doğumdan sonraki bir yıl gece nöbeti ve gece vardiyası görevi verilmeyecek.

EVLATLIK İZNİ

Doğum yapan memura analık izni süresinin bitiminden, eşi doğum yapan memura ise doğum tarihinden itibaren, istekleri halinde, 24 aya kadar aylıksız izin verilecek. Üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar 24 aya kadar aylıksız izne ayrılabilecek.

ÖZÜRLÜ İSTERSE NÖBET TUTACAK

- Özürlü memurlara da isteği dışında gece nöbeti ve vardiyası yaptırılmayacak .

HASTAYA 1.5 YIL İZİN

- Memura, aylık ve özlük hakları korunarak, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı halinde 18 aya kadar, diğer hastalık hallerinde 12 aya kadar izin verilecek.

SALDIRAYA UĞRAYANA SINIRSIZ İZİN

- Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya ya da saldırıya uğrayan, bir meslek hastalığına tutulan memur iyileşinceye kadar izinli sayılacak.
Aysel ALP yazıyor
hurriyet.com.tr

- Kurumlarında atama imkanı olmayan memurlar, Devlet Personel Başkanlığınca belirlenen başka bir kurumdaki boş kadroya atanabilecek. Bu memurlardan unvanı müdür olanlar ile danışma işlevlerine ilişkin kadroda çalışanlar araştırmacı kadrosuna atanacak. Bu durumdakiler, atama yapılıncaya kadar kurumlarında niteliklerine uygun işlerde çalıştırılacak ve eski kadrolarına ait haklardan yararlanmaya devam edebilecek

- Burslu ya da kurumunca, yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen veya sürekli görevle yurt dışına atanan memurlar veya yurt dışına kamu kurumlarınca gönderilen öğrencilerin memur eşlerine görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilecek. Beş yıllık memura, en fazla iki kez olmak üzere, toplam bir yıla kadar aylıksız izin kullandırılabilecek.

Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde 10 gün içinde göreve dönülmesi zorunlu olacak. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen 10 gün içinde görevine dönmeyenler memuriyetten çekilmiş sayılacak.

- Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli sayılacak.

- Memurlar, kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolacak. Her memur için bir özlük dosyası tutulacak.

- Başarılı olan memurlara verilen ödül miktarı teşvik edici hale getirilecek.

- İkamet edilen ilin sınırları dışına çıkma, toplu müracaat ve şikayet ile yasaklanmış yayın bulundurma fiilleri disiplin suçu olmaktan çıkıyor.

- Yasayla ''aylıktan kesme'' veya ''kademe ilerlemesini durdurma'' cezası alan memurların atanamayacağı görevler yeniden düzenleniyor. Buna göre, aylıktan kesme cezası alanlar 5 yıl, kademe ilerlemesi durdurulanlar 10 yıl boyunca daire başkanlığı, dengi ve daha üst düzey kadrolara; bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine; vali ve büyükelçi kadrolarına atanamayacak. Bu sürelerin sonunda bu görevlere atanmaları mümkün olacak.

''Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesini durdurma cezası verilenlerin sayılan görevlere atanamayacağının'', Bakanlar Kurulu kararıyla atananlar için de uygulanacağı hükmü ise maddeden çıkarılıyor.
Ayrıca, disiplin cezalarına itirazlar yeniden düzenlenirken, Anayasa değişikliğine uyum amacıyla uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu da açılıyor.

İSTEMESE DE GİDECEK

- Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında geçici süreli olarak görevlendirilebilecek. Geçici süreli görevlendirme yılda 6 ayı geçemeyecek. Bu görevlendirmede memurun rızası aranacak.
Ancak memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması halinde kurumlarınca Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü alınarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 6 aya kadar geçici süreli olarak görevlendirilebilecek. Sendikalar bu düzenlemenin ‘istenmeyen memura sürgün’ cezası olacağını ileri sürerek karşı çıkıyor.

- Sendika üyesi kamu görevlilerine 3 ayda bir 45 TL toplu görüşme primi ödenecek.

SÖZLEŞMELİYE SENDİKA HAKKI

- Sözleşmeli personel, Anayasa'da ve özel kanunlarda belirtilen hükümler uyarınca, sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilecek ve bunlara üye olabilecek. Ancak grev kararı vermesi, bu yolda propaganda yapması, herhangi bir greve veya grev teşebbüsüne katılması, grevi desteklemesi ya da teşvik etmesi yasak olacak.

ÖZÜRLÜYE MERKEZİ SINAV

Özürlülerin devlet memurluğuna alınma sınavları merkezi olarak yapılacak.

İŞÇİ EŞE İZİN

- Yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurlarla yurt içine ve dışına sürekli görevle atanan memurların işçi olan eşlerine 1 yıldan az olmamak üzere, en çok 8 yıla kadar ücretsiz izin verilebilecek.

1 YIL ÜCRETSİZ İZİN HAKKI

- Yasa ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sürekli işçiler, birinci derece yakınlarının ağır kaza geçirmesi ve önemli bir hastalığa yakalanması halinde, 1 yıla kadar ücretsiz izin kullanabilecek.

FAZLA İŞÇİYE ZORUNLU GÖÇ

- İl Özel idarelerinin işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün taşra teşkilatında sürekli işçi kadrosuna aktarılacak.
- Belediyelerin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası personel ise Milli Eğitim Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü taşra teşkilatındaki sürekli işçi ile sürekli işçi norm kadro dahilinde olmak üzere, ihtiyacı bulanan mahalli idarelere gönderilecek.

ŞANSTA 65 YAŞ SINIRI

- Spor Toto Teşkilat Başkanı, başkan yardımcısı ve teşkilat müdürlüğü görevlerine 65 yaşını geçenler atanamayacak.
 
bu torbaya girmedi.. Belki başka torbaya...

Torba yasanın kanunlaşmasının ardından borçların yapılandırılmasında uygulanacak ayrıntılarda son noktaya gelindi.

6, 9, 12 ve 18 taksitte ve iki ayda bir ödeme imkanı veriliyor. Buna göre vade 36 aya kadar uzuyor. Çalışan emeklilerin destek primi borçları da yapılandırılıyor. SGK borçlarında 2010/Kasım, diğerlerinde 2010/Aralık ve öncesi kapsama giriyor. Ödemede gecikme faizi ve zammı silinirken, anaparaya ÜFE/TÜFE uygulanıyor.

YÜZDE 50 CEZA KALKIYOR

60 aydan fazla borcu olup da sigortalılığı durdurulan Bağ-Kur'lular faizsiz ödeme yaparak geriye dönük hizmet kazanabilecekler.

2008'deki SGK yapılandırmasından yararlanıp, 12 taksitten en fazla dördünü veya 24 taksitten sekizini ödememiş olanlar yeniden aynı yapılandırmayı ihya ettirebilecekler.

Yaşlı ve engellilere ödenen muhtaçlık aylığında, yersiz ödenen aylıkların geri tahsilatında % 50 cezalı tahsilat kaldırılıyor.

KREDİ KARTI İLE ÖDEME İMKANI GELİYOR

Borcunu taksitlendiren işverenler teşviklerden hemen yararlanabilecek. Yine taksitlendirme yapıp ilk taksitini ödeyen Bağ-Kur'lular da sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek.

SGK'ya olan borcunu ödeyince emekliliğe hak kazanacak olan Bağ-Kur'lular, dilerlerse banka kredisi kullanıp, SGK'ya ödeme yapabilecekler. Böylece hemen aylığa ve sağlık sigortasına kavuşup, bağlanan aylıktan kredi borcunu ödeyebilecekler. En uygun kredi konusunda SGK ile bankalar arasında görüşmeler sonuçlanmak üzere..

Maliye ve SGK borçları kredi kartıyla da ödenebilecek.

TARIM BAĞ-KUR'LUSUNA KOLAYLIK

Daha önceki aflardan yararlananlar, kalan borçları için bu yapılandırmadan yararlanabilecek.

Tarım Bağ-Kur'lular taksitlendirilen borçlarını yıllık olarak da ödeyebilecekler.

Yurtdışında isteğe bağlı sigorta primi ödeyen işçilerin primleri SSK (4/a) kapsamında sayılacak.

65 yaşını dolduran çiftçiler, isterlerse prim ödemeyebilecekler.

Erken doğum yapan kadına, doğum öncesi ödenemeyen iş göremezlik ödeneği doğum sonrasına eklenecek. Yine erken doğum yapan işçi ve memurlar, kullanmadıkları izinlerini doğum sonrası kullanabilecekler.

Part-time çalışanlara, ayda 30 günden eksik kalan günleri borçlanma imkanı veriliyor. Dileyen işçi ise bu süreyi isteğe bağlı ödeyebilecek. Ödenen primler SSK kapsamında sayılacak.

Aylıksız izindeki memurun sağlık primleri kurumlarınca ödenecek.

Şirket ortakları aynı zamanda SSK'lı olarak da çalışabilecek. Bağ-Kur'la çakışan bu sürelerde SSK esas olacak. Bu uygulama yasa sonrası için geçerli olacak.

STAJYER AVUKATLARIN ÜCRETLERİNİ BARO ÖDEYECEK

Yabancı öğrenciler genel sağlık sigortası kapsamında olacak. Tam burslu olarak YÖK kontenjanından okuyanların sağlık primlerini YÖK karşılayacak.

Stajyer avukatların sağlık primini Barolar Birliği ödeyecek.

Trafik kazasına bağlı tedaviler SGK tarafından ödenecek. Yasadan önceki kazalar da kapsama alındı.

İşçiler, bir yıl içinde 30 güne kadar ücretsiz izin süresinde sağlık yardımı alabilecek.

SGK'nın yaptığı yersiz ödemeler üç ay içinde değil, yirmi dört ayda tahsil edilecek.

Prim belgesini işyerinde asmayan işverene ceza yok.

Tarım SSK'lının eşine, çocuklarına, ana ve babasına da sağlık yardımı verilecek.

1999-2005 yılları arasında disiplin cezasıyla atılan memurlardan göreve dönenler, boşta geçen süreleri borçlanabilecekler. Bunun için 30.6.2011 tarihine kadar müracaat etmeleri ve 31.12.2014'e kadar ödeme yapmaları gerekiyor.

KIZ ÇOCUKLARINA SAĞLIK GÜVENCESİ

Kız çocuklarından 1 Ekim 2008 öncesinde ebeveyni üzerinden sağlık yardımı alanlar, durum değişikliği (işe girme, evlenme) olsa dahi yararlanmaya devam edecekler.

1 Ekim 2008 sonrasında el işine başlayıp vergiden muaf olan bayanlar 255 lira yerine 153 lira prim ödeyecekler.

2008/Ekim'de kaldırılan Tarım SSK uygulaması yeniden geliyor. Mevsimlik ve geçici tarım işçileri bu kapsamda prim ödeyecek.

Şehir için taksi ve dolmuş şoförlerinden, ay içinde 10 günden az çalışma süresi olanlar ayda 255 lira yerine 155 lira prim ödeyerek sigortalı olacaklar.

Milli Eğitim'de ayda 30 günden az sigortalı bildirilenler, eksik günlerini geriye dönük borçlanabilecekler.

İŞE GİRENİN YEŞİL KARTI DONDURULACAK

Şimdiye kadar en az 20 işçinin çalıştığı işyerinde staj yapılabilirken, bu sayı 10'a iniyor.

İşe girenlerin yeşil kartı daha önce iptal edilirken, bundan sonra 'dondurulacak.' İşsiz kalırlarsa otomatikman yeşil kartlı sayılacaklar.

Slikozis hastalarından en az % 15 iş göremez raporu alanlara 550 liraya kadar aylık bağlanıyor. Kendilerine ve ailelerine sağlık yardımı verilecek. Bağlanan aylıklar dul ve yetimlerine de geçebilecek. Kanun yayımı tarihinden itibaren 3 ay içinde talepte bulunmaları gerekiyor.

Part-time çalışanlara işsizlik sigortası geliyor. 30 günden eksik sürenin primlerini kendileri öderlerse, işsizlik sigortasından yararlanabilecekler.

İşsizlik sigortasından yararlanmak için son dört ayda 120 gün prim ödemiş olma şartı kaldırılıyor.

5 PUANLIK PRİM DESTEĞİ GENELLEŞTİ

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmada koşullar esnetiliyor. Ödeneğin alt sınırı brüt asgari ücretin % 60'ı, üst sınırı ise brüt asgari ücretin % 150'si olacak. Yani % 30'luk artış sağlanıyor.

18-29 yaş arası gençleri ve 18 yaşından büyük kadınları işe alan işverene 2015 sonuna kadar prim teşviki geliyor. Teşvikler, meslek sahibi ve İş-Kur'a kayıtlı işsizlerin işe alınması halinde 54 aya kadar çıkıyor.

5 puanlık prim teşviki diğer teşviklerle bir arada uygulanabilecek. Daha önce işverenler birisini tercih etmek zorunda kalıyordu.

İşçi şikayetlerinin hızlandırılması amacıyla Bölge Çalışma Müdürlükleri'ne denetim yetkisi veriliyor.

Özürlü sınavları merkezi olarak yapılacak. Özürlülerin sınava ulaşımını devlet sağlayacak.

Özel sektörden kamuya müsteşar, müsteşar yardımcısı, başkan ve genel müdür olarak atama yapılabilecek.

Özürlü memurların çalışma saat ve süreleri, iklim koşulları ve iş durumu dikkate alınarak belirlenebilecek.

Hamile memura, hamileliğinin 24. haftasına kadar tabip raporuna göre, bu haftadan sonra hiçbir şekilde gece nöbeti yazılamayacak. Engelli memura da isterse gece nöbeti ve vardiyası yazılamayacak.

Anne memur doğumdan sonra ölürse, kalan izni baba kullanacak. Babaya doğum izni 10 güne çıkıyor. Evlilik ve ölüm izinleri 7 güne çıkıyor. Kadın memura ilk 6 ay 3 saat, ikinci 6 ayda 1,5 saat süt izni geliyor.

Memura ağır hastalık halinde 18 ay, diğer hastalık halinde 12 aya kadar izin verilecek. Anne, baba, eş, çocuk ve kardeş hastalığında 3+3 ay ücretli refakat izni verilecek.

Ücretli hastalık izni biten memurun hastalığı devam ediyorsa 18 ay daha aylıksız izin verilebilecek. Memur anne ve babaya doğumdan sonra 24 aya kadar aylıksız izin verilebilecek. 3 yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen memura da 24 ay aylıksız izin verilecek. 5 yılı dolduran memura 12 ay aylıksız izin verilebilecek.

Memura verilen uyarma ve kınama cezasına Anayasa değişikliği gereği yargı yolu açılıyor.

Emekli olan memura 500 yerine 750 lira yolluk verilecek. Üyelik kesintisi yapılan sendikalı memura yılda 4 defa 45'er lira ve sözleşmeli memurlara (4/C hariç) aile yardımı veriliyor.

Sözleşmeli personel sendikaya üye olabilecek.

Sağlık Bakanlığı personeli için mesai içi ve dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilecek.

Öğrenim kredilerinde geri ödeme süresi bir yıl daha uzatılıyor.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu tarafından Milli Prodüktivite Merkezine yapılan ödeme kaldırılıyor.

Sigara yasağına aykırı davranan işletmelere yaptırımlar artırılıyor.

Kamuda sürekli işçi kadrosundakilere eş, çocuk, ana-baba ve kardeş için 6 ay ücretsiz refakat izni geliyor. Gerekirse bu izin 6 ay daha uzatılabilecek. Böylece işçi-memur arasındaki refakat izni farkı kaldırılıyor. 10 yılı dolduran işçiye bir defaya mahsus 6 ay ücretsiz izin verilebilecek. Öğrenci veya memur olarak yurtiçi veya yurtdışı göreve atanan memurların işçi eşlerine de 8 yıla kadar ücretsiz izin verilebilecek.

Görme engelliler isterse imza atarken şahit bulunacak. Ancak engelli istemezse, şahitsiz imza da geçerli olacak.

Yurtdışına devlet bursuyla gönderilen öğrenci ve memurlardan borcunu ödememiş veya önceki yapılandırmadan yararlanmamış olanlara, 3 ay içinde başvurmak şartıyla yeniden yapılandırma imkanı veriliyor.

TORBADAN ÇIKARILANLAR

Sendikaların eleştirileri doğrultusunda, TBMM Genel Kurulu görüşmelerinde;

- İşçilere evden ve uzaktan çalışma düzenlemesi,

- İlk işe girişte deneme süresinin 2 aydan 4 aya çıkarılması,

- Turizm işletmelerinde fazla çalışma denkleştirme süresini 2 aydan 4 aya çıkaran düzenlemeler,

torbadan çıkarıldı.

Eleştiriye rağmen torbada kalanlar;

Sendikalar tarafından eleştirilmesine rağmen;

- İl özel idaresi ve belediyelerdeki ihtiyaç fazlası işçilerin Karayolları, Milli Eğitim ve Emniyet Müdürlükleri'ne nakline ilişkin düzenleme,

- Memurların geçici süreyle farklı kurumlarda görevlendirilmesine dair düzenleme,

- İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işsizlikle mücadelede kullanılmak üzere kaynak aktarımını öngören düzenleme,

- Stajyerlerin ücretlerini düşüren düzenleme,

torbada kaldı.

Torbaya hiç girmeyenler;

Bazı konular var ki, bunların torbaya girip girmediği konusunda okurlarımızdan sürekli soru alıyoruz. İşte torbaya girmeyenler;

-Sigorta başlangıcından önce doğum yapan annelere borçlanma hakkı,

-Staj ve çıraklık sürelerini borçlanma hakkı,

-Geriye dönük hizmet satın alma hakkı,

-Emeklilik için yaşı bekleyenlere emeklilik hakkı,

-Emeklilik yaşını çalışmadan bekleyenlere sağlık hakkı,

bu torbaya girmedi. Belki başka torbaya...


internethaber
 
Sağlık personelini sevindirecek haber!

Torba Yasa'dan sağlık çalışanlarına ek ödenek çıktı.

Hekim dışındaki sağlıkçılar ve sözleşmeli personele de döner sermaye katkı payı ödenecek

Af ve müjdelerle dolu Torba Yasa, sağlıkçıların da yüzünü güldürdü. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, hekim dışında görev yapan sağlık çalışanlarına da döner sermaye katkı payı ödenecek. Döner sermaye payı, sözleşmeli personeli de kapsayacak. Sağlık çalışanları raporlu ve izinli oldukları dönemlerde de döner sermaye payı alabilecek. Ancak bu dönemlerde alacakları pay sabit ek ödenek olarak ödenecek. Personelin performansı yüksek ise ek ödeneğin üzerine performansına göre döner sermaye katkı payı verilecek.

HERKESİ KAPSIYOR

Yasa yürürlüğe girdiğinde, raporlu ya da izinli olsalar bile her ay, eczacı 436, sağlık memuru-sağlık teknisyeni 424, ebe-hemşire 424, şefler 388, memur 383, yardımcı hizmetliler 371 lira ek ödenek alacak. Personel, çalıştığı kurumda gösterdiği performansa göre döner sermaye katkı payını da almaya devam edecek. Ayrıca Sağlık Bakanlığı'nda sözleşmeli olarak çalışan ve sağlık hizmetleri sınıfına girmediği için ek ödeme alamayan büro personeli ve diğer personel de ek ödeme alacak

haber3
 
Torba Kanun emeklilik yaşını değiştirecek mi?

Öncelikle bir çok vatandaşımızın merak ettiği erken emeklilik konusunu açıklamak gerekiyor. Gerçekten de son günlerin en çok sorulan sorusu torba kanunda erken emeklilik olup olmadığı..

Torba Kanun’la emeklilik yaşını değiştiren bir düzenleme yok. Yani Torba Kanun emeklilik yaşını değiştirmiyor. Ayrıca torba kanunda 20 yılını dolduran kadınlarla 25 yılını dolduran erkeklerin erken emekliliğine ilişkin bir düzenleme yok.

Yani torba kanun emeklilik yaşını değiştiren, erken emeklilik hakkı veren herhangi bir düzenleme içermiyor. Emeklilik yaşının düşürülmesine yönelik bir çalışma da şu an yok.


Genel müdürleri asgari ücretten sigortalama bitiyor;

İşverenler sigortalıların ay içinde çalışma sürelerini, ücretlerini, işe giriş ve çıkış tarihlerini aylık prim ve hizmet belgesi ile e-bildirge üzerinden bildirmektedir.

Ülkemizde yaygın şekilde genel müdürlerin bile asgari ücretle sigortalı bildirildiği görülmektedir. İşte bunun önüne geçebilmek için sigortalıların mesleklerinin de sisteme kaydedilmesi projesi geliştirildi.

SGK Başkanlığı, 29/11/2010 tarihinde e-Bildirge sistemi üzerinden yapılan duyuruda;

- Sigortalılara ilişkin meslek kodlarını, e-Bildirge ana menüde mevcut “İş-Kur Meslek Kod Giriş/Güncelleme” ekranları vasıtasıyla her bir sigortalı için bir kereye mahsus olmak üzere sisteme kaydetmeleri gerektiği,

- Söz konusu işlemlerin yapılmasının, 2010/Kasım ve Aralık aylarına ilişkin aylık prim ve hizmet belgeleri yönünden serbest alan olarak düzenlendiği,

- Serbest alan olarak yapılan düzenlemeden gerekli verimin elde edilememesi halinde, uygulamanın zorunlu alan haline getirilmesine yönelik çalışmaların yapılacağı, açıklanmıştı.

SGK, özellikle asgari işçilik incelemelerinde ve torba kanunda düzenlenen ilave istihdam teşviklerinde sigortalı bazında meslek kodlarını kullanabileceği gibi, bu bilgiler istihdam politikalarının tespitinde de kullanılabilecek.

İlave istihdam teşviki, mesleki yeterlik belgesi sahipleri için kırksekiz ay süreyle, mesleki ve teknik eğitim veren orta öğretim ile meslek yüksek okulu veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitirenler için otuzaltı ay süreyle uygulanacak. Daha önce de gazetelerde genel müdürlerin bile asgari ücretten sigortalı olduğu yer almıştı. Dolayısıyla herkesin ne iş yaptığı sisteme girildiğinde asgari ücretten genel müdür çalıştırmak bitecek.

SGK yaptığı duyuruda, İş-Kur Meslek Kod bilgilerinin, 2011/Ocak ayına ait aylık prim ve hizmet belgesinden başlamak üzere söz konusu alan zorunlu alan haline getirileceği duyuruldu. Buna göre, 2011/Ocak ayı aylık prim ve hizmet belgelerinin e-bildirgede onaylanabilmesi için, sigortalı bazında meslek kodlarına ilişkin giriş ve güncelleme işlemlerini yapmaları gerekmektedir. Ancak, bu kadar kısa bir sürede bu işlemlerin bitirilmesi zor görünüyor. Bu kadar önemli bir konuyu kısa bir zaman sürecinde sığdırmak yerine, en azından 5-6 aylık bir süre tanınması gerekiyor.

Çünkü, 2000-3000 işçi çalıştıran kurumların bu kadar kısa zamanda güncelleme yapmaları mümkün olmayacak. Sanırım SGK herkesi 5-10 işçi çalıştıran işletmeler olarak düşünüyor. Bir kişinin İş-Kur meslek kod girişi için en azından 3-5 dakika alıyor. SGK yöneticileri bir deneme yapmak için zaman ayırdığında bu işlemin binlerce işçi için ne kadar süre aldığını görebilecektir.

Ayrıca, bir çok işyerinin SGK bildirimleri mali müşavirler tarafından yapılıyor. Bir mali müşavirlik bürosunda ise 100-200 işyerinin defterleri ve bildirimleri yapılıyor. Bu kadar kısa bir sürede bu bildirimleri yapmak mümkün müdür? Özelllikle mali müşavir bürolarında onaylanan e-bildirgelerde işçilerin hangi işleri yaptıklarının işverenlerden geri dönüşünün aylar alacağı görüldüğünde bu işlemi kısa zamana sığdırmak anlamsızlaşmaktadır. Eğer e-bildirgeleri de onaylamazlarsa gereksiz yere hem beş puanlık indirimden mahrum kalacaklar hem de para cezasına uğrayacaklar. Bizden uyarması..


Resul KURT
 
Torba Tasarının, Meclis Genel Kurulunda kabul edilen son hali

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

Kanun No. 6111 Kabul Tarihi: 13/2/2011

BİRİNCİ KISIM

Genel Hükümler

Kapsam ve tanımlar

MADDE 1- (1) Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarında yer alan hükümleri;

a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;

1) 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,

2) 2010 yılına ilişkin olarak 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,

3) 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına

bağlı olmayan vergi cezaları,

b) 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu, mülga 11/2/1950 tarihli ve 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 18/1/1984 tarihli ve 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 23/5/1987 tarihli ve 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince verilen idari para cezaları,

c) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan; adli ve idari para cezaları ile 7/3/1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı, mülga 22/6/1956 tarihli ve 6747 sayılı Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı, mülga 10/9/1960 tarihli ve 79 sayılı Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı, 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu, 10/8/1993 tarihli ve 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları hariç olmak üzere, asli ve fer’i amme alacakları,

ç) 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, zamlar ve gecikme zammı alacakları,

d) Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan;

1) 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan, 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

2) 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

3) Yaşlılık, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre ödenmesi gereken, 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

4) 30/11/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

5) 31/12/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup ilgili kanunları uyarınca uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

6) İlgili kanunları gereğince takip edilen 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin; damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile bunlara bağlı gecikme zammı alacakları,

e) İl özel idarelerinin, idari para cezaları ve 3213 sayılı Kanuna istinaden alınan özel idare payı hariç, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan, asli ve fer’i amme alacakları,

f) Belediyelerin;

1) İdari para cezaları ile 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun mükerrer 97 nci maddesinin (b) fıkrası gereğince belediyelere ödenmesi gereken paylar hariç, 213 sayılı Kanun kapsamına giren ve 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, 2010 yılına ilişkin olarak 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları, bunların dışında kalan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan, asli ve fer’i amme alacakları,

2) 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan ücret alacakları ile bunlara bağlı fer’i alacakları,

3) 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su kullanımından kaynaklanan alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,

g) 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacakları,

ğ) İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat, demirbaşlar ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar beyanı,

h) Bu Kanunun ilgili bölümlerinde geçen diğer alacaklar,

hakkında uygulanır.

(2) Bu Kanunun Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Kısımlarında geçen;

a) Vergi tabiri, 213 sayılı Kanun kapsamına giren vergi, resim, harç ve fon payı ile eğitime katkı payını,

b) Gümrük vergileri tabiri, ilgili mevzuat uyarınca eşyanın ithali veya ihracında uygulanan ve Gümrük Müsteşarlığına bağlı gümrük idarelerince takip ve tahsil edilen gümrük vergisi, diğer vergiler, eş etkili vergiler ve mali yüklerin tümünü,

c) TEFE/ÜFE aylık değişim oranları tabiri, Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 31/12/2004 tarihine kadar toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE) aylık değişim oranlarını, 1/1/2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) aylık değişim oranlarını,

ç) Beyanname tabiri, vergi tarhına esas olan beyanname ve bildirimleri,

ifade eder.

(3) Bu Kanunun Beşinci Kısmı bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması ve yeni hükümler ihdasına ilişkin hükümleri kapsar.

İKİNCİ KISIM

Maliye Bakanlığına, Gümrük Müsteşarlığına, İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Bağlı Tahsil Dairelerince Takip Edilen Amme Alacakları ile Belediyelerin ve Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Bazı Alacaklarına İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Tahsilatın Hızlandırılmasına İlişkin Hükümler

Kesinleşmiş alacaklar

MADDE 2- (1) Maliye Bakanlığına, Gümrük Müsteşarlığına, il özel idarelerine ve belediyelere bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacaklarından bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla (bu tarih dâhil);

a) Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan vergilerin/gümrük vergilerinin ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilere/gümrük vergilerine bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları ve aslı bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olanlar dâhil olmak üzere asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

b) Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezaları ile iştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilmiş olan vergi cezalarının ve 4458 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü nedeniyle gümrük vergileri asıllarına bağlı olmaksızın kesilmiş olan idari para cezalarının; % 50’si ve bu tutara gecikme zammı yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece gecikme zammından ibaret olması halinde gecikme zammı yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan % 50’sinin ve bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

c) Vadesi geldiği halde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında olan idari para cezalarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaya bağlı fer’ilerin tamamının,

ç) Ödenmemiş olan ve yukarıdaki bentlerin dışında kalan (28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan amme alacakları dâhil) asli amme alacaklarının ödenmemiş kısmının tamamı ile bu alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla uygulanan faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacaklarının tamamının,

d) 20/2/2008 tarihli ve 5736 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanunun 1 inci ve 2 nci maddeleri gereğince ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan tutarların bu madde kapsamında ödenmesi halinde 5736 sayılı Kanun gereğince hesaplanan binde iki oranındaki faiz alacaklarının tamamının,

tahsilinden vazgeçilir.

(2) İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanır.

(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak 2010 yılında tahakkuk eden ve bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan geçici vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zamları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ödenmek suretiyle bu madde hükmünden yararlanılır. Bu takdirde, 2010 yılına ilişkin yıllık gelir/kurumlar vergisinin tahakkukunu müteakip ödenecek taksitlerde, vergi aslının ödenmesi şartı aranmaz.

(4) Bu Kanun kapsamında ödenecek olan motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ait olduğu taşıt için, bu Kanun hükümlerinin ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu Kanunda belirtilen ödeme süresi sonuna kadar 18/2/1963 tarihli ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin (d) fıkrası hükmü uygulanmaz.

(5) 2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücretler ile su kullanımından kaynaklanan alacaklardan vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmü uygulanır.

(6) 2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi halinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.

(7) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.

(8) 31/12/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) dâhilde işleme rejimi kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ancak bu Kanunda öngörülen başvuru süresi sonuna kadar ihracat taahhüt hesabı müeyyideli kapatılan dâhilde işleme izin belgesi/dâhilde işleme izni kapsamına giren takibe konu kamu alacaklarına bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanır.

Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme alacakları

MADDE 3- (1) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin % 50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine intikal etmiş bulunan tahakkuklar hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla bölge idare mahkemeleri veya Danıştay nezdinde ilgisine göre itiraz veya temyiz süreleri geçmemiş ya da itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, bu maddeye göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınır. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş en son kararın;

a) Terkine ilişkin karar olması halinde, ilk tarhiyata/tahakkuka esas alınan vergilerin/gümrük vergilerinin % 20’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, verginin/gümrük vergilerinin kalan % 80’inin, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

b) Tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde, tasdik edilen vergilerin/gümrük vergilerinin tamamı ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve alacak aslına bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının,

tahsilinden vazgeçilir. Ancak, verilen en son kararın bozma kararı olması halinde birinci fıkra hükmü, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde ise onanan kısım için bu fıkranın (b) bendi, bozulan kısım için birinci fıkra hükmü uygulanır.

(3) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla sadece vergi cezalarına/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması halinde;

a) Asla bağlı cezaların, verginin/gümrük vergilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya 2 nci maddeye ilişkin olarak bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla, tamamının ve bunlara bağlı gecikme zamlarının,

b) Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarından/gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarından bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen safhada olanlarda cezanın

% 25’inin, ikinci fıkrasının; (a) bendinde belirtilen safhada olanlarda cezanın % 10’unun, (b) bendinde belirtilen safhada bulunanlarda tasdik edilen ceza tutarının % 25’inin, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların,

tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkranın (b) bendi hükmü tarh edilen vergi ile birlikte dava konusu edilen asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezaları için de uygulanır.

(4) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla üçüncü fıkra kapsamı dışında kalan ve bu Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamına giren idari para cezalarına ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı dava açma süresi geçmemiş veya dava açılmış olması halinde; kesilen idari para cezalarından ilk derece yargı merciinde ihtilaflı olanlarda cezanın % 50’si, ilk derece yargı merciinin cezayı kaldırdığı ancak itiraz veya temyiz merciinde yargılamanın devam ettiği safhada olanlarda cezanın % 20’si, ilk derece yargı merciinin kısmen veya tamamen onayladığı cezalarda onaylanan kısmın % 50’si ile bu tutara faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezalar ile bu cezalara bağlı fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(5) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla dava açma süresi geçmemiş olan vergi cezaları için üçüncü fıkra hükmü uygulanır.

(6) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak, teşvik ve yardım fiilleri nedeniyle kesilen vergi cezalarında, cezaya muhatap olanlar bu madde hükmünden üçüncü fıkranın (b) bendinde açıklandığı şekilde yararlanır.

(7) Bu maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata/tahakkuka ilişkin verilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce (bu tarih dâhil) taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karardır.

(8) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla; uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış ancak, dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanır.

(9) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde ile 2 nci madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.

(10) Bu madde hükmünden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şarttır.

(11) Bu madde hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka göre belirlenen alacaklar başka bir işleme gerek olmaksızın takip edilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan en son yargı kararının, tarhiyatın/tahakkukun tasdikine ilişkin olması halinde bu karar üzerine tahakkuk eden alacaklar takip edilir.

memurlar net
 
Ikinci bölüm

İnceleme ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

İnceleme ve tarhiyat safhasında bulunan vergiler

MADDE 4- (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin % 50’si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 25’inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının % 50’sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın % 75’inin, vergilere bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(2) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak iştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın % 25’ini birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan % 75’inin tahsilinden vazgeçilir.

(3) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce pişmanlık talebi ile verilip, ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, asla bağlı vergi cezalarının bu madde kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olması veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi şarttır.

(4) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılır. Yapılan tarhiyat üzerine bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen şekilde belirlenen tutarın, birinci fıkrada belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.

(5) Bu madde hükümlerinden yararlanılabilmesi için madde kapsamında ödeme başvurusunda bulunulan alacağa ilişkin dava açılmaması şarttır.

(6) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla, 213 sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar için de bu madde hükmü uygulanır.

(7) Bu Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde hükmünden yararlananlar, ayrıca 213 sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi uzlaşma ve vergi cezalarında indirim hükümlerinden yararlanamazlar.

(8) Bu madde uygulamasında incelemeye başlama, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce mükellefler nezdinde; vergi incelemesine başlanıldığı hususunun bir tutanağa bağlanması, vergi incelemesi yapılmak üzere mükellefin yazı ile davet edilmesi, kanuni defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da kanuni defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar.

Pişmanlıkla ya da kendiliğinden yapılan beyanlar

MADDE 5- (1) Bu Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar;

a) 213 sayılı Kanunun;

1) 371 inci maddesine göre beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının,

2) 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına göre kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla gecikme faizi ve vergi cezalarının tamamının,

b) 4458 sayılı Kanuna ve ilgili diğer kanunlara göre tahakkuku ve tahsili gerektiği halde yükümlü tarafından beyan edilmeyen aykırılıkların, ilgili gümrük idaresine bildirilmesi durumunda, gümrük vergilerinin tamamı ile hesaplanacak faiz yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla faizlerin ve idari para cezalarının tamamının,

c) 2010 yılı ve önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya bildirimde bulunduğu halde vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi ve taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının,

tahsilinden vazgeçilir.

(2) 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde sayılan diğer ücret mükelleflerinin, 2011 yılı Mart ayı sonuna kadar vergi dairelerine başvurarak 2011 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmaz. Bu mükelleflerden daha önce mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu Kanuna göre yaptıkları müracaat tarihi esas alınır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Matrah ve Vergi Artırımı

Gelir ve kurumlar vergisinde matrah artırımı

MADDE 6- (1) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, 2006 takvim yılı için % 30, 2007 takvim yılı için % 25, 2008 takvim yılı için % 20, 2009 takvim yılı için % 15 oranlarından az olmamak üzere artırdıkları takdirde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmaz.

(2) Gelir vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları gelir vergisi beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya gelir elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve gelirlerini vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrah ile birinci fıkraya göre artırdıkları matrahlar, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için 2006 takvim yılı için 6.370 liradan, 2007 takvim yılı için 6.880 liradan, 2008 takvim yılı için 7.480 liradan, 2009 takvim yılı için 8.150 liradan, bilânço esasına göre defter tutan mükellefler ile serbest meslek erbabı için 2006 takvim yılı için 9.550 liradan, 2007 takvim yılı için 10.320 liradan, 2008 takvim yılı için 11.220 liradan, 2009 takvim yılı için 12.230 liradan az olamaz. Sadece basit usulde vergilendirilenler için vergilendirmeye esas alınacak asgari matrah, bilânço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutarların ilgili yıllar itibarıyla 1/10’undan, geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşanlar için 1/5’inden, geliri bunlar dışında kalan diğer gelir vergisi mükellefleri için ise işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş tutardan az olamaz. Bu fıkranın uygulamasında ilgili yıllar itibarıyla gayrimenkul sermaye iratları için belirlenen istisna tutarları dikkate alınmaz.

(3) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması halinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile birinci fıkraya göre artırdıkları matrahlar, 2006 takvim yılı için 19.110 liradan, 2007 takvim yılı için 20.650 liradan, 2008 takvim yılı için 22.440 liradan, 2009 takvim yılı için 24.460 liradan az olamaz.

(4) Bu madde hükmüne göre artırılan matrahlar, % 20 oranında vergilendirilir ve üzerinden ayrıca herhangi bir vergi ve fon alınmaz. Ancak, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıla ait yıllık beyannamelerini kanuni sürelerinde vermiş, bu beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerini süresinde ödemiş ve bu vergi türleri için bu Kanunun 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinden yararlanmamış olmaları şartıyla, bu madde hükmüne göre artırılan matrahları % 15 oranında vergilendirilir. İstisna, indirim ve mahsuplar nedeniyle bu beyannameler üzerinden ödenmesi gereken verginin bulunmaması halinde de bu hüküm uygulanır.

(5) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi, geçici 67 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi tevkifatına tabi tutulmuş olan kazanç ve iratlarının da bulunması halinde, birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlar üzerinden tevkif edilen vergilerin, ait olduğu yıla ilişkin olarak birinci fıkrada belirtilen şekilde artırılması şarttır.

(6) Kurumlar vergisi mükelleflerinin, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi, geçici 67 nci maddesinin sekizinci fıkrası ve 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları muhtasar beyanname ile beyan etmemiş olmaları halinde, bu yıllara ilişkin olarak birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesine ve tarhiyata muhatap olmamaları için bu kazanç ve iratlara ait tevkifat matrahlarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar, üçüncü fıkrada belirtilen asgari matrahın % 50’sinden az olmamak kaydıyla beyan etmeleri şarttır. Bu fıkra hükmüne göre artırılan matrahlar üzerinden % 15 oranında vergi hesaplanır.

(7) Bu maddenin beşinci ve altıncı fıkralarında yer alan hükümlerden yararlanarak artırımda veya beyanda bulunan mükelleflerin, bu yıllara ilişkin olarak birinci fıkrada belirtilen vergi incelemesi ve tarhiyata muhatap olmamaları için ilgili yıllarda vergiye esas alınan kurumlar vergisi matrahlarını da üçüncü fıkrada belirtilen tutarlardan az olmamak üzere birinci fıkrada belirtilen şekilde artırmaları şarttır.

(8) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu madde hükmünden yararlanarak beyan ettikleri matrahları artırmaları halinde, daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergiler, artırılan matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerden mahsup edilmez.

(9) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararların % 50’si, 2010 ve izleyen yıllar kârlarından mahsup edilmez.

(10) İstisna ve indirimler nedeniyle gelecek yıllarda matrahtan indirim konusu yapılabilecek tutarlar ile geçmiş yıl zararları bu madde hükmüne göre artırılan matrahlardan indirilemez.

(11) Matrah artırımında bulunan mükelleflerin yıllık gelir ve kurumlar vergisine mahsuben daha önce tevkif yoluyla ödemiş oldukları vergilerin iadesi ile ilgili taleplerine ilişkin inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır.

(12) İşe başlama ve işi bırakma gibi nedenlerle kıst dönemde faaliyette bulunmuş mükellefler hakkında ilgili yıllar için belirlenen asgari matrahlar, faaliyette bulunulan ay sayısı (ay kesirleri tam ay olarak) dikkate alınarak hesaplanır.

(13) Bu maddenin birinci fıkrası kapsamında matrah artırımında bulunulan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.

Katma değer vergisinde artırım

MADDE 7- (1) Katma değer vergisi mükelleflerinin, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) beyannamelerindeki hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2006 yılı için % 3, 2007 yılı için % 2,5, 2008 yılı için % 2 ve 2009 yılı için % 1,5 oranına göre belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz. 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ve geçici 17 nci maddesine göre tecil-terkin uygulamasından faydalanan mükelleflerde artırıma esas tutarın belirlenmesinde, tecil edilen vergiler hesaplanan vergiden düşülür.

(2) Bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak;

a) Verilmesi gereken katma değer vergisi beyannamelerinden, en az üç döneme ait beyannamenin verilmiş olması halinde, bu yıla ait dönemlerden verilmiş olan beyannamelerdeki hesaplanan katma değer vergisi tutarlarının ortalaması bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık hesaplanan katma değer vergisi tutarı bulunur ve bu tutar üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlara göre artırım tutarı hesaplanır.

b) Hiç beyanname verilmemiş ya da bir veya iki döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla, artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Bu durumda olan adi ortaklık, kollektif ve adi komandit ortaklıklarda ortakların tamamının gelir veya kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunmaları şarttır.

c) İlgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması halinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden % 18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu maddeden yararlanılır. Şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde yukarıdaki işlemlerin yanı sıra vergiye tabi işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu madde hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarı, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak % 18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamaz. Bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları halinde bu madde hükmünden yararlanamaz.

(3) Vergilendirme dönemi üç aylık olan katma değer vergisi mükelleflerinin, yıllık asgari artırım tutarı, hiç beyanname vermemiş olmaları halinde ikinci fıkranın (b) bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde, en az bir dönem için beyanname vermiş olmaları halinde ise aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen esaslar çerçevesinde belirlenir.

(4) Katma değer vergisi mükelleflerinin, artırıma esas alınan ilgili yılın vergilendirme dönemlerinin tamamı için artırımda bulunmaları zorunludur. Şu kadar ki, mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde, faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.

(5) Mükelleflerin artırımda bulunmak istedikleri yıl içindeki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar, ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.

(6) Artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden ve artırım talebinde bulunulan dönemler için ihraç kaydıyla teslimlerden veya iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkı saklıdır. Sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi yönünden yapılan incelemelerde artırım talebinde bulunulan dönemler için tarhiyat önerilemez.

(7) Bu madde hükmüne göre ödenen katma değer vergisi, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak nazara alınmaz, ödenmesi gereken katma değer vergilerinden indirilmez veya herhangi bir şekilde iade konusu yapılmaz.

Gelir (stopaj) ve kurumlar (stopaj) vergisinde artırım

MADDE 8- (1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca hizmet erbabına ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde yer alan ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden 2006 yılı için % 5, 2007 yılı için % 4, 2008 yılı için % 3 ve 2009 yılı için % 2 oranında hesaplanacak gelir vergisini, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak ücret yönünden gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmaz.

(2) Birinci fıkra kapsamında vergi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak;

a) Verilmesi gereken muhtasar beyannamelerden, en az bir döneme ilişkin beyanname verilmiş olması halinde, beyan edilmiş ücret ödemelerine ilişkin gayrisafi tutar ortalaması alınmak suretiyle bir yıla iblağ edilerek, artırıma esas olmak üzere yıllık ücretler üzerinden gelir (stopaj) vergisi matrahı bulunur ve bu tutar üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlarda gelir vergisi hesaplanır.

b) Hiç beyanname verilmemiş olması halinde, her ay için hesaplanacak asgari gelir (stopaj) vergisine esas olmak üzere en az;

1) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ilgili yılda verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama işçi sayısı kadar işçi,

2) İlgili yılda aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması halinde, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar verilmiş olmak şartıyla, izleyen vergilendirme dönemlerinde verilen ilk aylık prim ve hizmet belgesindeki işçi sayısı kadar işçi,

3) Bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar aylık prim ve hizmet belgesinin hiç verilmemiş olması halinde en az iki işçi,

çalıştırıldığı kabul edilmek ve ilgili yılın son vergilendirme döneminde onaltı yaşından büyük işçiler için geçerli olan asgari ücret tutarı esas alınarak hesaplanan gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden birinci fıkrada belirtilen oranlarda gelir vergisini ödemek suretiyle bu maddeden yararlanılır.

(3) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2), (3), (5), (11) ve (13) numaralı bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanların, ilgili yıl içinde verdikleri (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) muhtasar beyannamelerinde (ilgili yıl içinde verilen muhtasar beyannamelerde beyan edilen tutarlar bir yıla iblağ edilmeksizin) yer alan söz konusu ödemelerine ilişkin gayrisafi tutarların yıllık toplamı üzerinden;

a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (5) numaralı bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2006 yılı için % 5, 2007 yılı için % 4, 2008 yılı için % 3 ve 2009 yılı için % 2 oranında hesaplanacak vergiyi,

b) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere 2006 ila 2009 yılları için her bir yıl itibarıyla % 1, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) ve (13) numaralı bentlerinde yer alan ödemeler için ayrı ayrı olmak üzere ilgili yıllarda geçerli olan tevkifat oranının % 25’i oranında hesaplanan vergiyi,

bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar idareye başvurarak artırımda bulunmayı kabul etmeleri halinde, bu mükellefler nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak bu ödemeler yönünden gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmaz.

(4) Üçüncü fıkra kapsamında matrah veya vergi artırımında bulunulan yıl içinde hiç muhtasar beyanname verilmemiş olması veya muhtasar beyanname verilmekle birlikte artırılması istenen ödeme türünün beyannamede bulunmaması halinde;

a) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarının % 50’si esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi,

b) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için beyana tabi geliri sadece gayrimenkul sermaye iradından oluşan gelir vergisi mükellefleri için belirlenen asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 15 oranında hesaplanan vergiyi,

c) 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve 30 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bentlerinde yer alan ödemeler nedeniyle ilgili yıllar için bilanço esasına göre defter tutan mükellefler için belirlenmiş asgari gelir vergisi matrah tutarı esas alınarak belirlenen gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi matrahı üzerinden % 3, 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendinde yer alan ödemeler için % 2, (13) numaralı bendinde yer alan ödemeler için de % 5 oranında hesaplanan vergiyi,

ödemek suretiyle, bu maddeden yararlanılır.

(5) Bu madde uyarınca artırımda bulunulması durumunda ayrıca gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartı aranmaz.

(6) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunmak isteyenlerin, yıl içinde işe başlamaları ya da işi bırakmaları halinde faaliyette bulunulan vergilendirme dönemleri için (ay kesirleri tam ay olarak dikkate alınmak suretiyle) bu maddede belirtilen esaslar çerçevesinde artırımda bulunulur.

(7) Gelir (stopaj) veya kurumlar (stopaj) vergisi artırımında bulunulan yıl içinde yer alan vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce yapılıp kesinleşen tarhiyatlar ilgili dönem beyanı ile birlikte dikkate alınır.

(8) Bu madde hükmüne göre artırıma esas ücret tutarı ile matrahlar, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz.

(9) Bu madde kapsamında artırımdan yararlanılarak hesaplanan gelir vergisine herhangi bir istisna ve indirim uygulanmaz.
 
Matrah ve vergi artırımına ilişkin ortak hükümler

MADDE 9- (1) Bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerine göre;

a) Hesaplanan veya artırılan gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şarttır. Bu vergilerin bu Kanunda belirtilen şekilde ödenmemesi halinde, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunur.

b) Hesaplanarak veya artırılarak ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmez; indirim, mahsup ve iade konusu yapılmaz.

c) Artırılan matrahlar nedeniyle geçici vergi hesaplanmaz ve tahsil olunmaz.

ç) Matrah veya vergi artırımında bulunulması, 213 sayılı Kanunun defter ve belgelerin muhafaza ve ibrazına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.

(2) Daha önce nezdinde vergi incelemesi yapılmış olan mükellefler, vergi incelemesi yapılan yıllar için de artırımda bulunabilirler.

(3) İdarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklıdır.

(4) Bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımında bulunulması, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ile takdir işlemlerine engel teşkil etmez. Ancak, artırımda bulunan mükellefler hakkında başlanılan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin, bu Kanunun 6 ncı maddesinin onbirinci fıkrası ve 7 nci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın başından itibaren bir ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde, bu işlemlere devam edilmez. Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmaz. İnceleme veya takdir sonucu tarhiyata konu matrah veya vergi farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce artırımda bulunulmuş olması şartıyla, inceleme ve takdir sonucu bulunan fark, bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde hükümleri ile birlikte değerlendirilir. İnceleme ve takdir işlemlerinin sonuçlandırılmasından maksat, inceleme raporları ve takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettirilmesidir.

(5) Matrah veya vergi artırımı dolayısıyla mükelleflerce verilen yıllık, muhtasar ve katma değer vergisi beyannameleri ve diğer beyannameler için damga vergisi alınmaz.

(6) 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler”, bu Kanunun 6 ncı, 7 nci ve 8 inci madde hükümlerinden yararlanamazlar.

(7) Mükelleflerin bu Kanuna göre matrah veya vergi artırımı yaptıkları dönemlere ilişkin olarak kanuni süresinde vermedikleri anlaşılan beyannameler nedeniyle 213 sayılı Kanunun usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaz.

(8) Bu Kanun hükümlerine göre matrah veya vergi artırımı ile ilgili olarak doğru beyan edilmemesi veya vergi hataları nedeniyle eksik tahakkuk eden vergiler, ilk taksit ödeme süresinin sonunda tahakkuk etmiş sayılır ve bu Kanunda açıklandığı şekilde tahsil edilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Stok Beyanları

İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar

MADDE 10- (1) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.

(2) Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, birinci fıkra hükümleri uyarınca aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler.

(3) Birinci fıkra uyarınca beyan edilen; genel orana tabi makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden % 10 oranı, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz.

(4) Bu madde kapsamında bildirilen kıymetlerin satılması halinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen değerinden düşük olamaz.

(5) Özel tüketim vergisi konusuna giren malları bu madde kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin bu malların beyan tarihindeki miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan özel tüketim vergisini bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen beyanname verme süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri halinde bu mallar bakımından 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü uygulanmaz. Bu şekilde beyan edilerek ödenen özel tüketim vergisi için vergi cezası kesilmez.

(6) Bu madde hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası uygulanmaz.

Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar

MADDE 11- (1) Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan mallar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut olmayan emtialarını, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar, aynı nev'iden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kâr oranını dikkate alarak fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilirler. Gayrisafi kâr oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının belirleyeceği oranlar esas alınır.

b) Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe yönelik vergi cezası ve gecikme faizi uygulanmaz.

(2) Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2010 tarihi itibarıyla düzenleyecekleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler.

b) (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden % 3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.

c) Bu fıkra kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz.

(3) Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içerisinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

ÜÇÜNCÜ KISIM

Sosyal Güvenlik Kurumuna Bağlı Tahsil Dairelerince Takip Edilen

Alacaklara İlişkin Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Tahsilatın Hızlandırılmasına İlişkin Hükümler

Kesinleşmiş Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları

MADDE 12- (1) 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahakkuk ettiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan;

a) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,

b) Bu Kanuna göre yapılan başvuru tarihi itibarıyla ilgili mevzuatına göre ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi,

c) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,

asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(2) Yaşlılık, emekli aylığı veya malullük aylığı bağlandıktan sonra 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık statüsü kapsamında sigortalı sayılmasını gerektirir nitelikte çalışması nedeniyle ilgili mevzuatına göre sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tescili yapılmış olanların, 2010 yılı Kasım ayı ve önceki aylara ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan sosyal güvenlik destek primi asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(3) 30/11/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespitler sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(4) 31/12/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce kesinleştiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan idari para cezası asıllarının % 50’si ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde idari para cezası asıllarının kalan % 50’si ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(5) Bu madde kapsamına giren alacakların; asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmiş olmasına rağmen, fer’ilerinin bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olduğu durumlarda, aslı ödenmiş fer’i alacağın % 40’ının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde kalan % 60’ının tahsilinden vazgeçilir.

Dava safhasında bulunan veya dava açma süresi sona ermemiş idari para cezaları

MADDE 13- (1) 31/12/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) işlenen fiillere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar tahakkuk ettiği halde dava safhasında veya dava açma süresi sona ermemiş olan idari para cezası asıllarının % 25’i ile bu tutara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, idari para cezası asıllarının kalan % 75’i ile idari para cezasına uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(2) Bu madde kapsamına giren alacakların tahakkuk ettiği tarih itibarıyla bu madde için öngörülen başvuru süresinin onbeş günden az kaldığı hallerde, bu alacaklar için bu maddeye göre yapılacak başvuru süresi tahakkuk tarihinden itibaren onbeş gün olarak uygulanır.

Ön değerlendirme, araştırma veya tespit aşamasında olan eksik işçilik prim tutarları

MADDE 14- (1) 30/11/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin olup, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için bu Kanunun yayım tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvurulduğu halde bu sürenin sonuna kadar Kurumca resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilememiş olan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi asılları ile bu alacaklara gecikme cezası ve gecikme zammı hesaplanan sürenin başlangıç tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, ilk taksit bu Kanuna göre hesaplanan tutarın işverene tebliğ edildiği tarihi izleyen ikinci aydan başlamak üzere, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Şu kadar ki, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar resen tahakkuk ettirilerek işverene tebliğ edilen eksik işçilik tutarları üzerinden hesaplanan sigorta prim tutarları, bu Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen alacaklar için öngörülen süre ve şekilde ödenir.

(2) Bu madde ile 12 nci ve 13 üncü madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddelerde belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.

(3) Bu madde ile 12 nci ve 13 üncü madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçluların taksit ödeme süresince tahakkuk eden sigorta primlerini çok zor durum olmaksızın bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri halinde, belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler.

Sosyal güvenlik borç yapılandırma anlaşmalarının ihyasına ilişkin hükümler

MADDE 15- (1) Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçları 5510 sayılı Kanunun geçici 24 üncü veya geçici 25 inci maddeleri uyarınca yeniden yapılandırıldığı halde, taksit ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmaları nedeniyle yeniden yapılandırma haklarını kaybetmiş olanlardan, yapılandırmaları oniki taksite kadar yapılmış olanların, ödenmemiş taksit sayısı dörtten fazla olmayanların; yapılandırmaları yirmidört taksite kadar yapılmış olanların, ödenmemiş taksit sayısı sekizden fazla olmayanların; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar yazılı olarak başvurmaları halinde, bozulmuş olan yeniden yapılandırma anlaşmaları anılan Kanun hükümleri uyarınca yapılmış olan başvuru tarihi ve taksitlendirme süresi dikkate alınarak ihya edilir.

(2) Bu Kanun uyarınca yeniden yapılandırma anlaşmaları ihya edilen borçluların, yeniden yapılandırma anlaşmalarının bozulduğu tarihten sonra 5510 sayılı Kanunun geçici 24 üncü ve geçici 25 inci maddeleri kapsamına giren borçları için bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar yapmış oldukları ödemeler, anılan Kanun hükümlerine göre mahsup edilir.

(3) İhya veya mahsup işlemleri sonucunda süresi içinde ödenmediği veya eksik ödendiği anlaşılan taksit tutarlarının tamamının, ödeme süresinin sona erdiği tarihten ödemenin yapılacağı tarihe kadar her ay için Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faiz oranına bir puan eklenmek suretiyle bulunacak faiz oranının bileşik bazda uygulanması sonucunda hesaplanacak faiz tutarıyla birlikte bu maddeye göre yapılan başvuru tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar ödenmesi halinde ilgili Kanunda öngörülen yeniden yapılandırma hükümlerinden yararlanılır. Bu fıkrada belirtilen ödeme yükümlülüklerinin söz konusu üç aylık süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde yeniden yapılandırma hakkı kaybedilir ve yapılandırma işlemleri iptal edilir.

(4) Bu madde kapsamına giren alacakların üçüncü fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemesi halinde, ihya öncesi duruma dönülerek ödedikleri taksit tutarları sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre borçlarına mahsup edilir.

(5) 5510 sayılı Kanunun geçici 24 üncü veya geçici 25 inci maddeleri kapsamına giren borçları yeniden yapılandırılanlardan, yeniden yapılandırma haklarını kaybetmiş olup kapsama giren borçlarının tamamını sosyal güvenlik mevzuatının ilgili hükümlerine göre ödemiş olanlar hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz. Borçlarını kısmen ödemiş olup bu maddeden yararlanmak için başvuranlara, daha önce ödemiş oldukları tutarlar iade edilmez, bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları saklı kalmak kaydıyla mahsup işlemi yapılmaz.

(6) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların, bu maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır.

Sigortalılık süreleri durdurulanların ihya prim borçları

MADDE 16- (1) Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan mülga 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ve mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescilleri yapıldığı halde prim borçları nedeniyle ilgili kanunları uyarınca sigortalılık süreleri durdurulmuş ve bu sigortalılık süreleri bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ihya edilmemiş olanların kendileri veya hak sahipleri, bu sigortalılık sürelerinin ihyası amacıyla 5510 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesinin ikinci fıkrasına istinaden bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar yapacakları yazılı müracaatlarında, durdurulan bu sigortalılık süreleri için ödeyecekleri prim tutarının, sigortalılık süreleri durdurulmamış gibi değerlendirilerek bu Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasına göre hesaplanmasını talep edebilirler. Bu şekilde hesaplanan prim borç tutarının tamamı bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen beşinci ayın sonuna kadar ödendiği takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu maddede belirtilen süre içinde hesaplanan borç tutarının tamamının ödenmemesi halinde ihya işlemi geçerli sayılmaz ve bu madde kapsamında ödenmiş olan tutarlar ilgilinin bu madde kapsamı haricinde başkaca prim borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilir.
 
Çeşitli Ortak Hükümler

DÖRDÜNCÜ KISIM

Çeşitli ve Ortak Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Çeşitli Hükümler

Diğer alacaklar ve çeşitli hükümler

MADDE 17- (1) 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 39 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce idari yaptırım kararı verildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmemiş olan ve genel bütçeye gelir kaydı gereken ve her bir kabahat için 120 Türk Lirasının (bu tutar dâhil) altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmez, tebliğ edilmiş olanların ve bunlara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu fıkra kapsamına giren ve mülga 5539 sayılı Kanun ile 6001 sayılı Kanun gereğince verilen idari para cezası ile birlikte ilgilisine tebliği gereken ve tutarı 12 Türk Lirası ve altında kalan geçiş ücretleri için de bu fıkra hükmü uygulanır.

(2) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2004 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 Türk Lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 100 Türk Lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.

(3) Gümrük Müsteşarlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında gümrük idarelerince takibi gereken her bir alacağın; türü, yükümlülüğü, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 Türk Lirasını aşmayan asli alacakların, idari para cezalarında 65 Türk Lirasını aşmayanların ve tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı fer’i alacakların, aslı ödenmiş fer’i alacaklarda toplamı 100 Türk Lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.

(4) Bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar yapılmış ödemelere ilişkin olmak üzere, 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında almakta oldukları aylıkları % 50 fazlası ile geri alınması gerekenlerden, bu % 50 fazlaya ilişkin tahsil edilmemiş tutarların tahsilinden vazgeçilir; tahsil edilmiş olanlar mahsup ve iade edilmez.

(5) 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkarılan işyerlerine ilişkin olup işyerine ait borcun tamamının ödeme süresi 31/12/2010 veya önceki bir tarihe ilişkin olduğu halde ödenmemiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ve idari para cezası asılları toplamı 50 Türk Lirasını aşmayan alacaklar ile tutarına bakılmaksızın bu alacaklara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’ilerinin ve aslı ödenmiş olan fer’i alacaklardan tutarı 100 Türk Lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir.

(6) 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca primleri yılı merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu idarelerince ödenmesi gereken aynı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde sayılan genel sağlık sigortalılarına ilişkin genel sağlık sigortası primleri ile 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı Kanunun 50 nci, geçici 7 nci ve geçici 9 uncu maddeleri uyarınca İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanması gerekip de Türkiye İş Kurumu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmemiş olan sigorta primlerine ait bu Kanunun yayımlandığı ayın sonuna kadarki gecikme cezası ve gecikme zamlarının tahsilinden vazgeçilir.

(7) a) 16/8/1961 tarihli ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunarak Kuruma olan borçlarını ödeme taahhüdünde bulunan borçlulardan, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taahhütlerini yerine getirmemeleri nedeniyle anılan madde hükmünden yararlanma hakkını kaybedenler; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar Kuruma başvuruda bulunmaları ve ödeme süresi geçmiş borçlarının tamamını, anılan madde kapsamında belirlenen ilgili ödeme süresinin bitim tarihinden bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak fazla ile birlikte, bu fıkrada belirlenen başvuru süresinde, diğer taksitlerini ise 351 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesine göre belirlenen sürede ödemeleri halinde 351 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükmünden yararlandırılır.

b) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla taksit ödemelerini süresinde yapmış olan ve ödemeleri devam eden borçlular ile (a) bendinden yararlanan borçlular; bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra ödeyecekleri taksitlerin bir takvim yılında üç veya daha az taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksit ödeme süresi sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak fazlası ile birlikte ödenmesi şartıyla 351 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükmünden yararlandırılır. Bu fıkra kapsamındaki alacakların taksit ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından belirlenir.

(8) a) 4/12/1984 tarihli ve 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu uyarınca 31/12/2010 tarihine kadar (bu tarih dâhil) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna bildirilmesi gereken yükümlülüklere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar (bu tarih dâhil) vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş olan elektrik enerjisi satış bedeli payı ve bandrol ücretlerinin aslı ile bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve faiz yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, 31/12/2010 tarihinden önce yapılan tespitlere ilişkin olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiş olan idari para cezalarının % 25’inin; dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi şartıyla, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi halinde, bu alacaklara bağlı gecikme faizi ve faizin tamamı ile idari para cezalarının kalan % 75’inin tahsilinden vazgeçilir. Bu hükümden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçluların bu fıkra hükmünden yararlanabilmesi için ilk taksit ödeme süresi içerisinde Kurum tarafından hesaplanan takip masraflarını da ödemeleri şarttır.

b) Bu fıkranın kapsadığı dönemlere ilişkin olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce başlanıldığı halde, bu tarihe kadar tamamlanamamış olan bandrol ücretleri ve elektrik enerjisi satış bedeli payına ilişkin incelemelere devam edilir. Bu incelemelerin tamamlanmasından sonra hesaplanan bandrol ücretleri ve elektrik enerjisi satış bedeli payının tamamı ve kesilen idari para cezalarının % 25’i ile bu tutarlara gecikme faizi ve faiz yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ilgiliye yapılacak bildirim tarihine kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen oranda hesaplanan faizin tamamının, bildirim tarihinden itibaren altmış gün içerisinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit başvuru süresinde başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde altı eşit taksitte ödenmesi şartıyla, bandrol ücretine bağlı idari para cezalarının kalan % 75’i ile gecikme faizi ve faizin tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(9) a) 12/4/1990 tarihli ve 3624 sayılı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun kapsamında, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından 31/12/2010 tarihinden önce kullandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce uygunsuzluğu tespit edilmiş olan veya 31/12/2010 tarihi itibarıyla geri ödemeleri ihlal edilmiş desteklerden kaynaklanan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla;

1) Yargı kararı ile kesinleştiği halde ödenmemiş bulunan taahhütlü kredi faiz desteklerinin, geri ödemeli desteklerden ödenmemiş destek tutarının ve geri ödemesiz desteklerden ise uygunsuzluğu tespit edilmiş ve haklarında hukuki işlem başlatılmış olan destek tutarının aslı ile bu alacaklara bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar hesaplanan faiz yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın,

2) Hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan taahhütlü kredi faiz destekleri asıllarının, hakkında hukuki işlem başlatılmamış olan geri ödemesiz desteklerin asıllarının,

bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı faizlerin tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla KOSGEB tarafından taksitlendirilmiş destek alacakları ile ilgili olarak da bu fıkra hükmünden yararlanılabilir. Bu takdirde ödenmiş tutarlar için taksitlendirme işlemleri geçerli sayılır ve kalan borç tutarı üzerinden bu fıkra hükmünden yararlandırılır. Bu hüküm taksitlendirilmiş geri ödemeli desteklerde ödenmemiş destek tutarları için de uygulanır.

c) Bu fıkra hükümlerinden yararlanabilmek için belirtilen diğer şartların yanı sıra fıkra kapsamında ödenecek destek unsurlarıyla ilgili olarak açılmış davalar sonlandırılır ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretleri ilk taksit ödeme süresi içinde ödenir.

ç) Haklarında; hukuki işlem devam eden işletmelerin bu fıkra hükmünden yararlanarak borçlarını ödemek istemeleri halinde bu iradelerini başvuru dilekçelerinde belirtmeleri ve idarenin talep ettiği alacak tutarını kabul etmeleri, hukuki işleme ilişkin mahkeme/icra masraflarını ve vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır. Bu takdirde, idarece açılmış davalar sonlandırılır ve bu sebeple idareden herhangi bir masraf ve vekâlet ücreti talep edilemez ve bu alacakla ilgili herhangi bir dava açılamaz.

d) Bu fıkra hükmünden yararlanarak borçlarını ödeyen işletmeler KOSGEB tarafından sağlanan yeni desteklerden faydalandırılır.

(10) a) Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) veya bu Şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından ve 4/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca faaliyet göstermekte olan dağıtım şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan lisans almadan önceki faaliyet dönemlerine ilişkin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar söz konusu alacakların asıllarına TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar abonesi bulunulan dağıtım şirketine başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksit bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.

b) (a) bendinde sayılan kuruluşların tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların asıllarının tamamının, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar abonesi bulunulan dağıtım şirketine başvuruda bulunularak ilk taksit bu Kanunun yayımını izleyen dokuzuncu aydan başlamak üzere ve her yıl ilk taksidin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden vazgeçilir. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik tüketiminden kaynaklanan alacakların bu Kanunda belirtilen taksit ödeme zamanını alacakların bulunduğu bölgeler, iller, ürünlerin hasat dönemleri dikkate alınarak değiştirmeye şirket yönetim kurulları yetkilidir.

c) Bu fıkra hükmü, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce çeşitli kanun hükümlerine veya TEDAŞ veya hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin yönetim kurullarının yetkisi ile taksitlendirilmiş ve taksit ödemeleri devam etmekte olan alacaklar için, bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla bakiye tutar içindeki alacak aslı, taksitlendirme şartları ihlal edilmiş olan alacaklar için ise ödenmemiş toplam tutar içindeki alacak aslı dikkate alınarak uygulanır.

ç) TEDAŞ’a ait olup tahsilatı özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerince sürdürülen ve bu fıkra kapsamına giren alacaklar da bu fıkra hükmünden yararlanır.

d) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde, asıl borçlular ve kefiller hakkında sürdürülen davalar sonlandırılır, icra ve takip işlemleri durdurulur. Bu takdirde, borçluların mahkeme masraflarını, icra masraflarını ve vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

e) Özel sektör elektrik dağıtım şirketleri, alacaklarını bu fıkrada öngörülen şekilde yapılandırabilirler.

(11) a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmesi gerektiği halde ödenmemiş olan; 18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu hükümlerine göre üyelerin oda ve borsalara, oda ve borsaların da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine olan aidat borçları asıllarının tamamını; 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu hükümlerine göre esnaf ve sanatkarların üyesi oldukları odalara aidat borçları ile odaların birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların konfederasyona olan katılma payı borçlarının asıllarının tamamını; 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre avukatların ve stajyer avukatların baro kesenekleri ile staj kredisi borçlarının asıllarının tamamını; 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamını; 18/6/2009 tarihli ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine göre ihracatçıların üyesi oldukları ihracatçı birliklerine olan üyelik aidat borçları asıllarının tamamını; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen aydan başlamak üzere altı ay içinde ödemeleri halinde bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların, alacak asıllarının bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması halinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Baro keseneğinin ve staj kredisi borcunun ödenmemesine bağlı olarak yürütülen levhadan ve sicilden silme işlemleri ile yasal takip işlemleri bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen aydan itibaren altı ay süreyle durdurulur.

b) Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen kuruluşların dışında kalan ve kanunla kurulmuş olan meslek kuruluşları da, gerek üyelerinin odalara gerekse odaların üst kuruluşlara olan aidat veya üst kuruluş payı niteliğindeki alacaklarını bu fıkrada öngörülen şekilde yapılandırabilirler. Bu fıkra hükmünü uygulamaya ilgili meslek kuruluşunun üst kuruluşu yetkili olup, bağlı odalarca üst kuruluşun kararı uygulanır.

(12) 12/4/2000 tarihli ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu hükümlerine göre kurulan organize sanayi bölgelerinin sınırları içerisinde faaliyet gösteren katılımcılardan olan ve 31/12/2010 tarihi itibarıyla ödeme süresi geçtiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan elektrik ve su bedeli ile yönetim aidatları alacakları asıllarının tamamı ile bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami oniki taksitte tamamen ödenmesi şartıyla bu borçlara hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçmeye organize sanayi bölgelerinin müteşebbis heyetleri/genel kurulları yetkilidir.

(13) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunan sigortalılar, bu Kanun kapsamındaki borçlarını yapılandırmaları halinde, yapılandırılan borç haricinde altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması veya altmış günden fazla prim ve prime ilişkin borçları bulunmakla birlikte bu borçlarını ilgili kanunlara göre taksitlendirmiş veya yapılandırmış olup ödeme yükümlülüklerini de yerine getiriyor olmaları kaydıyla, bu Kanuna göre yapılandırılan borçlarının bir taksitini tam olarak ödemelerinden itibaren hak sahipleri de dâhil genel sağlık sigortasından yararlanmaya başlatılır.

(14) T.C. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünün yol bakım ve onarım giderleri karşılığı olarak 31/12/2010 tarihi itibarıyla Ulaştırma Bakanlığından olan ve bu Bakanlıkça tespit edilen alacaklarına karşılık, bu Genel Müdürlüğün ve bağlı ortaklıklarının 31/12/2010 tarihine (bu tarih dâhil) kadar vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen her türlü vergi, fon ve paylar ile vergi cezaları, bunlara bağlı gecikme zammı ve gecikme faizlerinden oluşan borçlarının (4749 sayılı Kanun kapsamında olup tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan borçları dâhil); merkezi yönetim bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin mahsup suretiyle terkin edilmesine, Ulaştırma Bakanının teklifi üzerine Maliye Bakanı yetkilidir. Bu kapsamda mahsuba konu olacak borçlara bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra fer’i alacak hesaplanmaz. Bu fıkra kapsamına giren alacaklara yönelik olarak bu Kanunun 2 nci maddesi hükümlerinden yararlanılamaz.

(15) Hazine Müsteşarlığı tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgelerine istinaden, inşa edilerek satılan gemi ve yatlara ilişkin harcamalar üzerinden yatırım indirimi istisnasından yararlanan mükellefler hakkında, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önceki dönemler de dâhil olmak üzere, bu kapsamda tarhiyat yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz. 3065 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde bu Kanunla yapılan değişiklik ile istisna kapsamına alınan teslim ve hizmetlerle ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz.

(16) Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim Şirketi ve/veya bağlı şirketi Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi ile toptan satıcılar arasında bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce düzenlenen tekel ürünleri toptan satıcılık sözleşmeleri ve bu sözleşmelere esas ihale kararları ile ilgili olarak Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim Şirketi ve/veya bağlı şirketi Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi adına damga vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir. Tahsil edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz.

(17) a) Mülga 27/11/1984 tarihli ve 84/8800 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan Geliştirme ve Destekleme Fonu kaynaklı (afet kredileri hariç) olan ve 31/12/2010 tarihi itibarıyla ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan (taksitlendirilen ancak taksit ödeme süresi henüz gelmemiş olanlar dâhil) alacak asıllarının tamamı ile bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ilgili mevzuatı gereği uygulanması gereken aylık faiz ile TEFE/ÜFE aylık değişim oranından düşük olanı alınarak basit usulde yürütülecek faiz esas alınmak ve yapılan tahsilatlar, tahsilat tarihi itibarıyla dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak borç tutarının, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir. Ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması ve bu alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu tutardan düşük olması halinde TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilir.

b) Geliştirme ve Destekleme Fonundan kullandırılan ve/veya ertelenen afet kredileri ile Türkiye Halk Bankası A.Ş., T. Emlak Bankası A.Ş. (Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası A.Ş.), T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve T. Tarım Kredi Kooperatiflerinin kendi kaynaklarından kullandırılan ve 18/4/2001 tarihli ve 2001/2312 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki listelerde yer alan tabii afet kararnamelerine istinaden Hazine kaynağına dönüşen krediler ile Hazine kaynağına dönüşen 10/4/2000 tarihli ve 2000/659 sayılı ve 9/6/2000 tarihli ve 2000/853 sayılı kararlar kapsamındaki kredilere ilişkin olarak, bankaların ve/veya Tarım Kredi Kooperatiflerinin Tasfiye Olunacak Alacaklar/Takip Hesaplarına aktarıldığı tarihteki kayıtlı tutara, bu Hesaba alındığı tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar, bu tarihler arasında ilgili mevzuatı gereği uygulanması gereken aylık cari faiz ile TEFE/ÜFE aylık değişim oranından düşük olanı alınarak basit usulde yürütülecek faiz esas alınmak ve yapılan tahsilatlar, tahsilat tarihi itibarıyla dikkate alınmak suretiyle hesaplanacak borç tutarının bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla borç tasfiye edilir. Bu kredilere ilgili mevzuatı gereği uygulanması gereken faizler ile diğer fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(18) a) Orman köylerinde oturan köylüler ile bu köylülerce kendi aralarında 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulmuş veya durumları bu Kanun hükümlerine intibak ettirilmiş çok amaçlı tarımsal kalkınma kooperatiflerine Çevre ve Orman Bakanlığınca kullandırılan kredilerden ödeme süresi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar il çevre ve orman müdürlüklerine yazılı başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dokuzuncu aydan başlamak üzere ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu fıkra uyarınca taksitlendirilen alacaklara ilişkin olarak açılmış davalar sonlandırılır. Yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez.

(19) a) 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan sulama kooperatiflerinden yeraltı suyu kaynaklarını kullanan sulama kooperatifleri için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce inşa edilen yeraltı suyu sulama tesisleri ve/veya şebekelerine yapılan yatırım bedellerinin, geri ödemeleri ve süreleri sözleşmeye bağlanmış olanlarından, 31/12/2010 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan alacak asıllarının, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar anılan Genel Müdürlüğe başvuruda bulunularak ilk taksit başvuru süresini izleyen aydan başlamak ve ikişer aylık dönemler halinde azami oniki eşit taksitte ödenmek şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerinin tamamının tahsilinden vazgeçilir. Yatırım bedelinden kalan alacaklar ek sözleşme yapılmak suretiyle revize edilir. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş tutarlar red ve iade edilmez.
 
b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

c) Önsözleşme yapıldığı halde yatırım bedelinin geri ödemesine ilişkin henüz sözleşme imzalamayan kooperatiflerden bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren iki ay içerisinde sözleşme imzalamak için müracaat edenlerin önsözleşme yapıldığı tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen sürede izinsiz olarak yaptıkları kullanıma bağlı olarak bu sürede ödemeleri gerektiği Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tespit edilen tutarların, borçlu tarafından kabulü ve bu fıkra kapsamında ödenmesi halinde bu alacaklar için hesaplanması gereken fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir ve bu kooperatifler ile sözleşme yapılması halinde yatırım bedelinin bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki sürelere isabet eden kısmı için geri ödemelerine ilişkin süre ve diğer şartlar sözleşmede belirtilir.

d) 1998 ila 2004 yılları arasında Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası finansı ile Devletin uygulamış olduğu “Sulama Yönetimi ve Yatırımlarında Katılımcı Özelleştirme Projesi” kapsamında “İşletme ve Bakım Ekipmanlarını Satın Alma ve Hibeden Yararlanma Sözleşmesi” imzalayıp sözleşme esasları dışında hareket ederek katılım sözleşmesinin aykırılığı tespit edilen sulama kooperatif ve birliklerinin meydana getirdiği zararın Devlet tarafından hibe edilen miktarının asıl alacaklarının bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne başvuruda bulunularak ilk taksit başvuru süresini izleyen aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami oniki eşit taksitte ödenmesi şartıyla fer’ilerinin tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu alacaklardan maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapılmış olan tahsilat red ve iade edilmez. Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dâhil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde, davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılır. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

(20) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığınca 31/12/2010 tarihinden önce korunması gerekli kültür varlıklarının korunması, bakım ve onarımı amacıyla kullandırılan kredilerden ödeme süresi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kredi alacaklarının asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde bu alacak yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte ödenmek şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir.

(21) a) Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca, tarımsal amaçlı kooperatiflere veya bu kooperatiflerin ortaklarına 31/12/2010 tarihinden önce kullandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla muaccel hale gelen krediler ile müteakiben yeniden yapılandırılan kredi alacaklarının bakiye asılları ile ödenmeyen alacağın vadesinin başlangıç tarihi itibarıyla bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Bakanlıkça bu Kanunun yayımlandığı tarihte kredilere uygulanan sözleşme faiz oranı esas alınarak hesaplanacak tutar ile TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının yıllık toplamı dikkate alınarak basit usulde hesaplanacak tutardan düşük olanı esas alınarak hesaplanacak borç tutarının; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı il müdürlüklerine başvuruda bulunularak ilk taksit 2011 yılı Eylül ayından başlamak üzere ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

c) Bu fıkra kapsamına giren alacakların tamamının fıkrada öngörülen süre ve şekilde ödenmemesi halinde alacak ilgili mevzuatın öngördüğü şekilde hesaplanır ve ödenen tutarlar mahsup edilir.

d) Bu fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenen tutarlar bu fıkra hükümlerine dayanılarak red ve iade edilmez.

(22) a) 22/11/1984 tarihli ve 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca arazi dağıtımı yapılanların bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödemeleri gerektiği halde ödenmemiş bulunan arazi bedelleri taksitlerinin asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilgili mevzuatı gereği faiz hesaplanması gereken tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar uygulanması gereken faiz oranı esas alınarak hesaplanacak tutar ile TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının yıllık toplamı dikkate alınarak basit usulde hesaplanacak tutardan düşük olanı esas alınarak hesaplanacak borç tutarının; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım Reformu Bölge Müdürlüklerine başvuruda bulunularak ilk taksit bu Kanunun yayımını izleyen dokuzuncu aydan başlamak üzere ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu fıkra hükmü bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce arazi bedelleri taksitlerini süresinde ödememeleri nedeniyle dağıtılan toprağı geri alınan borçlular hakkında arazinin bir başka şahsa devredilmemiş olması şartıyla uygulanır. Bu takdirde borçlu tarafından bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar ödenmesi gereken taksit tutarlarının bu fıkra hükümlerine göre hesaplanan tutarı ile birlikte ödenmesi şarttır. Bu fıkra hükümlerine göre hesaplanan tutarın ilk taksitinin süresinde ödenmesini müteakip geri alınan topraklar 3083 sayılı Kanun hükümlerine göre yeniden hak sahibi adına tescil edilir.

c) Bu fıkra uyarınca taksitlendirilen alacaklara ilişkin olarak açılmış davalar sonlandırılır. Yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez.

d) Bu fıkra kapsamında taksitlendirilen alacakların fıkrada öngörülen süre ve şekilde tamamen ödenmemesi halinde 3083 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.

(23) a) 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan sulama kooperatiflerinin ve 26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanununa göre kurulan sulama birliklerinin tarımsal sulama faaliyetlerinden kaynaklanan alacaklarından, 31/12/2010 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar borçlu bulunulan kooperatife/birliğe başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksit bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dokuzuncu aydan başlamak üzere ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş eşit taksitte ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen kısmına isabet eden fer’ilerin tahsilinden vazgeçilir.

b) Tarımsal sulamadan kaynaklanan alacakların bu Kanunda belirtilen taksit ödeme zamanını alacakların bulunduğu bölgeler, iller, ürünlerin hasat dönemleri dikkate alınarak değiştirmeye alacaklı kooperatif/birlik yetkilidir.

c) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde, sürdürülen davalar sonlandırılır, icra ve takip işlemleri durdurulur. Bu takdirde, borçluların mahkeme masraflarını, icra masraflarını ve vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

(24) 4207 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5326 sayılı Kanunun 39 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, 31/12/2010 tarihinden (bu tarih dâhil) önce idari yaptırım kararı belediyeler tarafından verildiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmemiş olan ve belediyelerin bütçelerine gelir kaydı gereken ve her bir kabahat için 145 Türk Lirasının (bu tutar dâhil) altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmez, tebliğ edilmiş olanların ve bunlara bağlı fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

(25) a) İlgili kanunları uyarınca orman sayılan yerler, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat/ticari kâr payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.
 
b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu, 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve 9/8/1983 tarihli ve 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu hükümlerine göre yapılan kesin izin ve kesin tahsis işlemlerinden kaynaklanan ve vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan orman köylülerini kalkındırma geliri, arazi tahsis bedeli, ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü bedeli, % 3 proje bedeli ve toprak bedeli asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

c) Sosyal Güvenlik Kurumunun mülkiyetinde olan taşınmazların kiralanmasından kaynaklanan ve vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kira bedeli asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

ç) 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre kurulmuş olan kamu iktisadi teşebbüslerine ve bunların müesseselerine, bağlı ortaklıklarına ve iştiraklerine ait olan taşınmazların kiralanmasından kaynaklanan ve vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kira bedeli asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçmeye kamu iktisadi teşebbüslerinin ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinin yönetim organları yetkilidir.

d) Bu fıkra kapsamında olan ve bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için borçluların bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idarelere başvuruda bulunması ve bu fıkra kapsamında hesaplanan tutarların fıkrada öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla bunlar için açılan davalar sonlandırılır ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

e) Bu fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen borçların süresi içerisinde ödenmemesi sebebiyle kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemleri iptal edilenler tarafından borçlar bu bentlerde belirtilen şekilde ödense dahi, iptal işlemi ihya edilmez ve geçerliliğini korur.

f) İl özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile sermayesinin % 50’sinden fazlası bunlara ait şirketlerin mülkiyetlerinde bulunan taşınmazlar hakkında yaptıkları irtifak hakkı ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan (kaynak sularının kira bedeli dâhil) ve vadesi 31/12/2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kullanım bedelleri ve hasılat payları asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu takdirde mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücreti ilk taksit tutarı ile birlikte tahsil edilir. Bu bent hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve açılmış davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgisine göre il encümeninin, belediye encümeninin ya da bağlı kuruluşun ve şirketin, yönetim organları yetkilidir.

g) Vakıflar Genel Müdürlüğü ile mazbut vakıflara ve temsilen yönetilen vakıflara ait taşınmazların kiralanması işlemlerinden kaynaklanan ve 31/12/2010 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan kira bedelleri asıllarının, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ay sonuna kadar başvuruda bulunulması ve bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üç ay içinde haklarında açılan dava ve icra takiplerine ilişkin yargılama masrafları ile birlikte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara ilişkin gecikme zammı, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu bent kapsamına giren alacakların taksitle ödenmek istenmesi halinde en fazla oniki ay içinde ve eşit taksitler halinde kanuni faizi ile birlikte ödenmek üzere taksitlendirme yapılabilir. Bu takdirde dava ve icra takiplerine ilişkin yargılama masrafları ilk taksit tutarı ile birlikte tahsil edilir. Bu bent hükümlerinden yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve açılmış davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu kiracılardan, tahliye hakkı doğmuş ancak tahliye kararı kesinleşmemiş olanlar ile yeniden sözleşme yapılabilir. Vakıflar Genel Müdürlüğüne, mazbut vakıflar ile temsilen yönetilen vakıflara ait taşınmazlar üzerinde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işgalci durumda olanlar ile işgalleri bu tarihten önce sonlandırılanlardan ecrimisil borcu bulunanların talep etmeleri halinde birikmiş borçları bu bentte belirtilen şartlarla tahsil edilir. Halen işgali devam edenlerin müracaat etmeleri halinde, taşınmazın mevcut durumu dikkate alınarak taşınmazın bağlı olduğu bölge müdürlüğünce belirlenecek bedel üzerinden bu taşınmazlar kiralanabilir. Bu bendin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilidir.

(26) İşverenlerin ve üçüncü şahısların, 5510 sayılı Kanunun 14 üncü, 21 inci, 23 üncü, 39 uncu ve 76 ncı maddeleri, 506 sayılı Kanunun mülga 10 uncu, 26 ncı, 27 nci ve 28 inci maddeleri, 1479 sayılı Kanunun mülga 63 üncü maddesi ve 5434 sayılı Kanunun mülga 129 uncu maddesi gereğince iş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.

(27) Özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca ödenmesi gereken ve 31/12/2010 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan; 13/4/1994 arihli ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun gereğince yıllık brüt reklam gelirlerinden alınan % 5 oranındaki pay ile 16/8/1997 tarihli ve 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 24.3.1988 Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması ve Bazı Kağıt ve İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesi uyarınca alınması gereken eğitime katkı payı asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ileri yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna başvuruda bulunularak ilk taksit bu Kanunun yayımını izleyen üçüncü aydan başlamak ve ikişer aylık dönemler halinde onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara ilişkin hesaplanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

(28) a) Bu Kanunla yapılan özel düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, her kademedeki askeri okullardan kanunları uyarınca öğrencilikle ilişiği kesilenler ile Emniyet Teşkilatında görevlendirilmek üzere her kademedeki eğitim kurumlarında okutulanlardan kanunları uyarınca öğrencilikle ilişiği kesilenlerin ve belirtilen eğitim kurumlarından mezun olanlar ile bu eğitim kurumları dışındaki eğitim kurumlarında Devlet hesabına okutulanlardan mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin, ilgili kanunları uyarınca bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödenmemiş olan öğrenim giderlerine ilişkin tazminat tutarlarının asılları ile bu alacaklara ilgili mevzuatı gereği faiz hesaplanması gereken tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar, bu tarihler arasında yıllık kanuni faiz oranına göre hesaplanacak faiz tutarı ile TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının yıllık toplamı dikkate alınarak basit usulde hesaplanacak tutardan düşük olanı esas alınarak hesaplanacak borç tutarının; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar borçlu oldukları idarelere başvuruda bulunularak ilk taksit bu Kanunun yayımını izleyen üçüncü aydan başlamak ve ikişer aylık dönemler halinde onsekiz eşit taksitte ödenmek şartıyla bu alacaklara bu fıkra hükümlerine göre hesaplanan tutardan kalan faiz alacaklarının tamamının tahsilinden vazgeçilir. Bu hüküm borçluların başvurusu üzerine taksitlendirilmiş ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödeme süresi gelmemiş taksit tutarları için de uygulanır.

b) Bu fıkra uyarınca taksitlendirilen alacaklar ile ilgili olarak açılmış davalar karşılıklı olarak sonlandırılır, yapılan takiplere ilişkin yargılama giderleri, icra masrafları ile dava ve icra vekâlet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez.

(29) a) 16/6/2008 tarihli ve 2008/13879 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Tarafından Yağlık Olarak Değerlendirilecek Fındıktan Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine Satış Yapılmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü (TMO) tarafından Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine (Fiskobirlik) satılan ve satış işleminden doğduğu halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan satış bedeli alacaklarının aslı ile alacağın doğduğu tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için taraflar arasında yapılan sözleşmede yer alan faiz yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının basit usulde yürütülecek faiz esas alınmak suretiyle hesaplanacak borç tutarının; bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar başvuruda bulunularak ilk taksit bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami oniki eşit taksitte ödenmesi şartıyla TMO tarafından hesaplanan faizin tamamının tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce icra takibi başlatılmış alacaklar için, bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunulması halinde, borçlu hakkında sürdürülen icra ve takip işlemleri, borçlunun icra masraflarını ve vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemesi şartıyla durdurulur.

c) 5520 sayılı Kanun uygulaması bakımından bu fıkra kapsamında TMO tarafından tahsilinden vazgeçilen faiz alacakları, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce TMO tarafından hasılat kaydı yapılmış olması şartıyla kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır. TMO tarafından gider olarak dikkate alınan bu tutar Fiskobirlik tarafından kurum kazancına dâhil edilmez.

d) Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilidir.

(30) a) Kalkınma ajanslarının, 25/1/2006 tarihli ve 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun gereğince il özel idareleri ve belediyeler ile sanayi ve ticaret odalarından olan ve 31/12/2010 tarihi itibarıyla ödenmesi gerektiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş bulunan alacak asıllarının tamamı ile bu alacaklara hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacaklar yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı kalkınma ajanslarına başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla bu borçlara hesaplanan gecikme zammı, gecikme faizi, faiz gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilir.

b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde dava ve icra takipleri durdurulur. Bu takdirde borçluların mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücretini ilk taksit tutarı ile birlikte ödemeleri şarttır.

c) Bu fıkra hükmünden yararlanarak ilk taksiti ödeyen il özel idareleri ve belediyeler ile sanayi ve ticaret odaları, kalkınma ajansları tarafından sağlanan desteklerden faydalanabilir.

(31) Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından fazla veya yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunların mülga hükümleri ve 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi gereğince tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç asılları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre için TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilir.

(32) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce Spor Toto Teşkilat Başkanlığı (Müdürlüğü) adına; 1/4/2007 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun mülga 40 ıncı maddesine göre şans oyunları vergisi, 1/1/2009 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak mülga 3/6/1949 tarihli ve 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile 5520 sayılı Kanun hükümlerine göre kurumlar vergisi tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz.
 
İKİNCİ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Başvuru ve ödeme süresi ile şekli

MADDE 18- (1) Bu Kanunun ilgili bölümlerindeki başvuru ve ödeme süresine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların;

a) Bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları,

b) Maliye Bakanlığına, Gümrük Müsteşarlığına, il özel idarelerine, belediyelere, büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerine bağlı tahsil dairelerine ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığına, Hazine Müsteşarlığına ve/veya Geliştirme Destekleme Fonu Gelir Hesabına aktarılmak üzere Türkiye Halk Bankası A.Ş., T. Emlak Bankası A.Ş. (Tasfiye Halinde T. Emlak Bankası A.Ş.), T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve tarım kredi kooperatiflerine, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ) veya bu Şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketleri ile 3096 sayılı Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca faaliyet göstermekte olan dağıtım şirketlerine ödenecek tutarların ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan, Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz eşit taksitte ödemeleri,

şarttır.

(2) Bu Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter.

(3) Bu Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

a) İlk taksit ödeme süresi içerisinde tamamen ödenmesi halinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.

b) Taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla, borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, oniki veya onsekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz.

c) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili maddelere göre belirlenen tutar;

1) Altı eşit taksit için (1,05),

2) Dokuz eşit taksit için (1,07),

3) Oniki eşit taksit için (1,10),

4) Onsekiz eşit taksit için (1,15),

katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler halinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması halinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir.

ç) Bu Kanun kapsamında ödenmesi gereken tutarlar; il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlarca ikişer aylık dönemler halinde azami otuzaltı eşit taksitte, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu ve özerk spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de sportif alanda faaliyette bulunan spor kulüplerince ikişer aylık dönemler halinde azami kırkiki eşit taksitte ödenebilir. Bu takdirde bu fıkra hükmüne göre hesaplanacak katsayı yirmidört eşit taksit için (1,20), otuz eşit taksit için (1,25), otuzaltı eşit taksit için (1,30) ve kırkiki eşit taksit için (1,35) olarak uygulanır.

d) Bu Kanunun 17 nci maddesinin; onuncu fıkrasının (b) bendi, onsekizinci, yirmibirinci, yirmiikinci ve yirmiüçüncü fıkraları hükümlerine göre ödenmesi gereken tutarların iki eşit taksitte ödenmesi halinde (1,10), üç eşit taksitte ödenmesi halinde (1,15), dört eşit taksitte ödenmesi halinde (1,20), beş eşit taksitte ödenmesi halinde (1,25) katsayı uygulanır.

(4) Maliye Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil dairelerine bu Kanun kapsamında ödenecek olan alacakların 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesine göre kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler halinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınır ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösterir makbuz verilir. Bu şekilde tahsil edilen tutarların bankalarca Hazine/Sosyal Güvenlik Kurumu hesaplarına aktarılmasına ilişkin 6183 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirlenen süre, taksit aylarının son gününü izleyen günden itibaren hesaplanır. Taksitlerin kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi bu madde hükmüne göre katsayı uygulanmasına engel teşkil etmez.

(5) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine ödenmesi gereken amme alacaklarına uygulanmak üzere, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunan ve ödenecek tutarları ilgili vergi mevzuatı gereği iade alacağından kendi borçlarına mahsuben ödemek isteyen borçluların, bu taleplerinin yerine getirilebilmesi için başvuru ve/veya taksit süresi içinde ilgili mevzuatın öngördüğü bilgi ve belgeleri tam ve eksiksiz olarak ibraz etmeleri şarttır. Bu takdirde, ilgili mevzuatın borçlunun mahsup talebine esas aldığı tarih itibarıyla bu Kanuna göre ödenecek tutara mahsup işlemleri yapılır, mahsup talebine konu tutardan daha az tutarda mahsubun yapılması halinde, mahsuben ödeme suretiyle tahsil edilemeyen tutar için borçluya bildirimde bulunularak eksik ödenen bu tutarın bir ay içerisinde ödenmesi istenilir. Bu süre içerisinde eksik ödenen tutarın, ödenmesi gerektiği tarihten ödendiği tarihe kadar gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde eksik ödenen tutar için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.

Süresinde ödenmeyen taksitler

MADDE 19- (1) a) Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır.

b) Bu Kanunun 17 nci maddesinin; onuncu fıkrasının (b) bendi, onsekizinci, yirmibirinci, yirmiikinci ve yirmiüçüncü fıkraları hükümlerine göre ödenmesi gereken taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının bu fıkra hükümlerine göre izleyen taksit ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.

(2) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkralarında vadesinde ödenmesi öngörülen alacakların veya taksit tutarının % 10’unu aşmamak şartıyla 5 liraya (bu tutar dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz.

(3) Bu Kanunun 15 inci ve 16 ncı maddeleri ile 17 nci maddesinin yedinci fıkrası hariç olmak üzere bu Kanun kapsamına giren alacakların birinci fıkrada belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması halinde, bu Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla borçlular ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanırlar.

Diğer hükümler

MADDE 20- (1) 22/2/2006 tarihli ve 5458 sayılı Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılandırmaları devam edenler hariç olmak üzere, bu Kanun kapsamına giren alacakların, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce 6183 sayılı Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılır. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunun öngördüğü faiz uygulanır. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir ve bu alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanır.

(2) Bu Kanundan yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara, bu Kanunda yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla Kanunun yayımlandığı tarihten sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmaz.

(3) Bu Kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir.

(4) 5393 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesi ile 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun geçici 3 üncü maddesi kapsamında uzlaşılan alacaklar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

(5) a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır.

b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği halde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve bu kararlar ile idare aleyhine hükmedilmiş yargılama giderleri ve vekâlet ücreti bulunması halinde bunlar talep edilemez.

(6) İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası ve 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanmaz.

(7) 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borç yapılandırmalarında; bu Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki hakları saklı kalmak üzere, bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin, taksitlendirme süresini (son taksiti) takip eden ayın sonu aşılmamak kaydıyla ait oldukları yılın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi halinde bu Kanun hükümlerinden yararlanılır.

(8) Bu Kanunun ilgili maddelerinde faiz, gecikme faizi, gecikme zammı, gecikme cezası, cezai faiz gibi fer’i alacaklar yerine TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanması öngörülen tutarın tespitinde, TEFE/ÜFE aylık değişim oranlarının belirlenmediği dönemler için alacağa ilgili dönemde uygulanan fer’i alacağın hesaplanmasına esas alınan oranın yarısı dikkate alınır. Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek alacaklara bu Kanunun yayımlandığı ay için uygulanması gereken ÜFE aylık değişim oranı olarak, bu Kanunun yayımlandığı tarihten bir önceki ay için belirlenen ÜFE aylık değişim oranı esas alınır.

(9) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında beyan edilen vergilere, ödeme yönünden şartların ihlali halinde, kesilmesi gereken vergi cezaları için 213 sayılı Kanunun 374 üncü maddesinde yer alan zamanaşımı süreleri taksit ödeme süresince işlemez.

İade edilmeyecek alacaklar

MADDE 21- (1) Bu Kanun kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce tahsil edilmiş olan tutarlar, bu Kanunun 16 ncı maddesi hükmü hariç olmak üzere bu Kanun kapsamında tahsil edilen tutarlar ile bu Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yapılan tecile ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun veya diğer kanunlar uyarınca ödenen faizlerin bu Kanun hükümlerine dayanılarak red ve iadesi yapılmaz. Ancak, bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olup dava konusu edilen tarhiyatlara karşılık bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce ödeme yapılmış olması halinde, ödenen bu tutarlar, vergi mahkemesinde esasa ilişkin olarak hiç karar verilmemiş veya verilen kararın bozulması nedeniyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine iade edilmiş davalara konu alacaklar için bu maddeden yararlanılmak üzere yapılan başvurular ile vergi mahkemesince verilmiş terkin kararları üzerine red ve iade edilebilir.
 
BEŞİNCİ KISIM

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Hükümler ve Son Hükümler

BİRİNCİ BÖLÜM

Değişiklik Hükümleri

MADDE 22- 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20 nci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak 1111 sayılı Askerlik Kanunu, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, 3376 sayılı Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmediği takdirde idari yaptırım kararı verilemez, verilmiş olanlar düşer.”

MADDE 23- 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan “Bu Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerinin dışında kalan genel sağlık sigortalısının,” ibaresi “5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile yedinci ve sekizinci fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının,” olarak, aynı bendin (c) alt bendinde yer alan “sigortalı” ibaresi “genel sağlık sigortalısı” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 24- 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (e) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (g) bendine aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır. Bu bentte sayılanlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.”

“e) Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.”

“Bu bent kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık sayılır.”

MADDE 25- 5510 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan “Kamu idareleri” ibaresi “Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar” şeklinde ve “belgeleyenler,” ibaresi “belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 26- 5510 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “zorunlu” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 27- 5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde bulunanlar hariç olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişiler için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından;” ibaresi “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde bulunanlar hariç olmak üzere diğer alt bentleri kapsamında sigortalı sayılan kişilerden köy ve mahalle muhtarları için seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihten, sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere ilgili vergi dairesince vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten ve diğerleri için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından;” şeklinde, “esnaf sicil memurluğu” ibaresi “Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 28- 5510 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (5) numaralı alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; (7), (8), (9) ve (10) numaralı alt bentlerinde yer alan “tarihten” ibarelerinden sonra gelmek üzere “bir gün öncesinden” ibareleri, (10) numaralı alt bentten sonra aşağıdaki alt bent ve üçüncü fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“5) Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca muafiyet kapsamına girdiği yahut 65 yaşını doldurması nedeniyle talepte bulunduğu tarihten,”

“11) 6132 sayılı Kanuna tabi jokey ve antrenörler için, lisansları yenilenmeyenlerin lisanslı oldukları yılın sonundan,”

“Vergi dairelerince vergi mükellefiyetinin sona erdiğine ilişkin yapılacak bildirimlerde bu süre vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere vergi mükellefinin işi bırakma işlemlerinin vergi dairelerince tekemmül ettirildiği tarihten başlar.”

MADDE 29- 5510 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde,” ibaresi “sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde,” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 30- 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent ile aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş ve dördüncü fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“i) Bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki sürelere ilişkin olmak üzere, 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,”

“(i) bendi kapsamında borçlanılacak sürelere ilişkin genel sağlık sigortası primlerinin ödenmiş olması halinde, genel sağlık sigortası primi ödenmiş bu sürelere ilişkin borçlanma tutarı % 20 oranı üzerinden hesaplanır.”

“b) Birinci fıkranın (c) ve (ı) bentleri gereği borçlananlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendine, (i) bendine göre borçlananlar ise 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre,”

MADDE 31- 5510 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“Bu durumdaki sigortalıların aylıksız izinli oldukları süreler için prime esas kazanç alt sınırının altında olmamak kaydıyla aylıksız izne ayrıldıkları tarihteki prime esas kazançları üzerinden % 12 oranında genel sağlık sigortası primi işverenlerince ödenir. Ancak askerlik hizmeti nedeniyle aylıksız izne ayrılanların genel sağlık sigortası priminin ödenmesinde, bir yıllık süre sınırı uygulanmaz.”

MADDE 32- 5510 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “(b) bendi” ibaresi “(a) bendi”, beşinci fıkrasında yer alan “bu süreler” ibaresi “söz konusu süreler, bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü saklı olmak üzere” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 33- 5510 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “Sigortalının,” ibaresi “Birinci fıkra hükmü saklı olmak üzere sigortalının,” olarak, birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir. Bu fıkra hükümlerine göre ödeme talebinde bulunulduğu halde ait olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen primlerin ödenme hakkı düşer. 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır.”

MADDE 34- 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa göre üniversitelerde yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler, yükseköğrenimlerinin devam ettiği sürelerle sınırlı olarak birinci fıkranın (d) bendindeki ve 52 nci maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesindeki şartlar aranmaksızın, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının 30 günlük tutarı üzerinden kendilerince genel sağlık sigortası primi ödenmek suretiyle genel sağlık sigortalısı olurlar. Ancak bunlardan kamu idareleri, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar, kamu yararına faaliyet gösteren dernekler ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar tarafından tam burs sağlanan ve Yükseköğretim Kurulu tarafından ayrılan kontenjanlar dâhilinde yükseköğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler genel sağlık sigortalısı sayılmaz ve bunların sağlık giderleri 2547 sayılı Kanunun 46 ncı ve 47 nci maddeleri çerçevesinde üniversitelerin bütçelerine konulacak ödenekten karşılanır.

19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca avukatlık stajı yapmakta olanlardan bu Kanuna göre genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar staj süresi ile sınırlı olmak üzere genel sağlık sigortalısı sayılır. Bu şekilde genel sağlık sigortalısı sayılanların genel sağlık sigortası primleri Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının % 6'sıdır. Bu primler Türkiye Barolar Birliği tarafından ödenir.”

MADDE 35- 5510 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye beşinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“f) (g) bendinde sayılanlar; diğer bentlere göre genel sağlık sigortalısı olmadıkları veya diğer bentlere göre genel sağlık sigortasından yararlanma haklarının sona erdiği tarihten itibaren bu bent kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve Kurumca resen tescil edilirler.”

“60 ıncı maddenin yedinci fıkrası kapsamında sayılanlar yükseköğrenimlerinin başladığı tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve yükseköğrenimlerinin devam ettiği sürece genel sağlık sigortalılıkları devam eder. Bu kapsamdaki öğrenciler yüksek öğrenimlerinin başladığı tarihten itibaren bir ay içerisinde ilgili üniversitelerce genel sağlık sigortası giriş bildirgesiyle Kuruma bildirilir.

60 ıncı maddenin sekizinci fıkrası kapsamında sayılanlar avukatlık stajına başladıkları tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılırlar ve avukatlık stajları devam ettiği sürece genel sağlık sigortalılıkları devam eder. Bu kapsamdaki stajyerler, staja başladıkları tarihten itibaren bir ay içerisinde Türkiye Barolar Birliğince genel sağlık sigortası giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilir."

MADDE 36- 5510 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “acil haller” ibaresinden önce gelmek üzere “trafik kazası halleri,” ibaresi ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiş; dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “zorunlu sigortalılıklarından sonraki genel sağlık sigortalılıklarından dolayı prim borcu olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve aynı maddeye dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“d) 60 ıncı maddenin yedinci fıkrasına göre genel sağlık sigortalısı sayılanlar, (c) bendinde sayılan şartlarla birlikte, bir öğretim dönemine ilişkin genel sağlık sigortası primlerinin tamamını öğrenim gördükleri üniversitenin öğrenim dönemi başından itibaren bir ay içinde ödemeleri,”

“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların 4857 sayılı İş Kanununun 56 ncı ve 74 üncü maddeleri ile diğer iş kanunlarında ücretsiz izin sayılan süreler haricinde ayrıca bir takvim yılı içerisinde toplam bir ayı aşmayan ve işverenlerince belgelendirilen ücretsiz izin sürelerinde genel sağlık sigortalılıkları devam eder.”

MADDE 37- 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (k) bendi eklenmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “(d) ve (g) bentlerinde” ibaresi “(d) bendinde” şeklinde, aynı fıkrada yer alan “Ancak, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılmak için müracaat etmekle birlikte,” ibaresi “60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“k) Meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler ve 2547 sayılı Kanunun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar ile kursiyerlerin prime esas günlük kazançlarının hesaplanmasında prime esas günlük kazanç alt sınırı dikkate alınır. Aday çırak, çırak ve meslekî eğitim gören öğrencilerin prime esas kazançları ilgili kanunlarında öngörüldüğü şekilde belirlenir.”

“Şu kadar ki, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılanlar için gelir testleri Kurumca sonuçlandırılıncaya kadar 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı prime esas asgari kazanç tutarı olarak esas alınır. Ancak gelir testi sonucu, aile içindeki gelirleri asgari ücretin altında kalan genel sağlık sigortalılarının bu sürelerde gelir testi sonucuna göre ödemeleri gereken tutarların üzerinde yaptıkları ödemeler herhangi bir faiz uygulanmaksızın iade veya mahsup edilir.”

MADDE 38- 5510 sayılı Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde, (ı) bendinde yer alan “Bu fıkra hükümleri Kamu idareleri işyerleri ile bu Kanuna göre sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.” cümlesi “Bu bent hükümleri; 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri ile 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ile 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerleri, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında uygulanmaz.” şeklinde, aynı bentte yer alan “Bu fıkrayla düzenlenen destek unsurundan diğer ilgili mevzuat uyarınca ayrıca yararlanmakta olan işverenler aynı dönem için ve mükerrer olarak bu destek unsurundan yararlanamaz. Bu durumda, işverenlerin tercihleri dikkate alınmak suretiyle uygulama, destek unsurlarından sadece biriyle sınırlı olarak yapılır.” cümleleri “Bu fıkra ve diğer ilgili mevzuatla sağlanan sigorta prim desteklerinin aynı dönem için birlikte uygulanması halinde, bu destek öncelikle uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.

“d) 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenler için prim oranı, prime esas kazançlarının % 6’sıdır. Bu prim oranının % 1’i kısa vadeli sigorta kolları, % 5’i genel sağlık sigortası primidir. Aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde belirtilen kursiyerler için prim oranı, prime esas kazançlarının % 13,5’idir. Bu prim oranının % 1’i kısa vadeli sigorta kolları, % 12,5’i genel sağlık sigortası primidir.”

MADDE 39- 5510 sayılı Kanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise 16 yaşından büyük sigortalıların günlük kazanç alt sınırının 6,5 katıdır.”

MADDE 40- 5510 sayılı Kanunun 86 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi “Kurumca belirlenen işyerlerinde bu şart aranmaz.” şeklinde değiştirilmiş ve altıncı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 41- 5510 sayılı Kanunun 87 nci maddesinin (e) bendinde yer alan “zorunlu” ibareleri madde metninden çıkarılmıştır.

MADDE 42- 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak, kamu idaresine ait işyerinde çalıştırılan sigortalıların iş sözleşmesinin askıda olduğu sürede 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine tabi çalışmaları ya da isteğe bağlı sigortalı olmaları halinde bu sigortalılar için belirtilen şekilde çalıştıkları veya isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödedikleri sürelerle sınırlı olarak ilgili kamu idaresinden genel sağlık sigortası primi alınmaz.”

MADDE 43- 5510 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesinin altıncı fıkrasının ilk cümlesinde geçen “daha önce başlayıp devam eden nakdi olmayanlar” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından proje ve faaliyetleri karşılığında kamu kurum ve kuruluşlarına sağlananlar” ibaresi ve aynı fıkranın birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Devlet yardımı, teşvik ve desteklerden; işverenlerin muaccel prim ve idari para cezası borçları kesilip Kuruma aktarıldıktan sonra, varsa kalan kısmı üzerinden yararlanılabilir.”

MADDE 44- 5510 sayılı Kanunun 96 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan “üç ay” ibaresi “yirmidört ay” ve “üç aylık” ibaresi “yirmidört aylık” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 45- 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan “ve 86 ncı maddesinin altıncı fıkrasında” ibaresi madde metninden çıkarılmış, (i) bendinin sonuna aşağıdaki cümle ve (k) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (l) bendi eklenmiştir.

“Ancak 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100 üncü maddeye istinaden Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması halinde sigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri, hiç yapılmaması halinde ise sigortalı başına aylık asgari ücretin yarısı tutarında idari para cezası uygulanır.”

“l) Ek 6 ncı maddesine göre yapılması gereken bildirim veya kontrol yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, her bir fiil için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır.”

MADDE 46- 5510 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan “ve 33 üncü” ibaresi “, 33 üncü ve 35 inci” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 47- 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinin onyedinci fıkrasında yer alan “altı ay içerisinde” ibaresi “30/6/2011 tarihine kadar” şeklinde ve “iki yıl içinde” ibaresi “31/12/2014 tarihine kadar” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 48- 5510 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilen 1/10/2008 tarihinden önceki yurt dışı borçlanma sürelerine göre tespit edilen basamaklar, 2008 yılı Eylül ayında yürürlükte bulunan gelir tablosunda, 41 inci maddenin beşinci fıkrası hükmüne göre belirlenen prime esas aylık kazanca yakın gelire karşılık gelen basamağı geçemez.”

MADDE 49- 5510 sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “üç yıl içinde” ve beşinci fıkrasında yer alan “en geç iki yıl içinde” ibareleri “1/1/2012 tarihine kadar” şeklinde, beşinci fıkrasında yer alan “iki yıllık süreye” ibaresi “bu süreye” şeklinde, sekizinci fıkrasında yer alan “Ancak durumlarında değişiklik olduğunda sağlık hizmetlerinden yararlanma koşulları bu Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenir.” cümlesinden sonra gelmek üzere “Kız çocuklarının durum değişikliklerinin ortadan kalkması halinde, bu kişiler tekrar ilgili kanunlarına göre bakmakla yükümlü olunan kişi sayılır.” cümlesi eklenmiş, onuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi sigortalılar ile bunların bu Kanuna göre bakmakla yükümlü oldukları kimseler, genel sağlık sigortası hükümlerine göre sağlanan sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanma hakkına sahiptir.”

“4857 sayılı İş Kanununun 13 üncü ve 14 üncü maddelerine göre kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışanlar ile bu Kanuna göre ev hizmetlerinde ay içerisinde 30 günden az çalışan sigortalıların eksik günlerine ait genel sağlık sigortası primlerini 30 güne tamamlama yükümlülüğü 1/1/2012 tarihinde başlar.”

MADDE 50- 5510 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce,” ibaresi ile “bu maddenin yürürlük tarihinden sonra aynı şartlarla bu işleri yaptıkları,” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve “yapmakta olanların” ibaresi “yaptıkları” şeklinde ve geçici 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 19- 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre aylık almakta olanlarla 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaları nedeniyle geçici 2 nci maddeye göre aylık bağlanacaklara aylık bağlamaya esas tüm hizmetleri süresince on yıl süreyle hastalık sigortası veya sağlık sigortası veya genel sağlık sigortası primi ödememiş olanlardan, hastalık sigortası, sağlık sigortası ve genel sağlık sigortası primi kesilmiş olan süreler düşülmek kaydıyla, aylıklarının % 10’u oranında ve 10 yılı tamamlayacak süreyle genel sağlık sigortası primi kesilir. Ancak, bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılan kesintiler iade edilmez.”
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst